Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ada, adası, atatürkün, diyap

Atatürkün Ağası '' Diyap Ağa ''

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Ağası '' Diyap Ağa ''



Yaptığım araştırmada çok duygulandım ilk önce bunu belirtmek istiyorum bir ağanın o yıllarda Atatürk ile dostluğu desteği vatanına bağlılığı meclise çıkıp isyan etmesi günümüze kadar uzanan bir olayı ogün farkedip yaraya o günden parmak basması gibi olayları ile efsane olan Diyap Ağanın hikayesini biografi şeklinde sizlere anlatmaya çalışıcam






Kimdir DİYAP AĞA?


1831 yılında Çemişkezek’e bağlı Eğerek nahiyesinde doğmuş, mensup olduğu Ferhat Uşağı aşiretine reislik etmiş, Sultan Abdülhamit’in fermanı ile de Dergah-ı Ali Kapıcıbaşılığı rütbesini almıştır Bir müddet Nahiye Müdürlüğü ve Mahkeme Azalığı görevlerinde de bulunmuştur

Kurtuluş Savaşına nasıl katıldığını ve Atatürk’le yollarının nasıl kesiştiğini isterseniz kendi ağzından okuyalım:

“Gavur Anadolu’yu sardı Hepimizi bir düşünce aldı Din ve diyanet, ırz ve namus, Türklük tehlikeye düştü İşittik ki Erzurum taraflarında cankurtaran bir Paşa çıkmış Meclis kuracakmış Onu hep gözledik Öğrendim ki bu Paşa’nın adı Mustafa Kemal imiş Onun büyük yüzünü görmeye can attım Fakat o zaman olmadı Erzurum’dan sonra Sivas’a, oradan da Ankara’ya gelmiş Tam bu arada bizden iki Mebus istedi Herkes korktu, ihtiyar halimle vatanı kurtaranların yanına koşmayı, hatta başımı bile vermeyi göze aldım Bana “gitme, ölürsün” dediler Zaten herkes mahvoluyor, varam, gidem, onlara ulaşam, hep beraber ölek dedim”(Enver Behnan, “İlk Millet Meclisinin Yüz Yaşındaki Mebusu Anlatıyor” Yeni Gün Gazetesi, 27 Temmuz 1931)

Görüldüğü üzere Türklük tehlikeye düştüğü için Kurtuluş Savaşına katıldım diyen koca Kürt Aşiret Reisi Diyap Ağa ne bir protokolden, ne de özerklik vaadinden bahsediyor Üstelik Diyap Ağa tüm bunları Cumhuriyet’in ilanından 8, Şeyh Sait isyanından 6, Ağrı isyanından 1 yıl sonra, 1931 yılında söylüyor

Ayrıca Lozan Konferansı sırasında söylenenlere kızarak kürsüye çıkıyor ve şunları söylüyor:

“Aha bizim memleket ahalisi Kürtmüş, orada bir Kürt Hükümeti kuracaklarmış, bunu duyunca kızdım, kürsüye çıkıverdim Dedim ki, (…) gerek Şafii, gerek Hanbeli, gerekse Hanefi hepimizin kıblesi birdir Meclisimiz, kulübümüz, dinimiz, milletimiz birdir Biz Kürt değil, biz Türk’üz Şimdiden sonra mı ayrı bir din, ayrı bir millet olacağız

Evet, bir tarafta Ulus olma yolunda tek bir Milletiz diyen onurlu ve şerefli bir Kürt Aşiret Reisi, diğer tarafta sizler “Ne Mutlu Türküm Diyene” derseniz, birileri de kalkar “Ne Mutlu Kürdüm Diyene” der diyen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı

Biz etnik kimliği şeref, farklılıkları zenginlik sayan bir tarihi anlayıştan geliyoruz Onun içindir ki, anayasamızın 66 maddesinde “Türk Devletine Vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” diye yazılmıştır

Diyap Ağa röpartajı ;

Diyap Ağa’nın yıllardır gizlenen röportajını yayınlıyoruz :

Bizim memleket ahalisi Kürtmüş, orada bir Kürt Hükümeti kuracaklarmış,
bunu duyunca kızdım
Biz Kürt değiliz, biz Türk’üz
Türklük tehlikeye düştü Kurtuluş Savaşı’na katıldım
Allah Büyük Gazi’ye çok ömür versin, kıymetini bilelim
Millet Meclisi’nin ilk azalarından Diyap Ağa’ya Karaoğlan’da rast geldim Felaket ve zafer günlerinin bu bir hatırası olan bu aksakallı ihtiyara yaklaştım Selam verdim ve kendimi tanıttım Ertesi günü Natbantoğlu Hıfzı Bey’le beraber misafir kaldığı Kayseri Oteli’ne gittik
Otelin avlusunda bu tarihi şahsiyetle karşı karşıya idik İri ak kaşlarını kaldırdı, mavi gözlerini gözlerime dikti:
— Oğul sen beni nereden tanıyorsun? dedi
— Birinci Millet Meclisi’nde Dersim Mebusu idiniz, sizi o zaman tanımıştım
— Aha! Unutmamışsın
— Memleketin kurtuluşuna koşanlar hiç unutulur mu? dedim sonra ilave etti:
— Benden ne soracaksın?
— Nasıl mebus olduğunuzu Birinci Millet Meclisi’nde neler gördüğünüzü ve hayatınızı soracağım!
— Sor ki, söyleyem
Sordum, şunları anlattı:
Diyap Ağa bugün bir asrı idrak etmiştir, yani tam yüz yaşındadır İkinci Mahmut zamanında doğmuş ve Türkiye’de ilk gazete ile hemtevellüttür









Enver Behnan’ın Diyap Ağa’yla röportajı 27 Temmuz 1931 tarihli Yeni Gün gazetesinde yayınlanmış


1831 tarihinde dünyaya gelmiştir Doğduğu yer Çemişkezek kazasının Eğerek karyesidir Babasının adı Seyyit Han, dedesi Kahraman Ağa’dır Mensup olduğu aşiret Ferhat uşağıdır Hayatını Dersim’in Balıkkayalı Dağlarında atlı olarak geçirmiş Ferhat Uşağa reis olmuştur Üç yüz adamı ile dağdan dağa koşmuş, tam bir Türkmen hayatı yaşamıştır Birçok mücadelelerle girmiş olan bu efsanevi dağ adamı, bin bir ölüm tehlikesi geçirdikten sonra, Sultan Abdülhamit’in fermanı ile de Dergâhı âli Kapıcıbaşılığı rütbesini almıştır Dersim havalisinde teşkilat yapmağa gelen altı Ermeni komitacısını yakalamış ve bunların ellerini ayaklarını bağlayarak Yıldız Sarayı’na yollamıştır

Bundan sonra bir müddet Nahiye Müdürlüğü ve Mahkeme azalığında bulunmuştur Sekiz defa evlenmiş, on beşe yakın çocuğu olmuştur Hiçbiri sağ değildir Bunlar arasında eceli ile ölen yoktur

— Ağam okumak yazmak bilir misin?
— Mebus olanda bilmezdim Allah, Büyük Gazi’ye ömür versin Yeni harfleri öğrendim
— Nasıl Mebus çıktınız?
— Gâvur Anadolu’yu sardı: Hepimizi bir düşünce aldı Din ve diyanet ırz ve namus Türklük tehlikeye düştü İşittik ki Erzurum taraflarında can kurtaran bir Paşa çıkmış Meclis kuracakmış Onu hep gözledik Öğrendim ki bu Paşa’nın adı Mustafa Kemal imiş Onun büyük yüzünü görmeğe can attım Fakat o zaman olmadı Sonra Sivas’a oradan da Ankara’ya gelmiş

Bu zaman bizden iki mebus istedi Herkes korktu, ihtiyar halimle vatanı kurtaranların yanına koşmayı, hatta başımı bile vermeyi göze aldım
Bana “gitme ölürsün” dediler “Zaten herkes mahvoluyor, varam, gidem, onlara ulaşam, hep beraber ölek” dedim
Benimle mebus seçilen Ayas Uşağı aşiretinden Zeynozade Mustafa Ağa korktu, gelmedi Ben yanımda bir uşağım, atlara atladık, Elâziz’e geldim Elâziz’de bana harcırah verdiler Oradan bir yaylı araba tuttum Malatya, Sivas, Kayseri yolu ile on sekiz günde Ankara’ya vardım

— Nerede kaldınız?
— Taşhan’da bir müddet kaldım, sonra Hacı Bayram’da bir ev tuttum
— Kaç senesinde geldin?
— 1336 senesinde geldim
— İlk defa Meclis’e nasıl girdin?
— Dersim’den tanıdığım Hasan Hayri Bey vardı Beni Meclise o götürdü Kapıdan içeri girince yüreğime bir şevk geldi Gözüm yaşardı Burasını mektebe benzettim, kara kara sıralar vardı Bir sıranın bir köşesine ben de çöktüm Biraz sonra Hasan Hayri Bey, beni dışarı çıkardı Bir odaya götürdü
— Odada kimler vardı?
— Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa, Kâzım Paşa vardı Gazi Paşa ile birbirimizin elini tuttuk “Safa geldin Ağa” dedi Beni Paşalarla tanıştırdı Yanında oturdum O dakikada Paşa’ya gönlüm ısınıverdı Gözümü, gözlerinden ayırmadım Bu büyük adamla cenge değil, bastonuma dayana dayana ölüme bile giderdim
— Hiç Millet Meclisi kürsüsüne çıktın mı?
— İki kere çıktım Bir sene geçmişti Daha Mustafa Ağa gelmemişti Meclis’te onun lafını ediyorlardı Anladım ki Mebusluktan çıkaracaklar Kürsüye geldim Konuşanlar bile sustu Herkes bana şaştı Diyeceğimi bekliyorlardı Dedim ki: “Mustafa Ağa’ya telgraf vurdum, yan gelir, yan gelmez, ola ki gele” Hep bir ağızdan bağrıştılar, el çırptılar
— Başka yok mu?
— Bir kere de Lozan Konferansı sırasında kürsüye çıktım Aha bizim memleket ahalisi Kürtmüş, orada bir Kürt Hükümeti kuracaklarmış, bunu duyunca kızdım kürsüye çıkıverdim Gene sustular: “Lâilaheillâh Muhammedürresullâllah” dedim “Gerek Şafiî, gerek Hambelî, gerek Hanefî hepimizin kıblesi birdir Meclisimiz, kulübümüz, dinimiz, milletimiz birdir Biz Kürt değil, biz Türk’üz Hepiniz Lâilaheillâh demişsiniz Şimden sonra mı, ayrı bir din, ayrı bir millet olacağız” dedim Gene el çırptılar, İsmet Paşa ayakta kürsünün yanına gelmiş, sakalımın dibine yaklaşmıştı O da coştu, o da el vurdu
— Ağam o zamanlar, sizin bir ecnebi kadına aşık olduğunuzu söylemişlerdi?
— Aha canım! Ben Meclis’te büzülmüş otururdum Yukarıya bir gâvur karısı gelmiş, beni görmüş sormuş: Meclis dağıldı, dışarı çıkıyordum Kara Bekir kolumdan tuttu beni riyaset odasına götürdü Hep Paşalar ayakta idiler, aralarında güzel bir kadın gördüm Paşa Hazretleri dedi ki:
— Ağa bu kadın seni sevmiş! dedi
— Kadın elimi tuttu Ben de yüzüne bakarak şu beyti söyledim:
Sev seni seveni hâk ile yeksan etse de
Sevme seni sevmeyeni Mısır’a sultan etse de
Hep gülüştüler Kadın resmimi istedi: “yarın gel yan yana bir resim çıkarak” dedim Bir daha görünmedi
— Ağa kanunları nasıl yapıyordunuz?
— Kanun yapmak, tıpkı yayıkta yağ yapmağa benziyor Çalkalıyorduk, çalkalıyorduk Yayıktan yağ çıkar gibi kanun da çalkalana çalkalana çıkıyordu
— Bir zaman seyahate çıkmıştınız?
— Evet Bir gün Meclisin kapısı önünde idik Gazi Paşa Hazretlerine dedim ki: “Allah düzenimizi bozmasın, şanımızı arttırsın, kılıcımızı keskin, talihimizi açık etsin” dedim Bunu dediğim zaman gözümden yaş aktı Paşa Hazretleri, beni kolumdan tutarak otomobiline aldı

Beraberce Eskişehir’e seyahat ettik Allah Büyük Gazi’ye çok ömür versin, çok büyük bir adamdır Kıymetini bilelim, ne diyem, bana çok şefkat ve muhabbet gösterdi Allah da onun sevenini çok etsin Bizim Meclisimizde bir duamız bir de arkadaşlara iman vermemizden başka bir gayretimiz olmadı
— Ankara’yı nasıl buldunuz?
— Cennet olmuş, şaştım kaldım Tanınmaz bir hale gelmiş Çalışanların gayreti var olsun
— 12 sene sonra bu seyahatiniz ne içindir?
— Gazi Hazretlerini ziyarete geldim
— Arzunuz nedir?
— Hey oğul, ihtiyarlıktan çalışamıyorum Memlekete çok hizmet ettim Son ömrümde devletimden ve milletimden bir tekaütlük maaşım almağa geldim Bu işim de olursa mesut olarak memleketime döneceğim!

Son olarak ;

http://galeriuludagsozlukcom/r/diyap-a%C4%9Fa-55054/


Kurtuluş savaşımızda istanbul'daki safkan hainlere tokat gibi bir cevap olan, bugün bizim önderimiz apo'dur diyen veletlere tokat gibi türk milliyetçiliğini vuran bir kürt aşiret reisi


ps: Alıntı değildirKısacık bir araştırmalar sonucu derlenip düzenlenmişdir
Kaynaklarım : google, ekşi sözlük , uludağ sözlük , ntv haber
Perinçek Kara Fatma’yı nasıl Kürt yaptı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.