Prof. Dr. Sinsi
|
Allah(C.C) Yi Tanimak..
ALLAH'I TANIMAK
Esselâmü aleyküm ve rahmetullah! 
Siz kardeşlerimden yine bir ricam olacak:
Namazlarımızda acele etmeye hiç lüzum yok! Elhamdü lillâh, biz asker evlatlarıyız Zamanında aylarca, belki yıllarca siperlerde saklanan adamlarız Öyle beş-on dakika camide durunca, "Yoruldum, sıkıldım, bunaldım  " diyerekten kaçmağa lüzum yok! Vebali pek büyük 
Bazı kardeşler namazlarını ağır kılıyorlar Bazısı da geç kalmış oluyor Onun önünden geçmenin vebalini bilse insan, senelerce orda durur da geçemez  
İkinci bir şık: Bizim önümüzden geçmek isteyen bir kimseye, bizim mâni olmamız lâzım!
--Namazdayım, olur mu?
Pekâlâ olur Evvelâ şöyle elini uzatırsın, "Ben namazdayım, geçme önümden!" demek istersin Ondan anlamıyor geçiyor; bir tane de tokat patlatırsın, döndürürsün onu 
Önünden geçirmemek lâzım! Bu ne kadar mühim  Hem geçmeyeceksin, hem de geçirmeyeceksin "Geçerse geçsin, vebali onun; bana ne?" diyemezsin Önümüzden geçirmeyeceğiz namazda  O da öğrensin, namaz kılanın önünden geçmenin ne büyük vebal olduğunu  
(Rıdallàh, fî rıdal-vâlideyn ) "Bu büyük bir ders  Allah-u Teàlâ'nın rızası, ana-babanın rızasına bağlıdır Ana-baba oğlundan hoşnud olmadıkça, Allahu Teàlâ'nın o kulundan hoşnud olacağı mümkün değil  Onun için buna çok dikkatlerinizi rica ederim
İkincisi: Evlâdı dünyaya getirdik, evlâdımız var, elhamdü lillâh; büyük bir nimettir Bu nimete şükren her babanın yapacağı ilk vazife, çocuğuna bir akîka kurbanı kesmesidir Niçin? Ne büyük devlet ki, sana Cenâb-ı Hak ileride ismini anacak bir evlâd lütfetmiştir Sağlam, aklı yerinde, vücudu yerinde  Ya gözü kör olsaydı, ne yapardık? Ama, Cenâb-ı Hak çok güzel bir evlad ihsan etmiştir O evlâda mükâfâten vaktimiz varsa, ona --erkek evlada iki tane-- kurban keserek, ziyafetler yaparız Sevincimizden, Allah bana bunu lütfetti diyerekten  
Fakat, bu lütfettiği evladı, bu dünya âlemine getiririz de, dünya âleminin içerisinde, ma'lûmdur ki ne kadar zorluklar, felâketler olduğu gözümüzün önünde  Şimdi burda iki tane yol var; birisi cennete gider, birisi de cehenneme gider Çocuk geldi, bu iki yolun ağzına  Sen bu çocuğu hangi yola sevkedeceksin? Sen kendin cennetlik dahi olsan, evlâdının da cennete gitmesini istemezsen, öyle babalık olmaz! Evladının da cennete gitmesini istersin
Ama bugün gayemiz; onu okutalım, dünyasını bilsin, refaha kavuşsun Bu zayıf bir nokta  Rezzak, Allah'dır bir kere  İkincisi tahsil lâzımdır, fakat iki tane tahsil var Birisi dünyaya ait, birisi de âhirete aittir Dünya tahsilini yapıp da, âhiret tahsilini yapmaktan mahrum olan insanların hali, bugün gözümüzün önündedir Söylemeye lüzum yoktur Binâen aleyh, evlâdımıza dünyayı öğrettiğimiz kadar, âhireti de öğretmekliğimiz, Allah'ı tanıtmaklığımız lâzım! Ahiret mes'uliyetini ona duyurmaklığımız lâzım!
Bu varlığa bizi gönderen Allah, bize göz vermiş Bu gözümüzle bakarız ki, bu kâinat kimindir? İnsan bir eser görür de sormaz mı, "Bu eser kimin eseridir?" diyerekten? Elbette soracak 
--Kimin eseri?
--Filânın eseri  
--E, bu koskoca eser kimin eseri?
--Sahipsiz bu, tabiatın eseri 
Tabiatın eseri dersek bütün eserlerin de tabiatın olması lâzım Şimdi, gökte uçan tayyarelere, o gökte duran Rus ve Amerikan füzelerine de tabiatın eseridir dersek, ne dersiniz bana? Hepinizin diyeceği:
"--Hoca Efendi, ne yapıyorsun sen, şaşırdın mı? O filânların eserleri, bak ilimleri sayesinde bugün gökte duruyorlar "
İnsan eseri duruyor da, ona sahip buluyorsun da, bu koskoca kâinata bir sahip bulamıyorsun, olur mu hiç? İnsan bir kere kendini düşünse kâfi  
İki cihan serverinin bir halini duyurmak isteyeceğim Kasîde-i Bür'e var ya, o Muhammed Busırî Hazretleri'nindir Bu kasidesinde şöyle der:
Zalemtü sünnete men ehyaz-zalâme ilâ,
Enişteket kademâhüd-durra min verami
O Cenâb-ı Peygamber SAS, dünya nimetlerine iltifat etmediği gibi, âhiret nimetlerinin büyüklüğünü bize duyurmak için, geceleri sabahlara kadar ayakta durur, Allah-u Teàlâ'ya tazarrù ve niyaz ederdi O sebepten mübarek ayakları şişerdi  Kaside-i Bür'e sahibi diyor ki:
"--Ben kendime zulmettim "
"--Neden zulmettin yahu? "
"--O Peygamber-i ahir zamanın sünnetine uyamadım da ondan zulmettim " diyor
Allah'ın emirlerine uymayanlar, Peygamber SAS'in emirlerine uymayan insanlar öyle bir zalimdir ki; o zalimin zulmü, o adamları asan Haccac-ı Zàlim'in zulmünden daha beterdir O zulmetmiş, böyle zulmedenler çok Asıl insanın zulmü kendi nefsine 
Kendine zulmediyor Gece sabahlara kadar uyuyor Gece sabahlara kadar muhabbetlerle vaktini geçiriyor, ibadet-taatten mahrum O gece ibadetinin lezzetini bilemiyor Halbuki, gece ibadetine yüz bin sevap var  Hani Mekke'de bire yüzbin sevap var; bizim de gece ibadetimize yüz bin sevap var Ama heyhat! Hangimiz kalkacak da, gece namazlarını kılacak? Çünkü, konuşmaktan geceleri yorgun hale geldiğimiz için, kalkmağa tâkatimiz de kalmıyor
Onun için aziz kardeş, eğer sen cennete girmek istiyorsan, çocuklarının da cennete girmesini istiyorsan, Allah ve Rasûlü'nün yolundan ayrılma! Çocuklarını da o yoldan ayırma! Çocuklarına Allah'ı tanıt!
Allah'ı tanıtmak için, tanımak lâzım ki tanıtsın Allah'ı tanımayan insan çocuklarına nasıl tanıtsın?
Dün bir baba geldi Yaşlı bir adam, hasta olmuş
"--Bana okuyuverir misin hoca efendi?" dedi
"--Hay hay, neyin var kardeşim?" dedim
"--Şu var, bu var  " dedi
"--Ayetel-Kürsi'yi oku kardeşim!" dedim
"--Bilmiyorum " dedi
"--Namaz kılıyor musun? " dedim
"--Kılıyorum " dedi
Namaz kılan bir müslüman bile Ayetel-Kürsi'yi bilmezse, o müslümanın hali ne olur acaba? O kimse çocuğuna ne kadar baba olabilir? Gayesi, çocuğuna dünyayı öğretsin Bir evlâd dünyaya getirsin de, sonu ne olursa olsun  Bu mudur gayemiz? 
Onun için:
(Fedhulî fî ibâdî Vedhulî cennetî ) Evvelâ iyi kulların arasına girmek, salih kulların arasına girmek; onlardan ders alabilmek, onların yolunu kendisine yol edinebilmek lâzım! O yola girmeyen insanın, cennete girmesi de şâyân-ı hayrettir yâni 
Onun için, Bursalı İsmail Hakkı der ki:
"--Cennet ikidir: Birisi dünyada, birisi de ahirette  Dünyadaki cennetler sàlihlerin, àriflerin bulunduğu meclislerdir O meclislere vaktiyle girmeyen insanların, ahiretteki cennete girmeleri muhaldir "
Onun için, Esmâ-i Hüsnâ'yı bellemek lâzım! Kur'an'ı bellemek lâzım! Kur'an'ı bilmeyen insan, nasıl bildirsin çocuğuna Allah'ı? Çünkü bize Allah'ı Kur'an tanıtıyor Allah diyor ki:
"--Ben basîrim, görüyorum, görmediğim biç bir şey yok! (Semîun) İşitiyorum, işitmediğim hiç bir şey yok! " (Alîmün) Her şeyi biliyorum, hattâ içinizden geçenleri de biliyorum " diyor
Allah, böyle Allah  Onun için sen nerde olursan ol;
(İkra' kitâbek) "Oku kitabını!" dedikleri vakitte, kitabına yazılan her şeyi Allah görmekte ve bilmekte  Onun için, kitabına kötü şeyleri yazdırma aziz kardeş! Kitabına iyi şeyleri yazdırarak, hasenatı kazanmağa çalış! Cennete götüren yol hasenatlardır, cehenneme götüren yol da seyyiatlardır Seyyiatlardan Allah bizi uzak eylesin  Hasenatları da bize nasib etsin  
Lâ ilâhe illallàhul-halîmül-kerîm  Sübhànallàhi rabbil-arşil-azîm  Elhamdü lillâhi rabbil-àlemîn  Nes'elüke mûcibâti rahmetike  Ve azàimi mağfiretike  Vel-ganîmete min külli birrin  Ves-selâmete min külli ismin  Lâ teda'lenâ zenben illâ gafarte  Ve lâ hemmen illâ ferracte  Ve lâ hàceten leke fihâ rıdan, illâ kadaytehâ yâ erhamer-râhimîn! Yâ erhamer-râhimîn! Yâ erhamer-râhimîn! İrhamnâ! 
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàh! 
NOT:Yazı bana ait değildir Mehmed Zahid Kotku tarafından yazılmıştır
|