Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
allah’i, arıyor, herşey

Herşey Allah’İ Arıyor

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Herşey Allah’İ Arıyor




Varlığın hakikatini kavramak, insanoğlunun daima merak konusu olmuştur


Sonsuz çeşitteki maddeyi, evreni, galaksileri hepsinden önemlisi bir su damlasından meydana gelen kendini gören insan, tüm bunlar neden varoldu, bu yaradılışın sebebi nedir, nasıl meydana geldi şeklindeki sorularına yüzyıllardır cevap aramaktadır


Alemlerin yaratıcısı Cenab–ı Hakk olması sebebiyle, yaradılışla ilgili sorular için kesin doğrulara ulaşmak da ancak, Allah’ın yaratılıştaki hikmetini kavramakla olabilir


“Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” (Zariyat: 56) ayeti kerimesi ve “Ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi murad ettim, mahlukatı yarattım” kudsi hadisinde de beyan edildiği gibi, Cenab–ı Vacibul Vücut, bu alemi, kendisini bilmesi, varlığını kabul ile tanıması maksadıyla yaratmıştır


Allah’ı tanıması muradıyla verilen eşya ve insan ise, Cenab–ı Hakk’ın tecellilerinden vücut bulmuştur ve alemin devamı bu tecellilerin devamına bağlıdır


Maddenin boyut kazanması için mutlak olan tecelli hareket demektir Kainat en küçük madde biriminden, en büyüğüne kadar bir hareketin eseridir Allah’ın tecellisidir Tecelli durduğu an madde yok olur Bilindiği gibi, maddenin yapı taşı olan atom, çekirdeğinin etrafında korkunç bir hızla dönen elektronlardan oluşmaktadır bu dönüş hızı o kadar fazladır ki, izledikleri yörüngede bir elektron duvarı oluştururlar Bizim madde olarak gördüğümüz şey, aslında idrak edemeyeceğimiz kadar hızlı dönen parçacıkların oluşturduğu bir görüntüdür Bu görüntü, hareketin görüntüsüdür Hareket ise tecelliden başka bir şey değildir


Elektronların tecelli sonucu meydana gelmeleri an’ı, anların ard arda oluşu zamanı, bu görünüşte mekanı meydana getirir


Yani tecelli durunca, zaman ve mekan da yok olacaktır


Allah’ın zat, sıfat ve esmasından hangisi ile bir tecelli olursa, madde ona göre vücut bulur, o teceli ile Rabb’ına ulaşır


Atomun elektronlarındaki korkunç hızla dönme de, aslında O’nu yaradana bir yöneliştir


Hz Mevlana’nın ifadesiyle, felek aleminin yüzmesi, alemin kendini yaradanı aramasıdır


Kürreden zerreye tüm mahlukat, tecellileriyle varolan ve devamı için her an ona muhtaç olduğu Rabb’ını arayış seferberliğidir


Sıfat ve esma tecellileri neticesi nebatat, hayvanlar alemi, galaksiler, yıldızlar, vs vücut bulur Zat sıfatının muhatabı ise Cenab–ı Hakk’ın yeryüzündeki halifem dediği insandır


İnsanın Allah’ı arayışı ve kavuşma isteği de bu sebeple çok daha fazladır Ve ancak kendi özünü, ruhunu tanıyarak Allah’a gidecek yolu bulabilir Peki insanın özü nedir?


Batıda Alex Crall’in nobel ödülüne layık görülen “insan bu meçhul” tezine karşın, İslam dünyasında insan meçhul değil, bilakis Cenab–ı Hakk’ın nefa–i ilahisini taşıyan O’nun en kıymetli varlığıdır


Manevi yönden kendini keşfeder, bu nefai ortaya çıkarırsa, özünü tanımış ve Rabb’ını tanımaya başlamış olacaktır Zira, ancak “Ben”in mahiyeti bilinirse, Allah bilinebilir Bu ise, aklın değil, kalbin vazifesidir


Cenab–ı Hakk’ı bilmek ancak kalp kulvarından olabilir Akılla, kitaplar okuyarak Allah’ın bilinmesi imkansızdır Bu sayede sadece Allah’ın ne olmadığı anlaşılabilir Rabbimizi tanımak ise kalbe olan tecellilerledir


Nasıl ayna, karşısındaki görüntüyü yansıtırsa, kalbimiz de Allah’ın tecellilerini yansıtan bir ayna gibidir Bu tecellilerle Allah kulunun kalbinde kendisini sever


Nurani tecellilerle de kul Rabb’ını tanır, O’nu sever, teklik hali olan aşkı yakalar ve bu aşkla Rabb’ına ulaşır


Cenab–ı Hakk’ın kendini sevdiği bir ayna olarak kalbin sağlanması ise ancak ibadetle mümkündür İbadetle nefsi kötü sıfatlardan temizlenen insanın kalbinde, ahlaki zemimenin vasıfları kalmaz Nefsi erir, kendi varlığından geçer, Allah’ın ahlakına bürünür


Bu sayede o kul artık, her an Rabb’ıyla beraberdir ve onun her hali ibadettir


Kalbi temizleyecek ve Allah’a vuslatı sağlayacak en kıymetli ibadet ise zikrullahtır Yani Allah’ı hiç unutmadan, her yerde ve her an O’nu anmaktır


Varlık alemi, her an Allah’ı zikir halindedir Tecellileriyle var olan mahlukatın, Allah’a ulaşma seferi bir zikirdir


İnsanları Allah’a taşıyan 2 yol olan nübüvvet yolu Resulullah (sav) ile sona ermiştir; velayet yolu ise Hz Ali’den günümüze onun vekilleri aracılığıyla halen devam etmektedir


Hz Ali’nin Resulullah’a, Allah’a ulaştıracak en kısa yolu sorduğunda, kendisine her an zikrin tavsiye edilmesi, kulun vuslatının zikirsiz olamayacağını göstermektedir


Biz de içinde bulunduğumuz bu mübarek günleri ibadetle geçirerek varlık sebebimiz olan Allah’ı tanımada vesileler aramaya çalışmayız

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.