08-03-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Allah Bizleri Niçin Yaratti?
ALLAH BİZLERİ NİÇİN YARATTI?
Biz insanlar, Allah’ın yarattığı en üst seviye varlıklarız Allahû Tealâ yaratılmış ne varsa, hepsini insan için yarattığını ifade ediyor:
45/CASİYE-13: Ve sahhare lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı cemîan minh(minhu), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn(yetefekkerûne)
Ve göklerde ve yerde olanların hepsini kendinden (bir lütuf olarak) size musahhar (emre amade) kıldı Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için mutlaka âyetler (ibretler) vardır
Yaşamış olduğumuz tüm kâinat biz insanlar için yaratılmış İnsan ise Allah için yaratılmıştır
2/BAKARA-156: Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn(râciûne)
Onlar ki; kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz (O’na ulaşmak ve teslim olmak için yaratıldık) ve muhakkak O’na döneceğiz (ulaşacağız) ” dediler
Bu suale dair bir cevabı, Allahû Tealâ Zariyat Suresinin 56 âyet-i kerimesinde ifade etmektedir:
51/ZARİYAT-56: Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya'budûn(ya'budûni)
Biz, insanları ve cinleri başka bir şey için değil; Bize, kul olsunlar diye yarattık
Biz insanlar, Allah’a kul olalım diye yaratılmışız Allah’a kul olmak! Allah’a kul olmak “mutluluk” demektir Bir insan Allah’a kul olmadıkça mutluluğu yaşayamaz Allah’ın kulu olmak şerefine eremeyen insanların hepsi tagutun yani insan ve cin şeytanların kullarıdır İnsan ve cin şeytanlara yani taguta kul olmaktan kurtulabilmek ancak Allah’a ulaşmayı dilemek suretiyle gerçekleşir Allahû Tealâ Zumer Suresinin 17 âyet-i kerimesinde şöyle buyuruyor:
39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ıbâd(ıbâdi)
Onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinab ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar) Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaşmayı dilediler) Onlara müjdeler vardır Öyleyse kullarımı müjdele!
Öyleyse Allah’a kul olmanın başlangıç noktası Allah’a ulaşmayı dilemektir Zumer Suresinin 17 âyet-i kerimesinde bütün sahâbenin Allah’a kul olmayı diledikleri ve diledikleri için de şeytana kul olmaktan kesin olarak kurtuldukları açıklık kazanmaktadır
Allah kul olmak, Allah’a ulaşmayı dilemeyen hiç kimse için mümkün değildir
Allah’a kul olmakla kulluk etmek aynı anlama gelmiyor Genel anlatım standartlarında eğer bir insan namaz kılıyorsa, oruç tutuyorsa, zekât veriyorsa, hacca gidiyorsa, kelime-i şahadet getiriyorsa bu kişi Allah’a kulluk ediyor Yani buradaki kulluk müessesesi ibadet ediyor, ibadetlerini yerine getiriyor anlamındadır
İbadet kelimesi de abd kelimesi de, abid kelimesi de hepsi aynı kökten gelir Abd, kul demektir Aynı kökten gelen “abid” kelimesi ibadet eden demektir İşte Türkçemizde “Allah’a kulluk etmek” olarak kazandırılan müessese, Allah’a ibadet etmektir
İslâm’ın 5 şartını kim yerine getiriyorsa o kişi abid olarak kabul edilir Aslında Allah’ın ölçülerine göre kabul edilmez O kişinin abid olmak için, Allah kul olmak için zikir de yapması lâzımdır Abid denilen kişiler, sünnetleri bıraktık bir kenara ama farzları mutlaka yerine getirenlerdir Farzların muhtevasına baktığımız zaman farzların arasında Allah’a ulaşmayı dilemek mevcut değildir
Şeytan öyle bir tuzak örmüş ki bu tuzaktan hiç kimsenin kurtulması mümkün değildir İşte insanlar bugün İslâm’ın 5 şartını yerine getiriyorlar ve de Allah’a bu suretle İslâm’ın 5 şartıyla ibadet ediyorlar Bugünkü dîn anlayışı onları abid standartlarına sokuyor Ama bu eksik bir ibadet türüdür Çünkü Allah’a ulaşmayı dilemeyi ve zikri ihtiva etmiyor İkisi de farzdır Allah’a ulaşmayı dilemek, kişiyi abid olmaktan çıkarıp abd olmak hüviyetine sokan bir şeydir Zikir ise abid olmanın temel faktörüdür; olmazsa olmaz şartıdır Allahû Tealâ Ankebut Suresinin 45 âyet-i kerimesinde buyuruyor ki:
29/ANKEBUT-45: Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne)
Kitaptan sana vahyedilen şeyi oku ve salatı ikâme et (namazı kıl) Muhakkak ki salat (namaz), fuhuştan ve münkerden nehyeder (men eder) Ve Allah’ı zikretmek mutlaka en büyüktür Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir
Namaz münkerden ve fuhuştan men eder Neden? Kişi namaz kıldığı sırada namazla meşguldür Namazla meşgulse hiç kimseye kötülük edemez, o noktada Ne münkeri hayatına karıştırır ne de fuhuşu O sırada kişi namaz adı verilen bir ibadetle meşguldür O ibadetle meşgul olduğu sürece o kişi münkerle ve fuhuşla uğraşmak imkânının sahibi değildir Çünkü namaz kılıyor, namazla meşgul
Öyleyse gerçekten namaz, münkerden ve fuhuştan men eder, namaz kılınan süre içersinde Ama âyet-i kerime şöyle bitiyor: “Ve le zikrullâhi ekber: Ama Allah’ı zikretmek en büyüktür ”
Allah’ı zikretmek en büyüktür
|
|
|