Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bunlar, içim, türban

Tüm Bunlar Türban İçim Mi?

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tüm Bunlar Türban İçim Mi?




Ne hazindir ki hala Müslüman’ım diyorum fakat hukukunu hiç bilmiyorum


Yıllarca sinemalarda seyrettiğim, çocukluğumda halime işlenen “malum hoca” portesini tesirinde kaldığımdan ne kadar babamla camiye bir şekliyle gitsem de hocalara ön yargılarımla baktım


Çünkü korkuyordum zira her türlü pisliğin mimarı olarak lanse ediliyorlardı Cenaze namazlarında, malum yağmur dualarında fırsatçı hocalarla zihinlerimiz bir şekliyle yönlendiriliyordu


Babam, annem ne kadar muvaffak olurlardı ki geçim derdinden

Kıt olan dini bilgilerinden, mukallit olan kimliklerinden, tahkike hasret meraklarından bazen de ne derler kaygısından


Asrilik! O kadar galebe çalmıştı ki fukaralık karşısında din asla iftiharla anılmamalıydı Sadece vicdani olarak, korkulursa niyaz edilerek, günahlar karşısında eh ne yapalım denilerek falan


Sanayi devriminin arzı cihan açılımları karşısında din ve adamları mahkûm edilmişti sinelerde Gericiliğin savunucuları olarak…


Aslında bir bakıma doğruydu yapılanlar tahrif edilmiş beyan karşısında din uluları saltanatı asla bırakmak istemiyorlardı


O karanlık zihniyete kim karşı olmazdı ki zavallılar haricinde!

Arza bir kurtuluş vesilesiyle elçilere inen tüm ilahi beyanlara ilk karşı çıkanlar din adamları “rahip ve hahamlar” olmuştur


Lakin yıllara sâri olarak bir karışıklık yaşanmaktaydı


Evrensel olan son beyan ve kitabı celil Kuran ve hükümleri benzer nakaratlarla, “Tanrılar” adına fetva vermeler hız kazanmıştı


Kuran; bir harfi dahi tahrif edilmemiş olan kelam…

Kuran; bizzat hayatın icraatıyla ilintili olan beyan…

Kuran; nizamlar içinde namütenahi olan bir ayan…

Kuran; anlaşılması için tüm koşulları sağlanan kitaptır…


Onun ayetleri karşısında bu kadar duyarsız kalmak ahmaklıktır

Bir tercihte bulunmak muhakkak ki senin hakkındır zira onun için mükâfat ve ceza vardır


Senin tenini bedenini teşhir etmene nasıl hoş görüyle bakılıyorsa, bu yönde ki tercih senin hakkınsa…

Birey olarak hakkını kullanmak isteyen, tercihini dini referanslara göre yönlendiren insanlara neden bu hak reva görülüyor


Canı bahşeden mükellef olan insana kendi canını katletme hakkını vermiş neticesinin ne olacağını göstererek Kesinlikle yasak diyerek, bir ümidin kalmayacağını bildirerek, hesaba davet ederek…


Laiklik tüm vatandaşların ortak paydalarıdır…

Asla bir dayatma olamaz, yurttaşlar onunla bireysel haklarından mahrum edilemezler


Her nefis nasıl ruhuyla anlamlıysa, o ruhu teslim eden kudretin karşısında insan denen beşer nasıl ukalalık yapıyorsa şaşıyorum


Her gün gözler önünde serilen cesetler, desiseler içinde ki hevesler, ilmi siyaset uğruna heba edilen hakikatler…


Kızımın, bacımın, anamın örtüsünü çok görecek kadar, onun için ödenen bedelleri bilmeyecek kadar, mahremin derdinden uzaklaşan birçok insan…


Çocukluğumsa müşahede ettiğim partizanlık yüzünden siyasi ortamları pek sevmem Çünkü hamasi duygular pik yapıyor


Yıllarca Ankara da ikamet ettiğim yıllarda çevrem ve arkadaşlarım sol fraksiyonu nefeslenerek yılmadan kurtuluş reçeteleri sunarlardı


Çoğu da gariban ailelerin çocuklarıydı Babaları ve anneleri çocuklarının fikirlerinden oldukça uzaklardı


Lakin bir hesap vardı


Nihayetinde bir parti iken siyaset adına hamaset selken neden birçok parti olmasın Nasıl olsa partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıydı


Neticede neler oldu…

Siyaset ve erbapları her türkü takiyyenin kurbanı oldu

Devlet bizzat onların elleriyle soyuldu


Millet sağduyuyla vicdanının sızısıyla yeniden tercih hakkının kullandı ve oy vererek belirlenen bir partiyi seçti

Neden…


Milletin evradının sorunlarını hukuk zemini içinde çözsünler diye…

Yapılanlar kimleri rahatsız ediyor… Siyasi rant için can çekiştirenler, yine vatandaşı kine ve isyana sevk edenler…


Aslına bakarsak ve anlamaya çalışırsak…

Birlikte yaşadığımız şu buhranlı günlerin, tesadüfü olmadığı kanaatindeyim


Tamamı ile bir maksada binaen olup plan, proje dâhilinde tertip edildiği gerçeğini artık görmemiz gerekmektedir


Sürekli siyasi kadroları suçlayarak, dışlayarak ve hatta küçümsemeyerek bir çıkış yolu bulmamız mümkün görünmemektedir


Milletimizin içinden gelen, sevgi ve saygıda öne çıkmış bulunan, iştigal etmiş olduğu iş sahasında, başarıyı yakalayan bu insanlar değimli?


Kendilerini kanıtlamış, ufku açık, istikbal vadeden, bir gösterim sahibi kişiler olduğunu unutmamalıyız


Beklentilerimizin tezahürlerini göremeyince, ne nefret etmemiz ve nede reddetmemiz gerekmektedir


Zira bu insanların güçlerinin yetmeyeceğini bilmeliyiz ve önümüze gelen her şeyi kabul etmemeliyiz


Kolayımıza geldiği için oy vererek seçmemeliyiz, bunların sadece sorgulama ve düşünme zemini hazırladığı gerçeğini kabul etmeliyiz


Avuntularımızdan hızla uzaklaşarak, asıl virüsün ne olduğunun tespitini geciktirmeden yapmalıyız


Ve gerektirdiğinde cerrahi müdahaleye hazır bulunarak, uygulama kararlılığını göstermeliyiz


İstikrarın ve güven ortamının sarsılması hakikatine gelir isek; özellikle,


Devletin devlet olma vasıflarını ihlal edenler ve erteleyenler, yasama, yürütme ve yargı adına maslahat gözeterek yönlendirme yapanlar…


Sosyal ve hukuk devleti olma yolundaki gayret ve çalışmaları engelleyerek…


Toplumun huzurunu ve potansiyelini, çıkarları doğrultusunda tahrip edenler…

Bu millete layık olmak ve hizmet etmek adına kim gelmiş ise önünü kesenleri unutmamalıyız


Bunların maksatlarının ne olduğunu usanmadan, yılmadan halkımıza anlatarak kamunun desteğini ve güvenini kazanmalıyız


Biliyoruz ki; bu eylemleri yapanların maksatları vatan ve millet menfaati adına değil, kendi grup ve çıkar ilişkisi içinde bulundukları illegaliteyedir


Bu insanların kendi davalarının gereklerini yapıyor olmaları bizler için bir utanç vesilesidir


Sıraladığımız bu sebep ve yozlaşmalara karşı bir duruşumuz olmadığından, kültür, vicdan, mantık, mana ve dava erozyonları, yıllarca süre geliyor ve hala devam ettiriliyor


Gruplar, cemiyetler, aileler, fertler feryadı figan etseler dahi, güçleri tükenip takatsiz kalıyorlar


Bu kadar menfi parçalama taktiği ile farklı hedefler gösteren malum mihraklar!


Milletin âli menfaatlerine taban tabana zıt olan eylemlerini, vatan, millet, bayrak ve İzemlerden dizinler sunarlar


Böylece halkı oyalayıp perişan ederek ve dolayısıyla bağışıklılık kazanan toplulukları diledikleri gibi yönlendirme yollarını seçiyorlar


Kendilerinin gösterdikleri hedefte olmayanları çok değişik kurallarla pasifise ediyor ve toplumun karşısına çıkartıp hedef gösteriyorlar


Mürteci, irtica veya vatan haini suçlamalarını yaparak etkisiz hale getiriyorlar


Milletin ve vatanın her türlü imkânlarını, kendilerinin lehlerinde tezahürlerini sağlayarak, taraftarlarını artırarak güvenliklerini teminat altına alıyorlar


İşte bizlere düşen, düşünmek ve millet adına milletvekillerini dahi kurtaracak çözümleri…


Yılmadan, yorulmadan, bıkmadan sükûnetle irdeleyip, birbirimizi dışlamadan dinlemeli ve severek saygıya, başarıya umutla kucak açmalıyız…

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.