Prof. Dr. Sinsi
|
Kadının Hası...
Her gün kim bilir kaç kadın görüyorum  Sokakta, vapurda, okulda, kuaförde,orda, burda  Ama olmuyor hanımlar, olmuyor! Kadınlar kadınlığı unutalı daha kaç on yıl oldu ki? Solaryuma girmeye, çıplak
gezmeye, kariyer hırsıyla yüzlerini buruşturmaya başlayalı kaç on yıl oldu?
Çevremde gördüğüm kadınlardan bazılarının birtakım özelliklerini seçtim
Bunlara, dizilerdeki, filmlerdeki, romanlardaki kadınların hoşuma giden
özelliklerini ekledim Gözlerimi kapadım, Osmanlı zamanından kalma, hani şu afet-i devran denen kadınları düşündüm O nasıl bir cazibedir ki, peçelerin ardından bile erkekleri aşık eder
Kadının güle benzemesi gerektiğine karar verdim sonunda Kadının hası güle benzer Rengiyle, kokusuyla, dikeniyle Açın televizyonu, bir tane gül görüyor musunuz?
Kadının hası  Kadının hası yumuşak başlı olmaz, ama ağırbaşlı ve sıcak olur Ağırbaşlılıktan kastım, sıkıcılık değil elbet Şımarıklığın da hakkını verir Ağırbaşlı tebessümleri olur bir de Kadın yüzü dediğin mahkeme duvarına benzemeyecek Bu tebessümler sevgidir Yumuşacık bir sevgi olur kadın yüreğinde Kim olursa olsun, ne yaşamış olursa olsun
Erkeğini dizine yatırıp saçlarını okşamayı bilir gerçek bir kadın
Kadının hası nerede, nasıl davranacağını bilir İnsanların içinde kapris
yapmaz, hır çıkarmaz; ama gerçek bir Osmanlı kadını gibi, adabıyla, raconuyla istediğini alır Dırdır etmez Çok konuşup, baskı yapıp erkeği bezdirmez Yüz göz olmaz kadının hası Bazen öyle bir bakar ki, hele bir de bazen öyle bir susar ki, bin tümceye bedeldir bu bakmalarla susmalar Bu kadın üzülmeyi de bilir, ağlamayı da, kızmayı da Ama
üzmemek lazım, ayrıca kızdırmaya da gelmez
Gerçek bir kadın ezik durmaz Kambur yürümez, dimdik durur Kendine saygısı, güveni vardır erkeğine can yoldaşı olur,destek olur, onu dinlemeyi bilir
Bazen utangaç olur, bazen ürkek Soğuktan ya da yalnızlıktan korkabilir kadın
Aptal olmaz gerçek bir kadın Bön bön bakmaz adamların suratına Hülyalı bakışları da olsa, zihni uyanık olur
Hüznü, gökten deli deli yağan yağmur gibi olur, saçlarından akar Neşesi ise öyle renkli, öyle dağınık; saçları savrulur Kahkahaları vardır bu kadının, çın çın eder odaların duvarlarında
Sesi güzel olur kadının, biraz buğulu  arada bir pencereye yaslar başını, sokağa dalıp gider, bir şarkı söyler Olgunluğuyla şaşırtır erkeği Bazen de öyle çocuk olur, öyle sağlam saçmalar ki, yine, yine şaşırtır onu
Sıkmaz kadın, bunaltmaz, yaşa yaşa bitmez Huzur verir varlığıyla
İçmesini de bilir kadının hası Bazı akşamlar anason kokulu tüter sofrasının sıcağı İçli bir türkü dinler bazen, üşür, sırtına hırkasını alır Konuşurken insanın yüzüne bakar kadın Kibirli olmaz
Kültürsüz olmaz Bomboş olmaz kafası Dünyanın, ülkenin olaylarını bilir, anlar, söyleyecek sözü vardır kişiliklidir Beceriklidir Tırnağı kırılınca üzülür, üzülür işte, profesör de olsa, sultan da olsa, boksör de olsa üzülür
Gerçek bir kadın hiçbir zaman reklam panolarındaki kızlara benzemez Etini teşhir etmez Fosforlu bir taş gibiliği yoktur onun, loş bir cazibesi vardır albenisi metrelerce öteden çarpar adamı Ne kadar örtüneceğini, ne kadar açılacağını, yerine ve zamanına göre bilir Gerçek bir kadın Paris podyumlarında yürüyen, 17 yüzyılın vebalı kadınları gibi mankenlere benzemez
Uzun saçları vardır kadının Yumuşak olur, güzel kokar Kadının hası saçlarını ne zaman toplayacağını, ne zaman salacağını bilir
Kadına yaraşmaz soğukluk Gerçek bir kadın göbek atmayı, gerdan kırmayı, iyi becerir; ama öyle her yerde masaların üstüne çıkıp oynamaz Havasında oldu mu, bir oynadı mı, herkes onu izler
Kadın korunmayı sever, ama korunmaya muhtaç olmaz Erkekler korumayı severler, ama yine de güçsüz, zavallı kadınlardan hoşlanmazlar Güçlü kadından ise çekinirler, ona yanaşamazlar Kadının hası bu dengeyi kurmayı bilir; gücünü erkeğin gözüne gözüne sokmaz
Has kadına naz da yakışır, kapris de Öyle tatlı, öyle kıvamlı naz eder ki, onun nazını erkek zevkle çeker
Gerçek bir kadın şiir gibi olur, mey gibi olur, ömür gibi olur
Alıntıdır
|