Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Şiir Cenneti

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
yar or sızım…

Yar/Sızım…

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yar/Sızım…





Koynumdaki keskin hüzünlerle,
Çok yakışıyorum ayrılık otobüslerine
Ne zaman gülsem ağzım yüzüm kan

Hüzün yüklü morglarım var benim, sol yanımda Ağrıyor
Düştü kelepçeli gözlerin, kırılan deli sözlerinin yanına
İçimden fersah fersah kaçışın iç denizine, sancım olur
Benim sancım İstanbul gibidir, biliyorsun…
Sayfalara sığmayacak kadar bitimsiz
Coğrafyamı bertaraf eden rüzgâr gibidir yâr …

Yar/sızım…

Susuzluğun en kesif sayhalarındayım…
Uzun seslenişlere dönüyor suskunluklarım…
Başını alıp gitmiş bir hikayenin peşinden koşarken,
düşürdüğüm sözcükleri dipnot düşüyorum eksik günceme…
Hangi kıvrımından tutunsam acıdan bükülmüş harflere;
Kırılgan İmâ’lar çatırdayarak saldırıyor sanki, içimdeki sancılara…
Uzun ve derin camkesiği çiziklerimden kanıyor,
anlamı morarmış güncemin önsözü …
İç içe geçmiş anlamların karmaşıklığında sıkışıyor, zamana direnen sevdam…

Zaman/sızım…

Kekeme yüreğim adını sayıklıyor habire
Adını şerh, yüzünü dipnot düştüm içime!
Ki yağmur sonrası toprak kokar adın
Hadi ifşa et de düşlerini gökyüzüne
İçsizliğine (h)içleneyim
Al işte;

(H)içim…

Koynuma doldurduğum insancıl cümlelerin dili sürçüyor…
Şizoid bir krizin,arsız ısrarıyla kaybediyorum benliğimi…
Öfkeli serzenişler çıkıyor demir kapılarımdan altından,hızla ve yanarak…
Savaşlardan bana kalan her şeyi,
diğerleri gibi takıp koluma;
Yürüyoruz duvardan duvara…
Dilime düşen birkaç tanıdık şarkının,
no(k)tası konulmamış satırlarını
kararlı “ES”lerle no(k)talıyorum…
Boğulmuş sesimle ,
Acı (K)ayıplar afişliyorum şehrimin duvarlarına…

(K)ayıbım…

Elimde belki çoktan unuttuğun iki fotoğrafın var
Hangisine baksam (d)üşüyorum yâr
Akrebin yelkovanı defalarca kez yakaladığı zamanlarda,
ben seni ezberimden silemiyorum
Susuyorum / üşüyorum / düşüyorum
Duyumsuyor musun? Soluklarıma sinen kokunu

Duyuyormusun …



Hapislik gibi atıştıran yağmurlarda,
yine hüzünlere gönüllü devriyelik yapıyor,
gece yürüyüşlerim…
Bahçemdeki sarı ışığın uzayan gölgesinde,
sessiz ve yasak yalnızlıklar büyütüyorum kalabalıklara…
Hüznün röntgenini çıkarıyorum bilmeden…
Hadi ! tut(un) bana güneşi ,lekelerim çıksın ortaya…
Ya da güneşe tut(un) beni…

Karanlıktayım…

Ölmeyi denedim kendime, ölemedim
Sana gelecek zamanlarda tükendim Artık gelemem
Ellerim (d)üşüyor
Nefesim tükeniyor Ne desem duyulmuyor

Sen duy beni ey yar…

Sessizliğin teninden soyamadım çığlıkları…
Bu yüzden deliyorum öfkemin ambargosunu…
Yine salıyorum yüreğimi,
ölümlü kavgaların şiddetli çarpışmalarına…
Yalana büyüyen bir çocuğu emziriyor zaman…
İnfazlar büyütüyor geçmişimin beşiğinde…

Sallanıyorum…



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.