Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
allah'in, ismi, yaratıcımız, yüce

Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi



ESMÂU'L HÜSNÂ HAKKINDA GENEL BİLGİ

Arapça'da "isim" kelimesinin çoğulu olan "esmâ" ile "güzel, en güzel" anlamındaki "hüsnâ" kelimelerinden oluşan "esmâu'l hüsnâ" terimi Kur'ân-ı Kerîm ve Hadis-i Şerîflerde Allah-ü Teala'ya nisbet edilen isimleri ifade eder Sadece Kur'ân'da geçen ilâhî isimler 100'den fazladır; muhtelif hadislerde Allah'a nisbet edilen başka isimler de mevcuttur Esmâu'l hüsnâ terkibinin, geniş anlamıyla bunların hepsini kapsamakla birlikte terim olarak daha çok doksan dokuz ismi içerdiği kabul edilir


Esmâu'l hüsnâ terkibinde yer alan hüsnâ kelimesi "güzel" mânasında sıfat veya "en güzel" anlamında ism-i tafdîl (üstünlük sıfatı) sayılmıştır Her iki halde de buradaki güzellik bir gerçeği vurgulamakta olup Allah'ın güzel olmayan bir isminden söz edilemeyeceği için mefhûm-i muhalifini hatıra getirmez İlâhî isimlerin güzellikle nitelendirilmesinin sebeplerini Ebû Bekir İbnü'l-Arabî şöyle sıralamaktadır:

1 Esmâu'l hüsnâ Allah hakkında yücelik ve aşkınlık ifade eder ve kullarda saygı hissi uyandırır

2 Zikir ve duada kullanılmaları halinde kabule vesile olur ve sevap kazandırır

3 Kalplere huzur ve sükûn verir, lütuf ve rahmet ümidi telkin eder

4 Bilginin değeri bilinenin değerine bağlı bulunduğu ve bilinenlerin en şereflisi de Allah olduğu için esmâ'ul hüsnâ bilgisine sahip olanlara bu bilgi meziyet ve şeref kazandırır

5 Esmâu'l hüsnâ Allah için vacip (olması gereken), caiz (olması uygun) ve mümteni' (olması imkansız) olan sıfatları içermesi sebebiyle O'nun hakkında yeterli ve doğru bilgi edinmemize imkân verir


İnsanların büyük çoğunluğu kâinatın bir yaratıcı ve yöneticisinin bulunduğunu kabul etmekle birlikte madde özelliği taşımadığından O'nu duyularıyla idrak etmeleri mümkün değildir Şu halde yaratıcı ancak kâinat ve insanla olan ilişkisi bakımından tanınabilir Bundan dolayı esmâ'ul hüsnâ bilgisi, Allah-âlem ilişkisine ışık tutması ve sonuçta Allah'ı tanıtması açısından önem taşımaktadır

Şunu da belirtmek gerekir ki evrenin bir parçasını oluşturan insan, aklî istidlalleri yanında gönül hayatı bakımından da yaratıcı ile münasebet kurmak ihtiyacındadır Bu münasebetin sağlanmasında esmâ'ul hüsnânın vazgeçilmez bir rolü vardır İsimlerin kelimeler ve seslerle ifade edilmesi ve bu seslerin kulaklarda yankılanması söz konusu iletişimi geliştiren ve güçlendiren sebeplerdir Kur'ân-ı Kerîm'de dua ve zikrin ısrarla tavsiye edilmesinin bir sebebi de bu olmalıdır Hz Peygamber'den rivayet edilen duâ metinlerinde esmâ'ul hüsnânın çokça yer alması dikkat çekicidir

İbnü'l-Arabî'nin de belirttiği gibi her dindar insanın manevî yöneliş ve ibadetlerinin yüce yaratıcının bizzat kendisine olduğu şüphesizdir O'nunla iletişim kurmak ve söyleşmek dindar için vazgeçilmez bir ihtiyaç, paha biçilmez bir haz olup bu iletişime zihinle kalbin yanında bunlarla etkileşim halinde bulunan dilin ve kulağın da katılması lâzımdır Dil O'nun isimlerini zikreder, kulak da bu zikri algılar


En önemli konusunu Allah bilgisinin oluşturduğu ilâhî dinler içinde İslâmiyet Allah'ın isim ve sıfatlarına ayrı bir önem vermiş, tevhid inancının açık bir şekilde anlaşılabilmesi için yaratanla yaratılmışların niteliklerinin açıklığa kavuşturulmasını fevkalâde gerekli görmüştür Allah'ın zâtının bilinmesi isimleri ve sıfatlarıyla mümkün olacağından Kur'ân-ı Kerim'de Allah'ın güzel isimlerinin bulunduğu, O'na bu isimlerle dua, niyaz ve ibadette bulunulması gerektiği, bu konuda doğru yoldan ayrılanlara itibar edilmemesi lâzım geldiği (A'râf 7/180), ayrıca esmâ'ul hüsnânın hangisiyle olursa olsun dua edilebileceği (İsrâ 17/ 110) belirtilmiş ve son inen sûrelerden birinde de on altı kadar isim bir arada zikredilmiştir (Haşr 59/22-24)


Esmâu'l hüsnâ ve sayısı konusunda ilk akla gelen şeylerden biri de, sayıyı doksan dokuz olarak belirleyen ve esmâu'l hüsnâyı ard arda sayan meşhur hadistir Sahabi Ebû Hüreyre'ye (ra) ulaşan rivayetlerin muhtevası iki kısma ayrılır: Bütün rivayetlerin kaydettiği birinci kısmın meali şöyledir: "Allah'ın doksan dokuz -yüzden bir eksik- ismi vardır Kim bunları sayarsa (ihsâ) Cennet'e girer" Hadisin bu kısmını içeren bazı rivayetlerin sonunda, "O tektir, tek olanı sever" şeklinde bir ilâve de mevcuttur Hadis metnindeki "kim onu sayarsa (men ahsâhâ)" lafzı bazı rivayetlerde "kim onu ezberlerse (men hafizahâ)" ibaresiyle nakledilmiştir Hadiste Cennet'e girmeye vesile olarak gösterilen "ihsâ" kelimesinin buradaki anlamı üzerinde Buhârî'den itibaren önemle durulmuş ve kelimenin "saymak, ezberlemek, anlamak" şeklindeki sözlük anlamının ötesinde bir mâna taşıdığı görüşü ağırlık kazanmıştır Öyle anlaşılıyor ki bu kelime "İslâm'ın ulûhiyyet inancını naslara başvurmak suretiyle tesbit edip anlamak, benimsemek ve bu inanca uygun bir ruhî yetkinlik kaydetmek" anlamını içermektedir

Konuya bir de şu yönden bakabiliriz:

Yüce Allah Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: "Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür Allah yaptıklarınızı bilir" (Ankebut 29/45) "Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükûnete erenlerdir Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur" (Ra'd 13/28)

Peygamber Efendimiz de ashabını ve ümmetini kalplerinin her zaman Allah'ı hatırlama ile nurlanması yönünde eğitmiş ve tavsiyelerde bulunmuştur O bir hadisinde şöyle buyurmuştur: "Dikkat edin! İnsan bedeninde öyle bir et parçası vardır ki o iyi olursa bütün beden iyi olur; o kötü olursa bütün beden bozulur: O et parçası kalptir"

Bunlar ışığında düşünecek olursak kalp iyi ve kötü düşünce ve davranışların yönledirildiği bir kaynaktır Eğer inanmış kişinin kalbinde Allah'ı hatırlama yönünde bir gevşeklik olursa burada kötü düşünce ve fikirler daha kolay oluşacaktır Fakat bu kalpte Allah'ı hatırlama kuvvetli ise bu takdirde kötü düşünce ve fikirler dağılacak bu durum da güzel davranışlara sebep olacaktır

Yukarıdaki ayete (Ankebut 29/45) tekrar bakacak olursak Allah'ı hatırlama ve bunun sebep olduğu davranışlar arasıdaki ilişkiyi sezebiliriz: Allah kendisini anmaktan bahsettikten sonra "Allah YAPTIKLARINIZI bilir" buyurmaktadır

Öyle ise esmâu'l hüsnâyı saymak veya ezberlemek bize Allah'ı hatırlatacak, Allah'ı hatırlamak kalbimizi aydınlatacak ve güzelleştirecek, bu güzel kalp güzel davranışlara sebep olacak ve bu güzel davranışlar da Allah'ın izniyle insanın Cennet'e girmesine sebep olacaktır


Allah'ı birden fazla isimle anmak veya bazı sıfatlarla nitelendirmek acaba İslâm'ın çok önem verdiği tevhid ilkesini zedeler mi? "Zât-ı ilâhiyyeye (Allah'ın zâtına) nisbet edilen mâna" şeklinde tarif edilebilen isim veya sıfatlar zihnin dışında müstakil bir varlığa sahip bulunmadıkları için böyle bir endişeye mahal görülmemiştir Mâtürîdî'nin de belirttiği gibi insanlar ancak duyularıyla idrak ettikleri konularda bilgi sahibi olabilirler Bu sebeple duyular ötesi olan Allah kendisini duyular âleminin kavramlarıyla tanıtmıştır Ancak Allah ile diğer şeyler arasında benzerlik kurulamayacağını bildiren âyet (Şûrâ 42/11), Allah hakkında akıl ve hayale gelebilecek her türlü yaratılmışlık özelliğini bertaraf eder Aslında yaratılmışlar arasındaki benzetmeler sadece bir isimlendirmeden kaynaklanmaz İki şey arasındaki benzerlik genellikle duyular yoluyla tesbit edildikten sonra ortak bir kelime ile adlandırılır Halbuki Allah hakkında böyle bir tesbitten söz etmek mümkün değildir


Allah'ın isim veya sıfatları O'nun zâtına nisbet edilen mâna ve kavramlardan ibarettir Bu kavramlar şekil itibariyle isim, fiil veya zarf olabileceği gibi tamlama veya başka yollarla oluşmuş bir terkip halinde de bulunabilir Kur'ân-ı Kerîm'in edebî üslûbu gereği aynı kökten gelen veya ayrı köklerden olmakla birlikte eş anlamlar taşıyan isimler de az değildir İslâm'a mahsus ulûhiyyet inancında ilim, kudret ve yaratıcılık büyük bir yer tutar ve Kur'ân âyetlerinin temel örgüsünü oluşturur Bundan dolayı çeşitli kalıplarla Allah'a nisbet edilen fiillerden birçok isim ve sıfat türetmek mümkündür Konuyla ilgili çalışmalarda Kur'ân-ı Kerîm'den değişik sayılarda esmâ'ul hüsnâ tesbit edilmiştir Esmâu'l hüsnâ ile ilgili âyetlerden ilham alan birçok âlim eski dönemlerden itibaren Kur'ân'da bulunan isimleri doksan dokuz sayısına bağlı kalmadan araştırıp listeler düzenlemeyi denemişlerdir

Esmâu'l hüsnânın yüzlerle ifade edilecek kadar çok oluşu İslâm ilâhiyatı alanında zengin bir malzeme oluşturmuş, ulûhiyet inancının açıklık kazanmasına, kulun dua, niyaz ve zikirlerle Allah'a yaklaşmasına yardımcı olmuştur


Esmâu'l hüsnânın İslâm inancında sahib olduğu bu önemden dolayı İslâm alimleri tarafından (Allah hepsinden razı olsun) esmâu'l hüsnâ ile ilgili yüzlerce eser yazılmış ve - internet ortamı da dahil olmak üzere ;-) - hala da yazılmaktadır Önde gelen İslâm alimlerinden birçoğu kitap serilerine -belki de manevi bir bereket umuduyla- esmâu'l hüsnâ ile ilgili bir kitap eklemişlerdir Sadece esmâu'l hüsnâ ile ilgili eserleri inceleyen kitaplar bile mevcuttur

Ve Müslüman bir hattatın eserleri arasında mutlaka bir esmâu'l hüsnâ kolleksiyonu vardır Birçok müslüman hoca ve anne-baba yukarıda geçen ayet ve hadislerin manevi yönlendirmesi sonucunda öğrencilerine ve çocuklarına çeşitli hediyeler vaad ederek esmâu'l hüsnâyı ezberlemelerini isterler Yine ellerinden öpülesi birçok iyi müslüman da manevi yükselişleri ve Peygamber Efendimizin müjdelediği Cennet'e girmeyi ümid ederek hergün özellikle sabah namazından sonra esmâu'l hüsnâyı okurlar


Hattatlar tarafından yazılan esmâu'l hüsnâ tablolarında genellikle şöyle bir plan uygulanır: En üste bir Bismillâhirrahmânirrahîm yazılır Altına esmâu'l hüsnâ ile ilgili ayet ve hadis yazılır Daha sonra meşhur olan hadiste sayıldığı sıra ile 99 isim yazılır Her ismin soluna "Celle Celâluh" (Şânı Yüce) şeklinde okunan bir saygı ifadesi yazılır; okunurken de her ismin ardından veya bazen belli aralıklarla Celle Celâluh denilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi

Eski 08-03-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi





el-Meliku celle celâluh



Manası:

Görünen ve görünmeyen bütün âlemlerin, bütün kâinatın sahibi; tek ve mutlak hükümdarı


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:

MUTLAK HÂKİM ve hak olan Allah, çok yücedir O'ndan başka ilah yoktur, O, yüce Arş'ın sahibidir

(23:116)





-Rahiymu celle celâluh

Manası:
Bağışlayan, esirgeyen, çok merhamet eden; dünyada kendisine inanıp emirlerine uygun bir şekilde yaşayanları ahirette sonsuz nimetlerle mükafatlandıracak olan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetler indiren O'dur Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, ÇOK MERHAMETLİDİR

(57:9)





er-Rahmânu celle celâluh

Manası:
Bağışlayan, esirgeyen; bütün yarattıkları için iyilik ve merhamet isteyen; sevdiğini-sevmediğini ayırdetmeyerek bu dünyada onlara sayısız nimetler veren

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
İlâhınız bir tek Allah'tır O'ndan başka ilâh yoktur O, RAHMÂNdır, rahîmdir

(2:163)






el-Mu'minu celle celâluh

Manası:
1-Gönüllerde iman ışığı uyandıran 2-Kendisine sığınanlara aman verip onları koruyan, rahatlatan 3-Verdiği söze güvenilen

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selamet verendir, EMNİYETE KAVUŞTURANDIR, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir

(59:23)





es-Selâmu celle celâluh


Manası:
1-Her türlü tehlikelerden kullarını selâmete çıkaran 2-Kendisi her türlü eksiklik, ayıp, afet ve belalardan uzakta olan 3-Cennete girmiş mutlu kullarına selâm eden

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, SELÂMET VERENDİR, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir

(59:23)






el-Kuddûsu celle celâluh

Manası:
Hatadan, gafletten, acizlikten ve her türlü eksiklikten uzak; bütün üstün ve güzel sıfatların sahibi


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, EKSİKLİKTEN MÜNEZZEH, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih eder

(62:1)




el-Cebbâru celle celâluh

Manası:
1-İradesini her durumda yürüten, dilediğini zorla yaptırmaya gücü yeten 2-Yaratılmışların halini iyileştiren, eksikleri tamamlayan, kırılanları onaran

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selamet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, İSTEDİĞİNİ ZORLA YAPTIRAN, büyüklükte eşi olmayandır Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir

(59:23)





el-Aziyzu celle celâluh

Manası:
1-Değerli, şerefli, güçlü 2-Mağlub edilmesine imkan olmayan, her zaman galip olan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Mutlak hükümranlık elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun herşeye gücü yeter O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır O, MUTLAK GALİPTİR, çok bağışlayıcıdır O ki, birbiri ile âhenktar yedi göğü yaratmıştır Rahman olan Allah'ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?

(67:1-3)





el-Muheyminu celle celâluh

Manası:
Kâinatın bütün işlerini düzenleyen, gözeten, yöneten

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selamet verendir, emniyete kavuşturandır, GÖZETİP KORUYANDIR, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir

(59:23)







el-Bâkiy celle celâluh

Manası:
Varlığının sonu olmayan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacak Ancak azamet ve ikrâm sahibi Rabbinin zâtı BÂKÎ KALACAK

(55:26-27)







el-Bâriu celle celâluh

Manası:
1-Herhangi bir modeli örnek almaksızın bütün varlıkları yaratan 2-Herşeyin organ ve kısımlarını uygun ve dengeli bir halde yaratan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Musa kavmine demişti ki: Ey kavmim! Şüphesiz siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize kötülük ettiniz Onun için YARADANINIZA tevbe edin de nefislerinizi (kötü duygularınızı) öldürün Öyle yapmanız YARATICINIZIN katında sizin için daha iyidir Böylece Allah tevbenizi kabul etmiş olur Çünkü acıyıp tevbeleri kabul eden ancak O'dur

(2:54)






el-Hâliku celle celâluh


Manası:
Yoktan var eden, herşeyin varlığını ve varlığı boyunca görüp geçireceği halleri tayin ve tesbit eden ve ona göre yaratan


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O, göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır O'nun eşi olmadığı halde nasıl çocuğu olabilir! Her şeyi O yaratmıştır ve her şeyi hakkıyla bilen O'dur İşte Rabbiniz Allah O'dur O'ndan başka ilah yoktur O, her şeyin YARATICISIDIR Öyle ise O'na kulluk edin, O her şeye vekildir (güvenilip dayanılacak tek varlık O'dur) Gözler O'nu göremez; halbuki O, gözleri görür O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır

(6:101,102,103)

Allah nezdinde İsa'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir Allah onu topraktan YARATTI Sonra ona "Ol!" dedi ve oluverdi

(3:59)





el-Mutekebbiru celle celâluh

Manası:
Herşeyde ve her olayda büyüklüğünü gösteren


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selamet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, BÜYÜKLÜKTE EŞİ OLMAYANDIR Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir

(59:23)







el-Kahhâru celle celâluh

Manası:
Herşeye her istediğini yapacak şekilde gâlib ve hâkim


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O halde, sakın Allah'ın peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Çünkü Allah mutlak üstündür, kimsenin yaptığını yanına bırakmaz Yer başka bir yer, gökler de (başka gökler) haline getirildiği, (insanlar) bir ve GÜCÜNE KARŞI DURULAMAZ OLAN ALLAH'ın huzuruna çıktıkları gün (Allah bütün zalimlerin cezasını verecektir)

(14:47,48)






el-Ğaffâru celle celâluh

Manası:
Daima affeden, mağfireti pek çok

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Eğer Allah bir evlat edinmek isteseydi, elbette yarattıklarından dilediğini seçerdi O yücedir O, tek ve kahhâr olan Allah'tır Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine sarıyor Güneşi ve ayı emri altına almıştır Her biri belli bir süreye kadar akıp gider Dikkat et! O, azîzdir, ve ÇOK BAĞIŞLAYANDIR

(39:4,5)







el-Musavviru celle celâluh


Manası:
Herşeye bir şekil ve özellik veren

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Şüphesiz ki ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz Rahimlerde sizi dilediği gibi ŞEKİLLENDİREN O'dur O'ndan başka ilâh yoktur O mutlak güç ve hikmet sahibidir

(3:5,6)




el-Fettâhu celle celâluh

Manası:
1-Bütün anlaşmazlıkların nihâi hakemi olarak mutlak adâleti gerçekleştiren 2-Her türlü müşkülleri açan ve kolaylaştıran, iyilik kapılarını açan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
De ki: Rabbimiz hepimizi bir araya toplayacak, sonra aramızda hak ile hükmedecektir O, EN ÂDİL HÜKÜM VEREN, (her şeyi) hakkıyla bilendir

(34:26)

Kim Allah'tan korkarsa, ALLAH ONA BİR ÇIKIŞ YOLU İHSAN EDER Ve ona beklemediği yerden rızık verir Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir Allah her şey için bir ölçü koymuştur

(65:2,3)







er-Razzâku celle celâluh


Manası:
Yaratılmışlara faydalanacakları şeyleri ihsan eden, bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(O öyle lütufkâr) Allah'tır ki, gökleri ve yeri yarattı, gökten suyu indirip onunla RIZIK OLARAK SİZE TÜRLÜ MEYVELER ÇIKARDI; izni ile denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi; nehirleri de sizin (yararlanmanız) için akıttı Düzenli seyreden güneşi ve ayı size faydalı kıldı; geceyi ve gündüzü de istifadenize verdi O size istediğiniz her şeyden verdi Allah'ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür!

(14:32-34)








el-Vehhâbu celle celâluh

Manası:
Her çeşit nimeti hiçbir karşılık beklemeden devamlı ve bol bol veren

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(Onlar şöyle yakarırlar:) Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme Bize tarafından rahmet bağışla LÜTFU EN BOL OLAN sensin Rabbimiz! Gelmesinde şüphe edilmeyen bir günde, insanları mutlaka toplayacak olan sensin Allah asla sözünden dönmez Bilinmelidir ki inkar edenlerin ne malları ne de evlatları Allah huzurunda kendilerine bir fayda sağlayacaktır İşte onlar cehennemin yakıtıdır

(3:8-10)

Alıntı Yaparak Cevapla

Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi

Eski 08-03-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi






el-Baasitu celle celâluh

Manası:
1- Rızkı genişleten, açan, bol bol veren 2- Ruhları bedenlere yerleştirip yayan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun Rabbin rızkı dilediğine BOL VERİR, dilediğine daraltır Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, (onları) çok iyi görür Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz Onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur Zinaya yaklaşmayın Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur

(17:2932)








el-Kaabidu celle celâluh

Manası:
1- Rızkı tutan, sıkan, daraltan 2- Canlıların ruhunu alan



Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine ödemesi için Allah'a güzel bir borç (isteyene faizsiz ödünç) verecek yok mu? DARLIK VEREN de bolluk veren de Allah'tır Sadece O'na döndürüleceksiniz

(2:245)






el-Aliymu celle celâluh

Manası:
Herşeyi hakkıyla, çok iyi bilen

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez Şüphesiz Allah, HER ŞEYİ BİLENDİR, her şeyden haberdardır

(31:34)

Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez O, KARADA VE DENiZDE NE VARSA BiLiR; O'NUN iLMi DIŞINDA BiR YAPRAK BiLE DÜŞMEZ O YERiN KARANLIKLARI iÇiNDEKi TEK BiR TANEYi DAHi BiLiR Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır

(6:59)






el-Mu'izzu celle celâluh


Manası:
İzzet veren, yücelten, ağırlayan


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(Resûlüm!) De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın Dilediğini YÜCELTİR, dilediğini de alçaltırsın Her türlü iyilik senin elindedir Gerçekten sen her şeye kâdirsin

(3:26)






er-Râfi'u celle celâluh

Manası:
Yükselten, izzet ve şeref bahşeden, yukarı kaldıran

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Sizi yeryüzünün halifeleri kılan, size verdiği (nimetler) hususunda sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle ÜSTÜN KILAN O'DUR Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve gerçekten O bağışlayan merhamet edendir

(6:165)






el-Hâfidu celle celâluh

Manası:
Alçaltan, zillete düşüren, yukarıdan aşağıya indiren

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Allah'a ve Resûlüne karşı gelenler, KENDİLERİNDEN ÖNCEKİLERİN ALÇALTILDIĞI GİBİ ALÇALTILACAKLARDIR Biz apaçık âyetler indirmişizdir Kafirler için küçük düşürücü bir azap vardır

(58:5)







el-Basiyru celle celâluh

Manası:
Her şeyi en iyi gören,

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah'ın katında bulacaksınız Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı NOKSANSIZ GÖRÜR

(2:110)

O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin Çünkü O, sizin yaptıklarınızı ÇOK İYİ GÖRENDİR

(11:112)






Semiy'u celle celâluh

Manası:
Her şeyi en iyi işiten, duyan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O, gökleri ve yeri yoktan yaratandır Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır Bu suretle çoğalmanızı sağlamıştır O'nun benzeri hiçbir şey yoktur O İŞİTENDİR, görendir

(42:11)







el-Muzillu celle celâluh

Manası:
Alçaltan, zillete düşüren, hor ve hakîr eden

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(Resûlüm!) De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın Dilediğini yüceltir, dilediğini de ALÇALTIRSIN Her türlü iyilik senin elindedir Gerçekten sen her şeye kâdirsin

(3:26)






el-Latiyfu celle celâluh

Manası:
1- Herşeyin yoktan var edicisi olarak, onların ihtiyaçlarını en ince ayrıntısına kadar bilen ve sezilmez yollarla bu ihtiyaçları karşılayan 2-İnce ve sezilmez yollardan kullarına çeşitli faydalar ulaştıran 3- En ince işlerin bütün inceliklerini bilen 4- Nasıl yapıldığına nüfûz edilemeyen, en ince şeyleri yapan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
İşte Rabbiniz Allah O'dur O'ndan başka tanrı yoktur O, her şeyin yaratıcısıdır Öyle ise O'na kulluk edin, O her şeye vekildir (güvenilip dayanılacak tek varlık O'dur) Gözler O'nu göremez; halbuki O, gözleri görür O, EŞYAYI PEK İYİ BİLEN, her şeyden haberdar olandır (Doğrusu) size Rabbiniz tarafından basiretler (idrak kabiliyeti) verilmiştir Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de kör olursa zararı kendinedir Ben üzerinize bekçi değilim

(6:102104)






el-'Adlu celle celâluh

Manası:
1-Mutlak adalet sahibi, çok adaletli 2- Aşırılığa meyletmeyen

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Rabbinin sözü, DOĞRULUK VE ADALET BAKIMINDAN TAMAMLANMIŞTIR O'nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur O işitendir, bilendir

(6:115)






el-Hakemu celle celâluh

Manası:
Son hükmü veren, hükmeden, hakkı yerine getiren


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Allah kıyamet gününde, ihtilaf etmekte olduğunuz konulara dair ARANIZDA HÜKÜM VERECEKTİR

(22:69)

Allah ile birlikte başka bir tanrıya tapıp yalvarma! O'ndan başka tanrı yoktur O'nun zatından başka her şey yok olacaktır HÜKÜM O'NUNDUR ve siz ancak O'na döndürüleceksiniz

(28:88)






el-'Aziymu celle celâluh

Manası:
Zâtının ve sıfatlarının mâhiyeti anlaşılamayacak kadar ulu, çok büyük

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, diridir, kayyûmdur Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir (O'na hiçbir şey gizli kalmaz) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez O, yücedir, BÜYÜKTÜR

(2:255)







el-Haliymu celle celâluh

Manası:
1- Acele ve kızgınlıkla davranmayan 2- Ceza vermede acele etmeyen, teennî sahibi

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız O, HALÎMDİR, bağışlayıcıdır

(17:44)

Şüphesiz Allah gökleri ve yeri, nizamları bozulmasın diye tutuyor Andolsun ki onların nizamı eğer bir bozulursa, kendisinden başka hiç kimse onları tutamaz Şüphesiz O, HALÎMDİR, çok bağışlayıcıdır

(35:41)






el-Habiyru celle celâluh

Manası:
Herşeyin içyüzünden, gizli taraflarından haberdar

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır Şüphesiz Allah bilendir, HER ŞEYDEN HABERDARDIR

(49:13)

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın Allah'tan korkun, çünkü Allah, YAPTIKLARINIZDAN HABERDARDIR Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın Onlar yoldan çıkan kimselerdir

(59:18-19)






el-'Aliyyu celle celâluh

Manası:
İzzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce, çok yüksek

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir; O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz bâtıldır Gerçekten Allah ÇOK YÜCE, çok uludur Size varlığının delillerini göstermesi için, Allah'ın lütfuyla gemilerin denizde yüzdüğünü görmedin mi? Şüphesiz bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır Dağlar gibi dalgalar onları kuşattığı zaman, dini tamamen Allah'a has kılarak (ihlasla) O'na yalvarırlar Allah onları karaya çıkararak kurtardığı vakit içlerinden bir kısmı orta yolu tutar Zaten bizim âyetlerimizi, ancak nankör hainler bilerek inkar eder

(31:30-32)






eş-Şekûru celle celâluh

Manası:
Az iyiliğe çok mükâfat veren, kendi rızâsı için yapılan iyi işleri daha ziyadesiyle karşılayan


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler Çünkü Allah, onların mükâfatlarını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını da verir Şüphesiz O, çok bağışlayan, ŞÜKRÜN KARŞILIĞINI BOL BOL VERENDİR

(35:29-30)






Manası:
Bütün günahları bağışlayan, affı çok

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü ALLAH BÜTÜN GÜNAHLARI BAĞIŞLAR ŞÜPHESİZ Kİ O, ÇOK BAĞIŞLAYAN, çok esirgeyendir

(39:53)





el-Mukiytu celle celâluh

Manası:
Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren, her yaratılmışın azığını veren


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Nice canlı var ki, rızkını (yanında) taşımıyor Onlara da size de RIZIK VEREN Allah'tır O, her şeyi işitir ve bilir

(29:60)

(Onlar mı hayırlı) yoksa ilk baştan yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi hem gökten hem yerden RIZIKLANDIRAN mı? Allah'tan başka bir tanrı mı var! De ki: Eğer doğru söylüyorsanız siz kesin delilinizi getirin!

(27:64)






el-Hafiyzu celle celâluh

Manası:
1- Koruyup gözeten ve dengede tutan, herşeyi belli vaktine kadar afat ve belâdan saklayan 2- Yapılan işleri bütün tafsilatıyla tutan, bilen

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Ya'kub dedi ki: Daha önce kardeşi (Yusuf) hakkında size ne kadar güvendiysem, bunun hakkında da size ancak o kadar güvenirim! (Ben onu sadece Allah'a emanet ediyorum); ALLAH EN HAYIRLI KORUYUCUDUR O, acıyanların en merhametlisidir

(12:64)

Allah'tan başka dostlar edinenleri Allah daima GÖZETLEMEKTEDİR Sen onlara vekil değilsin

(42:6)

Alıntı Yaparak Cevapla

Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi

Eski 08-03-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi





el-Kebiyru celle celâluh

Manası:
Ululuğu karşısında her büyüğün küçüldüğü mutlak büyük; zâtının ve sıfatlarının mâhiyeti anlaşılamayacak kadar ulu, çok büyük

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Her dişinin neye gebe kalacağını, rahimlerin neyi eksik, neyi ziyade edeceğini Allah bilir Onun katında her şey ölçü iledir O, görüleni de görülmeyeni de bilir; ÇOK BÜYÜKTÜR, yücedir Sizden, sözü gizleyenle onu açığa vuran, geceleyin gizlenenle gündüzün yürüyen (onun ilminde) eşittir

(13:810)






el-Keriymu celle celâluh

Manası:
Fâzîlet türlerinin hepsine sahip, keremi bol ve sonsuz

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, İHSANI BOL RABBİNE karşı seni aldatan nedir? Hayır! Bütün bunlara rağmen siz yine de dini yalanlıyorsunuz Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır; onlar, yapmakta olduklarınızı bilir İyiler muhakkak cennette, kötüler de cehennemdedirler Ceza gününde oraya girerler Onlar (kafirler) oradan bir daha da ayrılmazlar Ceza günü nedir bilir misin? Nedir acaba o ceza günü? O gün hiçbir kimse başkası için bir şey yapamaz O gün iş Allah'a kalmıştır

(82:119)







el-Celiylu celle celâluh

Manası:
Celâlet, azamet ve ululuk sahibi

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
BÜYÜKLÜK VE İKRAM SAHİBİ Rabbinin adı yücelerden yücedir

(55:78)







el-Hasiybu celle celâluh

Manası:
1- Kullarına yeten, kâfi gelen 2- Kullarını hesaba çeken 3- Herkesin hayatı boyunca yapıp ettiklerinin hesabını bütün tafsilat ve teferruatıyla iyi bilen

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, elbette "Allah'tır" derler De ki: Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi? De ki: Bana ALLAH YETER Tevekkül edenler, ancak O'na güvenip dayanırlar

(39:38)

O peygamberler ki Allah'ın gönderdiği emirleri duyururlar, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar Hesap görücü olarak ALLAH (HERKESE) YETER

(33:39)






el-Vâsi'u celle celâluh


Manası:
İlmi, ihsânı, mağfiret ve merhameti herşeyi kuşatan; geniş ve müsâadekâr

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Doğu da Allah'ındır batı da Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (zâtı) oradadır Şüphesiz Allah'ın (rahmeti ve nimeti) GENİŞTİR, O her şeyi bilendir

(2:115)






el-Muciybu celle celâluh

Manası:
Duâ ve dileklere karşılık veren, icâbet eden; kendine yalvaranların istediklerini veren

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım BANA DUA ETTİĞİ VAKİT DUA EDENİN DİLEĞİNE KARŞILIK VERİRİM O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar

(2:186)

Rabbiniz şöyle buyurdu: BANA DUA EDİN, KABUL EDEYİM Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir

(40:60)






er-Rakıybu celle celâluh

Manası:
Herşeyi gözetleyip kontrolü altında tutan, bütün varlıklar üzerinde gözcü, bütün işler murâkebesi altında bulunan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, "Beni ve annemi, Allah'tan başka iki tanrı bilin" diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, "Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zatında olanı bilmem Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim Beni vefat ettirince artık onlar üzerine GÖZETLEYİCİ yalnız sen oldun Sen her şeyi hakkıyla görensin Eğer kendilerine azap edersen şüphesiz onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın) Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin" dedi

(5:116118)






el-Meciydu celle celâluh


Manası:
Şânı büyük ve yüksek

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(İbrahim'in karısı:) Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey! dedi (Melekler) dediler ki: Allah'ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır, İYİLİĞİ BOLDUR

(11:72-73)






el-Vedûdu celle celâluh


Manası:
Çok seven ve çok sevilen İyi kullarını seven, onları rahmet ve rızasına erdiren; sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya biricik lâyık olan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, (müminleri) ÇOK SEVER

(11:90)

Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir Bilin ki O, (kâinat yokken) ilk olarak yaratan, (ölümden sonra tekrar hayatı) geri getirendir O, çok bağışlayan ve ÇOK SEVENDİR Şerefli Arş'ın sahibidir Dilediği şeyleri mutlaka yapandır

(85:1216)






el-Hakiymu celle celâluh

Manası:
Bütün emirleri ve işleri yerli yerinde ve hikmetli olan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Şüphesiz, iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için, içinde devamlı kalacakları ve nimetleri bol cennetler vardır Bu, Allah'ın verdiği gerçek sözdür O, mutlak güç ve HİKMET SAHİBİDİR O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik İşte bunlar Allah'ın yarattıklarıdır Şimdi (ey kafirler!) O'ndan başkasının ne yarattığını bana gösterin! Hayır (gösteremezler)! Zalimler açık bir sapıklık içindedirler

(31-811)





el-Hakku celle celâluh

Manası:
1- Fiîlen var olan, mevcudiyeti ve ilahlığı gerçek olan 2- Varlığı hiç değişmeden duran 3- Sözleri ve vaadleri doğru olan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Mutlak hakim ve HAK OLAN Allah, çok yücedir O'ndan başka tanrı yoktur, O, yüce Arş'ın sahibidir

(23:116)

Çünkü Allah, HAKKIN TA KENDİSİDİR; O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz bâtıldır Gerçekten Allah çok yüce, çok uludur

(31:30)

Ey İnsanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının Ne babanın evladı, ne evladın babası nâmına bir şey ödeyemeyeceği günden çekinin Bilin ki, ALLAH'IN VERDİĞİ SÖZ GERÇEKTİR Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah'ın affına güvendirerek sizi kandırmasın

(31:33)







eş-Şehiydu celle celâluh

Manası:
1- Herşeyi gözleyip bilen; her zamanda ve her yerde hâzır ve nâzır 2- Kendi varlığına ve kendisinin ibadet edilmeye layık tek varlık olduğuna şahit olan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Mümin olanlar, yahudi olanlar, sâbiîler, hıristiyanlar, mecûsîler ve müşrik olanlara gelince, muhakkak ki Allah, bunlar arasında kıyamet gününde (ayrı ayrı) hükmünü verir Çünkü Allah HER ŞEYE ŞAHİDDİR

(22:17)

Allah, ADALETİ AYAKTA TUTARAK (DELİLLERİYLE) ŞU HUSUSU AÇIKLAMIŞTIR Kİ, kendisinden başka ilâh yoktur Melekler ve ilim sahipleri de (bunu ikrar etmişlerdir) Mutlak güç ve hikmet sahibi Allah'tan başka ilâh yoktur Allah nezdinde hak din İslâm'dır Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler Allah'ın âyetlerini inkar edenler bilmelidirler ki Allah'ın hesabı çok çabuktur

(3:18-19)





el-Bâ'isu celle celâluh


Manası:
Ölüleri diriltip kabirlerinden çıkaran

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Ey insanlar! Eğer YENİDEN DİRİLMEKTEN şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz) İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı bitkiler verir

(22:5)





el-Metiynu celle celâluh


Manası:
Çok sağlam ve güçlü; herşeye gücü yeten, kudretli

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım Ben onlardan rızık istemiyorum Beni doyurmalarını da istemiyorum Şüphesiz rızık veren, GÜÇ VE KUVVET SAHİBİ olan ancak Allah'tır

(51:5658)




el-Kaviyyu celle celâluh


Manası:
Herşeye gücü yeten, kudretli, çok güclü

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve mîzanı indirdik Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır Bu, Allah'ın, dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardım edenleri belirlemesi içindir Şüphesiz Allah KUVVETLİDİR, daima üstündür

(57:25)

Allah: Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye yazmıştır Şüphesiz Allah GÜÇLÜDÜR, galiptir

(58:21)






el-Vekiylu celle celâluh

Manası:
Kendisine güvenilip, dayanılan İşlerini uygun şekliyle kendisine bırakan kulunun işini düzeltip, onların yapabileceğinden daha iyisini temin eden


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
İşte Rabbiniz Allah O'dur O'ndan başka tanrı yoktur O, her şeyin yaratıcısıdır Öyle ise O'na kulluk edin, O her şeye VEKÎLDİR

(6:102)

Allah'a güven VEKÎL OLARAK ALLAH YETER

(33:3)

Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsân eder Ve ona beklemediği yerden rızık verir KİM ALLAH'A GÜVENİRSE O, ONA YETER Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir Allah her şey için bir ölçü koymuştur

(65:2,3)






el-Muhsıy celle celâluh

Manası:
Herşeyi tek tek ve bütün ayrıntılarıyla bilen, bir bir herşeyin sayısını bilen


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir Allah onları bir bir SAYMIŞTIR Onlar ise unutmuşlardır Allah her şeye şahittir Göklerde ve yerde olanları Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir Doğrusu Allah, her şeyi bilendir

(58:6-7)

Göklerde ve yerde olan herkes istisnasız, kul olarak Rahman'a gelecektir O, bunların hepsini kuşatmış ve SAYILARINI TESBİT ETMİŞTİR Bunların hepsi de kıyamet gününde O'nun huzuruna tek başına (yapayalnız) gelecektir

(19:9395)






el-Hamiydu celle celâluh

Manası:
Her bakımdan övgüye layık Ancak kendisine şükür ve övgü yapılan, bütün varlığın diliyle biricik övülen

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Elif Lâm (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) ÖVGÜYE LÂYIK olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır

(14:1)

Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır Bilinmeli ki, asıl ganî ve ÖVÜLMEYE LÂYIK OLAN Allah'tır

(31:26)






el-Veliyyu celle celâluh

Manası:
Yardımcı ve dost

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Allah, inananların DOSTUDUR, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürürler İşte bunlar cehennemliklerdir Onlar orada devamlı kalırlar

(2:257)

Şüphesiz ki, benim KORUYANIM Kitab'ı indiren Allah'tır Ve O bütün salih kullarını GÖRÜP GÖZETİR Allah'ın dışında taptıklarınızın ne size yardıma güçleri yeter ne de kendilerine yardım edebilirler

(7:196-197)






el-Muhyiy celle celâluh

Manası:
Hayat veren, can bağışlayan, sağlık veren


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
De ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın elçisiyim Ondan başka tanrı yoktur, O DİRİLTİR ve öldürür Öyle ise Allah'a ve ümmî Peygamber olan Resûlüne -ki o, Allah'a ve onun sözlerine inanır- iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız

(7:158)


Alıntı Yaparak Cevapla

Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi

Eski 08-03-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi





el-Mu'iydu celle celâluh


Manası:
Yarattıklarının canını aldıktan sonra âhiret hayatı için tekrar yaratan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(Resûlüm!) De ki: (Allah'a) ortak koştuklarınız arasında, (birini yokken) ilk defa yaratacak, arkasından onu (ölümünden sonra hayata) YENİDEN DÖNDÜRECEK biri var mı? De ki: Allah ilk defa yaratıp (ölümden sonra) onu YENİDEN (HAYATA) DÖNDÜRÜR O halde nasıl saptırılırsınız!

(10:34)






el-Mubdiu celle celâluh

Manası:
Herşeyi maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(Onlar mı hayırlı) yoksa İLK BAŞTAN YARATAN, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi hem gökten hem yerden rızıklandıran mı? Allah'tan başka bir tanrı mı var! De ki: Eğer doğru söylüyorsanız siz kesin delilinizi getirin!

(27:64)

Allah'ın, yaratılanı İLK BAŞTAN nasıl YARATTIĞINI, sonra bunu (nasıl) tekrarladığını görmediler mi? Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah İLK BAŞTAN nasıl YARATMIŞ bir bakın İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır Gerçekten Allah her şeye kadirdir

(29:19-20)




el-Kayyûmu celle celâluh

Manası:
1- Herşeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinâtı idare eden 2- Gökleri, yeri ve herşeyi tutan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir Onların ilmi ise bunu kapsayamaz Bütün yüzler (insanlar), diri ve HER ŞEYE HÂKİM olan Allah için eğilip boyun bükmüştür Zulüm yüklenen ise, gerçekten perişan olmuştur Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar

(20:110112)




el-Hayyu celle celâluh

Manası:
Başlangıçsız ve sonsuz bir hayatla dâimâ diri

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O DAİMA DİRİDİR; O'ndan başka hiçbir tanrı yoktur O halde dinde ihlaslı ve samimi kişiler olarak O'na dua edin Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur

(40:65)





el-Mumiytu celle celâluh

Manası:
Kendisince takdir edilmiş ve kendisince malum vakti gelince yarattıklarının canını alan, öldüren Canlı bir mahlukun ölümünü yaratan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah'ı tesbih etmektedir O, azîzdir, hakîmdir Göklerin ve yerin mülkü O'nundur O, diriltir, ÖLDÜRÜR O, her şeye gücü yetendir

(57:1-2)






el-Vâhidu celle celâluh


Manası:
1- Tek Zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde aslâ ortağı, benzeri ve dengi bulunmayan 2- Bölünüp parçalara ayrılmayan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Ey ehl-i kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin Meryem oğlu İsa Mesîh, ancak Allah'ın resûlüdür, (o) Allah'ın, Meryem'e ulaştırdığı "kün: Ol" kelimesi (nin eseri) dir, O'ndan bir ruhtur (O'nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit edilmiş, yahut da Cebrail tarafından üfürülmüş bir ruhtur) Şu halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin "(Tanrı) üçtür" demeyin, sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin ALLAH ANCAK BİR TEK ALLAH'TIR O, ÇOCUĞU OLMAKTAN MÜNEZZEHTİR Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur Vekil olarak Allah yeter

(4:171)





el-Mâcidu celle celâluh

Manası:
1- Şanı, şerefi büyük 2- Kerem ve müsamahası bol

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(İbrahim'in karısı:) Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey! dedi (Melekler) dediler ki: Allah'ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır, İYİLİĞİ BOLDUR

(11:72-73)





el-Vâcidu celle celâluh

Manası:
1- İstediğini, istediği zaman bulan 2- Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan müstağnî

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Kötülük tuzakları kuranlar, Allah'ın, kendilerini yere geçirmeyeceğinden veya kendilerine bilemeyecekleri bir yerden azabın gelmeyeceğinden veya onlar DÖNÜP DOLAŞIRLARKEN ALLAH'IN KENDİLERİNİ YAKALAMAYACAĞINDAN EMİN Mİ OLDULAR? ONLAR (ALLAH'I) ÂCİZ BIRAKACAK DEĞİLLERDİR

(16:45-46)





el-Muktediru celle celâluh

Manası:
1- Herşeye gücü yeten, kudretli 2- Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Onlara şunu da misal göster: Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde yeryüzünün bitkisi (önce gelişip) birbirine karışmış; arkasından rüzgârın savurduğu çerçöp haline gelmiştir Allah, HER ŞEY ÜZERİNDE İKTİDAR SAHİBİDİR Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır

(18:45-46)





el-Kâdiru celle celâluh

Manası:
Herşeye ve istediğini, istediği gibi yapmaya gücü yeten, tam kudret sahibi


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O'dur İşte siz ateşi ondan yakıyorsunuz Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kâdir değil midir? Evet! ELBETTE KÂDİRDİR O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır Bir şey yaratmak istediği zaman O'nun yaptığı "Ol !" demekten ibarettir; hemen oluverir Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O'na döndürüleceksiniz

(36:8083)





es-Samedu celle celâluh

Manası:
Arzu ve ihtiyaçları sebebiyle her varlığın kendisine yöneldiği; ancak kendisi hiçbir şeye muhtaç bulunmayan ulular ulusu varlık İhtiyaçların ve ızdırapların giderilmesi için tek merci

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
De ki: O, Allah birdir Allah SAMEDDİR O, doğurmamış ve doğmamıştır Onun hiçbir dengi yoktur

(112:14)





el-Evvelu celle celâluh


Manası:
Varlığının başlangıcı olmayan, ilk

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O İLKTİR, sondur, zâhirdir, bâtındır O, her şeyi bilendir O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'ın üzerine istivâ edendir Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir Nerede olsanız, O sizinle beraberdir Allah yaptıklarınızı görür

(57:3)





el-Muahhiru celle celâluh

Manası:
İstediğini geri koyan, arkaya bırakan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi kavmine gönderdik Nuh şöyle dedi: Ey kavmim! Şüpheniz olmasın ki, ben sizi, "Allah'a kulluk edin; O'na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki, Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vadeye kadar TEHİR ETSİN (muaheze etmeden yaşatsın)" diyerek apaçık uyaran bir kimseyim Bilinmeli ki Allah'ın tayin ettiği vade gelince, artık o ertelenmez Keşke bilseydiniz!

(71:14)





el-Mukaddimu celle celâluh

Manası:
İstediğini ileri geçiren, öne alan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Yusuf'un yanına girdiklerinde dediler ki: Ey aziz! Bizi ve ailemizi kıtlık bastı ve biz değersiz bir sermaye ile geldik Hakkımızı tam ölçerek ver Ayrıca bize bağışta da bulun Şüphesiz Allah sadaka verenleri mükâfatlandırır Yusuf dedi ki: Siz, cahilliğiniz yüzünden Yusuf ve kardeşine yaptıklarınızı biliyor musunuz? Yoksa sen, gerçekten Yusuf musun? dediler O da: (Evet) ben Yusuf'um, bu da kardeşim (Birbirimize kavuşmayı) Allah bize lütfetti Çünkü kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse, şüphesiz Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez, dedi (Kardeşleri) dediler ki: Allah'a andolsun, hakikaten ALLAH SENİ BİZE ÜSTÜN KILMIŞ Gerçekten biz hataya düşmüşüz (Yusuf) dedi ki: "Bugün sizi kınamak yok, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir"

(12:8992)






el-Bâtinu celle celâluh

Manası:
1- Zâtının görülmemesi ve mâhiyetinin bilinmemesi açısından gizli 2- Kendisine inanmayanların bakış ve düşüncelerinden gizlenen 3- Herşeyin içine nüfûz eden, herşeye herşeyden daha yakın olan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
İşte Rabbiniz Allah O'dur O'ndan başka tanrı yoktur O, her şeyin yaratıcısıdır Öyle ise O'na kulluk edin, O her şeye vekildir (güvenilip dayanılacak tek varlık O'dur) GÖZLER O'NU GÖREMEZ; halbuki O, gözleri görür O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır (Doğrusu) size Rabbiniz tarafından basiretler (idrak kabiliyeti) verilmiştir ARTIK KİM HAKKI GÖRÜRSE FAYDASI KENDİSİNE, KİM DE KÖR OLURSA ZARARI KENDİNEDİR Ben üzerinize bekçi değilim

(6:102104)





ez-Zâhiru celle celâluh


Manası:
1- Varlığını ve birliğini belgeleyen birçok delilin bulunması açısından âşikâr, apaçık 2- Rabb oluşunun ve birliğinin apaçık huccetleri yanında, etkisi her varlıkta gözlenen sonsuz kudreti sebebiyle herşeyin üstünde olan, tek gâlib 3- Kendisine inanan kullarının bakış ve düşüncelerinde âşikâr olan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde AKLISELİM SAHİPLERİ İÇİN GERÇEKTEN AÇIK İBRETLER VARDIR Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) ALLAH'I ANARLAR, GÖKLERİN VE YERİN YARATILIŞI HAKKINDA DERİN DERİN DÜŞÜNÜRLER (VE ŞÖYLE DERLER:) RABBİMİZ! SEN BUNU BOŞUNA YARATMADIN SENİ TESBİH EDERİZ Bizi cehennem azabından koru!

(3:190-191)






el-Âhiru celle celâluh


Manası:
Varlığının sonu olmayan, son


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Allah ile birlikte başka bir tanrıya tapıp yalvarma! O'ndan başka tanrı yoktur O'NUN ZATINDAN BAŞKA HER ŞEY YOK OLACAKTIR Hüküm O'nundur ve siz ancak O'na döndürüleceksiniz

(28:88)







el-Berru celle celâluh

Manası:
1- İyilik eden, iyiliği ve mükâfâtı çok olan 2- Sözünü yerine getiren

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar: Derler ki: "Daha önce biz, aile çevremiz içinde bile (ilâhî azaptan) korkardık Allah bize lütfetti de bizi vücudun içine işleyen azaptan korudu Gerçekten biz bundan önce O'na yalvarıyorduk Çünkü İYİLİK EDEN, esirgeyen ancak O'dur"

(52:2528)







el-Mute'âliy celle celâluh

Manası:
1- Yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü herşeyden, her hal ve tavırdan pek yüce 2- İzzet şeref ve hükümranlık bakımından en yüce

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Her dişinin neye gebe kalacağını, rahimlerin neyi eksik, neyi ziyade edeceğini Allah bilir Onun katında her şey ölçü iledir O, görüleni de görülmeyeni de bilir; çok büyüktür, YÜCEDİR Sizden, sözü gizleyenle onu açığa vuran, geceleyin gizlenenle gündüzün yürüyen (onun ilminde) eşittir

(13:810)





el-Vâliy celle celâluh

Manası:
Kâinâtı ve her an olup biten olayları tek başına düzenleyen ve yöneten Kâinatın tek hakimi ve yöneteni

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Onun (insanın) önünde ve arkasında Allah'ın emriyle onu koruyan takipçiler (melekler) vardır Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez Allah bir topluma kötülük diledi mi, artık onun için geri çevrilme diye bir şey yoktur Onların ALLAH'TAN BAŞKA YARDIMCILARI DA YOKTUR

(13:11)


Alıntı Yaparak Cevapla

Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi

Eski 08-03-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi






el-'Afuvvu celle celâluh

Manası:
1- Affı çok 2- İnsanların günahlarını kendilerinde hiçbir sorumluluk kalmayacak şekilde affeden

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir (Bununla beraber) Allah ÇOĞUNU AFFEDER Yeryüzünde (O'nu) âciz bırakamazsınız Allah'tan başka bir dostunuz ve bir yardımcınız da yoktur

(42:30-31)
Eğer siz iman eder ve şükrederseniz, Allah size neden azap etsin! Allah şükre karşılık veren ve her şeyi bilendir Allah kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez; ancak haksızlığa uğrayan başka Allah her şeyi işitici ve bilicidir Bir iyiliği açıklar yahut gizlerseniz veya bir kötülüğü (açıklamayıp) affederseniz, şüphesiz ALLAH DA ZİYADESİYLE AFFEDİCİ ve kadirdir

(4:147149)






el-Muntakimu celle celâluh

Manası:
Suçluları layık ve müstehak oldukları şekilde cezalandıran


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(Resûlüm!) Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor Zihinleri bomboş olarak kendilerine bile dönüp bakamaz durumda, gözleri göğe dikilmiş bir vaziyette koşarlar Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin: "Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım" diyecekleri gün hakkında insanları uyar (Onlara denilir ki:) "Daha önce, sizin için bir zevâl olmadığına, yemin etmemiş miydiniz?" "(Sizden önce) kendilerine zulmedenlerin yurtlarında oturdunuz Onlara nasıl muamele ettiğimiz size apaçık belli oldu Ve size misaller de verdik" Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı Halbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi! O halde, sakın Allah'ın peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Çünkü Allah mutlak üstündür, KİMSENİN YAPTIĞINI YANINA BIRAKMAZ

(14:42-47)






et-Tevvâbu celle celâluh

Manası:
Kullarını tevbeye teşvik edip onların tevbelerini kabul eden, günahları affeden

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır Zira BEN ONLARIN TEVBELERİNİ KABUL EDERİM BEN TEVBEYİ ÇOKÇA KABUL EDEN ve çokça esirgeyenim

(2:160)

Allah'ın, KULLARININ TEVBESİNİ KABUL EDECEĞİNİ, sadakaları geri çevirmeyeceğini ve Allah'ın TEVBEYİ ÇOK KABUL EDEN ve pek esirgeyen olduğunu hâla bilmezler mi?

(9:104)







Zu'l Celâli ve'l İkrâm celle celâluh


Manası:
Büyüklük ve kerem sahibi


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
BÜYÜKLÜK VE İKRÂM SAHİBİ Rabbinin adı yücelerden yücedir

(55:78)







Maliku'l Mulki celle celâluh

Manası:
Mülkün ezelî ve ebedî sahibi


Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(Resûlüm!) De ki: MÜLKÜN GERÇEK SAHİBİ OLAN ALLAH'IM! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın Her türlü iyilik senin elindedir Gerçekten sen her şeye kâdirsin Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katarsın Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarırsın Dilediğine de sayısız rızık verirsin

(3:26)






er-Raûfu celle celâluh


Manası:
Şefkatli, pek merhametli, pek müşfik

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Herkesin, iyilik olarak yaptıklarını da kötülük olarak yaptıklarını da karşısında hazır bulduğu günde (insan) isteyecek ki kötülükleri ile kendisi arasında uzun bir mesafe bulunsun Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor Allah kullarına ÇOK ŞEFKATLİDİR

(3:30)

Görmedin mi, Allah, yerdeki eşyayı ve emri uyarınca denizde yüzen gemileri sizin hizmetinize verdi Göğü de, kendi izni olmadıkça yer üzerine düşmekten korur Çünkü Allah, insanlara ÇOK ŞEFKATLİ ve çok merhametlidir

(22:65)

Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetler indiren O'dur Şüphesiz Allah, size karşı ÇOK ŞEFKATLİ, çok merhametlidir

(57:9)







el-Ğâniyyu celle celâluh


Manası:
Çok zengin ve herşeyden müstağnî olan, kendi dışındaki herşeyin O'na muhtaç olduğu varlık

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(Müşrikler:) "Allah çocuk edindi" dediler Hâşâ! O bundan münezzehtir O'nun (çocuğa) İHTİYACI YOKTUR Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur Bu hususta yanınızda herhangi bir delil yoktur Allah hakkında bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?

(10:68)

Ey insanlar! ALLAH'A MUHTAÇ OLAN SİZSİNİZ; ZENGİN ve övülmeye lâyık olan ancak O'dur Allah dilerse sizi yok eder ve yerinize yeni bir halk getirir Bu da Allah'a güç bir şey değildir

(35:1517)







el-Cami'u celle celâluh

Manası:
1- İstediğini istediği zaman, istediği yerde toplayan 2- Bütün mahlukâtı hesaba çekmek üzere kıyamet gününde bir araya toplayan 3- Evrendeki tüm varlıkları tam bir âhenk içinde toplayıp düzenleyen 4- Bütün övgü ve erdemleri zatında toplayan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
İşte bunda, ahiret azabından korkanlar için elbette bir ibret vardır O gün bütün İNSANLARIN BİR ARAYA TOPLANDIĞI BİR GÜNDÜR VE O GÜN (BÜTÜN MAHLÛKATIN) HAZIR BULUNDUĞU BİR GÜNDÜR

(11:103)






el-Muksıtu celle celâluh

Manası:
1- Bütün işlerini denk, birbirine uygun ve yerli yerinde yapan 2- Adaletle hükmeden

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız ARTIK KİMSEYE, HİÇBİR ŞEKİLDE HAKSIZLIK EDİLMEZ (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz

(21:47)





ed-Dârru celle celâluh

Manası:
Zarar veren, elem ve mazarrat verici şeyler yaratan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
ANDOLSUN Kİ SİZİ BİRAZ KORKU VE AÇLIK; MALLARDAN, CANLARDAN VE ÜRÜNLERDEN BİRAZ AZALTMA (FAKİRLİK) İLE DENERİZ (Ey Peygamber!) Sabredenleri müjdele! O sabredenler, kendilerine bir bela geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır Ve doğru yolu bulanlar da onlardır

(2-155157)

(Ey müminler!) Yoksa siz, SİZDEN ÖNCE GELİP GEÇENLERİN BAŞINA GELENLER SİZE DE GELMEDEN CENNETE GİRECEĞİNİZİ Mİ SANDINIZ? YOKSULLUK VE SIKINTI ONLARA ÖYLESİNE DOKUNMUŞ VE ÖYLE SARSILMIŞLARDI Kİ, nihayet peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır

(2:214)






el-Mâni'u celle celâluh

Manası:
1- Dilemediği şeyin meydana gelmesine mani olan 2- Kötülüğe engel olan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
"Ey Musa! Onlar orada bulundukları müddetçe biz oraya asla girmeyiz; şu halde sen ve Rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız" dediler Musa: "Rabbim! Ben kendimden ve kardeşimden başkasına hakim olamıyorum; bizimle, bu yoldan çıkmış toplumun arasını ayır" dedi Allah, "ÖYLEYSE ORASI (ARZ-I MUKADDES) ONLARA KIRK YIL YASAKLANMIŞTIR; (BU MÜDDET İÇİNDE) YERYÜZÜNDE ŞAŞKIN ŞAŞKIN DOLAŞACAKLAR Artık sen, yoldan çıkmış toplum için üzülme" dedi

(5:2426)






el-Mugniy celle celâluh

Manası:
Zenginlik veren, ihtiyaçtan kurtaran

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin EĞER BUNLAR FAKİR İSELER, ALLAH KENDİ LÜTFU İLE ONLARI ZENGİNLEŞTİRİR Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir

(24:32)

Ve şüphesiz en son varış Rabbinedir Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur Öldüren de dirilten de O'dur Şurası muhakkak ki (rahime) atıldığında nutfeden, erkek ve dişiden ibaret olan çifti O yarattı Şüphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir ZENGİN EDEN de ihtiyaçtan kurtaran da O'dur

(53:4248)






Okunuşu:
el-Hâdiy celle celâluh

Manası:
1- Yol gösteren, istediği kulunu hayırlı ve kârlı yollara muvaffak kılan 2- Hidayet lutfeden 3- Muradına erdiren

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terkettiler (Resûlüm!) İşte biz böylece her peygamber için suçlulardan düşmanlar peydâ ettik HİDÂYET VERİCİ ve yardımcı olarak Rabbin yeter

(25:30-31)






Okunuşu:
en-Nûru celle celâluh

Manası:
Âlemleri nûrlandıran; istediği sîmâlara, zihinlere ve gönüllere nûr yağdıran, nûr kaynağı

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN NÛRÛDUR O'nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir (Bu,) nur üstüne nurdur Allah dilediği kimseyi nuruna eriştirir Allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir Allah her şeyi bilir

(24:35)





Okunuşu:
en-Nâfi'u celle celâluh

Manası:
Fayda veren, hayr ve menfaat verici şeyler yaratan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O'ndan başka giderecek yoktur Eğer SANA BİR HAYIR DİLERSE, O'nun keremini geri çevirecek de yoktur O, HAYRINI KULLARINDAN DİLEDİĞİNE ERİŞTİRİR Ve O bağışlayandır, esirgeyendir

(10:107)

O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı Biz gökyüzünden su indirip, orada her FAYDALI nebattan çift çift bitirdik

(31:10)






Okunuşu:
el-Vârisü celle celâluh

Manası:
Servetlerin geçici sahipleri elleri boş olarak yokluğa döndükten sonra, kendisinin varlığı devam eden, servetlerin hakiki sahibi

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Allah'ın, kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır GÖKLERİN VE YERİN MİRASI ALLAH'INDIR Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır

(3:180)

Şüphesiz biz diriltir ve biz öldürürüz! VE HER ŞEYE BİZ VÂRİS OLURUZ Andolsun biz, sizden önce gelip geçenleri de biliriz, geri kalanları da biliriz Şüphesiz Rabbin onları (kıyamette) toplayacaktır Çünkü O, hakîmdir, alîmdir

(15-2325)






Okunuşu:
el-Bâkiy celle celâluh

Manası:
Varlığının sonu olmayan

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacak Ancak azamet ve ikrâm sahibi Rabbinin zâtı BÂKÎ KALACAK

(55:26-27)





Okunuşu:
el-Bediy'u celle celâluh

Manası:
Bütün varlıkları eşi ve örneği olmadan sanatkârâne bir şekilde yaratan; örneksiz, hayret verici âlemler icâd eden

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
"Allah çocuk edindi" dediler Hâşâ! O, bundan münezzehtir Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur, hepsi O'na boyun eğmiştir (O), göklerin ve yerin EŞSİZ YARATICISIDIR Bir şeyi dilediğinde ona sadece "Ol !" der, o da hemen oluverir

(2:116-117)







Okunuşu:
es-Sabûru celle celâluh

Manası:
Çok sabırlı

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları (hemen) cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı Fakat Allah, ONLARI BELİRTİLMİŞ BIR SÜREYE KADAR ERTELİYOR Vakitleri gelince (gerekeni yapar) Kuşkusuz Allah, kullarını görmektedir

(35:45)






er-Raşiydu celle celâluh

Manası:
1- Bütün işleri ezelî takdirine göre yürütüp dosdoğru bir nizam ve hikmet üzere hedefine ulaştıran 2- Kullarını doğru yola yöneltici

Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(Resûlüm! Orada bulunsaydın) güneşi görürdün: Doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder; batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi (Böylece) onlar (güneş ışığından rahatsız olmaksızın) mağaranın bir köşesinde (uyurlardı) İşte bu, Allah'ın âyetlerindendir ALLAH KİME HİDAYET EDERSE, İŞTE O, HAKKA ULAŞMIŞTIR, KİMİ DE HİDAYETTEN MAHRUM EDERSE ARTIK ONU DOĞRUYA YÖNELTECEK BİR DOST BULAMAZSIN

(18:17)


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.