Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ahmed, amiş, efendi

Ahmed Amiş Efendi

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ahmed Amiş Efendi




AHMED AMİŞ EFENDİ

Fâtih Sultan Mehmed Han türbedârlarından ve Şa'bâniyye tarîkatının son devir şeyhlerinden İsmi, Ahmed Amiş olup, Türbedâr veya Türbedar Ahmed Efendi isimleriyle de tanınır 1807 (H1222) de Tuna vilâyetine bağlı Tırnova'da doğdu 1920 (H1338) de İstanbul'da vefât etti Kabri Fâtih Câmii yanındaki kabristandadır

Doğum yeri olan Tırnova'da ilk tahsîlini gören Ahmed Amiş Efendi medrese tahsîlini de orada tamamladı On dört yaşında tasavvufa alâka duydu Bir şeyhe bağlanmak arzusuyla Sâdık Efendi adlı bir zâta başvurdu Sâdık Efendi onun bu konudaki yüksek arzusunu anlamasına rağmen, tasavvuf yoluna girme zamânının gelmediğini belirtti Bu hususta; "Yavrum! Sen şimdi git Sonra seni soyu temiz birisi gelip bulacak ve irşad (rehberlik) edecektir" dedi Bu söz üzerine ilim öğrenmeye devâm eden Ahmed Amiş Efendi yirmi yaşına geldiği zaman Şa'bâniyye yolunun İbrâhimiyye veya Kuşadaviyye kolunun kurucusu Kuşadalı İbrâhim Efendinin Tırnova'ya nâib olarak gönderdiği Ömer Halvetî'ye intisâb edip, talebe oldu Senelerce Ömer Halvetî'nin ilim meclislerinde ve sohbetinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi 1846 senesinde irşâda yâni insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatıp, talebe yetiştirmeye mezun oldu 1853 Osmanlı-Rus yâni Kırım harbine tabur imâmı olarak katıldı ve harpte üstün hizmetler gördü

Harpten sonra memleketine döndü Bir ara gördüğü bir rüyâ üzerine hocası Ömer Halvetî'nin izniyle İstanbul'a geldi Kuşadalı İbrâhim Efendinin vefâtından sonra onun yerine geçen İstanbul-Fâtih Zeyrek civârındaki Çinili Hamamın sâhibi Muhammed Tevfik Bosnevî Efendi ile görüşüp sohbetinde bulundu Sonra tekrar Tırnova'ya dönerek bir hamam kirâladı ve Muhammed Tevfik Bosnevî gibi o da hamam işletmeye başladı Bu sırada ayrıca Sıbyan Mektebi hocalığı da yapan Ahmed Amiş Efendi, Muhammed Tevfik Bosnevî'nin 1866 senesinde vefâtı üzerine tekrar İstanbul'a geldi Muhammed Tevfik Bosnevî'nin önde gelen müridlerinden Üsküdarlı Hoca Ali Efendi, Rıfat Efendi, Üsküdar'da Nalçacı Dergâhı Şeyhi Mustafa Enver Bey, Kaşkar hükümeti temsilcisi Yâkub Han ve Fâtih türbedârıNiğdeli Bekîr Efendi ile sohbetlerde bulundu Bir müddet sonra Tırnova'ya döndü, talebe yetiştirmek ve insanlara vâz ü nasihat etmekle meşgûl oldu Üsküp'te Seyyid Muhammed Nûr-ül-Arabî ile görüştü Muhammed Nûr-ül-Arabî'den icâzet aldı 1877 senesinde Tuna vilâyetinin Osmanlılar elinden çıkması üzerine tekrar İstanbul'a geldi Niğdeli Bekir Efendiden Fâtih türbedarlığını devraldı ve "Fâtih Türbedârı" ünvanıyla anıldı Gümüşhâneli Ahmed Ziyâeddîn Efendiden Nakşibendiyye yolundan icâzetli olan Ahmed Amiş Efendi tasavvufta mücâhede yolunu değil de sohbet ve telkin yolunu tercih etti Kendisine tâbi olanlardan İslâmiyetin emirlerine uyup yasaklarından kaçındıktan sonra sadece sohbet ve muhabbet yolunu seçmelerini istedi Çile ve riyâzet yolunu tercih etmedi

Ahmed Amiş Efendi bu hususda diyor ki:

"Mücâhedâtın, tasavvufî perhizlerin bir kısmını Kuşadalı kaldırmıştı Geri kalanını da ben kaldırdım"

Kendine tâbi olanlara sık sık şu tavsiyelerde bulunur; "İstiğfar edin, salevât okuyun, Kur'ân-ı kerîm okuyun, her şeyi Kur'ân'da bulursunuz" derdi Bu sözleri doğrultusundaki yaşayışı sebebiyle, mensûb olduğu tarîkatın pîri Kuşadalı İbrâhim Efendi gibi tekkeye ve merâsime îtibâr etmemiştir Kırk seneyi aşan irşâd faâliyeti sırasında tâliplere Halvetî ve seyrek olarak da Nakşibendî icâzetnâmesi vermiştir

Ömrünün sonuna kadar mensûb olduğu Şa'bâniyye yolunun şeyhliğini ve Fâtih Sultan Mehmed Hanın türbedârlığını yürüten Ahmed Amiş Efendinin müridleri ve yakınları arasında, Bursalı Mehmed Tâhir Efendi, Müderris Babanzâde Ahmed Naîm Bey, Ahmed Avni Konuk, Hüseyin Avni Konukman, İsmâil Fenni Ertuğrul, Abdülazîz Mecdî (Tolun) Efendi gibi kimseler yer aldı Yaklaşık 113 yaşında iken dâmâdı Ahmed Naîm Beyin İstanbul Şehzâdebaşı'ndaki evinde 9 Mayıs 1920 (H1338) târihinde vefât etti Cenâze namazını talebelerinden Abdülazîz Mecdî Efendi kıldırdı Senelerce türbedârlığını yaptığı Fâtih Sultan Mehmed Hanın türbesi yanındaki kabristana defnedildi Vefâtına talebelerinden Evranoszâde Sâmi Bey; "Gitti gülzâr-ı Cemale pîr-i efrad-ı Cihân (1388)" mısra'ı ile târih düşürdü Ayrıca Evranoszâde Sâmi Bey tarafından mezar taşına bir manzûme yazılmıştır

Ahmed Amiş Efendi eser bırakmamıştır Abdülbâki Gölpınarlı, Ahmed Avni Konuk'un Ahmed Amiş Efendinin sohbetlerinde tuttuğu notların kendisinde olduğunu kaydetmektedir Kendisinden sonra yerine baş halîfesi olan Kayserili Mehmed Tevfik Efendiyi postnişin bıraktı

Şa'bâniyye ve Halvetiyye yollarının son devir temsilcilerinden olan Ahmed Amiş Efendi, sohbet yoluyla talebe yetiştirmeye çalıştı Sohbetleri esnasında kısa ve özlü sözlerle talebelerini îkaz eder, onların istikâmet üzere Peygamber efendimiz ile Eshâbının yolunda olmalarını isterdi

Talebelerinden birisi müridin yâni talebenin şeyhe (hocaya) olan ihtiyâcını sorunca; "Dağı dağ, taşı taş gördükçe şeyhe muhtaçsın Bu böyle olsun, şu şöyle olsundan kurtuluncaya kadar, şeyhe muhtaçsın" demiştir

Rızk ile ilgili olarak soru soran birine de; "En âlâ rızık mânevî rızıktır Dünyâda eşini bulamaz, işini bilemezsen rahat edemezsin" demişti

Ahmed Amiş Efendi sohbetine gelenlerle tatlı tatlı konuştuktan sonra, onun hakkında duâ eder ve bâzı müjdeler verirdi Evranoszâde Sâmi Bey o zaman Rüşdiye öğretmeni olan Şerâfettin Yaltkaya'yı, Ahmed Amiş Efendinin sohbetine getirdi Fakat iki saat müddetle oturdukları halde AhmedAmiş Efendi sessiz durup hiç konuşmadı Evranoszâde Sâmi Bey, Amiş Efendinin böyle gelenlere duâ edip bâzı müjdeler verdiğini bildiği için bu durumu merak etti O gün hiç konuşmadan Amiş Efendinin yanından ayrıldılar Evranoszâde Sâmi Bey ertesi gün tek başına Amiş Efendinin yanına gitti ve; "Efendim Şerâfettin için bir müjde vermediniz sebebi nedir?" diye sordu Ahmed Amiş Efendi, biraz durakladıktan sonra; "O (yâni Şerâfettin Yaltkaya) bulunduğu mesleğin en yükseğine çıkar" dedi Hakikaten Şerâfettin Yaltkaya zamanla yükselip profesör ve Diyânet İşleri Reisi oldu Fakat İslâm dînine hizmet edeceği yerde pek çok zarar verdi Bu yüzden, icraatını bilenler tarafından Telefüddîn Haltkaya adı ile anıldı

Edirnekapı dışında kabri bulunan Bekir Niğdevî'nin kabri yanında Amiş Efendinin talebelerinden Hilmi Bey'in kabri vardır Hilmi Bey Çanakkale Savaşında Fransız zırhlısını Boğaz'ın sularına gömen meşhur askerdir Gümüşsuyu Askerî Hastanesi Baştabibliğinden emekli albay Doktor Hamdi Hızlan Bey, Ahmed Amiş Efendiden naklen anlatıyor:

Siz harbin fecâatini bilmezsiniz Ben Rus (Kırım) harbinde yaralıları sırtımda taşıdım Harbin fecâatini yakînen bilirim Sakın harbi temenni etmeyin

Ahmed Amiş Efendinin halîfe olarak bıraktığı talebeleri şunlardır:

1 Kayserili Mehmed Tevfik Efendi Bu zât Amiş Efendiden sonra Şa'bâniyye tarîkatının Kuşadaviyye (İbrâhimiyye) kolunun şeyhliğini yürütmüş, emâneti Maraşlı Ahmed Tâhir Efendiye bırakarak vefât etmiştir 2 Abdülazîz Mecdî (Tolun) Efendi 3 Evranoszâde Süleymân Sâmi Bey 4 Trablus Nâib-i SultanıŞemseddîn Paşa

1) Sefînet-ül-Evliyâ; c4, s110
2) Balıkesirli Abdülazîz Mecdî Tolun (Osman Ergin)
3) Muhammed Tevfik Bosnevî; s18-28

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.