![]() |
Muhammed Bin Eslem Tûsî |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Muhammed Bin Eslem TûsîMUHAMMED BİN ESLEM TÛSÎ Horasan taraflarında yaşayan büyük velîlerden, tefsîr, kelâm ve hadîs âlimi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl eden Muhammed bin Eslem Tûsî, Ya'lâ bin Ubeyd ve kardeşinden, Câfer bin Avn, Yezîd bin Hârûn, Ubeydullah bin Mûsâ, El-Mukrî ve başkalarından hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed bin EslemTûsî hazretleri bütün ömrü boyunca Peygamber efendimizin sünnet-i seniyyesine tam bir bağlılık içinde yaşadı ![]() Haram ve şüphelilerden sakınmakta ve hattâ şüphelilere düşmek korkusuyla mübahların çoğunu terketmekte çok dikkatli idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zaman zaman Nişâbûr'dan Tûs'a, Tûs'dan Nişâbûr'a gidip gelerek insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatan Muhammed bin Eslem Tûsî hazretleri pekçok kimsenin kurtuluşuna vesîle oldu ![]() ![]() ![]() Muhammed bin Eslem hazretleri, geceleyin muhtac olanların ne ihtiyaçları olduğunu gizlice tesbit eder, sonra da başkalarından borç alıp, ihtiyâcı olanlara gönderir ve götüren şahsa, kimin gönderdiğini söylememesini tenbih ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed bin Eslem Tûsî hazretleri, yanlış ve eğri yollara sapmamayı tavsiye eder, hak ve hakikatı insanların anlayabileceği şekilde geniş olarak anlatırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz; "Benî İsrâil (İsrâiloğulları), yetmiş bir fırkaya ayrılmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed bin Eslem Tûsî bu hadîs-i şerîfi rivâyet ettikten sonra buyurdu ki: "İşte ben her işimde bu hadîs-i şerîfi ölçü aldım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyüklerden birisi şöyle anlatıyor: Bir gün şeytanın havadan yere düştüğünü gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed bin Eslem, Müsned ismindeki kitabına, "Îmân; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, âhiret gününe, hayır olsun şer olsun, kaderin hepsine (hepsinin, Allah'ın takdiri, dilemesi ve yaratması ile olduğuna) inanmaktır" hadîs-i şerîfini yazarak başladı ve "Îmânın, Allah'a inanmak ile başlaması, O'nun fazlı, rahmeti ve kullarından dilediğine yaptığı bir ihsândır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed bin Eslem Tûsî hazretleri ilim ve güzel ahlâk sâhibiydi ![]() ![]() ![]() "Şirk, karanlık gecede düz bir taş üzerinde yürüyen karıncanın ayak sesinden daha gizlidir ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâya çok ibâdet eder ve O'nun ism-i şerîfini çok zikrederdi ![]() "Bir kimse ihlâs ile Lâ ilâhe illallah derseCennet'e girer ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyâya ve dünyâ malına değer vermediği gibi, ölümü çok hatırlardı ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Muhammed Bin Eslem Tûsî |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Muhammed Bin Eslem TûsîEbû Abdullah isminde bir zât şöyle anlatıyor; "Vefâtından dört gün önce Muhammed bin Eslem'in yanına girdim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed bin Eslem'in (rahmetullahi aleyh) hastalığı sırasında komşularından birisi, bir gece rüyâsında Muhammed binEslem'i gördü ![]() ![]() ![]() ![]() Evliyânın büyüklerinden Ebû Alî Fârmedî hazretleri, bir mescidde vâz veriyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İshâk bin Râheveyh buyuruyor ki: "Câhiller "sevâd-ı âzam" deyince, insanların cemâati "ehl-i cemâat" diye anlarlar ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed bin Eslem Tûsî'nin hadîs ilmine dâir El-Müsned ve El-Erbeûn isimli eserleri ve Tefsîr-ül-Kur'ân, El-Îmân vel-A'mâl (sapık fırkalardan Kerrâmiyye ve Cühemiyyeye reddiye) isimli eserleri vardır ![]() AZÂB ÇOK ÇETİN Muhammed bin Eslem ki, evliyâyı kirâmdan, Pek ziyâde kaçardı, şüpheli ve haramdan ![]() Riyâdan da çok fazla, sakınırdı kendini, Hep gizli yapıyordu, gece ibâdetini ![]() Allah için ağlayıp, yaş dökerdi gözünden, Rabbinden çok korktuğu, okunurdu yüzünden ![]() Yemezdi başka bir şey, arpa ekmeği hâriç, Devamlı hüzünlüydü, kahkaha etmezdi hiç ![]() Nişâbur’a gelmişti, bir işini görmeğe, Koşuştu herkes ondan, bir şeyler dinlemeye ![]() Sohbetini dinleyen, insanlardan nihâyet, Tam elli bin kişiye, nasîb oldu hidâyet ![]() Abdullah bin Tâhir ki, Horasan vâlisiydi, Çok güzel, yakışıklı, nûr yüzlü birisiydi, Bir ara Horasan’dan, gelmişti Nişâbur’a, Halk onu görmek için, dökülmüştü yollara ![]() Bu mübârek vâliyle, görüştü hep ahâli, Sonunda bir husûsu, merak etti bu vâli ![]() Dedi: “Beni görmeye, bu gelenlerden hâriç, Tanınmış kimselerden, gelmeyen kaldı mı hiç?” Dediler ki: “Gelmeyen, iki zât kaldı ki hem, Ahmed ibni Harb ile, Muhammed ibni Eslem ![]() “Ne için gelmediler?” diye sordu o vâli, Dediler: "Bu ikisi, âlimdir hem de velî, Allah adamıdırlar, ibâdet ederler hep, Rablerinden gayriyi, etmezler aslâ talep, Halk ile ilgileri, olmuyor pek o kadar, Dünyâ adamlarıyla, olmazlar alâkadar ![]() Vâli dedi: “Öyleyse, biz gidelim onlara ![]() Gittiler berâberce, İbn-i Harb’e evvelâ ![]() O, vâliyi görünce, buyurdu ki: “Evet, siz, İşittiğimizden de, daha güzelmişsiniz ![]() Duymuştum sîmanızın, çok güzel olduğunu, Şimdi de hakkul-yakîn gördüm ve bildim bunu ![]() Şimdi size yakışan, şudur ki, güzelsiniz, Bunu, günah kiriyle, sakın kirletmeyiniz! Nice güzel yüzlüler, vardır ki böyle işte, Günahı sebebiyle, yanacaktır ateşte ![]() Abdullah bin Tâhir’e, İbn-i Harb’ın sözleri, Öyle tesir etti ki, yaşla doldu gözleri ![]() Oradan da Muhammed bin Eslem’in evine, Gittiyse de o kapı, açılmadı kendine ![]() Dedi ki: “Yâ İlâhî, ben günahkar bir kulum, O ise çok sevdiğin, bir zâttır, biliyorum ![]() Biz, dünyâya bulaştık, o, dünyadan kaçtı hep, Onun yükselmesine, bu oldu zâten sebep ![]() Ben onu, senin için, seviyorum pek fazla, Hizmetçisi olmaya, lâyık değilim aslâ ![]() Onun hürmeti için, yâ Rabbî affet beni, Nasîb et, işiteyim, tek bir nasîhatini ![]() Cumâ namazı için, çıkar çıkmaz evinden, Kapıda bekliyordu, öptü iki elinden ![]() Buyurdu ki: “Ey vâli, öleceksin sen dahî, Hiç günah işleme ki, azâb çetin vallahi ![]() Her ne ki işledinse, dünyâda sevap, günah, Hepsinin hesâbını, soracak senden Allah ![]() Bakmazlar âhirette, senin vâliliğine, Hesabı veremezsen, yazık olur hâline ![]() VÂLİNİN HÜRMETİ Bir zâlim, Kur'ân-ı kerîmin mahlûk olduğunu söylemesi için Muhammed bin Eslem hazretlerini zorladı ise de, söylemeyip, zindana atıldı ve orada iki sene kadar kaldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Hilyet-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 2) El-A'lâm; c ![]() ![]() 3) Tezkiret-ül-Evliyâ; s ![]() 4) Tabakât-ül-Kübrâ; c ![]() ![]() 5) Sıfât-üs-Safve; c ![]() ![]() 6) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|