08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ebü'l-Fadl Ahmedî
EBÜ'L-FADL AHMEDÎ
Evliyânın önde gelenlerinden İsmi Ahmed, künyesi Ebü'l-Fadl'dır Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir 1535 (H 942) senesi Bedir'de vefât etti ve oraya defnedildi
Ebü'l-Fadl Ahmed, hak âşığı bir zât olarak yetişti Evliyânın büyüklerinden, Aliyyül Havas hazretlerinin sohbetlerinde mânevî hallere ve evliyâlık makamlarına kavuştu Abdülvehhâb-ı Şa'rânî hazretlerinin hak yoldaki dostu, sohbet arkadaşı ve sırdaşı idi Sözleri, halleri, kerâmetleri her tarafa yayıldı Abdülvehhâb-ı Şa'rânî hazretleri kendisini çok sever, sohbetlerinde bulunur, hürmet ve hizmet ederdi Kendisine ona hizmet etmesinin sebebi soruldukta; "Seher vakitlerinde gizliden bâzı sesler işitirdim O seslerde; "Sen şimdiye kadar Ebü'l-Fadl gibi biri ile sohbet etmedin Bundan sonra da onun gibisini bulamazsın " deniyordu " buyurdu Kendisine kaç yıl hizmet ettiği ve sohbetinde bulunduğu soruldukta da; "On beş yıl " buyurdu
Ebü'l-Fadl Ahmed hazretleri çok az yerdi Yaz olsun, kış olsun günde on nefes alacak kadar bir uykusu olurdu Giydiği şeyler eski fakat temizdi Başkalarından önce davranıp hizmete koşardı Birlikte gittiği bir cemâatin bir kısım eşyâlarını taşımakta ısrar etmiş ve taşımıştı Allahü teâlânın evi olan mescidlere çok hürmet ederdi
Abdülvehhâb-ı Şa'rânî hazretleri anlatır: "Onun kadar insanlar arasında mescidlere tâzim ve hürmet eden birini görmedim O katiyyen tek başına girmez, mescidin kapısında bekler, biri girerse peşinden girerdi Sebebini soranlara; "Bizim gibilere ancak müslümanların peşinden girmek yaraşır Mescid âdâbını yerine getirememekten korkarız " derdi "
Sohbet arkadaşı Abdülvehhâb-ı Şa'rânî hazretleri anlatır: "Bir gün Ebü'l-Fadl'ın yanında bir dervişi övdüm Bana; "Beni onunla buluştur Görmek isterim " buyurdu Birlikte gittik Dervişi bulduk Derviş Ebü'l-Fadl'ı görünce, korkudan çeşitli hallere girdi Neredeyse aklı başından gidecekti O zaman Ebü'l-Fadl hazretleri; "Bu ne bulursa yer Verâ, haram ve şüphelilerden kaçma hâli yoktur " buyurdu Sonra meâlen; "Fâiz yiyen kimseler (kabirlerinden) şeytan çarpmış kimseler gibi çarpılmış olarak kalkarlar " (Bekara sûresi: 275) âyet-i kerîmesini okudu "
Ebü'l-Fadl Ahmedî hazretlerinin hikmetli sözleri çoktur Devamlı müslümanlara hüsn-i zan etmenin önemini anlatırdı Bu hususta; "Müslüman idârecilere iyi zanda bulunmalı Şâyet onlar zulüm ederlerse, Allahü teâlâ âhirette hiç kimseye; "Neden kullara iyi zanda bulundun?" diye sormaz " buyurdu
Mahluklara kötü söz sarfetmekten sakındırırdı Bu hususta; "Allahü teâlânın yarattıklarından hiç kimseye sövmeyin Şâyet kötü söz sarfederseniz bir bakıma kendinizi üstün tutmuş olursunuz Sonra da sonunuzun ne olacağını bilemezsiniz " buyurdu
Yine bir gün sohbet ederken; "Allahü teâlânın kulları olunuz Nefsinizin, altınlarınızın, paralarınızın kulu olmaktan sakının Sizler nefisleriniz için değil, ancak Allahü teâlâ için yaratıldınız O halde O'ndan kaçmayın " buyurdu
İyi işleri yapmaya teşvik ederdi Çok söylediği şeylerden birisi de; "İlim sâhipleri ile konuşurken dilinize sâhib olunuz Evliyâ ile konuşurken de kalbinizi koruyunuz Zîrâ bunlar Allahü teâlâya yakın olmakla şereflenmişlerdir Bunların huzûruna ancak edeple gidiniz Çünkü onların kalpleri, Allahü teâlânın zikriyle meşguldür Nefisleri ibâdeti istemekte, akılları da bildiğiniz akıl gibi değildir Bunun için edebinize dikkat ediniz En ufak bir saygısızlığınıza kırılabilirler Allahü teâlâ da onların istediğini sizde yerine getirir " buyurdu
Kendisine Allahü teâlâya nasıl duâ edelim diye soruldu O zaman; "Allahü teâlâdan dâimâ af ve âfiyet isteyiniz " diye cevap verdi
Kalp ve gönül temizliğinden anlatırdı Bu hususta; "İçinizi hırs, kin, hased gibi kötü huylardan temizleyiniz Bunlardan biri varken kimse size yakın olmaz Böyle olunca Allahü teâlânın sevgisi kalbinizde meydana gelmez " derdi
Yenilen içilen şeylerin helalden olmasına çok dikkat ederdi Bu sebeple sohbetlerinde; "Gücünüz yettiği kadar, yiyip içtiklerinizin helal ve temiz olmasına dikkat ediniz Çünkü bu, din binâsının ayakta kalmasını sağlayan bir temeldir Bütün amellerinizin kabûlü buna bağlıdır
Allahü teâlânın sevgili kulları kendilerine gelen lokmaların nereden geldiğini iyi bilirler "
Bir gün Ebü'l-Fadl hazretlerine Kur'ân-ı kerîmde; "Zulmedenlere meyletmeyin Size ateş dokunur (Cehennem'de yanarsınız) " (Hûd sûresi: 113) meâlindeki âyet-i kerîme okundu ve; "Buradaki meyletmeye, nefse meyletme de girer mi?" diye soruldu O; "Evet, zulüm de nefsin sıfatlarındandır " buyurdu
Ebü'l-Fadl Ahmedî bir gün Cennet'ten anlattı; "Cennet bâzı kimselere iştiyâk duyar, arzu eder Tıpkı onların Cennet'i arzu ettikleri gibi Bunlar îmân sâhibi sâlih kimselerdir Bir kısım insanlar daha vardır ki Cennet onları arzu etmez ama onlar Cennet'i isterler Bunlar ise âsî günahkâr müminlerdir Bir başka grup insan daha vardır ki, Cennet bunları arzu eder Ama bunların arzuları Cennet değildir İşte bunlar hal sâhibi velîlerdir Bunların dışında bir takım insanlar vardır ki, Cennet bunları kesinlikle istemez, onlar da Cennet'i istemezler Bunlar da kıyâmet gününü ve sonrasını inkâr eden küfür ehlidir
Cennet ehli Cennet'te bir şey isteyip, temennî ettiğinde o nîmet hemen verilir " buyurdu
O GÜN GELMEDİKÇE  
Abdülvehhâb-ı Şa'rânî hazretleri anlatır:
"Bâzı geceler beni mânevî haller ve bilgiler kaplardı Hemen onları yazardım Ertesi gün Ebü'l-Fadl hazretleri ile görüştüğümüzde onları kendisine okur, arz ederdim O sırada sarığının içinden bir kağıt çıkarır; "Oku!" derdi Okuduğumda aynı mânevî bilgiler olduğunu görürdüm Bir harf bile olsa, aralarında fark yoktu
Zamânında Emir Muhyiddîn isminde birisi zindana atılmıştı Bu kişi Abdülvehhâb-ı Şa'rânî hazretlerine haber salıp zindandan kurtulması için duâ istedi Bunun üzerine ona duâ etmeye başladı Bu hâli kimse bilmiyordu Yine duâ ettiği bir gece yanına Ebü'l-Fadl Ahmed hazretleri geldi ve; "Kardeşim Abdülvehhâb! Onun zindanda beş ay yedi gün kalması mukadderdir O gün tamam olmadıkça kimse onu oradan çıkaramaz Semâya çıkan duâlarını yine sana dönüyor gördüm " buyurdu
1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c 1, s 361
2) Tabakât-ül-Kübrâ
|
|
|