![]() |
Ebüssü'ûd Efendi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ebüssü'ûd EfendiEBÜSSÜ'ÛD EFENDİ Osmanlı âlimlerinin en meşhûrlarından ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi, âlimler yetiştiren bir âileye mensub idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendinin babası, hem amcası hem de kayınbabası olan Ali Kuşcu'dan ve kendi babası Mustafa İmâdî'den ilim öğrendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böyle bir zâtın oğlu olan Ebüssü'ûd Efendi, küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayıp, çocukluk ve gençlik çağında babasından dersler aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi, İnegöl'deki İshak Paşa Medresesindeki müderrislik vazifesinden 1520 senesinde alındı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi 1532 senesinde Bursa kâdılığına tâyin edildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kânûnî Sultan Süleymân Hân kıymetini ve ilimdeki üstünlüğünü anladığı Ebüssü'ûd Efendiyi çok sever ve değer verirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kânûnî Sultan Süleymân Hân ve İkinci Sultan Selîm'in saltanatları zamânında 30 sene şeyhülislâmlık yaptı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kânûnî Sultan Süleymân Hân 1566 (H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi, Kânûnî Sultan Süleymân Hana hayatta iken bir vesîle ile şu meâlde bir kıt'a yazmıştı; "Asıl gerçek, gerçeği gören cihân pâdişâhının görüşüdür ![]() ![]() "Yıldırım gürültüsü mü, yoksa İsrâfil Sur'u mu? Ki böyle doldu kıyâmet sayhalarıyla yeryüzü Bundan her tarafa büyük bir korku isâbet etti, Bundan bütün insanlar Tûr'daki helâk hâdisesini tattı ![]() Ebüssü'ûd Efendi, sekiz sene de Sultan İkinci Selîm Hân zamânında şeyhülislâmlık yaptı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kuruluşundan beri durmadan gelişen Osmanlı Devleti büyüdükçe, geniş arâzileri ve değişik kabîleleri içine almıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi, dînine bağlı, haramlardan ve şüpheli şeylerden son derece sakınan, Allah korkusu çok olan bir âlimdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devletinde yetişmiş en büyük şeyhülislâmlardan birisi idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi, kendisine sorulan suâllere gâyet yerinde ve faydalı cevaplar verirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi, Yavuz Sultan Selîm ile Kânûnî Sultan Süleymân Hanın fevkalâde sevgi ve iltifâtını kazandı ![]() ![]() "Halde hâldaşım, sinde sindaşım (yaşta yaşdaşım), âhiret karındaşım, Molla Ebüssü'ûd Efendi hazretlerine, sonsuz duâlarımı bildirdikten sonra, hâl ve hâtırını suâl ederim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi, başta muhteşem bir hükümdâr olan Kânûnî Sultan Süleymân Hân, ilimde Zenbilli Ali Efendi ve İbn-i Kemâl Paşa, İmâm-ı Birgivî gibi âlimlerin, edebiyatta Fuzûlî ve Bâki gibi şâirlerin, mîmârîde Mîmar Sinân, tarihte Selânikli Mustafa ve Âlî, Nişancı Mehmed, coğrafyada Pîrî Reis, denizcilikte Barbaros ve Turgut Reis gibi meşhûr kimselerin bulunduğu bir devirde bulunmuş ve o da ilimdeki yüksek derecesi ve mahâretiyle şeyhülislâmlık makâmında hizmet etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi, bütün bu meziyet ve üstünlükleri yanında, edebiyât ve şiir sâhasında da yâdigâr eserler bırakmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meselâ; "Eşk-i pür-hûn ser-be-ser tutdı cihân eknâfını, Sîne-i sûzânım içre âteş-i hasret gibi ![]() Ve aynı kasîdesinde; "Âleme beyhûde bakma, eyle im'ân-ı nazar, Sun'i üstâd-ı ezelde, nâzır-ı ibret gibi ![]() Her biri zerrât-ı ekvânın lisân-ı hâl ile, Keşfeder sırr-ı cihânı hâtik-i hikmet gibi ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ebüssü'ûd Efendi |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ebüssü'ûd EfendiEbüssü'ûd Efendi, benzeri az yetişen bir âlimdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tefsîr ilminde de büyük bir âlim olduğu için, "Müfessirlerin hatîbi" ünvânı verilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bu üstün vasıflarıyla devletine ve milletine pekçok hizmetlerde bulunan Ebüssü'ûd Efendi, 25 Ağustos 1574 (H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendinin talebelerinden ve o devrin en meşhûr şâirlerinden olan Bâki Efendi, Ebüssü'ûd Efendiyi metheden şu şiiri yazmıştır: "Şer-i efâdıl-âfâk müftî-i âlem ![]() Sipihr-i fazl-u-kemâl, âfitâb câh-ü-celâl ![]() İmâm-ı saff-ı efâdıl, emîr-i hayl-i kirâm ![]() Emîn-i dîn-ü-düvel, hâce-i hûceste hısâl, Ebû Hânîfe-i sânî Ebüssü'ûd ol kim, Fezâil içre olupdur efâdıl ona ıyâl ![]() Ün yapmış üstün ilim adamlarının başı ve kâinât müftüsü, kemal ve fazîletin semâsı, güneş mertebeli ve güneş otoriteli ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi; uzun boylu, yanakları çukurca, buğday benizli, ak sakallı, nûrânî yüzlü, vakûr ve heybetli idi ![]() ![]() ![]() İskilip'te, babası Muhyiddîn Mehmed İskilîbî'nin ve annesinin medfun bulunduğu türbenin yanında bir câmi ve bir medrese, o civarda bir de köprü yaptırmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi Osmanlı sultanlarından İkinci Selîm, Üçüncü Murâd veÜçüncü Mehmed'in zamanlarında yetişen ilim adamlarının çoğunun hocasıdır ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi, kendi oğullarını da ilimde yetiştirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci Oğlu Şemseddîn Ahmed Çelebi, Taşköprüzâde Ahmed, Efendiden ve babasından ilim öğrendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En küçük oğlu Mustafa Efendiyi kendisi ilimde yetiştirip, icâzet verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi, tefsîr, fıkıh ve diğer ilimlerde pekçok eser yazmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi, bu tefsîrini nasıl yazdığı hakkında yaptığı açıklamanın bir bölümünde Keşşaf Tefsîri'nin ve İmâm-ı Beydâvî'nin Envâr-üt-Tenzîl adlı tefsîrinin, yazılmış tefsîrlerin en meşhûru ve seçilmiş tefsîrler olduğunu belirttikten sonra şöyle demektedir: "Önceden bu iki kitabı okuyup incelemekle meşgûl olurken, bunların ihtivâ ettiği cevherlere, kıymetli bilgilere, diğer kitaplarda bulduklarımı da ilâve etmek sûretiyle, güzel bir uslûb ile tertib etmek ve Allahü teâlânın lütfu olarak kalbime doğan şeyleri de, Kur'ân-ı kerîmin şânına uygun bir şekilde ilâve edip, Sultan Süleymân'ın hazîne-i şâhânesine hediye etmeyi düşündüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendi, Sâd sûresine geldiği zaman Kânûnî Sultan Süleymân Hân tefsiri görmek istedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendinin diğer önemli eserleri ise şunlardır: 1) Ma'rûzât, 2) Hasm-ül-Hilâf, fil-Meshi Alel-Hıfâf, 3) Tehâfüt-ül-Emcâd fî Evveli Kitâb-il-Cihâd, 4) Meâkıd-üt-Taraf fî Evveli Tefsîri Sûret-il-Fethi min-el-Keşşâf, 5) Ğamezât-ül-Melîh fî Evveli Mebâhıs-il-Kasr-ıl-âm Minet-Telvîh, 6) Tevâkıb-ül-Enzâr fî Evveli Menâr-ül-Envâr, 7) Ta'likâtün alel-Hidâye; 8) Fetvâlar: Ebüssü'ûd Efendinin fetvâları, Bostanzâde Muhammed bin Ahmed Efendi tarafından toplanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Ebüssü'ûd Efendinin vermiş olduğu binlerce fetvâdan bir kısmı ise şu şekildedir ![]() "Bir tavuk boğazlanıp, içi ve gursağı çıkarılmadan, kaynar suda haşlasalar, yolsalar, yemesi helâl olmaz, haramdır ![]() ![]() "İmâm, amel-i kesîr oluncaya kadar tegannî ederse, yâhut üç harf ziyâde ederse, namazı fâsid olur ![]() ![]() "Bir köyde veya mahallede mescid olmayıp, cemâatle namaz kılmasalar, hükûmet bunlara zorla mescid yaptırmalıdır ![]() ![]() Suâl: Namazda otururken şehâdet parmağı kaldırmak mı kaldırmamak mı daha iyidir? Cevap: Her ikisi de iyi demişlerdir ![]() ![]() Suâl: Bir dilenci gelip: "Allah aşkına, Peygamber aşkına; Allah'ı seversen, Peygamber'i seversen bana bir akçe ver" dese; o dilenciye: "Allah versin!" tarzında cevap verilse veya hiç bir yardımda bulunulmasa günaha girmiş olunur mu? Cevap: Sevmek, vermeyi gerektirmez ![]() ![]() ![]() ![]() Suâl: Karacaahmet tekkesine hasta götüren ve orada kurban kesen kimseler: "Hasta oraya varınca şifâ bulur" diye inansalar" dînen onlara ne gerekir? Cevap: Eğer şifâ verenin Allahü teâlâ olduğunu bilirler ve Karacaahmed'i de sâlih bir kişi olarak tanırlarsa bir şey gerekmez ![]() Suâl: Cenâb-ı Hak hazretleri mekan mefhumundan münezzehtir ![]() ![]() ![]() Cevap: "Allahü teâlâ bütün mekanlardan münezzehtir ![]() ![]() ![]() ![]() Suâl: Bir mescide imâm olmak mı yoksa marangozluk mu daha iyidir? Cevap: Bir sanatı, namazı hiç terketmeden yürütmek, Allah katında makbul ameldir ![]() MÜFTÎ OLSA GEREKTİR Ebüssü'ûd Efendi, şeyhülislâm olmasıyla ilgili bir rüyâsını şöyle anlatmıştır: "Henüz daha medresede talebe iken, bir gece rüyâmda ZeyrekCâmiine girdim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c ![]() ![]() 2) Şezerât-üz-Zeheb; c ![]() ![]() 3) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye (49 ![]() ![]() 4) Şakâyik-ı Nu'mâniyye Zeyli (Atâî); s ![]() 5) Peçevî Târihi; c ![]() ![]() 6) Brockelmann Sup-2; s ![]() 7) Fevâid-ül-Behiyye; s ![]() 8) Devhât-ül-Meşâyıh; s ![]() 9) Mir'ât-ı Kâinât; c ![]() ![]() 10) Ikd-ül-Manzûm (Vefeyât kenarında); c ![]() ![]() 11) Kâmûs-ul-A'lâm; c ![]() ![]() 12) Menâkıb-ı Ebüssü'ûd (Menâkıb Mecmûası), Süleymâniye Kütüphânesi, Es'ad Efendi kısmı, No: 3622 13) Keşf-üz-Zünûn; c ![]() ![]() ![]() ![]() 14) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|