Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilali, maribî

Bilâl-İ Ma'ribî

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilâl-İ Ma'ribî




BİLÂL-İ MA'RİBÎ

Bağdât velîlerinden Trablusgarb'ın Zât-ül-Ahcâr kasabasında doğdu Doğum târihi belli değildir 1015 (H405) senesinde vefât etti Yüz seneden fazla ömür sürdü Tahsîl hayâtını tamamladıktan sonra Halîfe Hârûn Reşîd'in sarayında kâtip olarak vazîfelendirildi Bu görevde iken, sara hastalığına yakalandı Sık sık düşüp bayılıyordu Bu hâl ile uzun zaman dolaştı

Şeyh Muhammed Dîneverî Bağdât'a geldiğinde bir gün yolda kendinden geçmiş hâlde olan Bilâl Ma'ribî'yi gördü Hemen kendi ağzından tükrük alıp, ilâç niyetiyle Bilâl-i Ma'ribî'nin ağzına sürünce, ayılıp iyileşti Bilâl-i Ma'ribî talebeliğe kabûl edilmesi için Muhammed Dîneverî'ye yalvardı Talebeliğe kabûl edilince, Vâdı-ül-Kurâ'ya gidip yerleşti Hocasının hizmetinden bir an olsun ayrılmadı Bilâl-i Ma'ribî yetişip, kemâle geldikten sonra, hocası ona icâzet, diploma verip insanlara doğru yolu göstermesi için memleketine gönderdi

Bilâl-i Ma'ribî, Trablusgarb'a gitmek için bir gemiye bindi Bir ara fırtına çıktı ve gemi batma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı Yolcular boğulma korkusu ve heyecânı içinde ağlamaya başladılar Bilâl-i Ma'ribî denize atlayıp, yürüyerek sâhile çıktı Gemideki yolcular; "Sultânım, bize de bir çâre bul!" diye seslendiler Bunun üzerine onlara; "İçinizden Allahü teâlâdan gayri her şeyi çıkarıp onun yerine Allah sevgisini koyanlar yanıma gelsin!" dedi Bu izinden sonra birkaç kişi denize atlayıp, su üzerinde yürüyerek kıyıya ulaştı Daha sonra Bilâl-i Ma'ribî, fırtınanın durması için Allahü teâlâya duâ etti O anda fırtına dindi ve gemidekiler selâmete kavuştu Yanına deniz üzerinde yürüyerek gelenler talebesi olmakla şereflendiler

Bilâl-i Ma'ribî, memleketinde bir müddet kaldıktan sonra tekrar Bağdât'a döndü Hocası Muhammed Dîneverî'nin vefâtından sonra yerine geçerek talebe yetiştirmeye başladı

Bilâl-i Ma'ribî vefâtı sırasında dostlarına vasiyetini bildirdikten sonra; "Ben vefât ettiğimde, siz cenâzemi kabre götürürken, şiddetli bir yağmur yağacak ve sizleri rahatsız edip, inletecektir O zaman cenâzemi yere koyup yüzümü açın Allahü teâlânın inâyetiyle, yağmur hemen kesilecek ve siz râhat bulacaksınız" dedi Vefâtından sonra cenâze namazı kılınıp, tabutu kabire götürülürken, şiddetli bir yağmur yağmaya başladı Cenâzeyi taşıyanlar yürüyemez hâle geldi İçlerinden bâzıları defin işini tehir etmeyi bile teklif ettiler O anda Bilâl-i Ma'ribî'nin vasiyeti akıllarına geldi, hemen tabutu yere koyup, yüzünü açtılar Yüzü görünür görünmez, Allahü teâlânın izniyle yağmur dindi Sular çekildi ve güneş bütün parlaklığı ile göründü Cemâat da cenâzeyi önceden hazırladıkları kabre defnetti

1) Lemezât; c2, s295

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.