Prof. Dr. Sinsi
|
Bilâl Bin Sa'd
BİLÂL BİN SA'D
Peygamber efendimizin arkadaşlarının yetiştirdiği âlim ve velîlerden Âlim, vâiz, velî ve kârî, Kur'ân-ı kerîm hâfızı bir zât İsmi, Bilâl bin Sa'd bin Temîm el-Eş'ârî olup, künyesi Ebû Amr'dır Ebû Zûr'a da denildi Şam'da bulundu Doğum târihi belli değildir Babası Sa'd bin Temim, Eshâb-ı kirâmdandır Babasının yanında yetişti ve babasından, hazret-i Bilâl, hazret-i Muâviye, Ebüdderdâ, İbn-i Ömer, Câbir'den ve daha birçok Eshâb-ı kirâmdan hadîs-i şerîf rivâyet etti Kendisinden ise Evzâî, Saîd bin Abdülazîz, Atâ bin Ebî Rebâh, İbn-i Sa'd gibi birçok zâtlar hadîs-i şerîf naklettiler Âlimler, Bilâl bin Sa'd'ın sika, güvenilir olduğunu söyleyerek; "Basra'da Hasan-ı Basrî ne ise, Şam'da da Bilâl bin Sa'd odur " dediler Her gün ve gece bin rekat namaz kılardı 737 (H 120) senesinde vefât etti
Bilâl bin Sa'd, bir gün Ankebût sûresinden; "Muhakkak ki benim arzım (yeryüzü) geniştir O halde yalnızca bana ibâdet edin " meâlindeki 56 âyetini okudu ve; "Bulunduğunuz yerde fitnelerin yayıldığını görürseniz, o yerden başka yerlere gidiniz Çünkü yeryüzü çok geniştir " buyurdu
Bir sene yağmur yağmıyordu Halk ile yağmur duâsına çıktı İnsanlara karşı; "Ey insanlar! Hepiniz günahkâr olduğunuzu îtirâf eder misiniz?" diye sordu Onlar; "Evet, hepimiz günâhkârız Günâhlarımız çok, hepsine tövbe ettik " dediler Bunun üzerine Allahü teâlâya şöyle duâ etti: "Yâ Rabbî! Kur'ân-ı kerîmde meâlen; "İhsân edip doğru söyleyenlerin duâsını kabûl ederim " buyuruyorsun Biz, çok günâhlarımızın bulunduğunu îtirâf edip, doğruyu söyledik ve tövbe ettik Bizi affet ve bize yağmur ihsân et!" Biraz sonra yağmur yağmaya başladı
Hazret-i Bilâl bin Sa'd'ın bir oğlu gazâda şehîd oldu Bir kimse gelip; "Vefât eden oğlunuzda 20 dînâr alacağım vardı " dedi Gelen kimseye; "Buna dâir bir şâhidiniz veya elinizde bir yazınız var mı?" diye sordu O kimse; "Yok " dedi "Peki bunun için yemin eder misiniz?" buyurdu O kimse; "Yemin ederim " deyince, yemin etmesini istemeden 20 dînârı verdi ve; "Eğer doğru söylüyorsan oğlumun borcunu ödemiş olurum; yalan söylüyorsan sadakam olur " buyurdu
Bilâl bin Sa'd buyururdu ki:
"Günâhlar gizli olarak işlenirse bunun zararı, günâhı işleyenleredir Lâkin açıktan işleniyor ve buna mâni olunmuyorsa, bunun zararı herkesedir "
"Bir insanın iyiliklerini hatırlayıp, günâhlarını unutması gururdandır Günâhların ne kadar küçük olduğunu değil, bu günâhı Allahü teâlânın huzûrunda işlediğini düşünmek lâzımdır "
"Allahü teâlâ bize, haramlardan, şüphelilerden, hattâ şüphelilere düşmemek için ihtiyatlı olup, mübahların çoğundan sakınmayı emrediyor Biz ise, aşırı derecede dünyâyı sever, ona bağlanırız Bu; günâh olarak, bize yeter "
"Allahü teâlânın emirlerini hatırlatan, nasîhat eden bir kardeşin, sana altın hediyye edenden daha hayırlıdır " Böyle birini bulunca; "Ey kardeşim! Bende bir kusur var mıdır? Lütfen bildir de düzeltmeye çalışayım " demelidir
"Bir insan kendisinin medhi yapıldığı zaman, bu medh ve öğmeler kendisine iyi gelmiyorsa ne iyi  Ama bunları duyunca seviniyorsa zarardadır "
"Üç kimsenin hiçbir ibâdeti kabûl olmaz Müşrik, kâfir ve râî" "Râî kimdir?" diye sordular Dîn-i İslâmın bildirdiği hükümleri bırakıp, kendi re'yi, görüşü ile amel eden kimsedir " buyurdular
"Bir kimse müslümânım dediği zaman Allahü teâlâ onun ameline bakmadan bırakmaz Amel ettiği vakit verâ yâni şüphelilerden sakınmasına bakar Verâ sâhibi olunca da niyetine bakar Niyeti hâlis, Allah rızâsı için ise, artık diğer kusurlarını Allahü teâlâ düzeltir "
"Günâhın küçüklüğüne bakma Fakat kime karşı âsî olduğuna bak "
"Bir kimsenin münâzara ve muhâlefet yaptığını, sâdece kendi görüşünü beğendiğini, ısrarlı bir tutum içerisinde olduğunu görürsen; hüsrânın tamam olduğunu bil "
"Ey ebedî yolun yolcuları! Sizler, yok olmak için yaratılmadınız Sizler, sâdece bir evden, bir eve göç edersiniz Nitekim siz, sulblerden rahimlere, buradan dünyâya, dünyâdan kabirlere, kabirlerden mevkif denilen mahşer meydanına, oradan da ebedî Cennet'e veya Cehennem'e gidersiniz "
EY İNSANLAR!
Bilâl bin Sa'd bir kimseye; "Ölmek ister misin?" diye sordu O kimse; "Hayır efendim Ben biraz daha yaşayıp iyi amel yapmak, ondan sonra ölmek istiyorum " dedi Hazret-i Bilâl bin Sa'd; "Hem ölmek istemiyorsun hem de iyi amel yapmıyorsun O halde senin hâlin dünyâya bağlanmış olmağı gösteriyor " buyurdu
Bilâl bin Sa'd bir vâzında şöyle anlattı: "Ey insanlar! Allahü teâlâdan korkun Sizin için O'ndan başka bir yardımcı yoktur
Kıyâmet günü herkesin hesâbı görülür Cennet ehli Cennet'e ve Cehennem ehli Cehennem'e yerleştirildikten sonra Allahü teâlâ meleklere, Cehennem'den iki kişi çıkarıp getirmelerini emreder Allahü teâlâ meleklerin getirdiği iki kişiye; "Yerleriniz nasıldır?" diye suâl eder Onlar; "Yâ Rabbî! Yerimizden daha zor yer yoktur " derler Allahü teâlâ buyurur ki:
"Bunlar sizin işlediğiniz hatâların bedelidir Ben aslâ, kimseye zulmetmem Şimdi siz yerlerinize dönünüz " Bunun üzerine o iki kişiden birisi koşarak, diğeri de bir adım atıp geri dönerek yürürler Allahü teâlâ, meleklere bu kimseleri tekrar huzûra getirmesini emreder Bunlar, tekrar huzûra getirilince, Allahü teâlâ, koşarak gidene, böyle gitmesinin sebebini sorar O kimse; "Yâ Rabbî! Her şeyi daha iyi bilen sensin Ben dünyâda iken senin emirlerine uymakta gevşek davrandığım için Cehennem'i hak ettim Emrine tekrar muhâlefet etmemek için; "Yerlerinize dönünüz!" emrinden sonra, yerime gitmek için koşmaya başladım " Allahü teâlâ, ikinci kimseye de suâl eder ki: "Niçin bir adım atıp, sonra geri dönüp bakardın?" O kimse de; "Yâ Rabbî! Sen her şeyi en iyi bilensin Zannettim ki, Allahü teâlâ Cehennem'den çıkardıktan sonra, tekrar Cehennem'e göndermez Onun için her adımda dönüp dönüp bakardım " der Allahü teâlâ buyurur ki: "Ben kulumun zannettiği gibiyim Bu iki kulumu da Cennet'e götürün!" O iki kimseCennet'e kavuşur
ÖLMEYİ İSTER MİSİN?
Tâbiîn-i kirâmdan, büyük bir evliyâdır,
Babası İbn-i Temim, Eshâb-ı kirâmdandır
Çok namaz kılıyordu, her gecede bin rekat,
Yedi yüz otuz yedi, yılında etti vefât
"Ölmeyi ister misin?", diye sordu birine,
Dedi: Hayır efendim, daldım günah kirine
Biraz daha yaşayıp, fâideli ve iyi,
İş yapıp ondan sonra, istiyorum ölmeyi
Buyurdu ki: "Evlâdım, ne gibi iyi amel,
Yapacaksan çabuk yap, âni gelir hep ecel
Sen iyi iş yapmağa, ettinse de tam niyyet,
O kadar yaşamağa, elinde var mı senet?
Büyükler buyurur ki; "Her gece yattığında,
Bil ki ölüm bekliyor, yastığının altında
Ve yine sabahleyin, uyandığında bil ki,
Ölüm tam karşındadır, ölürsün o gün belki "
1) Hilyet-ül-Evliyâ; c 5, s 221
2) Tehzîb-üt-Tehzîb; c 1, s 503
3) El-Kâşif; c 1, s 165
4) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c 2, s 142
|