Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kazani, muhammed, murad

Muhammed Murâd Kazanî

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Muhammed Murâd Kazanî




MUHAMMED MURÂD KAZANÎ

Evliyânın meşhurlarından 1855 (H1272) senesinde Rusya'nın Kazan vilâyetinin Ufa kasabasında doğdu 1933 (H1352)de Medîne-i münevverede vefât etti Orada medfundur Altı yaşında tahsîle başladı Önce babasından ve annesinden Kur'ân-ı kerîm okumayı öğrendi Sonra bulunduğu diyârın meşhur âlimi İsmâil Kaşgârî'nin en meşhûr talebesi olan dayısı Şeyh MollaHüsâmeddîn'den okudu On sekiz yaşına kadar dayısından ders aldı Nahiv, mantık, ahlâk ve fıkıh ilimlerini okudu Dayısına yardımcı müderris, asistan oldu Bu yardımcılığı, okuduğu dersleri iyice anlamasına ve hazmetmesine sebeb oldu

Sonra Kazan'a gitti Oradan bir seyyah ile Buhârâ'ya veMâverâünnehr'e gitmek üzere yola çıktı Troyski'de iki sene kaldı Burada Molla Şerefüddîn ve Molla Muhammed Cân medreselerinde Şerh-i Akâid kitabını okudu ve aklî ilimleri tahsîl etti Bundan sonra Taşkent üzerinden Buhârâ'ya giderken iki ay Taşkent'te kaldı Orada Şerh-i Akâid ile Şerh-i Hikmet-il-Ayn adlı eserleri bâzı âlimlerden tekrar okudu Sonra Buhârâ'ya gitti Dört sene kalıp tanınmış âlimlerden ders aldı Ancak Buhârâ'nın eski havasını bulamadı Oradan Taşkent'e gitti O civardaki âlimlerden de iki sene ders aldı Taşkent'te kalacak yeri yoktu Bir tekkede kaldı İlim öğrenmekle meşgûl oldu Kaldığı tekkede Arapça ve Farsça çok kıymetli tasavvuf ve siyer kitapları vardı Büyük bir heves ve zevkle bunların hepsini okumaya koyuldu Okudukça halleri ve düşünceleri çok değişti Tasavvufa meyli arttı O zamâna kadar geçirdiği vakte esef etti Siyer kitaplarını okurkenPeygamber efendimizi rüyâda gördü Bu sırada bir şeyhe tâbi oldu Sonra Buhârâ'ya dönmek istediyse de bâzı dostları hacca gitmesini söylediler Bunun üzerine seçkin bir yolcu kâfilesi ile hacca gitmek üzere Taşkent'ten ayrıldı Semerkant, Belh, Celâlâbâd, Peşâver, Lahor, Mültan, Haydarâbâd ve Karaçi'ye uğradılar Ramazan ayında Karaçi'de kaldılar Bayramdan sonra gemiyle on sekiz günde Cidde'ye vardılar

Hac ibadetini yaptıktan sonra Medîne'ye gitti OradaEmîn Ağa Medresesine dâhil oldu Sonra Şifâ Medresesine daha sonra da Mahmûdiye Medresesine girdi Çeşitli ilimleri okudu ve okuttu Aynı sene Kur'ân-ı kerîmi ezberledi Medîne-i münevvere âlimlerinden ilimde icâzet aldı Bu sırada tasavvufta vaktinin kutbu ve evliyânın büyüklerinden Şeyh Muhammed Mazhar Müceddidî hazretlerinden Nakşibendî yolunu aldı ve sohbetlerinde yetişip kemâle erdi Tasavvufta yüksek hallere ve derecelere kavuştu Hocasının medhine mazhar oldu Bu sıralarda hastalandı Memleketine gidip hava değişimi arzu etti Hocası bırakmak istemedi Ancak bâzı sebepler ve yollarla izin aldı Memleketine gidip birkaç ay kaldıktan sonra aynı sene içinde Hicaz'a döndü Mekke'de kalıp Mevlânâ Şeyh Allâme Abdülhamîd Dağıstânî hazretlerinin sohbetlerine devâm etti Sonra tekrar memleketine döndü Aynı sene Hicaz'a tekrar gelip Yenbu'danMedîne'ye oradan hac için Mekke'ye geçti Abdülhamîd Dağıstânî'nin sohbetlerinden istifâde etti ve huzûrunda hadîs kitaplarından Sünen-i Ebû Dâvûd'u dinledi

Bütün bu hareketli bir hayattan sonra tekrar, Medîne'ye şeyhi Muhammed Mazhar Müceddîdî'nin sohbetine dönmeyi ve artık hep huzûrunda kalmayı arzu etti Medîne'ye doğru yola çıktı Ancak hocasının vefât haberini aldı Üzüntü içinde geri döndü Abdülhamîd Dağıstânî'nin sohbetlerine devâm etti Bu hocasının da vefâtı üzerine büyük sıkıntıya düştü Hindistan'a gitmeye karar verdiği sırada, Abdülhamîd Dağıstânî'nin yerine Mevlânâ Seyyid MuhammedSâlih Zevâvî geçince onun sohbetine devâm etti Bu hocası da seyâhata çıkınca ızdıraba düştü Bu sırada Reşahât kitâbını Farsçadan Arapçaya çevirdi

Son hocası Mevlânâ Seyyid Muhammed ona icâzet ve hilâfet verdi Reşâhât'ı Arapçaya çevirdiğini görüp, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin Mektûbât'ını da Arapçaya çevirmesini emretti "Bu çok zor bir iştir" diyerek, üstlenmekten çekindi ise de hocası; "Allahü teâlâ büyüklerin hürmetine sana elbette yardım eder" buyurdu Bu emre uyarak Mektûbât'ı Arapçaya çevirdi Gerçekten güzel bir tercüme oldu ve Dürer-ül-Meknûnât adını verdi ve basıldı Bu eserinin birinci cildinin kenarına İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hayâtını, ikinci cildinin kenarına da Mebde ve Me'ad adlı eserinin ve diğer bâzı risâlelerinin Farsça'dan Arapça'ya tercümelerini yazdı

Hocası ona icâzet ve hilâfet verince, tevâzuundan irşâd makâmına geçmek istemedi Fakat geçmesi emredildi Öğrendiği ilimleri ve kazandığı halleri insanlara sundu Hep büyüklerin mektuplarını, kitaplarını ve hayat hikâyelerini okur, anlatırdı

1) İslâm Meşhurları Ansiklopedisi; c3, s1469
2) El-A'lâm; c7, s95

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.