08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Rükneddîn Ebü'l-Feth
Rükneddîn Ebü’l-Feth,
Hindistan’ın büyük velîlerindendir Ferîdüddîn Genc-i Şeker gibi Çeştiyye büyükleriyle görüştü Şihâbüddîn Sühreverdî hazretlerinin yolunda dîn-i İslâma hizmet ile meşgûl oldu Binlerce talebe yetiştirdi Zamânın büyüklerinden Nizâmüddîn Evliyâ ile sohbet etti  SULTANLARA DA NASİHAT ETTİ
Rükneddîn Ebü’l-Feth, Sultanlara da emr-i mârûf yapardı 1320 (H 720) yılından sonra Mültan’da vefât etti
Bu mübarek zat, talebelerinden birine yazdığı mektubunda şöyle buyurur:
“Bir gün Emîr-ül-Müminîn hazret-i Ali; ‘Ben hiç kimseye aslâ iyilik ve kötülük etmedim’ buyurdu Oradakiler bu söze hayret ettiler ve; ‘Ey Emîr-ül-müminîn, belki sizden hiç kimseye karşı bir kötülük meydana gelmiş değil, ama iyilik için ne buyurursunuz?’ dediler Buyurdu ki: ‘Allahü teâlâ, Câsiye sûresi 15 âyetinde meâlen; (Sâlih [iyi] amel eden kendine, kötülük eden de kendine etmiş olur) buyurdu O hâlde benden meydana gelen her iyilik ve kötülük, aslında benim içindir ve banadır, başkasına değil ’ Bu sebebledir ki büyükler; ‘Bu, kişinin iyiliği için yeter’ demişlerdir Beyit:
Mâdem bildin her şeyin faydası kendindedir,
O hâlde hep iyilik etmek daha iyidir
Akıllı olana, dünyâ ve âhiret işlerinde bu kadar nasîhat yeter ”
Şeyh Rükneddîn bir talebesine nasîhat edip şöyle buyurdu:
“Amellerde mütâbeat, yâni Resûlullah’a ve getirdiklerine uymak; uzuvları, O’nun yasak ettiği ve mekruh buyurduğu işlerden, söz ve fiil olarak uzak tutup bağlamak, faydasız meclis ve toplantılara gitmemektir Tâlibi, Hak’tan meşgûl edip alıkoyan her şey, o vaktin mâlâyânîsi, yâni faydasızı, boş şeyi demektir Bâtılların sohbetinden, arkadaşlığından kaçınmalıdır Hakkı istemeyen ise, hakîkatte bâtıldır ”
“KALMAMIZIN SEBEBİ ANLAŞILDI! ”
Şeyh Rükneddîn hazretleri, hastalanan Şeyh Nizâmüddîn’i ziyâret etti “Zilhiccenin onudur Herkes bir sebeple hac sevâbını bulmaya çalışsın Ben, Şeyh-ül-meşâyıhın ziyâret saâdetini bulmaya çalıştım” buyurdu Bundan sonra Şeyh Nizâmüddîn vefât etti Cenâze namazında Şeyh Rükneddîn bulundu ve; “Anlaşılıyor ki, bizi üç sene Dehlî’de tutmalarının sebebi, bizi bu nîmete kavuşturmaktı” buyurdu ve kısa bir zaman sonra yurduna döndü

|
|
|