![]() |
Ahi Evran Ve Fatıma Bacı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ahi Evran Ve Fatıma BacıAhi Evran ve Fatıma Bacı Dün bahsettiğimiz gibi, Ahî Evran, beş yıllık tutukluluk süresini bitirdikten sonra Denizli’ye gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî’nin vefât hâdisesinden sonra, Kırşehir’e (Gülşehir’e) gidip yerleşti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Herkesin korkarak kaçıştığı büyükçe bir yılanın (Evrân) kendisine itâat etmesi ve herkesin gözü önünde bu kerâmetinin izhârı neticesinde Ahî Evrân (Yılanın kardeşi) lakabı, İslâmiyete yaptığı hizmetlerden dolayı da, “Nâsırüddîn” lakabı verildi ![]() Bu mübarek zat, doksan üç yaşlarında iken, onun nüfuzundan ve sevenlerinin çokluğundan korkan ve Moğolların baskısına dayanamayan, Kırşehir emîri Nûreddîn Caca tarafından, 660 (m ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mübarek hanımı Fatıma Bacı “Bacıyan-ı Rum” teşkilatını kurmuş ve “Kadın Ana” olarak tanınmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Söğüt civarında, Bizans hududunda gelişmeye başlayan Osmanlı Beyliği emrine koşuşan Ahîlerden bir kısmı, uçlara yerleşip tekkeler ve zaviyeler kurdular ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() OSMANLI’NIN TEMELLERİ ATILIRKEN ![]() ![]() ![]() Bâciyân grubu da, yeni gelenlerin kadınlarına İslâmiyeti öğreterek, dîn-i İslâmı bi-hakkın yaşamaları için gayret ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|