Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
yahya, şirvani

Yahyâ Şirvânî

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yahyâ Şirvânî




YAHYÂ ŞİRVÂNÎ

Büyük velîlerden İsmi, Yahyâ bin Behâeddîn’dir Seyyid olup soyu Peygamber efendimize ulaşır Şirvan’da doğdu Doğum târihi bilinmemektedir 1464 (H868) târihinde Bakü’de vefât etti Kabr-i şerîfi Şirvan Şahlar Saray Külliyesindedir

Seyyid Yahyâ Şirvânî, küçüklüğünde fevkalâde edep ve ahlâk sâhibi bir çocuktu Bir gün arkadaşları ile oyun oynarken, evliyânın büyüklerinden İzzeddîn Halvetî’nin oğlu ile Sadreddîn Halvetî’nin dâmâdı olan Pîrzâde hazretleri onu gördüler Çocuğu bir müddet seyrettikten sonra, birbirlerine; “Allahü teâlâ bu çocuğa, dedelerinin edebini, olgunluğunu ve güzel huyunu ihsân etmiş Duâ edelim de, Halvetî yolunun feyz ve mârifetlerine de kavuşsun” dediler El açıp cenâb-ı Hakk’a yalvarıp, uzun uzun duâlar ettiler O gece Seyyid Yahyâ, rüyâsında Resûlullah efendimizi gördü Sevgili Peygamberimiz; “Evlâdım Yahyâ! Halvetî yolunun büyüklerinden olan Sadreddîn’e git Onun sohbeti ve hizmetiyle şereflen!” buyurdu Sabah olunca, yaşının küçüklüğüne bakmadan, Sadreddîn Halvetî’nin huzûruna koştu Onun terbiyesi altında ilim öğrenmeye başladı Kısa zamanda hocasının feyz ve bereketleri ile, ilimde ve tasavvuf yolunda pek yüksek derecelere kavuştu

Seyyid Yahyâ Şirvânî’nin daha küçüklüğünde garip halleri görüldü Bir gün annesi ile berâber şehrin dışında gidiyorlardı Âniden bir kimse geldi Yahyâ Şirvânî’nin elinden tuttu Havaya yükselip gözden kayboldular Bu hâli gören annesinin içine korku düştü Üzülüp ağlamaya başladı Çâresiz kalıp, hiçbir yere de gidemedi Şaşkınlık içinde ne yapacağını bilemedi Bir de baktı ki, biraz sonra oğlu Seyyid Yahyâ Şirvânî yanında duruyor Kavuşmanın sevinç ve şaşkınlığı ile oğluna; “Oğul nereye gittiniz? Ben üzüntüden helâk olacaktım!” dedi Seyyid Yahyâ da; “Bir yere vardık Orada bu dînin ileri gelenlerinden birçok kimse vardı Beni ortalarına aldılar Hepsi bana iltifât etti Hayır duâ buyurdular İçlerinden biri ayağa kalkıp, bunu (Yahyâ Şirvânî’yi) bana satın dedi

Beni ona teslim ettiler O zât bana, şimdi annenin yanına git Ben seni yine bulurum dedi Bunun üzerine kendimi burada buldum” dedi

Seyyid Yahyâ hazretleri yakışıklı ve güzel ahlâk sâhibiydi Yüzü nûr gibi parlardı Bir gün dergâhta, ibâdet ettiği özel odasından çıktı Anasının ve babasının ziyâretine gitmek istedi Yolda giderken bâzı kimseler ileri geri konuşarak onu üzdüler Seyyid Yahyâ evine gitmekten vazgeçip dergâha döndü Hocası onun bu üzüntülü hâlini görünce; “Evlâdım! Niçin böyle üzgünsün?” diye sordu O da olanları haber verdi O zaman Sadreddîn hazretleri; "Yakında helâk olurlar” buyurdu Hakîkaten çok geçmeden Seyyidzâdeyi üzenlerin vefât haberleri geldi

Seyyid Yahyâ’nın babası Seyyid Behâeddîn önceleri Şeyh Sadreddîn hazretlerinin ve oğlu Yahyâ’nın üstün hallerini anlayamamıştı Bu sebeple onları imtihan etmeyi düşündü Bir gün oğluna; “Oğlum Yahyâ! Yağmurlar yağmadı Ekinlerimiz kurudu Ne olur bir duâ ediver de tarlalarımız sulansın” dedi O da; “Babacığım! Mâdem öyle şimdi sen Allahü teâlâya; “Oğlum Seyyid Yahyâ’nın sana olan yakınlığı hürmetine yağmur ihsân eyle” diye duâ et” dedi Bunun üzerine babası; “Yâ Rabbî! Oğlumun sana olan yakınlığı hürmetine bana yağmur ver” diye duâ etti Derhal yağmur yağmaya başladı Yalnız ona âit olan tarlalar suya kandı Hayretler içinde kalıp tekrar oğluna; “Oğlum! Maksad hâsıl oldu Lâkin başkalarına bir fayda olmadı Sebebi nedir?” diye sordu Bunun üzerine Seyyid Yahyâ hazretleri; “Babacığım! Duânda başkalarını da yâd edeydin o da olurdu Müslümanları da birlikte söylememiz lâzım” buyurdu

Bir zaman Seyyid Yahyâ hazretleri hasta oldu Evinden çıkamadı Babası ve annesi bu duruma çok üzüldüler Seyyid Yahyâ bu hal ile odasında yatarken birden karşısında hocası Şeyh Sadreddîn hazretlerini gördü Ona hitâben; “Ne yatıyorsun oğul, kalk ayağa!” dedi Elinden tutup ayağa kaldırdı, sonra kayboldu Seyyid Yahyâ’nın hastalığı tamâmen geçmişti Hocasının gelmesini ve Yahyâ’nın iyileşmesini hizmetçilerinden birisi gördü ve gidip Seyyid Behâeddîn’e haber verdi Seyyid Behâeddîn oğlunun yanına geldiğinde hakikaten onun rahatsızlığının geçtiğini ve hiçbir şeyinin kalmadığını gördü Sonra; “Bu senin hocan, âlim ve kerâmet ehli geçinir, neden düz yollar varken görünmeden gelir?” dedi Seyyid Yahyâ da; “Babacığım! Sebebi, yolların dikenli olmasıdır Dikenler mübârek ayaklarını yara eder” dedi Bunun üzerine babası; “Yollarda diken yok ki” dedi Seyyid Yahyâ; “Sizin inkâr dikenleriniz var ya!” diye cevap verdi Bu söz üzerine Seyyid Behâeddîn, oğlu Seyyid Yahyâ’nın peşine düşüp Sadreddîn hazretlerinin huzûruna gitti Îtirâzına tövbe etti Sâdık talebelerinden oldu

Sadreddîn hazretleri de, Seyyid Behâeddîn’in nefsini kırmak için, bir sene Seyyid Yahyâ’nın emrini dinlemesini söyledi Seyyid Yahyâ bu hususta; “Bu bir sene, bana öyle zor geldi ki, helâk olacaktım” buyurdu Bir sene sonra Sadreddîn hazretleri, Seyyid Yahyâ’ya baba-oğul münâsebetlerine göre hareket edip, babasının emrini dinlemesini söyledi Seyyid Yahyâ Şirvânî, bir zaman sonra Sadreddîn-i Hamevî’nin dâmâdı oldu

Seyyid Yahyâ hazretleri, Şeyh Sadreddîn hazretleri hayatta olduğu müddetçe ona canla başla hizmet etti Şeyh Sadreddîn hazretleri vefât etmezden önce bütün talebelerini ve sevdiklerini toplayıp onlardan söz aldı ve Seyyid Yahyâ’ya tâbi olmalarını bildirdi Seyyid Yahyâ hazretleri hocasının vefâtından sonra Şirvan yakınındaki Şemâhî’de, sonra da Bakü’ye giderek orada ikâmet etti On binden fazla talebesi oldu Bunlardan üç yüz altmışı velîliğin yüksek derecelerine çıktı

İbrâhim Gülşenî anlatır: “Seyyid Yahyâ hazretleri talebeleriyle birlikte Bakü’den Şirvan’a giderken bir ulak, haberci gelip Seyyid Yahyâ hazretlerinin arabasının atlarını almak istedi Oradakiler de mâni olmaya çalıştılar Lâkin haberci aldırış etmeyip atları arabadan çözmeye başladı Talebelerden Baba Kutb adında biri, Seyyid Yahyâ hazretlerine hitâben; “Efendim! Siz niye seslenmiyorsunuz?” diye söyleyip arabanın bir ağacını aldı ve haberciyi dövmeye başladı Seyyid Yahyâ hazretleri bırak dediyse de Baba Kutb aldırış etmeyip haberciyi dövmeye devâm etti Netîcede haberci onlara; “Sizin reisiniz kim?” diye bağırınca, oradakiler; “Seyyid Yahyâ hazretleridir” dediler Adam hemen onun yanına koşup pişman olduğunu arzetti ve af diledi Seyyid hazretleri affedip, duâ etti Sonra haberci oradan ayrıldı O zaman Seyyid Yahyâ hazretleri, Baba Kutb’a dönüp; “Otuz yıldır yanımıza gelip gidersin Lâkin bir kıl ucu kadar bizden istifâde etmemişsin” buyurarak azarladı Sonradan Seyyid Yahyâ hazretleri, sözünü dinlemeyenlere Baba Kutb’un bu işini misâl verirdi

Seyyid Yahyâ hazretleri çok sıcak aylarda azıksız ve susuz sahralara çıkar, oralarda günlerce kalır, ibâdetle meşgûl olurdu Halvet, yalnız olarak tenhâ bir yerde kalmak ve ibâdet yapmak değişmez husûsiyetlerindendi

Şeyh Mansûr anlatır: “Bir târihte Seyyid Yahyâ hazretleriyle birlikte kırk günlük yalnız olarak bir ibâdete başladık Onun on iki günde bir abdestini yenilediğine ve üç defâ da iftar ettiğine şâhid oldum

Seyyid Yahyâ Şirvânî hazretleri ömrünün sonlarında devamlı Allahü teâlâya ibâdet eder, bir şeyler yemezdi Oğlu Emîr Gülle bir gün yemek pişirip getirdi İftâr etmelerini ricâ etti Seyyid Yahyâ hazretleri oradaki talebelerini çağırttı “Bismillâh deyip başlayın” buyurdu Kendisi bir kaşık aldı, kokladı ve yemeği geri koydu Kaşık elinde bekledi Talebeleri yemeği bitirdi Yemek bitince; “Elhamdülillah” deyip, kaşığı bıraktı Talebelerine; “Lokman Hakîm nice seneler bir yemeğin kokusu ile yetinmişti Ben de bu bir lokma yemeğin kokusu ile yetinsem yeridir” buyurdu

Kendisine, Allahü teâlânın uzun ömür vermesi için duâ edenlere; “Beyimiz Halîl’e duâ edin ki, benim ömrüm onun yaşaması iledir” derdi Hakîkaten o beldenin beyi Halîl Efendi vefât ettikten dokuz ay sonra da Seyyid Yahyâ Şirvânî hazretleri vefât ettiVefâtlarına yakın altı ay hiç yemek yemedi, su içmedi Hep ibâdetle meşgûl oldu

Sevdiklerine; “Üstâd, tâliblere tövbe ve istiğfârı ve yolun edeplerini öğretmek için lâzımdır” buyururdu

Kendisine tasavvuf yoluna nasıl ulaşılır diye sordular O; “Tasavvuf yoluna açlık, tefekkür ve hayretle kavuşulur” buyurdu

Seyyid Yahyâ hazretleri vefât ettikten sonra sevdikleri onu rüyâda gördüler ve; “Allahü teâlâ size ne muâmele etti” diye sordular O da; “Allahü teâlâ beni arş-ı âlâ altında bir yaygı üzerine oturmamı nasîb edip etrâfıma iyi kimselerin rûhlarını topladı ve bana hitâb edip; “Ey Yahyâ! Dünyâda talebelerin ile toplanıp okuduğun dersleri şimdi bu Cennetliklerle oku Bunlar işitsinler” buyurdu Ben de okumaya başladım” buyurdu

Seyyid Yahyâ hazretlerinin talebelerinin en üstünleri; Pîr Şükrullah, Alâaddîn Halvetî, Habîb Efendi, Muhammed Erzincânî ve Dede Ömer Rûşenî Halvetî hazretleridir

Tasavvufa dâir bâzı telif eserleri vardır Bunun yanında Esrâr-ı Tâlibîn ve Vird-i Settâr adında iki kıymetli eseri vardır

HEY ÂŞIK!

Talebesi Mîr Gülle anlatır: Seyyid Yahyâ hazretleri çok merhâmetliydi Bir gün talebeleriyle şehir dışına gezintiye çıktı Bir nehir kenarına geldiklerinde, Seyyid Yahyâ hazretleri bir kilim üzerine oturdu Talebeleri de her biri bir iş için etrâfa dağıldılar O sırada zâlim bir kişi av peşine düşmüş ve oraya gelmişti Bu kişi Seyyid Yahyâ hazretlerini tanımayıp ona; “Hey âşık! Gel şu matarayı al, su doldur getir içeyim” diye seslendi Seyyid hazretleri tefekkür hâlinde olduğundan söylediğini duymadı O zaman o zâlim kişi atından inip nehre su almaya gitti O sırada da Seyyid hazretleri yerinden kalkıp nehirden su almakta olan kişiye hitâben; “Hey kan içici adam ne yapıyorsun?” diye seslendi O kişi suyu harâretle içmek üzere iken mataradaki suyu döktü Su kan olmuştu Tekrar doldurduğunda yine kan olduğunu gördü Bunun üzerine hemen yaptıklarına pişman olup, Seyyid Yahyâ hazretlerinin ayaklarına kapandı Talebeleri arasına girdi

1) Şakâyik-ı Nu’mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s287
2) Nefehât-ül-Üns; s574
3) Seyyid Yahyâ Şirvânî (Hocazâde Ahmed Hilmi); s4
4) Lemezât, Üniversite Kütüphânesi, No: 1894, v144
5) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c13, s39
6) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (50 Baskı) s1065,1079

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.