Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
arifin, behaüddîn, hace, hazre, kutbul, nakşibend, şahi

Kutbul Ârifin Hâce Behaüddîn Şah-İ Nakşibend Hazre

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kutbul Ârifin Hâce Behaüddîn Şah-İ Nakşibend Hazre




Kutbul Ârifin Hâce Behaüddîn Şah-ı Nakşibend hazretleri,

evliyanın en meşhurlarındandır Sohbetlerinde buyurdular ki:

“Yenilecek bir gıdâ, bir yiyecek, her ne olursa olsun gaflet içinde, gadabla veya kerâhatle hazırlansa, tedârik edilse, onda hayır ve bereket yoktur Zîrâ ona nefs ve şeytan karışmıştır Böyle bir yiyeceği yiyen kimsede, mutlaka bir çirkin netice meydana gelir

NAMAZDAN TAT ALMAK İÇİN

Gaflete dalmadan yapılan ve Allahü teâlâyı düşünerek yenen helâl ve hâlis yiyeceklerden hayır meydana gelir İnsanların hâlis ve sâlih ameller işlemeye muvaffak olamamalarının sebebi; yemede ve içmede bu husûsa dikkat etmediklerinden ve ihtiyatsızlıktandır Her ne hâl olursa olsun, bilhassa namazda huşû’ ve hudû’ hâlinde bulunmak, zevkle ve gözyaşı dökerek namaz kılabilmek, helâl lokma yemeye, Allahü teâlâyı hâtırlayarak yemeği pişirmek ve yemeği Allahü teâlânın huzûrunda imiş gibi yemeye bağlıdır Vücûduna haram lokma karışmış bir kimse, namazdan tat duymaz

Sâdık müridlerinden biri olan Muhammed Zahid ile birlikte bir iş için ellerinde baltaları olduğu halde dağa çıkmışlardı Orada baltalarını bir kenara bırakarak sohbete daldılar Sohbet o kadar ilerledi ki, her şeyi unutmuşlar, zaman da hayli ilerlemişti Sonunda söz “Kulluk ve feda” (Allah’a kulluk ve yolunda kendini feda) konusuna geldi Muhammed Zahid, Şah-ı Nakşibend hazretlerine:

- Netice olarak feda nedir? diye sordu

Nakşibendî hazretleri:

- Eğer dervişe “öl” denirse hemen ölmesidir, buyurdular



RUHUNU TESLİM ETTİ!

Sonra kendisinde öyle bir hal zuhur etti ki, Muhammed Zahid’e dönerek:

-”Bi mîr-Öl!” buyurdu Mürid Muhammed Zahid hemen düşüp ruhunu teslim etti Ayakları kıble tarafına, sırtüstü olduğu halde güneşin o müthiş harareti altında saatlerce cansız olarak kaldı Hatta öyle oldu ki güneşin harareti yüzünü, artık karartmaya başlamıştı Şah-ı Nakşibend hazretleri burasını şöyle anlatmaktadır:

“Onun ruhunu teslim etmesine epeyce üzül-müştüm Orada hayretler içinde düşünceyle oturduğum ağacın dibinden kalkarak, onun yanına vardım Hayretim daha da artmıştı Bu hayret içerisinde içime ilham geldi Üç kerre (Ya Muhammed zinde şev=Ey Muhammed Diril!) dedim Derhal canlılık alâmetleri görülmeye, hareketlenmeye başladı Çok geçmeden de evvelki hâline döndü






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.