Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
beşiktaşlı, efendi, eri, hizmet, muhabbetli, yahya

Muhabbetli Bir Hizmet Eri: Beşiktaşlı Yahya Efendi

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Muhabbetli Bir Hizmet Eri: Beşiktaşlı Yahya Efendi




Abdullah GÖKMEN • 139 Sayı / DİĞER YAZILAR

Osmanlı’nın her yönüyle zirvede olduğu Kanunî döneminin en çok dikkat çeken yönlerinden biri de mutasavvıflardır Beşiktaşlı Yahya Efendi ks da bu dönemin öne çıkan şahsiyetlerinden biridir Devletin her yönüyle imar edildiği bir devirde, Yahya Efendi bir hizmet eri olarak ortaya çıkar ve cami, medrese, hamam, çeşme yaptırır; ağaç diker, meyve aşılar Ve gönülleri fetheder

Kanunî Sultan Süleyman devri İstanbul’unun önemli zatlarından biri olan Beşiktaşlı Yahya Efendi hazretleri, 1495 yılında Trabzon’da doğmuştur Babası aslen Şamlı yahut Amasyalı olan Ömer Efendi’dir Annesi ise Trabzonludur Yahya Efendi, ilk eğitimini Trabzon’da Müfti Ali Çelebi’den aldıktan sonra İstanbul’a gelmiştir Burada yedi sene medrese tahsili yapar, aynı zamanda Anadolukavağı’nda Haydarpaşa Çiftliği denilen yerde yaptırdığı bir çilehanede çilesini tamamlar Yedi senelik eğitimden sonra, meşhur Osmanlı şeyhülislamlarından Zenbilli Ali Efendi hazretlerinden ders alır, eğitiminin sonuna kadar bu derslere devam eder

Kanunî’nin süt kardeşi

Yahya Efendi hazretleri doğduğunda, Yavuz Sultan Selim Trabzon valisidir Yahya Efendi’nin annesi, aynı yıl doğan Şehzade Süleyman’a da süt emzirmiştir, dolayısıyla süt kardeşi olmuşlardır Bu yüzden Kanunî ile aralarında daima büyük bir muhabbet olmuştur Hatta Yahya Efendi kendi koyunlarından süt sağar, bahçesinden sebze ve meyveler toplar padişaha gönderirmiş

Yahya Efendi hazretleri, İstanbul’da, Canbaziyye, Efdaliyye ve Fatih gibi zamanın önemli medreselerinde müderrislik yapmıştır İslâmî ilimlerde olduğu kadar, tıp, geometri gibi ilimlerde de söz sahibi bir kimsedir

“Yahya Efendi Menakıb-nâmesi”nde ve “Sefine-i Evliya”da anlatıldığına göre, Yahya Efendi aralarındaki hukuka dayanarak bir ihtar yazıp padişaha gönderir Bunun üzerine müderrislikten azlolunur

Yahya Efendi Vakfı Mütevellisi Nazmi Sevigen’in 1965 yılında yazdığı makalede bu olayı şöyle aktarır:

“Kanunî Sultan Süleyman, Hürrem Sultan’ın telkinleriyle oğlu Şehzade Mustafa’yı Konya Ereğlisi’ndeki ordugâhta boğdurmuştur Şehzade Mustafa’nın annesi Gülbahar Hatun’u da saraydan çıkarmıştır Bu iki olay memlekette umumi bir tesir uyandırmış, halk adeta mateme bürünmüştür Bu olaydan mütessir olanlar arasında Yahya Efendi de vardır Padişahla olan yakınlığına güvenerek, Gülbahar Hatun’u tekrar saraya alması, şefkat ve merhamet etmesi isteğinde bulunan bir mektup yazar Bu hareket Kanunî’yi kızdırır ve Yahya Efendi görevinden azlolunur, günlük elli akçe ile emekli edilir

Bu olay, 1553 yılında gerçekleşmiş ve Yahya Efendi kendi isteği ile inzivaya çekilmiştir

Hizmete adanmış bir ömür

Müderrisliği bırakan Yahya Efendi, bütün varını ortaya koyarak o zamanlar kıymetsiz bir bölge olan Beşiktaş ile Ortaköy arasında genişçe bir arazi satın alır Sahilde ilk olarak bir ev ve bir cami inşa ettirir Sonra ise medrese, hamam, münvezi kimseler için hücreler ve bir çeşme yaptırır İnşaatların bizzat başında durduğu anlatılır Özellikle medrese yapılmasına büyük önem vermiştir Şiirlerinden de anlaşıldığı kadarıyla büyük gayretle bu işe sarılmıştır Bu medreselerde hem İslâmî ilimler hem de tıp ilmi öğretilmiştir

Yahya Efendi hazretleri, müslümanların ileride başka milletlere muhtaç olmaması için, bugünün üniversitelerine denk gelen bu tür medreselerin mutlaka kurulması gerektiğini belirtmiştir Ayrıca yaptırdığı binaların hizmete devamı için vakıflar kurmuş, bu vakıflar için önemli gelir kaynakları ayırmıştır

Yahya Efendi hazretlerinin amacı insanlara faydalı olmaktır O yıllarda Beşiktaş civarında cami olmadığı için işe buradan başlar Sonra eğitim için kolları sıvar Ayrıca bir hamam ve yol üzerine çeşme yaptırır Söylediği şu beyit maksadını ortaya koymaktadır:

“Ârif ol ey gönül, sen kalma bu kıl u kâle (dedikoduya)Hakk’a yarar iş eyle, aldanma az hayâle”

‘Kimi kuvvet harcasın kimi kese’

Aynı zamanda şair bir zat olan ve “Müderris” mahlasını kullanan Beşiktaşlı Yahya Efendi hazretleri, yaptırdığı binalar için tarih düşürmüş ve şiirler söylemiştir Bu şiirlerde az ama öz tavsiyeler de vardır Okumanın ehemmiyetinden, bu faaliyetlere herkesin elinden geldiğince yardım etmesinin gerekliliğinden, hatta ölüm döşeğinde bile medrese açmaktan bahseder

Tıp medresesi için söylediği şiiri, günümüz Türkçesine çevirerek aşağıya alıyoruz:

“Tıp ilmi için gerektir medrese
Ona hizmet lazım gelir herkese
Hak yolunda yar olanlar sıdk ile
Kimi kuvvet harcasın kimi kese
Şirin’in canı aşkına Ferhat varsa
Kâh taş taşıya kâh taş kese
Ademin bedenini yaptığında Allah
Sanmayın ki matematiksiz, ölçüsüz düzen verdi bedene
Ey talip! Ömrünü mühim işlerde harca
Koşma hayvanlar gibi her sese
Reva mıdır İslâm ehli sonunda
Muhtaç olsunlar herkese
Ey Müderris ölüm döşeğinde olsan da
Daima kardeşlerine gerektir medrese

Ağaç dikti, meyve aşıladı

Beşiktaş’ta satın aldığı bölgeye birçok bina inşa ettiren Yahya Efendi hazretleri, her tarafa ağaç dikmiş, ayrıca bölgedeki yabani ağaçları aşılamıştır Peçevî Tarihi’nde belirtildiğine göre, bu bölge İstanbul’un en yeşil ve güzel bölgesi haline gelmiş, mesire yerine dönüşmüştür

Pek çok kişi Yahya Efendi hazretlerini ziyarete gidermiş Özellikle tüccarlar ve gemiciler mutlaka ona uğrarlarmış O da gelenleri yedirir içirir, bahçesinde yetiştirdiği meyvelerden ikram edermiş

Yahya Efendi’nin bütün bu gayretleri, hem maddi hem de manevi yönden Beşiktaş’ı mamur hale getirir Nitekim 18 yüzyılda yaşayan Nakşibendî şeyhlerinden Neccar-zâde Rıza Efendi hazretleri şu mealdeki beyti söylemiştir:

“Beşiktaş’ın Yahya’sını ziyaret edelim gel
Odur Beşiktaş tepesini süsleyen

Yahya Efendi hazretleri, gönlü geniş, eli açık bir zat olduğu kadar nüktedan bir kimsedir de Anlatıldığına göre Balaban isminde gayri müslim bir çobanın iki baş koyunu sürüden ayrılıp Yahya Efendi’nin evine gelir Çoban arar, bulamaz Sormak için Yahya Efendi’nin huzuruna gelir Yahya Efendi ks:

– Bu adam koyunlarını ararken dağ taş dolaşıp yorulmuş, acıkmıştır Buna ekmek, tereyağı ve bal getirin, diye hizmetçilerine emreder

Söylediği şeyler getirilince şu nükteli beyti söyler:

“İşte sana tereyağı, mumlu bal ve taze nan (ekmek)Diler isen yağa ban, diler ise bala ban

Çoban bu halden etkilenmiş İslâm ile şereflenmiş “Yahya Efendi Menakıbnâmesi”nde ve “Sefine-i Evliya”da anlatıldığına göre:

“Subh-dem iki ganem menzile mihmân geldi / Her görenler dediler tekkeye kurban geldi (Bu sabah bizim eve iki koyun misafir geldi, görenler dergâha kurban geldi dediler)” diye başlayan nükteli bir şiir söylemiştir

Yahya Efendi Tekkesi’nde hatm-i hâcegân

Kaynaklardan Yahya Efendi hazretlerinin halkla, alimlerle ve devlet erkânı ile iyi ilişkilerinin olduğunu öğreniyoruz Nitekim Şeyhülislâm Ebussuud Efendi rha ile mektuplaşmaları meşhurdur Bu mektupların birçoğu Ebussuud Efendi’ye sorduğu fetvalardan oluşur

Genelde Üveysî yolu üzere tanınmış olsa da, Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliyâ’da onu Nakşibendî silsilesinde saymıştır Nitekim sonraki asırlarda Yahya Efendi Tekkesi’nde pazartesi ve perşembe günleri hatm-i hâcegân yapılırmış Yine kaynaklarda aktarıldığına göre çok yakın zamana kadar bu durum devam etmiştir Onun türbedarları da yine Nakşî silsilesine mensup kimselerdir

Beşiktaşlı Yahya Efendi hazretleri 1571 yılında vefat etmiş ve cenaze namazı Süleymaniye’de kalabalık bir cemaate Ebussuud Efendi tarafından kıldırılmıştır

Yahya Efendi’nin pek çok alandaki hayır işlerini keyifle yaptığını gösteren şu dörtlükle sözü bitirelim:

“Cihanın zinetine aldanıp halk
Kızıl yaşlıca yaprağıyla oynar
Müderris şimdi oğlancık oluptur
Beşik taşında toprağıyla oynar”‘Kiremit Eylesen İhsan’

İnşa edilmekte olan tıbbiyeye kiremit lazımdır Yahya Efendi hazretleri, bu ihtiyacın giderilmesi için Sultan’a şöyle bir kaside sunar:

“Kerem etsen kiremit eylesen ihsan bize
İki alemde erer rahmet-i Rahman size

Yapılan meskene elbise olsun eskimesin
Zahmete girmeyesin dikmeğe kaftan bize

Kış ve yazda giyeler onu nice dua ehli
Olsun her köşesi ravza-i Rıdvan size

Gece ve gündüz medh ü sena etsinler hazretinize
Allah için muhabbet etsinler ehl-i irfan size

Ey Müderris yapagör Hak için hücreleri
Yapmayı emreyledi çünkü Kur’an bize”Yahya Efendi’den Beyitler

“Hep gelenler yana yana geldi gitdi dünyadan
Şimdi nöbet bana geldi döne döne yanayım



“Ledün ilmini ehli ve Mevlâ bilir derler
Fıkhî meseleyi ise molla bilir derler



“Katıdır taştan Müderris, kalbin eğer Hû deyip
İnlemezsen gayretin yok; inletir dağları Hû



“Ayağına olurum herkesin hâk (toprak)
Kılsın diye birisi kalbimi pâk

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.