08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hacı Bektâş-İ Velî
Hacı Bektâş-ı Velî
Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarında yaşayan evliyânın büyüklerinden İsmi, Seyyid Muhammed bin İbrâhim Atâ olup, lakabı Hacı Bektâştır 1281 (H 680) târihinde Horasanın Nişâbûr şehrinde doğdu Seyyid olup, nesebi (soyu) hazret-i Aliye dayanmaktadır 1338 (H 738) târihinde Kırşehire yakın bir yerde vefât etti Vefâtı hakkında başka rivâyetler de vardır Türbesinin bulunduğu kasabaya sonradan Hacıbektaş ismi verilmiştir
Bektâş-ı Velî küçük yaşta ilim öğrenmesi için, âilesi tarafından Ahmed Yesevînin halîfesi Şeyh Lokman-ı Perendeye teslim edildi Çocukken bir çok kerâmetleri görüldü Lokman-ı Perende, hacca gidip Arafatta kıbleye döndüğü sırada, bir anda karşısında Bektâş-ı Velîyi gördü Nişâbûra dönünce bu kerâmetini herkese anlattı ve Hacı lakabını verdi Hacı Bektâş-ı Velî kendisinden kerâmet görenlerin şaşırdıklarını görünce; Ben Resûlullahın neslindenim Bana bunları çok görmeyiniz Bunlar bana Allahü teâlânın bir ihsânıdır demiştir
Hacı Bektâş-ı Velî, tahsîlini tamamladıktan sonra, Anadoluya geldi Halka doğru yolu göstermeye başlayıp, kıymetli talebeler yetiştirdi Kısa zamanda herkes tarafından tanındı ve büyük iltifât ve rağbet gördü Bu sırada Anadoluda dînî, iktisâdî, askerî ve sosyal bir teşkilât olan, kendisine bağlı ahîlik teşkilâtı ile büyük hizmetler yaptı (Bkz Ahîlik) Bundan dolayı Osmanlı sultanları tarafından sayılıp sevildi Osmanlı Devletinin sağlam temeller üzerine oturmasında büyük himmetleri oldu
Hacı Bektâş-ı Velî, Sultan Orhan ile sohbet etti Yeniçeri askeri kurulurken duâda bulundu Onlara İslâmiyetten ayrılmamalarını nasihat etti Böylece Hacı Bektâş-ı Velîyi kendilerine mânevî pîr olarak kabul eden bu ordu, mânevî hayâtını ve disiplinini ona bağladı Hacı Bektâş-ı Velî, asırlarca yeniçeriliğin pîri, üstâdı ve mânevî hâmisi olarak bilindi Bu bağlılık ve muhabbet, yeniçerilerin sulh zamanlarındaki tâlimleri ve harplerdeki gayret ve kahramanlıklarında çok iyi neticeler verdi Yeniçeriler, dervişler gibi cihâd azmiyle dolu olarak büyük kahramanlıklar gösterdiler
Büyük evliyâ Hacı Bektâş-ı Velînin derslerini dinleyen, sohbetlerine katılan ve ondan feyz alanlara tasavvuftaki usûle uyularak Bektâşî, bu yola da Bektâşiyye veya Bektâşîlik adı verildi Bektâşîler zamanla azaldı İki üç asır sonra hakîkî Bektâşîlik unutuldu Timur Han'ın önünden kaçan Hurûfîler, kendilerini kurtarmak için Bektâşî tekkelerine sığındılar Kendilerini Bektaşî gibi göstererek bu tarîkatı kendilerine siper olarak kullandılar Haramlara helâl, nefsin arzû ettiği kötü isteklere serbesttir demekle, bozuk rûhlu insanlar arasında yayıldılar Halk arasında anlatılan Bektâşî fıkraları, bu sahte ve yalancı Bektâşîlere âittir
|
|
|