Prof. Dr. Sinsi
|
Ahmed Refik Altınay
Ahmed Refik Altınay
(ö 1937) Son devir Türk tarihçisi
İstanbul'da Beşiktaş'ta doğdu (1880 veya 1881) Babası, Sultan Abdülaziz' in vekilharcı Ürgüplü Ahmed Ağa'dır Ailesi Ürgüp' te Gürlükçüoğulları adıyla tanınmakta idi Ahmed Refik ilk öğrenimini Beşiktaş'taki Vişnezâde Mektebi'nde yaptı Daha sonra askerî rüşdiyeyi ve Kuleli İdadisini bitirdi 1898de Mekteb-i Harbiyye'den birincilikle mezun oldu Uzun yıllar askerî okullarda coğrafya ve Fransızca hocalığı yaptı 1907' de yüzbaşılığa yükseldi, ertesi yıl Harp Okulu tarih öğretmenliğine getirildi 1909 yılında Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Cerîde Şubesi' nde görevlendirildi Bu sırada Askerî Mecmua' nın yayımına nezaret etti ve burada askerî konularda makaleler yazdı Aynı yıl kurulan Târîh-i Osmânî Encümeni'ne üye olan Ahmed Refik Balkan Savaşı sırasında Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye tarafından sansür müfettişliğine getirildi Savaş bittikten sonra askerlikten emekli oldu 1913' te bir süre bazı medreselerde tarih muallimliği yaptı I Dünya Savaşı çıkınca yüzbaşı rütbesiyle tekrar askere alındı ve Sansür Genel Müfettişliği emrine verildi Bir yazısında Kavalalı Mehmed Ali Paşa' nın Osmanlı Devleti aleyhindeki faaliyetlerinden bahsetmesi üzerine Sadrazam Mısırlı Said Halim Paşa' nın gözünden düştü ve arpa saman memuriyeti ile Orta Anadolu'ya gönderildi Bir süre bu görevle Ulukışla, Nevşehir ve Ürgüp civarında bulunan, bu arada bazı tarihî araştırmalar yapan Ahmed Refik 1915' te Eskişehir Askerî Sevk Komisyonu başkanlığına getirildi Ancak çok geçmeden orada geçirdiği şiddetli bir hastalıktan dolayı Enver Paşa'nın aracılığı ile İstanbul'da oturmasına izin verildi I Dünya Savaşı sonlarında, Ermeni mezâlimini yerinde incelemek üzere yabancı gazetecilerden kurulan heyetin başında Doğu Anadolu' ya gönderildi Bu sıradaki gözlemlerini daha sonra İki Komite İki Kıta [342] ve Kafkas Yollarında Hâtıralar ve Tahassüsler [343] adlı kitaplarda topladı 1918' de İstanbul Darülfünunu Osmanlı [344] Tarihi Kürsüsü' ne müderris olarak tayin edildi 1925' te Abdurrahman Şeref Bey' in ölümü ile boşalan Türk Tarih Encümeni başkanlığına getirildi 1933' te üniversitenin yeniden teşkilatlandırılmasıyla darülfünundaki hocalığı sona erdi Bundan sonra geçimini Cumhuriyet ve Akşam gazeteleri ile Millî Mecmua ve Hayat mecmuasında yazılar yazarak sağladı Hayatının son yıllarını Büyükada' daki evinde geçirdi 10 Ekim 1937de öldü ve Büyükada' ya defnedildi
Daha çok popüler bir tarihçi olarak tanınan Ahmed Refik' in yazı hayatı askerî okullardaki öğretmenliği sırasında başlar Günlük ve haftalık gazete ve dergilerde sürekli olarak yazan A Refik, bir süre Tercümûn-ı Hakikat ve Millet gazetelerinin başyazarlığını da yaptı Daha sonra İrtikâ, Malûmat, Hazîne-i Fünûn ve Mecmûa-i Ebüzziyâ, İkdam ve Peyam ile İttihatçılar' in yayın organı olan Yeni Mecmua ve Anadolu Mecmuası' nda da makaleler yayımladı Bu arada altı ciltlik Büyük Târifi-i Umûmî' yi neşretti [345] ve “Geçmiş Asırlarda Osmanlı Hayatı” serisİnden Lâle Devri 1130-1143 [346]; Târihî Sımalar [347] ; Köprülüler [348] ; Felâket Seneleri 1094-1110 [349]; Kadınlar Saltanatı 1-1V [350]; Âlimler ve Sanatkârlar 900-1200 [351] gibi eserlerini İkdam' da tefrika etti Bir yandan popüler mahiyette yazılar yazarken öte yandan Tarîh-i Osmânî Encümeni Mecmuasında ilmî makaleler de yayımlıyordu
Enver Paşa' nın teşvikiyle ilk defa Hazîne-i Evrâk' a [352] girerek Osmanlı belgelerini inceleyen Ahmed Refik' in asıl ilmî çalışmaları 1915' te Anadolu' dan İstanbul' a döndükten sonra başlar Değerli vesikaları ihtiva eden Memâlik-i Osmâniyye' de Demirbaş Şarl [353]; Onuncu Asr-ı Hicrîde İstanbul Hayatı 961-1000 [354]; Memâlik-i Osmâniyye' de Kral Rakoczi ve Tevâbii 1109-1154 [355]; Osmanlılar ve Büyük Frederik 1133-1179 [356]; Türkiye'de Mülteciler Meselesi [357]Anadolu' da Türk Aşiretleri 966-1200 [358]; Hicrî Onikinci Asırda İstanbul Hayatı 1100-1200 [359]; Osmanlı Devrinde Türkiye Madenleri 967-1200 [360]; Hicrî Onbirinci Asırda İstanbul Hayatı 1000-1100 [361]; Hicrî Onüçüncü Asırda İstanbul Hayatı 1200-1255 [362]; Onaltıncı Asırda Râfizîlik ve Bektaşîlik [363]; Türk Hizmetinde Kral Tököli İmre 1683-1705 [364] adlı eserler buradaki çalışmalarının mahsulüdür İstanbul hayatına dair eserlerinin faksimile neşirleri 1988' de yapılmıştır Demirbaş Şarl ile ilgili çalışmasından dolayı İsveç hükümeti, Türk-Bulgar ilişkilerine dair araştırma ve yayınlan dolayısıyla da Bulgar İlimler Akademisi tarafından nişan ve madalya ile taltif edilen Ahmed Refik, bizde eski tarihçiliğin son, modern tarihçiliğin ilk popüler tarihçiliğin ise en iyi temsilcisidir
İlmî mahiyetteki makalelerini Târîh-i Osmânî Encümeni Mecmuası, Türk Tarih Encümeni Mecmuası, Darülfünun Edebiyat Fakültesi Mecmuası ve Türkiyat Mecmuası'nöa neşreden Ahmet Refik, tarihî konulan halkın seviyesine indirirken gerçeği tahrif etmemeye gayret göstermiştir
Bu arada çocuklar için tarih kitapları ile okul kitapları yazan Fransızca' dan da bazı tercümeler yapan Ahmed Refik, ayrıca Silâhdar Târihi, Târîh-i Gümânî ile Evliya Çelebi Seyahatnamesi' nin dokuzuncu ve onuncu ciltlerini de yayımlamıştır Rindmeşrep ve neşeli bir mizaca sahip olan Ahmed Refik' in birçoğu bestelenmiş olan şiirleri Gönül [365] adlı kitapta toplanmıştır [366]
Bibliyografya
1) R Ekrem Koçu, Ahmed Refik, İstanbul 1938;
2) Muzaffer Gökman Tarihi Sevdiren Adam: Ahmed Refik Altınay, İstanbul 1978;
3) Mükrimin Halil, “Müverrih Ahmed Refik”, Millî Mecmua, sy 39, İstanbul 1341;
4) A Tietze, “Ahmad Rafik”, El2 (Fr) , I, 302, 303 [367]
***********************
ARİHİ SEVDİREN ADAM: AHMED REFİK ALTINAY (1880-1937)
İstanbul’da Beşiktaş’ta doğdu (1880) Babası, Sultan Abdülaziz’in vekilharcı Ürgüplü Ahmed Ağa’dır Ailesi Ürgüp’te Gürlükçüoğulları adıyla tanınmakta idi Ahmed Refik ilk öğrenimini Beşiktaş’taki Vişnezâde mektebinde yaptı Daha sonra askerî rüşdiyeyi ve Kuleli İdâdîsi’ni bitirdi 1898’de Mekteb-i Harbiyye’den birincilikle mezun oldu Uzun yıllar askerî okullarda coğrafya ve Fransızca hocalığı yaptı 1907’de yüzbaşılığa yükseldi, ertesi yıl Harp Okulu tarih öğretmenliğine getirildi 1909 yılında Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Cerîde Şubesi’nde görevlendirildi bu sırada Askerî Mecmua’nın yayımına nezaret etti ve burada askerî konularda makaleler yazdı Aynı yıl kurulan Târîh-i Osmânî Encümeni’ne üye olan Ahmed Refik, Balkan Savaşı sırasında Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye tarafından sansür müfettişliğine getirildi Savaş bittikten sonra askerlikten emekli oldu 1913’te bir süre bazı medreselerde tarih muallimliği yaptı I Dünya Savaşı çıkınca yüzbaşı rütbesiyle tekrar askere alındı ve Sansür Genel Müfettişliği emrine verildi Bir yazısında Kavalalı Mehmed Ali Paşanın Osmanlı Devleti aleyhindeki faaliyetlerinden bahsetmesi üzerine, Sadrazam Mısırlı Said Halim Paşanın gözünden düştü ve arpa saman memuriyeti ile Orta Anadolu’ya gönderildi Bir süre bu görevle Ulukışla, Nevşehir ve Ürgüp civarında bulunan, bu arada bazı tarihî araştırmalar yapan Ahmed Refik, 1915’de Eskişehir Askerî Sevk Komisyonu başkanlığına getirildi Ancak çok geçmeden orada geçirdiği şiddetli bir hastalıktan dolayı Enver Paşanın aracılığı ile İstanbul’da oturmasına izin verildi I Dünya Savaşı sonlarında, Ermeni mezâlimini yerinde incelemek üzere yabancı gazetecilerden kurulan heyetin başında Doğu Anadolu’ya gönderildi Bu sıradaki gözlemlerini daha sonra İki Komite İki Kıtal (İstanbul 1919) ve Kafkas Yollarında Hâtıralar ve Tahassüsler (İstanbul 1919) adlı kitaplarda topladı 1918’de İstanbul Dârülfünunu Osmanlı (Türk) Tarihi Kürsüsü’ne müderris olarak tayin edildi 1925’de Abdurrahman Şeref Beyin ölümü ile boşalan Türk Tarih Encümeni başkanlığına getirildi 1933’de üniversitenin yeniden teşilâtlandırılmasıyla Dârülfunun’daki hocalığı sona erdi Bundan sonra geçimini Cumhuriyet ve Akşam gazeteleri ile Millî Mecmua ve Hayat mecmuasıda yazılar yazarak sağladı Hayatının son yıllarını Büyükada’daki evinde geçirdi 10 Ekim 1937’de öldü ve Büyükada’ya defnedildi
Daha çok popüler bir tarihçi olarak tanınan Ahmed Refik’in yazı hayatı askerî okullardaki öğretmenliği sırasında başlar Günlük ve haftalık gazete ve dergilerde sürekli olarak yazan A Refik, bir süre Tercümân-ı Hakîkat ve Millet gazetelerinin başyazarlığını da yaptı Daha sonra İrtikâ, Ma’lûmat, Hazîne-i Fünûn ve Mecmûa-i Ebüzziyâ, İkdâm ve Peyam ile İttihatçıların yayın organı olan Yeni Mecmua ve Anadolu Mecmuası’nda da makaleler yayımladı Bu arada altı ciltlik Büyük Târih-i Umûmî’yi neşretti (İstanbul 1328) ve “Geçmiş Asırlarda Osmanlı Hayatı” serisinde Lâle Devri 1130-1143 (İstanbul 1331); Târihî Sîmâlar (İstanbul 1331); Köprülüler (İstanbul 1331); Felâket Seneleri 1094-1110 (İstanbul 1332); Kadınlar Saltanatı I-IV (İstanbul 1332-1923); Âlimler ve Sanatkârlar 900-1200 (İstanbul 1924) gibi eserlerini İkdam’da tefrika etti Bir yandan popüler mahiyette yazılar yazarken öte yandan Târih-i Osmânî Encümeni Mecmuası’nda ilmî makaleler de yayımlıyordu
Enver Paşanın teşvik ile ilk defa Hazîne-i Evrak’a (arşiv) girerek Osmanlı belgelerini inceleyen Ahmed Refik’in asıl ilmî çalışmaları 1915’te Anadolu’dan İstanbul’a döndükten sonra başlar Değerli belgeleri ihtiva eden Memâlik-i Osmâniyye’de Demirbaş Şarl (İstanbul 1332), Onuncu Asr-ı Hicrîde İstanbul Hayatı 961-1000 (İstanbul 1933, 2 bs , Onaltıncı Asırda İstanbul Hayatı, 1935); Memâlik-i Osmâniyye’de Kral Rakoczi ve Tevâbii 1109-1154 (İstanbul 1333); Osmanlılar ve Büyük Frederik 1133- 1179 (İstanbul 1333); Türkiye’de Mülteciler Meselesi (İstanbul 1926); Anadolu’da Türk Aşiretleri 966-1200 (İstanbul 1930); Hicrî Onikinci Asırda İstanbul Hayatı 1100-1200 (İstanbul 1930); Osmanlı Devrinde Türkiye Madenleri 967- 1200 (İstanbul 1931); Hicrî Onbirinci Asırda İstanbul Hayatı 1000-1100 (İstanbul 1931); Hicrî Onüçüncü Asırda İstanbul Hayatı 1200-1255 (İstanbul 1932); Onaltıncı Asırda Râfizîlik ve Bektaşîlik (İstanbul 1932); Türk Hizmetinde Kral Tökeli İmre 1683-1705 (İstanbul 1932) adlı eserler buradaki çalışmalarının mahsulüdür İstanbul hayatına dair eserlerinin faksimile neşirleri 1988’de yapılmıştır Demirbaş Şarl ile ilgili çalışmasından dolayı İsveç hükümeti, Türk-Bulgar ilişkilerine dair araştırma ve yayınları dolayısıyla da Bulgar İlimler Akademisi tarafından nişan ve madalya ile taltif edilen Ahmed Refik, bizde eski tarihçiliğin son, modern tarihçiliğin ilk, popüler tarihçiliğin ise en iyi temsilcisidir
İlmî mahiyetteki makalelerini Târih-i Osmânî Encümeni Mecmuası, Türk Tarih Encümeni Mecmuası, Dârülfünûn Edebiyat Fakültesi Mecmuası ve Türkiyat Mecmuası’nda neşreden Ahmet Refik, tarihî konuları halkın seviyesine indirirken gerçeği tahrif etmemeye gayret göstermiştir
Bu arada çocuklar için tarih kitapları ile okul kitapları yazan, Fransızca’dan da bazı tercümeler yapan Ahmed Refik, ayrıca Silâhdar Târihi, Târîh-i Gılmânî ile Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nin dokuzuncu ve onuncu ciltlerini de yayımlamıştır Neşeli bir mizaca sahip olan Ahmed Refik’in bir çoğu bestelenmiş olan şiirleri Gönül (1932) adlı kitapta toplanmıştır
(TDV İsl Ans ilgili maddeden yararlanılarak hazırlanmıştır )
*********************
Ahmet Refik Altınay
Tarihçi, yazar, şair, Darülfünun Tarih Müderrisi ve yüzbaşıdır 1881 yılında Beşiktaş'ta doğdu Kethüda Ürgüplü Ahmed Ağa'nın oğludur İlk öğrenimini Vişnezade İlkokulunda, orta öğrenimini Beşiktaş Askeri Ortaokulunda ve Kuleli Askeri Lisesinde gördü 1898 yılında Harp Okulundan piyade birincisi olarak mezun oldu Küçük yaşta teğmen çıktığı için kıtaya gönderilmeyip öğretmen sınıfında bırakıldı Toptaşı ve Soğukçeşme Askeri Ortaokullarında 4 yıl süre ile Coğrafya Öğretmenliği yaptı 1902 yılında Harp Okuluna Fransızca, 1908 yılında tarih öğretmeni oldu Tercüman-ı Hakikat ve Millet gazetelerinde başyazarlık yaptı 1909 yılında Genelkurmay Başkanlığı Yayın Şubesinde çalışırken Askeri Mecmuayı yönetti 1909 yılında kurulan Tarihi Osmani Encümenine üye seçildi Fransa'ya tarihi araştırmalar için bir kurulla birlikte gitti 1912 yılında Balkan Savaşında Askeri Sansür Müfettişi oldu 1913 yılında gözleri bozuk olduğu için yüzbaşı iken emekliye ayrıldı 1918 yılında İstanbul Darülfünun Osmanlı Tarihi Öğretmenliğine, 1919 yılında Türkiye Tarihi Müderrisliğine atandı Türk Tarih Encümeninde görev aldı 1924-1927 yılları arasında bu encümenin başkanlığını yaptı 1932 yılında I Tarih Kongresine katıldı 1933 yılında Üniversite Öğretmenliğinde kadro dışı bırakıldı 10 Ekim 1937 tarihinde İstanbul'da 56 yaşında iken zatürreden vefat etti Mezarı Büyükada'da Tepeköy Mezarlığındadır 116 eseri vardır
Kaynak :Osmanlı Tarihi Yazarları M Orhan Bayrak İstanbul 1982
|