![]() |
Rıza Tevfik Bölükbaşı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Rıza Tevfik BölükbaşıRıza Tevfik Bölükbaşı Şâir, felsefeci ve devlet adamı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1907de İttihat ve Terakki Cemiyetine giren şâir, güçlü hatipliğiyle şöhret kazandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı delegesi olarak, Sevr Antlaşmasını (1920) imzâlayanlar arasında bulundu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rıza Tevfik, düzensiz ve uzun süren okul tahsiline rağmen şaşılacak kadar geniş bilgi sâhibidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rıza Tevfik, okul hayâtından beri isyancı, ferdiyetçi, o gün için dillerde dolaşan hürriyete tutkun, disiplinsiz ve her şeye muhâlif mizâcı ile tanınır ![]() ![]() Eserleri: Felsefî sahada: Felsefe Dersleri, Mufassal Kâmûs-ı Felsefe (c harfine kadar), Abdülhak Hâmidin Mülahazat-ı Felsefiyesi ![]() Tenkit ve incelemeleri: Ömer Hayyam, Tevfik Fikret ![]() Bir kısım hatıralarını, Biraz da Ben Konuşayım adıyla kaleme almış, şiirlerini Serâb-ı Ömrüm adıyla toplayıp bastırmıştır ![]() ![]() Şiirlerinde Yunus Emreden Dertliye kadar, Halk ve Tekke şâirlerinin kullandığı canlı dili ve hece veznini örnek almıştır ![]() ![]() Çocukluğundan beri başına gelenler ve bilhassa gurbette geçen acı yılların tortusu, çoğu şiirlerine bezginlik, hüzün ve kötümserlik hâlinde sinmiştir ![]() ![]() ![]() Hece veznini ısrarla savunduğu halde, aruz ve heceyi birlikte kullanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() KOCA HASAN DAYI Rıza Tevfik Bölükbaşının bu şiiri, otuz kıtalık bir manzum hikâyedir ![]() ![]() Sultan Mahmud sağ mı? dedi, sonra birden coşarak: Tam beş yıl askerlik ettim, ekmeğini yedimdi ![]() Hey devletli koca sultan, hey celâlli arslan hey! Bir kır ata biner gelir, gelen şâhin sanırdım ![]() Bin yiğidin arasında bir görüşte tanırdım ![]() Ak sakallı vezirleri karşısında titrerdi, Ardı sıra deryâ gibi kullar yürür giderdi ![]() Fermânına yedi kral baş eğermiş derlerdi ![]() Evliyâ kuvveti vardı, ona ermiş derlerdi ![]() Biz ne mutlu günler gördük, de hey deli devrân hey! Delikanlıydım o zaman kapısında çavuştum ![]() Beş sene hizmetten sonra geldim köye kavuştum ![]() Bir daha çıkmadım artık, tarla takım edindim, Elli sene şu toprakla güreş ettim, didindim ![]() Çocuklar askere gitti, biri geri gelmedi ![]() Hiçbirinin bugüne dek bir haberi gelmedi ![]() Hürriyet ve adâlet nutukları ile idâreyi ele geçirdikten sonra ülkeyi ne hâle koyduklarını, bir de ihtiyarın ağzından dinleyen şâir, büyük bir üzüntü içinde onu İstanbula götürmek isterse de şu cevabı alır: Dedi: Oğlum, bu dünyâda artık nedir umudum! Allah senden râzı olsun, ben köyümden hoşnudum ![]() Gönlüm gözüm bu yerlerde ne şenlikler görmüştür, Hepsi yalan, geldi geçti; fâni dünyâ bir düştür ![]() Arslan gibi üç oğlumu fedâ ettim uğrunda, Çifti sattım, evi barkı vîrân ettim uğrunda, Altmış sene oldu belki, ben bu köyden çıkmadım, Ormanından, deresinden, kuşlarından bıkmadım ![]() Oğul arzum budur benim, burda ölmek isterim, Yâdellerde neylerim? (Serâb-ı Ömrüm, 1915) SULTAN ABDÜLHAMİD HANIN RUHANİYETİNDEN İSTİMDAD Nerdesin, şevketli Sultan Hamîd Han, Feryâdım varır mı bârgâhına? Ölüm uykusundan bir lâhza uyan, Şu nankör milletin bak günâhına! Târihler adını andığı zaman, Sana hak verecek, hey koca Sultan; Bizdik utanmadan iftirâ atan Asrın en siyâsî pâdişâhına ![]() Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz, Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz ![]() Sâde deli değil edepsizmişiz, Tükürdük atalar kıblegâhına ![]() Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fenâ, Bir sürü türedi, girdi meydâna ![]() Nerden çıktı bunca veled-i zinâ? Yuh olsun bunların ham ervâhına ![]() |
![]() |
![]() |
|