![]() |
Takvimdeki Deniz - Şiir İncelemesi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Takvimdeki Deniz - Şiir İncelemesiTAKVİMDEKİ DENİZ akvimdeki Deniz - Şiir İncelemesi[/url] Üstad bu şiirde ölümü deniz kisvesine büründürerek karşımıza çıkartıyor ![]() Hasreti denizlerin, Denizler kadar derin Ve o kadar bucaksız ![]() ![]() ![]() Kendisini içine çekecek olan deniz, ömrün günlerinin tükenmesiyle gün ışığına çıkan ölüm gibi yaprakları tükenmiş, kullanılmış bir takvimde tüm haşmetiyle çalkalanıyorken çıkar karşısına: Ta karşımda, yapraksız, Kullanılmış bir takvim ![]() ![]() ![]() Üzerinde bir resim: Azgın, sonsuz bir deniz; Kaygısız, düşüncesiz, Çalkanıyor boşlukta ![]() Kendisinin ölüm karşısındaki acizliğini belirtmek istercesine, kendisini, gördüğü gemiyi denizin içinde bir nokta olarak tasavvur ediyor: Resimdeyse bir nokta: Yana yatmış bir gemi ![]() ![]() ![]() Kaybettiği âlemi Arıyor deryalarda ![]() Birden resmin içinde buluyor kendisini ![]() Bu resim rüyalarda Gibi aklımı çeldi; Bana sahici geldi ![]() Geçtim kendi kendimden, O kadar kendisini resmin içinde hisseder ki, artık denizin ıslaklığını yüzünde, yosunlarını ise ciğerinde hissetmektedir: Yüzüme, o resimden, Köpükler vurdu sandım; Duymuş gibi tıkandım, Ciğerimde bir yosun ![]() Artık önüne hiçbir engelin çıkamayacağına ve hasretini çektiği denize varacağına bütün benliğiyle inanmaktadır ![]() Artık beni kim tutsun? Denizler oldu tasam ![]() Yakar, onu bulmazsam, Beni bu hasret, dedim, Varırım, elbet, dedim, Bir ömür geze geze, Takvimdeki denize ![]() Birden o kadar hasretini çektiği vuslatla karşılaşınca hayretler içinde kalır ![]() ![]() ![]() ![]() Ne var, bana ne oldu, Odama nasıl doldu, Birdenbire bu meltem? Ve dalgalandı perdem, Havalandı kâğıtlar ![]() Odamda kıyamet var! Vuslat habercisi olan meltem birden kanı donduracak bir etki oluşturur ![]() ![]() Ah yolculuk, yolculuk! Ne kadar baygın, soluk, O gün bizde betbeniz; Ve ne titrek kalbimiz Ve eşyamız ne küskün! İşte şimdi yolculuğun en azılı engelleyicileriyle karşı karşıyadır: Yola çıktığımız gün, Bir sıraya dizilmiş, Gözyaşlarını silmiş, Bakarlar sinsi sinsi ![]() Denize hicretin bir ayrılık, bir kopuş, bir terk ediş olduğunu gösteren sahne yaşanmaya başlamıştır ![]() Niçin o ânda hepsi, Bir kuş gibi hafifler, Arkadan geleyim der? Niçin o güne kadar, Dilsiz duran ne kadar Eşya varsa dirilir, Yolumuza serpilir? Ufak böcekler gibi, Gezer onların kalbi, Üstünde döşemenin ![]() Şimdi kendisini bir karmaşıklığın ortasında bulur ![]() Bir gizli didişmenin Saati çalar o ân; Birden bakar ki, insan, Her şey karmakarışık ![]() Ayırmak olmaz artık Bir kalbi bir taraktan; Ve kalb, ağlayaraktan, Çekilir geri geri, Terkeder bu mahşeri ![]() Ve şiirin en son kısmında tasavvur edilen sahnede, Üstad tarafından yaşanılanlar, bu mahşeri terk ederken Üstad'ın neleri arkasında bıraktığı ve bayram olarak gördüğü denize hicretin gönlü hafifliyor olsa bile dönüp arkaya bakmaktan kendisini alamadığı, Şair-i azam sıfatının nereden geldiği bir kez daha gözler önüne serilircesine dile getiriliyor: Bu mahşerin içinden O gün ben de geçtim, ben; Nem varsa, evim, anam, Çocukluğum hatıram Ve ne sevdalar serde, Bıraktım gerilerde, Kaçar gibi yangından ![]() Rüzgârların ardından, Baktım da süzgün süzgün, Kurşun yükünü gönlün, Tüy gibi hafiflettim, Denize hicret ettim ![]() ![]() ![]() TAKVİMDEKİ DENİZ Şiire biçim olarak baktığımızda ilk dikkat çeken ölçülü oluşudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dil ve anlatım özelliklerine gelince ilk dikkat çeken dilinin sade oluşudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() TAKVİMDEKİ DENİZ VE ÖLÜM TEMASI Ölüm ve şair ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "An oluyor bir garip duyguya varıyorum, Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum? ![]() ![]() diyen Şair bu garip duygudan kurtulmasının panzehirini de şöyle dile getirmektedir: "Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var" Şairin ölüm konusundaki görüşleri ciltler dolduracak kadar inceleme ve araştırmalarla ele alınabilecek değerdedir ; ama şair Takvimdeki deniz şiirinde ölümle ilgili düşüncelerini öyle güzel özetlemiş ki, aslında hiçbir açıklamaya yer bırakmamış ![]() TAKVİMDEKİ DENİZ ŞİRİNİN İNCELENMESİ Şair bu şiirde ölümü deniz kisvesine büründürerek karşımıza çıkartıyor ![]() Hasreti denizlerin, Denizler kadar derin Ve o kadar bucaksız ![]() ![]() ![]() Kendisini içine çekecek olan deniz, ömrün günlerinin tükenmesiyle gün ışığına çıkan ölüm gibi yaprakları tükenmiş, kullanılmış bir takvimde tüm haşmetiyle çalkalanıyorken çıkar karşısına: Ta karşımda, yapraksız, uyakların incelenmesi : Kullanılmış bir takvim ![]() ![]() ![]() Üzerinde bir resim: - im : tam uyak Azgın, sonsuz bir deniz; Kaygısız, düşüncesiz, Çalkanıyor boşlukta ![]() Kendisinin ölüm karşısındaki acizliğini belirtmek istercesine, kendisini, gördüğü gemiyi denizin içinde bir nokta olarak tasavvur ediyor: Resimdeyse bir nokta: - a : yarım uyak Yana yatmış bir gemi ![]() ![]() ![]() Kaybettiği âlemi Arıyor deryalarda ![]() Birden resmin içinde buluyor kendisini ve kendisini kaybetmesine yol açıyor bu yolculuk: Bu resim rüyalarda Gibi aklımı çeldi; - di : redif - l : yarım uyak Bana sahici geldi ![]() Geçtim kendi kendimden, O kadar kendisini resmin içinde hisseder ki, artık denizin ıslaklığını yüzünde, yosunlarını ise ciğerinde hissetmektedir: Yüzüme, o resimden, - den : redif - im : tam uyak Köpükler vurdu sandım; Duymuş gibi tıkandım, - dım : redif - an : tam uyak Ciğerimde bir yosun ![]() Artık önüne hiçbir engelin çıkamayacağına ve hasretini çektiği denize varacağına bütün benliğiyle inanmaktadır ve eğer varamazsa bu hasretin onu yakacağını belirtirken denize kavuşmanın bir yok oluş değil, asıl kavuşamamanın onun için bir yok oluş olacağını dile getirmektedir: Artık beni kim tutsun? - un : tam uyak Denizler oldu tasam ![]() Yakar, onu bulmazsam, Beni bu hasret, dedim, - dedim : redif - et : tam uyak Varırım, elbet, dedim, Bir ömür geze geze, Takvimdeki denize ![]() Birden o kadar hasretini çektiği vuslatla karşılaşınca hayretler içinde kalır ![]() ![]() ![]() ![]() Ne var, bana ne oldu, Odama nasıl doldu, Birdenbire bu meltem? Ve dalgalandı perdem, Havalandı kâğıtlar ![]() Odamda kıyamet var! Vuslat habercisi olan meltem birden kanı donduracak bir etki oluşturur ![]() ![]() Ah yolculuk, yolculuk! Ne kadar baygın, soluk, O gün bizde bet beniz; Ve ne titrek kalbimiz Ve eşyamız ne küskün! İşte şimdi yolculuğun en azılı engelleyicileriyle karşı karşıyadır: Yola çıktığımız gün, Bir sıraya dizilmiş, Gözyaşlarını silmiş, Bakarlar sinsi sinsi ![]() Denize hicretin bir ayrılık, bir kopuş, bir terk ediş olduğunu gösteren sahne yaşanmaya başlamıştır ![]() Niçin o ânda hepsi, Bir kuş gibi hafifler, Arkadan geleyim der? Niçin o güne kadar, Dilsiz duran ne kadar Eşya varsa dirilir, Yolumuza serpilir? Ufak böcekler gibi, Gezer onların kalbi, Üstünde döşemenin ![]() Şimdi kendisini bir karmaşıklığın ortasında bulur ![]() Bir gizli didişmenin Saati çalar o ân; Birden bakar ki, insan, Her şey karmakarışık ![]() Ayırmak olmaz artık Bir kalbi bir taraktan; Ve kalb, ağlayaraktan, Çekilir geri geri, Terk eder bu mahşeri ![]() Şiirin en son kısmında tasavvur edilen sahnede, Şair tarafından yaşanılanlar, bu mahşeri terk ederken şairin neleri arkasında bıraktığı ve bayram olarak gördüğü denize hicretin gönlü hafifliyor olsa bile dönüp arkaya bakmaktan kendisini alamadığı, Şair-i azam sıfatının nereden geldiği bir kez daha gözler önüne serilircesine dile getiriliyor: Bu mahşerin içinden O gün ben de geçtim, ben; Nem varsa, evim, anam, Çocukluğum hatıram Ve ne sevdalar serde, Bıraktım gerilerde, Kaçar gibi yangından ![]() Rüzgârların ardından, Baktım da süzgün süzgün, Kurşun yükünü gönlün, Tüy gibi hafiflettim, Denize hicret ettim ![]() ![]() ![]() Son olarak ölüm teması ve Necip Fazıl deyince şu mısraları söylemeden olmaz ![]() ![]() Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber? ![]() ![]() ![]() SÖZ SANATLARI Hasreti denizlerin : hasret insana özgü olan bir duygudur , burada bu özellik denize verilerek “ teşhis” kişileştirme sanatı yapılmıştır ![]() Hasreti denizlerin hasret denize benzetilmiş benzetme yönü de derin oluşudur Denizler kadar derin benzetmenin dört öğesi de kullanılmış olduğundan tam teşbihtir ![]() Benzeyen hasret , benzetilen deniz , benzetme yönü derin oluşu , benzetme edatı kadar Hasreti denizlerin, Bir sözün etkisini güçlendirmek amacıyla bir şeyi ya olamayacağı Denizler kadar derin bir biçimde anlatmak ya da olduğundan pek çok veya pek az Ve o kadar bucaksız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Azgın, sonsuz bir deniz; kaygı duymak insana özgü olan bir duygudur , burada bu Kaygısız, düşüncesiz, özellik denize verilerek “ teşhis” kişileştirme sanatı yapılmıştır ![]() Çalkanıyor boşlukta Niçin o ânda hepsi, cevap alma amacı gütmeden, duyguyu ve anlamı güçlendirmek için Bir kuş gibi hafifler, soru yoluyla anlatılmıştır istifham / teşhis-i intak Arkadan geleyim der? İnsana özgü niteliklerin başka varlıklara aktarılmasına, onlara kişilik kazandırılmasına “teşhis”; onların konuşturulmasına da “intak” denir ![]() ![]() Terk eder bu mahşeri ![]() Bu mahşerin içinden yalnızca “mahşer” kullanılmış , benzetilen var ![]() O gün ben de geçtim, ben; yalnızca benzetilenle yapılan istiareye açık istiare denir ![]() Ve ne sevdalar serde, kargaşa ve telaş yangına benzetilmiş Bıraktım gerilerde, yalnızca benzetilenle yapılan istiareye açık istiare denir ![]() Kaçar gibi yangından ![]() |
![]() |
![]() |
|