Siyonizmin Gerçek Yüzü 6

Siyonistler Ve Osmanlı -2-
iyonizmin gerçek yüzü 6[/url]

Osmanlıya teşekkür yerine, fitne tohumları


Yahudiler, İspanya kralı Ferdinandı kandırdıkları için gördükleri muameleden kaçıp Osmanlıya sığındılar Padişah onlara Selanik ve çevresinde yerleşme imkanı sundu Bunlara hoşgörü ve her türlü imkan verilmesine rağmen, karekterlerinde yerleşmiş olan fitne duygusunu bir türlü burada da dindiremediler Gizliden gizliye planlarına ulaşmak için bu sefer Osmalı içerisinde çalışmaya başladılar Hatta öyle ileriye gittiler ki İslam ülkesi olan Osmanlı topraklarında içlerinden Sabatay Sevi diye bir yahudi kendisini Mehdi ilan ederek toplumun ciddi manada karışmasına neden oldu


Bu kendini Mehdi olarak ilan edince Osmanlı topraklarında bulunan ve ülke dışından gelen Yahudiler onun etrafında toplanıp ayinler, etkinlikler yapmaya başlıyorlar Nereye gitse hurra millet onun peşinden gidiyor Tabi inançlarında şöyle bir zihniyet oluşturmuşlar; Mehdiyi gören kurtuluşa erecek Dolayısıyla millet ülke dışından varını yoğunu satıp onu görmeye geliyor Ülke İslam ülkesi halkta ekseriyetle Müslüman olduğu için bundan rahatsızlık duyuyor ve ciddi kargaşa, karışıklık ve fitneler ortaya çıkıyor Bu olayın vuku bulduğu dönemde Avcı Mehmet tahtta Artan fitne ve şikayetlerden dolayı padişah bunu zindana attırıyor Tabi millet varını yoğunu satmış uzaklardan onu görmeye gelmiş Görmeden dönmek istemiyorlar Zoraki, rüşvet vs ile zindanı da karıştırıyorlar


Dönmeler ve Görünüşte sahte Müslümanlar (Sabataistler)


Padişah çevresindekilere danışıyor içlerinden biri çıkıp Mehdinin özelliklerinden bahsediyor Ok işlemez, kılıç darbeleri işlemez vs vs ve diyor ki biz bunu getirelim, ok atalım, kılıç darbeleriyle vuralım Eğer gerçekten Mehdi ise ona işlemez ve bizde onun Gerçekten Mehdi olduğuna inanırız Eğer Mehdi değilse zaten helak olur gider, bizde bu fitneden böylelikle kurtulmuş oluruz diyor Tabi adam Yahudi ve dili ibranice, padişahın doktoru da yahudi Doktoru tercümanlık yapması için getiriyorlar (Siyonistler her zaman önemli mevkilerde bulunmaya çalışmışlardır) Adam ibranice anlatıyor durum böyle böyle, kellen gidecek kendini kurtarmaya bak diyor Sabatay Sevi de (Mehdilik iddiasında bulunan kişi) kendisinin bu iddiada bulunmadığını halkın kendisine bu yakıştırmada bulunduğunu, bu mevkiye getirdiklerini belirtiyor Tercüman bunun kendisini kurtarmayacağını, ancak bu insanların huzurunda Müslüman olduğunu ilan ederse bu şekilde canını kurtarabileceğini söylüyor Oda tüm herkesin önünde kelimeyi şehadeti getirip Müslüman olduğunu ilan ediyor Böylelikle kelleyi kurtarıyor


Ama bu sefer hahamların ve azılı siyonistlerin oklarını üzerine çekiyor Onlara şu izahatı yapıyor; ben hayatımı kurtarmak için böyle yaptım, görünüşte İslamı seçtim Ben gerçekte müslüman olmadım, asıl inancımdan ve hedeflerimden ayrılmadım Sizlerde benim gibi yapacaksınız, hedefinize daha çabuk ve kolay ulaşmak için görünüşte Müslüman olacaksınız, fakat islamın ve Müslümanların zararına ve yok olmasına yönelik çalışacaksınız İşte o günden bu güne bu Sabatay Sevi gibi yapanlara ve onun yolunu takip edenlere Sabataistler denilmiştir


Abdulhamit Han ve Thedor Herzl


Akabinde Avrupa da Thedor Herzl akımı başlıyor Bu siyonist tüm Yahudileri ve Hahamları kendi etrafında toplayarak fikir babalığı yapıyor Siyonistlerin ileri gelenlerini, Hahamları İsviçrenin Basel şehrinde topluyor Ulaşmak istedikleri sapık hedeflerini tekrarlıyorlar (Kudüste İsrail devleti, Süleyman Mabedi ve Arzı mevud, yani dünyanın hakimiyeti, sömürgeciliği ve efendiliği) Tabi Filistin-Kudüs o zaman Osmanlı toprağı Kendi aralarında görüşüyorlar ve neticede Abdulhamit Hana gelip Filistinden toprak talebinde bulunmayı kararlaştırıyorlar Görevi Thedor Herzl’e veriyorlar Thedor Herzl Abdulhamit Hana geliyor Kendilerine Filistinde toprak satmaları karşılığında diğer ülkeler nezdindeki itibarını, tabiri caizse kredi notunu yükseltecekleri, bozuk giden ve neredeyse iç karışıklığa dönmek üzere olan ekonomik bozukluğun düzelmesi için yardım edeceklerine ve kendilerine verecekleri toprağın bedelini kat be kat ödeyeceklerini beyan ediyor


Abdulhamit Han’ın (Allah gani gani rahmet etsin) Tavrı ve Thedor Herzl’in Durumu


Abdulhamit Han orada tarihi cevabını veriyor Şehit kanlarıyla alınmış toprakların bir santimi bile satılamaz diyor ve azarlayıp huzurundan kovuyor Thedor Herzl’i Tabi Thedor Herzl neye uğradığını şaşırıyor ve o haldeyken günlüğüne ağlayarak şu notları yazıyor; Ben Abdulhamit Han’ın yanına giderken hedeflerimize ulaşacağımıza dair ciddi umutlarım vardı Ama o kararlı insanı görünce bunların birer boş hayaller olduğuna inandım Ağlayarak bu notları yazdığı için kağıt üzerindeki yazılar gözyaşından dolayı dağılmıştır Bu yazıyı halen Avrupada bir müzede saklamaktadırlar Yani adamların inançları düşünceleri sapık ve insanlığı mahvedecek yapıda olmalarına rağmen şu bağlılıklarına bir bakın


Evet Thedor Herzl ve yandaşları bundan sonra neler yapıyorlar, kendilerine hayatlarını kurtarsınlar diye yer gösteren Osmanlıya minnet borçlarını nasıl ödüyorlar (ödetiyorlar), hareket stratejilerini nasıl değiştirip, Osmanlıya ve Abdulhamit Han’a karşı nasıl tavır sergiliyorlar ona bakacağız