08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Ya Ağlayan Hikâyeleri
Dr Nesime Ceyhan, Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya savaşlarındaki insanlık dışı uygulamalara, 'Osmanlı Dağılırken Ağlayan Hikâyeler' başlığıyla dikkat çekiyor
smanlı ya ağlayan hikâyeleri[/url]
Tarihî vesikalar, göçler arasında en fazla acının, savaş sebebiyle mecburen meydana gelenlerinde hissedildiğini ortaya koyuyor İnsanların doğup büyüdükleri toprakları, daha iyi imkânlara kavuşmak için değil, katliama kurban gitmemek için terk etmeleri acıların en acısı Ancak tarihte yaşananların önemi ya da etkinliği, ne kadar gündemde tutulduklarıyla yakından ilgili İşte, Ermenilerin 1915'te Anadolu'dan tehcir edilmesi (mecburi göç) bugün bile hâlâ taptaze Üstelik Batılı ülkelerde yapılan lobi faaliyetleriyle tehcirin adı; Türkiye önüne her defasında 'sözde' kelimesini yerleştirerek tashih etmeye çalışsa da, 'soykırım' Son olarak Fransız Meclisi de, 'Anadolu'da Ermenilere soykırım yapılmamıştır' diyenlere para ve hapis cezası öngören kanun teklifini kabul etti Oysa Türkler yani Evlad-ı Fatihan, 18'inci yüzyılda ve 19'uncu yüzyılın başlarında göçlerin en acısını tatmıştı Trakya'nın doğusuna, en nihayetinde de Anadolu'ya kaçamasalar, onlar da milyonlarca kardeşleri gibi katledileceklerdi
Peki, tarihteki tehcirlerden sadece biri, onlarca ülkenin meclisinde nasıl da bir 'soykırım' diye tescil ettirilebiliyor? Buna karşılık Türkiye, kendi tezlerini niye algılatamıyor dünyaya? Aslında bu soruların siyasi, ekonomik, kültürel ya da konjonktürel yaklaşımlar içeren pek çok cevabı olabilir Ama biri var ki, hepsinden daha gerçekçi: Biz tarihi tarihin derinliklerine gömüyoruz; yani yazmıyoruz Sözlü tarih çalışmalarıyla nesilden nesile aktarmıyoruz Bu yüzden Evlad-ı Fatihan'ın Balkanlar'da uğradığı katliamlardan bırakın dünyayı; Türkiye'nin genç kuşağı bile habersiz 1990'larda Sırpların, Boşnak Müslümanlara reva gördüğünden daha da beterdi belki Bulgar, Rus ve Yunan katliamları
Edebiyat doktoru Nesime Ceyhan'ın 'Osmanlı Dağılırken Ağlayan Hikâyeler' adlı kitap serisi dile getirmeye çabaladığım açığın kapatılması adına bir hayli önem taşıyor Söz konusu kitap serisi fikri Ceyhan'ın aklına 2006'da tamamladığı 'İkinci Meşrutiyet Devri Türk Hikâyeciliğinde Tema' başlıkla doktora tezini hazırlarken düşüyor 1911 Trablusgarp Savaşı, 1912-13 Balkan Savaşları ve 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı'nda yaşanan gerçek hikayeleri yeni yazıya aktarıp kitaplaştırmayı kararlaştırıyor Önceliği Balkan Savaşları hikâyelerine veriyor Ceyhan Tespit edebildiği 66 hikâyenin 29'unun yer aldığı serinin ilk kitabı 'Balkan Savaşı Hikâyeleri'nin ilk baskısı Selis Kitaplar yayınevi tarafından geçtiğimiz Temmuz ayında piyasaya sunuldu İkinci sıradaki Trablusgarp Savaşı Hikâyeleri ise yakında meraklısıyla buluşacak Bu kitapta ise Ceyhan'ın, Osmanlı matbuatına yansıyan 26 hikâyeden yeni harflere çevirdiği 25 hikâye yayımlanacak
İlk kitaptaki hikâyelerin büyük kısmında, bilhassa Bulgar ve Yunanların Balkanlar’daki Müslüman köylerinde yaptıkları katliam gözler önüne seriliyor Öyle bir vahşet ki bu, kundaktaki bebeğe, yatalak hastalara ve yaşlılara bile acınmıyor Kadınların ırzına geçiliyor Mukaddes mekânlar tahrip ediliyor
Bakın Amerikalı Profesör J Mc Charty ne diyor: “Araştırmaya başladığımda hep Batı'da Ermeni ve Rum katliamı olduğundan söz edilirdi Ama 1829 ile 1923 yılları arasında 5 milyon Türk ve Müslüman Balkanlar'da ölmüştür, öldürülmüştür ”
Balkan Savaşları Hikâyeleri
Dr Nesîme Ceyhan
|
|
|