Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bitiririm, erkaya, güven, irticayı, katliam, türkiyede, yaparım

Türkiyede Katliam Yaparım İrticayı Bitiririm Güven Erkaya

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiyede Katliam Yaparım İrticayı Bitiririm Güven Erkaya



28 Şubat 1997 günü yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı ve Necmettin Erbakan başbakanlığındaki Refahyol hükümetinin istifası ile anılan bir dönemin siyasetçi ve asker isimleri arasında birbirinden ilginç diyaloglar yaşandığı ortaya çıktı 28 Şubat'ın yıldönümünde, yayınlanan ve bu dönemi anlatan kitaplardan bu diyalogların bir bölümünü derledik Sen ne biçim adamsın?
ürkiyede katliam yaparım irticayı bitiririm güven erkaya[/url]24 Aralık 1995 seçimlerinden hemen sonra Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan ile ANAP lideri Mesut Yılmaz koalisyon görüşmeleri yapıyor İlk iki yılı Mesut Yılmaz'ın başbakanlığında olmak üzere dönüşümlü başbakanlık konusunda anlaşmaya varılınca Erbakan, Yılmaz'a şöyle diyor: "Sen ne biçim adamsın anlamadım DYP'lileri kullandın, Meclis Başkanlığı'nı aldın Bizi kullandın şimdi de başbakanlığı alıyorsun Yanlış yapıyorsun Mesut Bey"
Ama ANAP lideri Mesut Yılmaz, Meclis Başkanı Mustafa Kalemli ve MHP lideri Alparslan Türkeş aracılığıyla Genelkurmay'dan gelen mesajlar üzerine Erbakan ile koalisyon kurmaktan son anda vazgeçiyor
Bunda da mutabıkız
28 Şubat'ın en hareketli günlerinden biriydi Başbakan Erbakan zaman zaman verdiği demeçlerde, "Askerle tam bir uyum içindeyiz" demekteydi Bir resepsiyonda Erbakan'ı gören Genelkurmay 2 Başkanı Çevik Bir, elindeki kadehi sıkıca tutarak kendisine yaklaşıp şöyle diyor: "Sayın Erbakan, sürekli olarak askerlerle her konuda mutabık olduğunuzu söylüyorsunuz Şunu iyi bilin ki biz sizinle mutabık değiliz"
Erbakan'ın Bir'e cevabı ise şöyle oluyor: "Sayın Bir, mutabık olmadığınız konularda da biz sizinle mutabıkız"
Koman'ın Erbakan'a cevabı
26 Mayıs 1997, Genelkurmay'da Yüksek Askeri Şûra toplantısı yapılıyor Şûraya başkanlık eden Erbakan, "Ben araştırdım, iç tehdit ilan etme yetkisi Genelkurmay Başkanlığı'nda değildir Bu, Anayasa'ya, yasalara aykırıdır Böyle bir tehdit belirleme yetkisi ancak Bakanlar Kurulu'na aittir" diyor Bu sözler üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, "Sayın Başbakan bir çay molası verelim" diyor Aradan sonra toplantı yalnızca orgeneral rütbesindeki komutanlarla devam ediyor Erbakan'a cevabı Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman veriyor: "Sayın Erbakan haklısınız; ama Bakanlar Kurulu görevini yapmayınca biz de durumdan vazife çıkarıyoruz"
Koman ve Köksal darbeci
Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya, 28 Şubat'tan aylar önce Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'nda yapılan komutanlar toplantısını anlatırken; Refahyol hükümetinin askeri müdahale olmadan görevden uzaklaştırılması için yürürlüğe konulan üç aşamalı planı anlatıp şöyle diyor: "Kara Kuvvetleri Komutanı ve Jandarma Genel Komutanı hemen müdahaleden yanaydı" Bu tarihte Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hikmet Köksal, Jandarma Genel Komutanı ise Teoman Koman'dı
Gemilerdeki Kur'an
Kabinedeki görevi denizcilikten sorumlu Devlet Bakanlığı olan Refah Partili Bakan Gürcan Dağdaş, görevi alır almaz Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya'yı arayıp denizcilik konularında görüşmek istiyor Erkaya, bir siyasetçinin ilk kez bu konuyla ilgili kendisini aradığını belirtip Dağdaş'ı kutluyor
Bu görüşmeyle başlayan tanışmaları, Dağdaş'ın eşiyle birlikte Erkaya'nın evine akşam yemeklerine gitmesine kadar varan bir dostluğa dönüşüyor Erkaya bir gün Dağdaş'a şunları söylüyor: "Bizi din düşmanı gibi gösteriyorlar Kur'an'a karşıymışız gibi gösteriyorlar Biz niye Kur'an'a karşı olalım ki? Biz denizciyiz, bizler sefere çıkarken gemilerimizin direğinde Kur'an olur"
Erkaya'nın ilk çıkışı
Ağustos 1996 MGK'sında, "Aşırı dinci akımların devletin geleceği konusunda tehlike oluşturduğunu düşünüyorum Ve bunun üzerinde görüşme açılmasını istiyorum" diyen Güven Erkaya, bu isteğini Aralık 1996 MGK toplantısında tekrarlıyor Cumhurbaşkanı Demirel bu isteğe cevap vermiyor Erkaya, Ocak 1997'deki toplantıda, "Görüyorum ki MGK gündeminde bu konu hâlâ yok İzninizle bir hususu vurgulamak istiyorum Aşırı dinci akımlar bugün Türkiye'nin en önemli ve birinci öncelikli sorunu haline gelmiştir" diyor ve konu 28 Şubat 1997 Cuma günü yapılan MGK'nın gündemine alınıyor
12 Haziran'da neler oldu?
11 Haziran'ı 12 Haziran'a bağlayan gece yarısı saat üçte İçişleri Bakanı Meral Akşener, Adalet Bakanı Şevket Kazan'ı arıyor: "Abi, darbe hazırlığı varmış ne yapacağız?" Şevket Kazan, "Sayın Akşener, üç İhlas bir Fatiha oku, sonra yat Allah kerimdir" deyince Akşener, "Peki siz ne yapacaksınız?" diyor Bunun üzerine Kazan, "Ben de üç İhlas bir Fatiha okuyup yatacağım" cevabını veriyor
12 Haziran sabahı, Başbakanlık konutunda Necmettin Erbakan, Tansu Çiller ve hükümete destek veren BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu arasında yapılan zirve toplantısında Çiller, "13 Haziran'da darbe hazırlığı var" deyince iki lider şaşkınlık geçiriyor Zirvenin sonunda açıklamayı Muhsin Yazıcıoğlu yapıyor: "Türkiye, İran ve Cezayir olmaz Etnik ve mezhepsel kökenlere dayalı Suriye de olmayacaktır"
Erkaya'nın Doğan Güreş'e telefonu
Erbakan'ın 18 Haziran 1997 günü Çankaya Köşkü'ne çıkıp istifasını vermesinden sonra, Güven Erkaya, DYP Milletvekili Doğan Güreş'i arıyor: "Komutanım, ellerinizden öperim Bir istirhamımız var Biz bir şeye girdik sizin de desteğinizi istiyoruz" RP'siz bir hükümet kurulması için yardımını istiyor Doğan Güreş, "Ben zaten bu hükümete karşıydım, bunun yıkılması için mücadele ettim Ya nerde senin komutanların, onlar neden beni aramıyor?" deyince Erkaya, "Bu istek komutanlarımın istirhamı" karşılığını veriyor Bunun üzerine Doğan Güreş şöyle diyor: "Bu dönemde herkes, bütün komutanlar konuşmasın Bir kişi konuşsun Ya komutan (Genelkurmay Başkanı) konuşsun, ya genel sekreter konuşsun Herkesin birden konuşması doğru değil"
Bir'e göre darbe
Genelkurmay 2 Başkanı Çevik Bir, hükümetin istifasından sonra, bir sabah Genelkurmay Karargahı'ndaki bir brifingde hükümetin gidişinden duyduğu sevinci dile getirirken; "Bu, silah kullanılmadan, rejimin öz gücü ve sivil inisiyatif ile yapılan bir postmodern darbedir" cümlesini kullanıyor
Bu diyaloglar, Fehmi Çalmuk'un, "Selamün Aleyküm Komutanım", Hakan Akpınar'ın, "Postmodern Darbe'nin Öyküsü", Yavuz Donat'ın, "Öncesi ve Sonrasıyla 28 Şubat", Ergun Aksoy'un, "28 Şubat'tan Balgat'a Mücahit" kitaplarından derlendi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.