Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ali, kalk, kurtulduk

Kalk Ali Kurtulduk !

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kalk Ali Kurtulduk !



Yeni tuttuğu hizmetçi kadına sordu:
alk Ali Kurtulduk ![/url]

- Dilin Anadoluluya benzemiyor Rumelili misin sen?


- Serfliçe köylerindendim Alnımın yazısı imiş, buralara düştüm, dedi kadın


Gözleri eski şekerlenmiş şuruplar kadar donuk ve fersiz Dibe çökmüş bir gam tortusu Biraz inceleyince canı sıkıldı Akşam akşam keyfini kaçırmasından korktu İçinden 'bir başkasını bulunca savarım' diye düşündü Hikayesini dinleyince bunu asla yapamadı


Balkan Savaşı kopunca, sınıra yakın köyde, bir akşamüstü şu şayia yayılmış: Düşman geliyor! Gelen düşman, sadece can değil, ırz ve din düşmanıdır da Müslüman erkeği süngüleyecek, kadını kirletecektir Köy halkı, mal mülk neyi varsa bırakıp kaçmaya karar verir


Dul Ayşe de hazırdır; bir atın üstündedir Arkasında beş yaşındaki oğlu, belinden sımsıkı sarılmış, önünde üç yaşındaki kızı bir kuşakla dizlerinden eyere bağlı, kucağında daha bir yaşına basmamış yavrusu uykuda Tepelerden aralıksız bir yağmur yağıyor, kış başlangıcı yağmuru Herkes biliyor ki, bu sürerse ovayı su basacak, çaylar kabaracak, köprüler çökecek, yol iz kalmayacaktır Sırılsıklam kafile, ıslak gece içinde ilerliyor Öndeki ümit Türk ordusuna yetişmek, arkadaki korku düşman ordularına çiğnenmemek


Ayşe, beline dolanan ufak kolların ara sıra gevşediğini duyuyor:


- Uyuma Ali, diyor, uyuma! Önündeki baş yer yer dikliğini kaybediyor:


- Uyuma Emine'm, uyuma! diyor Sonra kucağında kıpırdamalar başlayınca:


- Uyu ciğerim, uyu Osman'ım, diyor Yaşlı, romatizmalı at, ikide bir sürçüyor, toparlanıyor, sonra çamura gömülüyor, silkinip ilerlemeye çalışıyor Yağmur dinmiyor, toprak iyice cıvık hale geliyor Saplanıp bir yerde kalmaları ya da bir ırmağın akıntısında boğulmaları ihtimali büyüyor


Atın ve kendisinin kudretsizliğini gören Ayşe, yavrularına sarılarak ölmeyi artık fena bulmamaktadır Asıl dehşetli korkusu, üç canlı yükü ile yaya kalmaktır


Nihayet bu oluyor Çöken, yan üstü uzanan mecalsiz attan çabucak iniyorlar Zira felaket kafilesinden kopmak, Ayşe için bundan da korkunçtur Geride kaldığını anlayınca, üç çocuğu birden taşımanın mümkün olmadığını görüyor, ikisini kurtarmak için birini feda etmek lazımdır diye düşünüyor Hangisini?


Yanında, elinden tutmuş, dizine kadar çamura bata çıka yürüyen Ali'nin minik elini bırakmak istemiyor Boynuna dolanan mecalsiz elleri çözmeye de cesareti yok Kucağındaki ıslak, hareketsiz, sessiz bohça ona cansız gibi görünüyor Soğuktan, sudan, havasızlıktan ölmüştür Ananın ümidi, yaşamadığını anlayarak kundağı en az çamurlu, en az batak yere bırakıvermek O kıyamet içinde Osman'a eğiliyor, ses duymamak ümidiyle dinliyor Ama yavrusunun ılık ılık ağladığını duyuyor, eyvah, diyor


Bir enkazı andıran kafile bata çıka ilerlemekte, kimi karanlığın içinde çamura gömülmekte, kimi üstüne basılarak ezilmektedir


Ayşe hâlâ yükünü atamamıştır Soluk soluğa, buz gibi ter içindedir Ayaklarını çamurdan çekecek kudreti erimekte, kolları karıncalanmaktadır O kadar ki, sol kolunun açılıp yükünü kendiliğinden bıraktığını bile anlayamıyor Şimdi göğsünün üzerinde Ali vardır Sanki uzun bir hasretten sonra birbirine kavuşmuşlardır


Bir yandan da yağmur ve çamur içindeki kaçış sürüyor Böyle birkaç saat mi, birkaç dakika mı koşuyorlar ya da öyle sanıyorlar Ayşe tükeniyor, arkada bıraktıkları at gibi yere uzanıvereceğini anlayarak, haykırmak, birini imdadına çağırmak istiyor Yine koşuyor ve aniden bir hafiflik, bir canlılık duyuyor Neden sonra anlıyor ki, boynundan sarılan zayıf, ufak kollar artık yoktur Emine de dökülmüştür "Çık sırtıma, sıkı sarıl sakın gevşeme Ali!" diyor


Böylece kanının son ateşini yakarak, batıp çıkarak yuvarlanarak, ter ve gözyaşı yüzünü yıkayarak molasız yürüyor Ayşe Ali'sini kurtarmış olmanın sevinci ile Öbür felaketlere katlanıp ümitle yürüyor, kafileye yetişiyor, hatta onları geride bırakıyor Seher vakti ay yıldızlı ıslak bir bayrak çekili küçük kasabaya varıyor Yükünü bir cephane sandığının üstüne indiriyor


- Kurtulduk Ali kalk! Kalk Ali! diyor


Ali kımıldamıyor Anne, saatlerdir bir ceset taşıdığını anlamıyor, anlamak istemiyor Ali kalk kurtulduk diyor Ayşe, gece yağan yağmur gibi dökülen gözyaşları içinde gülümsüyor


Hizmetçi, donuk, fersiz, kuru gözlerini işaret ederek, "Bey" dedi "O günden beri ağlayamam İstesem de gözlerimden yaş gelmez"


Aldulhamit Bilici



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.