Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dediler, devrimi, harf, için

Harf Devrimi İçin Ne Dediler?

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Harf Devrimi İçin Ne Dediler?



Bu bölümde harf devrimi ile ilgili neler dendiğini paylaşalım
arf Devrimi İçin Ne Dediler?[/url]
Not: Devrim kelimesini özellikle kullandım

Sözlüklerimizden;

inkılap, -bı Ar in®il¥b
is (inkıla:bı, l ince okunur) 1 Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim, reform: Yazı inkılabı 2 esk Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm

devrim
is 1 Belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik 2 İhtilal: Fransız devrimi 3 esk İnkılap 4 esk Çevrilme, katlanma, bükülme

Tabii ki ben burada fiili durumu gözönüne alarak bu başlığı kullandıç

Alıntı Yaparak Cevapla

Harf Devrimi İçin Ne Dediler?

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Harf Devrimi İçin Ne Dediler?



Neşe Tüzel*: Türkiye geçmişini iyi bilmiyor Niye bilmiyor?

Prof Zafer Toprak*: Türkiye’nin tarihinde fay hatları var Mesela harf devrimi ve dilin sadeleştirilmesi Bu fay hatları geçmişe uzanmamızı engelliyor Bakın Cumhuriyet özünde bir kültürel devrimdir Tarihteki ilk post modern devrim bizimkidir Belli bir kültürel yapıdan farklı bir kültürel yapıya geçişi ifade eder bu devrim Cumhuriyet’in kültürel devriminin omurgası da laikliktir Bu kültürel devrim başarılı oldu Hukuk düzenini Türkiye ölçeğinde laikleştirmiş başka Müslüman bir ülke yok yeryüzünde

*Taraf Gazetesi Muhabiri
**Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü Başkanı

bkz [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]

Alıntı Yaparak Cevapla

Harf Devrimi İçin Ne Dediler?

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Harf Devrimi İçin Ne Dediler?



Harf devrimine ilaveten yaptığımız dil devrimi dilimizi olabildiğince kısırlaştırdığı için tebdil, tebeddül, tağyir, tağayyür, tecdid, teceddüd gibi farklı manâlara gelen kavramların hepsini değişme/değişim kelimesiyle ifade ediveriyoruz Oysa temelde "bedel" kökünden gelen tebeddül, bir şeyin yerine başka bir şeyin geçmesi; tebdil, bir şeyi başka bir şeyle değiştirme manâsınadır

Ali Ünal

bkz [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]

Alıntı Yaparak Cevapla

Harf Devrimi İçin Ne Dediler?

Eski 08-02-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Harf Devrimi İçin Ne Dediler?



"Büyük Türk milleti, cehaletten az emekle kısa yoldan ancak; kendi güzel ve asil diline kolay uyan böyle bir vasıta ile sıyrılabilir Bu okuma yazma anahtarı ancak Lâtin esasından alınan Türk alfabesidir"

"Arkadaşlar, bizim güzel ahenkli zengin dilimiz yeni Türk harfleri ile kendini gösterecektir Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmelidir Vatandaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz Bunu vatanperverlik ve milliyetperverlik vazifesi biliniz Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki bir milletin, bir toplumun yüzde onu okuma yazma bilir, yüzde sekseni bilmezse, bundan insan olanlar utanmalıdır"


M Kemal

[Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]

Alıntı Yaparak Cevapla

Harf Devrimi İçin Ne Dediler?

Eski 08-02-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Harf Devrimi İçin Ne Dediler?



Lâtin harflerini kabul edemeyiz
Kâzım Karabekir

Kâzım Karabekir Paşa bu görüşlerini 2 Mart 1923 tarihinde İzmir İktisat Kongresi’nde yaptığı konuşmada belirtmiştir Daha sonra hayli tartışmalara konu olan Paşa’nın bu görüşlerini biz 3 Mart 1923 tarihli Vakit, Tanin ve Akşam gazetelerinden derledik

Bu mesele maarife taalluk ettiği için bizim kongremiz iştigal edeceği mesailin haricindedir Fakat çok zamandan beri bu mesele zaman zaman ortaya atılmaktadır Bendeniz de bu işle sonuna kadar uğraştığım için müsaadenizle birkaç söz söyleyeyim Bu fikir bir zamanlar Avrupa’da herc ü merci mucib oldu Bu cereyan evvela orda başladıBizim İslâm hurûfatımız asla kâfi değilmiş, binaenaleyh Lâtin hurûfatı isti’mal edilmeli imiş” Orada bazı arkadaşlarımız bu fikrin mürevvici (taraflısı) oldular Fakat neticede bunun felaketli olduğunu anladılar ve pişman oldular Bu fikrin müthiş bir felaket olduğunu Arnavut kavmi de pek geç olarak anladı Maattessüf arzederim ki Azerbaycanlı arkadaşlarımız da bu felakete bugün düştü Bu hususta hususi olarak bizden de fikir soranlar oluyordu
(…)
Binaenaleyh bugün bir kuvvet vardır ki o kuvvet bütün cihana karşı şu propagandayı yapıyor: “Türk yazısı güçtür, okunmaz!” Bendeniz bu mesele ile bizzat uğraştım ve Arnavutluk ihtilali içinde bulundum Acaba bu Lâtince kabul edilebilir mi? Bu kabul edildiği gün memleket herc ü merce girer Her şeyden sarfı nazar (her şey bir yana) bizim kütüphanelerimizi dolduran mukaddes kitaplarımız, tarihlerimiz, yazılarımız ve binlerce cilt eserlerimiz bu lisanla yazılmış iken büsbütün başka bir şekilde olan hurûfu kabul ettiğimiz gün en büyük bir felakete maruz kalacağız Ve böylece derhal bütün Avrupa’nın eline güzel bir silah vermiş olacağız Bunlar âlem-i İslâm’a karşı diyeceklerdir ki Türkler ecnebi yazısını kabul etmişler ve Hıristiyan olmuşlardır İşte düşmanlarımızın çalıştığı şeytankârâne fikir budur
Arkadaşlar kucaktaki çocuklardan başlayan birçok, yüzlerce yetim bugün şark cephesinde asker arkadaşlarımızın bizzat kendileri ve aileleri tarafından okutuluyor En gabi bir köylü çocuğuna bile biz bir ilâ üç ay arasında kendi hurûfatımızı ve gazetelerimize okutabiliyoruz (Alkışlar)
Binaenaleyh bizim hurûfatımız okunmaz değil, belki hurûfatımız dünyanın en güzel şeklidir Hiçbir lisanda hurûfatımız kadar güzel en temiz, manzarası sevimli bir yazı değildir İkinci bir nokta daha var: Bendeniz ecnebilerle iki sene Harb-i Umûmi’de beraber çalıştım Yazımız öyle kısadır ki onlarla aynı şeyi kerşı karşıya not ederken ecnebiler bir sahife yazıncaya kadar ben on sahife yazar ve işimi bitirirdim Almanca, Fransızca hurûfat hep böyledir Sonra bizim dilimizi ifade edecek hiçbir Lâtin hurûfu yoktur Bugün Fransızca hurûfu o kadar karışıktır ki, bizim dilimizi kabil değil terennüm edemez Bu mesele inceden inceye tetkik edilmiştir Binaenaleyh istirham ediyorum Zararlı olan şeyin zararını bilhassa Müslüman bir kavim çekmiştir Bu gibi meseleleri bırakalım Böyle fikirler içimize girmesin Sonra da büsbütün lâl ü ebkem (şaşa kalmış) olur, âlem-i İslâmı üzerimize hücum ettiririz Ve bunun neticesi olarak kendi aramızda birbirimizi yeriz Gerçi bu teklif hiç şüphe etmiyorum ki samimiyet ve hüsni niyetle yapılmıştır Fakat başka taraflardan da pek fena fikirler içimize zerkediliyor Bunlardan kendimizi sıyanet edelim (Alkışlar)
Vakit, Tanin, Akşam, 3 Mart 1923


[Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]


[Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]

Alıntı Yaparak Cevapla

Harf Devrimi İçin Ne Dediler?

Eski 08-02-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Harf Devrimi İçin Ne Dediler?




Alıntı:








hakancayir´isimli üyeden Alıntı



"Büyük Türk milleti, cehaletten az emekle kısa yoldan ancak; kendi güzel ve asil diline kolay uyan böyle bir vasıta ile sıyrılabilir Bu okuma yazma anahtarı ancak Lâtin esasından alınan Türk alfabesidir"

"Arkadaşlar, bizim güzel ahenkli zengin dilimiz yeni Türk harfleri ile kendini gösterecektir Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmelidir Vatandaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz Bunu vatanperverlik ve milliyetperverlik vazifesi biliniz Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki bir milletin, bir toplumun yüzde onu okuma yazma bilir, yüzde sekseni bilmezse, bundan insan olanlar utanmalıdır"


M Kemal


[Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]







• İsmine “Arap harfleri” denilen, tam on asır Türk medeniyet kadrosunun ifade unsurunu teşkil etmiş ve on asırlık millî irfanın temeli mevkiinde bulunmuş harfler, hakikatte sadece ve kavmî mânada Arap harfleri midir, yoksa kavim üstü bir mâna ile ”İslâm harfleri” mi? Bu hususta dinî, tasavvufî, ilmî ve aklî bürhanlar nelerdir?

• Kavim üstü, küllî bir şümulle bütün mü’min beşeriyete atfedilip edilemiyeceği bir ilim meselesi olan harflere “Arap harfi” ismini vermek mümkün oluyor da, doğrudan doğruya ve münhasıran Lâtinlerin malı olduğu ilmen sabit harflere nasıl “Türk harfleri” denilebiliyor?

• Her iki harf manzumesi üzerinde, mücerret ve müşahhas imtiyaz ve faydaları bakımından bir nefs muhasebesi, bir mukayese vazifesi yerine getirilmiş midir?

• Bizzat Lâtin harfleri dünyasına mensup bir ilim ve fikir adamının dünyada en mütekâmil ve ince harfler olarak “Arap harfleri”ni gösterdiğini; ve kendi milleti için, kültür kökünü değiştirmek muhali olmasa, bu harfleri tavsiye edeceğini bilen var mıdır?

• Harf inkılâbı sırasında Amerikalı bir terbiye mütehassısının “Türklerin eski harflerini kaldırıp atması, kendi hesaplarına, Amerikanın, bütün madenlerinden mahrum olmasından daha ağır bir kayıptır!” sözü gerçekten vâki midir? Amerikalı profesör, şüphesiz ki, kendi misyoner ve politikacılarının iştirak etmiyeceği bu sözüyle ne demek istemiştir? Nihayet ilmî insafı çatlamıştır da ondan mı?

• Garptan bütün müspet bilgilerini ve her şeylerini alan, bütün medeniyet unsurlarını iktibas eden Japonlar, cihanın en çetin ve gülünç derecede iptidaî harfleri olan kendi yazılarını acaba niçin muhafaza etmişlerdi?

• Eski harflerin öğrenilmesindeki zorluk, acaba tedris metodlarının sakatlığından mı, yoksa bizzat harflerin bünyesindeki çetinlikten mi doğmaktaydı?

• Eski harflerin imlâsındaki kargaşalık, acaba bu hususta sabit ve kat’i bir usul eksikliğinden mi, yoksa bizzat harflerin kendisinden mi gelmekteydi?

• Eski harflerin bütün millete ve aşağı tabaka halka teşmil edilememesindeki zaaf, acaba o devrin maarifine mi, yoksa harflerin zatına mı aittir?

• Yeryüzünde, o da kısmî olmak şartiyle, İtalyanca, Fransızca, Yunanca gibi cihanın en büyük dilleri pekâla bunu yerine getirebileceğine göre, Lâtin harflerinin dilimize tatbikindeki (fonetik) mazhariyet, acaba hakikatte ve sâf zekâ bakımından bir fayda mıdır, yoksa bir mahzur mu? Yani (fonetik) olmıyan ve kelime usulüne dayanan yazı şekillerinin zekâyı beslemesinde hususî bir pay yok mudur? (Fonetik) usul, insanı, pek basit ve ucuz bir (avantaj)a karşılık, içinde hapsedilip kalacağı ve avâm seviyesinden yukarıya çıkarmıyacağı bir kabalığa mahkûm etmez mi?

• Birbirine bağlanan, bağlandıkça şekil değiştiren ve birbiri içinde hall-ü hamur olan şekillerle, herbiri kaba zincir baklaları ve çakıl taşları gibi daimî bir sertlik muhafaza eden şekiller arasında, bediî olduğu kadar aklî rüçhaniyet ve galibiyet hangi taraftadır? Ve bu rüçhaniyet ve galibiyetin ilk bürhanı olarak eski harflerin stenografya kıymeti, telâfisi mümkün bir kayıp mıdır?

• Nihayet eski ve yeni harf nesillerinin birbiriyle mukayesesinden çıkacak hüküm, mücerret zekâ, irfan ve şahsiyet bakımından hangi cepheye üstünlük yöneltecektir?

• Bin kişilik bir cemiyette dokuz yüz kişinin imzasını atabilecek ve (Karagöz) gazetesini sökebilecek kadar okur-yazar olması mı; sadece yüz kişinin tam okur-yazar ve her türlü fikir çilesiyle dolu olması mı, o cemiyet hesabına üstün bir not belirtir?


• Acaba harf inkılâbını yapanların ve hattâ eski harfler içinde çocukluğunu ve ilk mektep çağını idrak edip de peşinden yeni harfleri öğrenenlerin, bütün hususî ve samimî ifadelerinde yalnız ve yalnız eski harfleri kullanmaktan başka bir şey yapamamaları, sadece alışkanlıkla izah edilecek ve içine eski harf kudret ve imtiyazından hiçbir pay karıştırılmayacak bir hâdise midir?


Kaynak:[Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.