Risale-İ Nur'dan Dualar Ekleyelim İnşallah |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Risale-İ Nur'dan Dualar Ekleyelim İnşallahYâ İlahenâ! Rabbimiz sensin! Çünki biz abdiz Nefsimizin terbiyesinden âciziz Demek bizi terbiye eden sensin!![]() Hem sensin Hâlık! Çünki biz mahlukuz, yapılıyoruz Hem Rezzak sensin! Çünki biz rızka muhtacız, elimiz yetişmiyor Demek bizi yapan ve rızkımızı veren sensin Hem sensin Mâlik! Çünki biz memluküz Bizden başkası bizde tasarruf ediyor Demek mâlikimiz sensin Hem sen Aziz'sin, izzet ve azamet sahibisin! Biz zilletimize bakıyoruz, üstümüzde bir izzet cilveleri var Demek senin izzetinin âyinesiyiz Hem sensin Ganiyy-i Mutlak! Çünki biz fakiriz Fakrımızın eline yetişmediği bir gına veriliyor Demek gani sensin, veren sensin Hem sen Hayy-ı Bâki'sin! Çünki biz ölüyoruz Ölmemizde ve dirilmemizde, bir daimî hayat verici cilvesini görüyoruz Hem sen Bâki'sin! Çünki biz, fena ve zevalimizde senin devam ve bekanı görüyoruz Hem cevab veren, atiyye veren sensin! Çünki biz umum mevcudat, kalî ve hâlî dillerimizle daimî bağırıp istiyoruz, niyaz edip yalvarıyoruz Arzularımız yerlerine geliyor, maksudlarımız veriliyor Demek bize cevab veren sensin(20 Mektup, 2 Makam, 8 Kelime) |
|
Risale-İ Nur'dan Dualar Ekleyelim İnşallah |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Risale-İ Nur'dan Dualar Ekleyelim İnşallahEy Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! Benim sû-i ihtiyarımla ömrüm ve gençliğim zayi olup gitti Ve o ömür ve gençliğin meyvelerinden elimde kalan, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalâlet verici vesveseler kalmıştır Ve bu ağır yük ve hastalıklı kalb ve hacâletli yüzümle kabre yakınlaşıyorum Bilmüşahede, göre göre, gayet sür'atle, sağa ve sola inhiraf etmeyerek, ihtiyarsız bir tarzda, vefat eden ahbap ve akran ve akaribim gibi, kabir kapısına yanaşıyorum![]() O kabir, bu dâr-i fâniden firâk-ı ebedî ile ebedü'l-âbâd yolunda kurulmuş, açılmış evvelki menzil ve birinci kapıdır Ve bu bağlandığım ve meftun olduğum şu dâr-ı dünya da, kat'î bir yakîn ile anladım ki, hâliktir gider ve fânidir ölür Ve bilmüşahede, içindeki mevcudat dahi, birbiri arkasından kafile kafile göçüp gider, kaybolur Hususan benim gibi nefs-i emmâreyi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkârdır Bir lezzet verse, bin elem takar, çektirir Bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur![]() Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! “Her gelecek olan yakındır” sırrıyla ben şimdiden görüyorum ki, yakın bir zamanda, ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarımla veda eyledim Kabrime teveccüh edip giderken, Senin dergâh-ı rahmetinde, cenazemin lisan-ı haliyle, ruhumun lisan-ı kàliyle bağırarak derim: "El-aman, el-aman! Ya Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın hacâletinden kurtar!"İşte kabrimin başına ulaştım, boynuma kefenimi takıp kabrimin başında uzanan cismimin üzerine durdum Başımı dergâh-ı rahmetine kaldırıp bütün kuvvetimle feryad edip nidâ ediyorum: "El-aman, el-aman! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın ağır yüklerinden halâs eyle!"İşte, kabrime girdim, kefenime sarıldım Teşyîciler beni bırakıp gittiler Senin af ve rahmetini intizar ediyorum Ve bilmüşahede gördüm ki, Senden başka melce ve mence yok Günahların çirkin yüzünden ve mâsiyetin vahşî şeklinden ve o mekânın darlığından, bütün kuvvetimle nidâ edip diyorum:"El-aman, el-aman! Ya Rahmân! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar! Yerimi genişlettir! İlâhî, Senin rahmetin melceimdir ve Rahmeten li'l-Âlemîn olan Habibin, Senin rahmetine yetişmek için vesilemdir Senden şekvâ değil, belki nefsimi ve halimi Sana şekvâ ediyorum![]() "Ey Hâlık-ı Kerîmim ve ey Rabb-i Rahîmim! Senin Said ismindeki mahlûkun ve masnuun ve abdin, hem âsi, hem âciz, hem gafil, hem cahil, hem alîl, hem zelîl, hem müsi', hem müsin, hem şakî, hem seyyidinden kaçmış bir köle olduğu halde, kırk sene sonra nedamet edip Senin dergâhına avdet etmek istiyor Senin rahmetine iltica ediyor Hadsiz günah ve hatîatlarını itiraf ediyor Evham ve türlü türlü illetlerle müptelâ olmuş,Sana tazarru ve niyaz eder Eğer kemâl-i rahmetinle onu kabul etsen, mağfiret edip rahmet etsen, zaten o Senin şânındır Çünkü Erhamürrâhimînsin Eğer kabul etmezsen, Senin kapından başka hangi kapıya gideyim? Hangi kapı var? Senden başka Rab yok ki dergâhına gidilsin Senden başka hak mâbud yoktur ki ona iltica edilsin![]() ![]() Kaynak: 17 Lem’aKelimeler: Sui ihtiyar: İradenin kötüye kullanılması Dalalet:Hak yoldan ayrılmak Hacalet: Sıkılma, utanma Bilmüşahede: Göre göre İnhiraf: Sapma İhtiyarsız: irade elinde olmadan Akaribim: akrabalarım Dâr-ı fani: Fani yurt Firak-ı ebedi: ebedi ayrılık Ebedül âbâd: Bayındır yapılmış ebedi hayat Hâlik: helak olucu Mekkar: Hileci Lisan-ı hal: Hal dili Lisan-ı kâl: Dil lisanı İntizar: Bekleme Melce: İltica edilen, sığınılan Mence: kurtuluş veren Şekvâ: Şikayet Masnuun : Sanat eserin Müsi: İsyan eden Nedamet: Pişmanlık Avdet: Dönüş Hatiat: Hatalar Evham: Kuruntu İllet: Hastalık |
|
Risale-İ Nur'dan Dualar Ekleyelim İnşallah |
|
|
#3 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Risale-İ Nur'dan Dualar Ekleyelim İnşallahAllah'ım, kalplerimizi imân ve Kur'ân nuruyla nurlandır Allah'ım, bizi Sana muhtaç olduğumuzun şuuruyla zenginleştir; Senden müstağnî durma fakirliğine düşürme Kendi güç ve kuvvetimizden teberrî ediyor, Senin havl ve kuvvetine sığınıyoruz Bizi Sana tevekkül edenlerden kıl Bizi nefsimizin eline bırakma Bizi, koruyuculuğunla muhâfaza eyle Bize ve erkek, kadın bütün müminlere merhamet et Kulun, peygamberin, seçtiğin, dostun, mülkünün güzelliği, masnuâtının melîki ve sultanı, inâyetinin gözbebeği, hidâyetinin güneşi, hüccetinin lisânı, rahmetinin timsâli, mahlûkatının nuru, mevcudâtının şerefi, mahlûkatının çokluğu içinde birliğinin kandili, kâinat tılsımının keşşâfı, rubûbiyet saltanatının dellâlı, hoşnut olduğun şeylerin tebliğ edicisi, gizli isimlerinin tanıtıcısı, kullarının muallimi, âyetlerinin tercümânı, rubûbiyet güzelliğinin aynası, şuhud ve işhâdının medârı, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin habîbin ve resûlün olan Efendimiz Muhammed'e, onun bütün âl ve ashâbına, kardeşleri olan diğer peygamber ve resûllere, melâike-i mukarrebîne ve sâlih kullarına salât ve selâm eyle âmin ![]() |
|
|
|