Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
baltacı, masal, olayı, tarihi

Bir Tarihi Masal: Baltacı Olayı

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Tarihi Masal: Baltacı Olayı




BİR TARİHİ MASAL: BALTACI OLAYI

Muzaffer Taşyürek

Birçok tarih kitabındaki iddiaya göre, meşhur Osmanlı sadrazamı Baltacı Mehmed Paşa, Rus Çariçesi Katerina ile çadırında buluşmuş ve çariçenin cazibesine kapılarak Purut antlaşmasını kabul etmiş, böylece Osmanlı’nın ele geçirdiği büyük bir fırsatın kaçmasına sebep olmuştur Bu iddia romanlara, filmlere ve tablolara da konu olmuştur
Oysa olayın gerçek yüzü bu değildir ve söylenenler hiçbir hakikate dayanmaz

Karlofça Antlaşması Osmanlı devleti için bir dönüm noktasıydı Osmanlı devleti bu antlaşmayla Avrupa’dan geri çekilmeye başlamış, ilk defa büyük toprak kaybına uğrayıp otoritesi sarsılmıştır Bunun sonucunda Avrupalılar Osmanlıları Avrupa’dan sürüp çıkarmak için kendilerinde güç bulmuş, kutsal ittifak dedikleri siyasi ve askeri birlikteliklerine hız vermişlerdir
Bu sırada Osmanlı devlet adamları Avrupa karşısında düşülen bu hazin durumu lehlerine çevirmek için fırsat kolluyor, askeri alanda uğradıkları hezimeti telafi etmek ve tekrar eski satvetlerine dönmek için fırsat kolluyorlardı Nihayet bu fırsat 1709 yılında doğdu

Purut Bataklığında Bir Rus Çarı
1709 yılında Poltava’da Ruslara yenilen İsveç kralı Demirbaş Şarl ve Kazak lideri Mazepa, Osmanlı topraklarına sığındılar Ruslar bu iki lideri Osmanlı’dan istediler ve iki ülke arasında diplomatik gerginlik doğdu
Çar Deli Petro Poltava’da kazandığı zaferin sarhoşluğu ile Osmanlı topraklarına saldırmanın ve Balkanlarda hakimiyet kurmanın plânlarını yapmaya başladı Osmanlı’ya bağlı Eflak ve Boğdan beyleriyle gizlice anlaşarak destek sözü aldı Ayrıca Osmanlı uyruğu Ortodoks hıristiyanların da ayaklanacağını umarak Tuna nehrine doğru saldırıya geçti
Dönemin padişahı III Ahmed, barışçı bir politika ile devleti yönetmeye çalışıyordu Savaş taraftarı olmamasına rağmen bazı devlet adamlarının baskısıyla, 1710 yılında sadrazamlığa getirdiği Halep valisi Baltacı Mehmed Paşa’yı Rusları durdurmak üzere sefere gönderdi Osmanlı ordusu süratle hareket ederek Ruslardan önce Tuna’yı geçti Romanya halklarının Ruslara destek çıkmaması da Petro’nun plânlarını bozdu Altmışbin kişilik Rus ordusu, yüzkırkbin kişilik Osmanlı ordusunca Purut bataklıklarında kuşatma altına alındı
Rus ordusu Purut nehrinin daire çizen kolu içerisinde üç kilometrekarelik bir sahada sıkışıp kalmışlardı Petro, kapana sıkıştığını ve sonunun geldiğini görüyordu Siperler kazdırarak savunma durumuna geçti Bu sırada Bender’deki Osmanlı askerleri de İsveç ve Leh kuvvetleriyle birleşerek, Purut nehrinin öbür tarafından Rus ordusunu kuşatmıştı

“Ben Sizin Denginiz Değilim”
Rus Çarı düştüğü zor durumdan kurtulmanın yollarını arıyordu Hatıralarında durumunun İsveç kralının Poltava’da düştüğü durumdan daha kötü olduğunu anlatır
Ruslar durumlarının ne kadar ümitsiz olduğunu düşünürken, çarın karısı Katerina ne pahasına olursa olsun çarın kurtarılması için yapabileceklerinin olduğunu; Osmanlıların merhametli olup, boyun eğene kılıç çekmelerinin söz konusu olmadığını, şartları aleyhlerine de olsa barış antlaşması teklif edilmesini istedi Rus ordusu başkomutanı Şeremetev’in ağzından Baltacı Mehmed Paşa’ya hitaben şu mektup yazıldı:
“Sultan hazretlerinin muhterem sadrazamı,
Bu savaşın Çar hazretlerinin arzusuna rağmen ve sandığımıza göre Sultan hazretlerinin de isteği hilafına başlamış olduğu ve buna başkalarının sebebiyet verdiği malumunuzdur Siz, yüce Osmanlı devletisiniz Ben sizin denginiz değilim Düşman sözüne uyup aşırı mağrur olduğum için Tanrı bize gazap etti ve bu duruma düşürdü Şu anda daha fazla kan dökülmesine engel olmak arzusu ile her iki taraf için de faydalı olacak bir barışın yapılmasını ve bu savaşa son vermeyi teklif ediyorum Eğer bu arzumuz dikkate alınmazsa, biz başka duruma da razıyız Tanrı kan dökülmesine sebep olanların cezasını verecektir Tanrı’nın kan dökülmesine engel olmak isteyenlere yardım edeceğini umuyoruz Bu teklifimizi cevaplamanızı ve gönderdiğimiz adamın bir an önce iadesini bekliyoruz
Osmanlıların yakaladıkları fırsatı böyle bir teklifi kabul ederek kaçırmaları mümkün görünmüyordu Osmanlı karargâhında taarruzun son hazırlıkları görüşülüyor, emirler yazdırılıyordu Fakat Baltacı Mehmed Paşa hiç umulmadık bir şekilde gelen teklifi değerlendirmeye aldı ve Purut antlaşması için taraflar masaya oturdular

Purut Antlaşmasında Katerina’nın Rolü
Peki ne olmuştu da tarihin seyrini değiştirebilecek bir zafer sıradan bir antlaşmaya dönüşebilmişti?
Çariçe Katerina’nın bütün mücevherlerini alarak sadrazamın çadırına gittiği ve ağlayarak, yalvararak hatta cinselliğini kullanarak onu barışa razı ettiği, fantastik tarihi hikaye ve roman yazarlarının kanaatidir Ama gerçek bu değildir! Bu savaşı yerinde yazan Türk ve Rus tarihçilerin eserlerinde de böyle bir bilgiye rastlanmaz
Purut savaşı ile ilgili yerli ve yabancı hemen hemen bütün kaynakları inceleyerek iki ciltlik bir eser kaleme alan tarihçi Akdes Nimet Kurat, bu iddiaların dedikodu olduğunu belgeleriyle ortaya koymuştur
Katerina’nın Purut antlaşmasının imzalanmasındaki rolü inkâr edilemez Fakat bu rol bir çadır buluşması ile değil, Katerina’nın akılcı stratejisi ile gerçekleşti
Petro’nun bir yarma hareketiyle Osmanlı ordusunu püskürterek Transilvanya üzerinden Macaristan’a geçme plânını intiharla eş değer gören Çariçe bu harekete engel oldu ve orduda ne kadar mücevherat, para varsa hepsini sonradan iade edilmek kaydıyla senetle toplattı Diğer taraftan savaş alanına kendisinin Avusturya hükümdarının kardeşi olduğu söylentisini yaydı Başına bir şey geldiği taktirde Viyana’nın harekete geçeceği, Osmanlılara yeni bir cephe açılacağı kulaktan kulağa yayıldı
Bu arada toplanan kıymetli eşya, mücevherat ve para, yedi araba dolusu olarak başbakan Safirov tarafından sadrazam Baltacı Mehmed Paşa ve yanındaki diğer devlet adamlarına ulaştırılmıştı

Rüşvet Mi, Viyana Kuşatması Sendromu Mu?
Daha sonraları Çar Petro, Purut bataklıklarından ve yok olmaktan nasıl kurtulduğunu soran Danimarka elçisine “Sadrazama para vermek suretiyle barışa razı ettim” cevabını vermişti Ruslar sonradan ihlâl edecekleri bu antlaşma ile bir zafer elde etmişlerdi
Diğer taraftan, Baltacı Mehmed Paşa’nın Purut Antlaşmasını imzalamasının altında, Osmanlıların İkinci Viyana Kuşatması ve ardından gelen bozgun ile onaltı yıl süren savaşların verdiği yılgınlığın büyük etkisi vardır Paşa, yeniçeri askerine tam olarak güvenememiş, Purut’ta yeniçerilerin yanlış taktiklerle gereken başarıyı gösterememeleri gözünü korkutmuştur
Baltacı Mehmed Paşa’nın tutumu İstanbul’da ona karşı bir cephenin oluşmasına sebep olmuştur Rüşvet alarak Rusları saldığı söylentisiyle sadrazamlık makamından azledilerek 1711’de Midilli’ye sürgün edilmiştir Yine Ruslardan rüşvet almakla suçlanan Sadaret Kethüdası Osman Ağa ve Sadaret Mektupçusu Ömer Efendi de idam edilmiştir

Baltacı’nın Savunması
Purut’taki başarısızlığın müsebbibi sayılan ve görevden azledilen Baltacı Mehmed Paşa, henüz cepheden dönmeden önce İstanbul’dan gelen haberler üzerine padişahın annesi Ematullah Valide Sultan’a yazdığı mektupta kendisini şöyle savunmuştur:
“Benim devletlü sultanım hazretleri,
Moskof’a sefer eylemelisin diye ferman buyurulunca ‘başüstüne’ diyerek, gece gündüz uykuyu ve rahatı terkettim Topları, yelkenleri, donanması ve kusursuz takımlarıyla eskiden tersanede olanlardan başka, doksan gün içinde üçyüzonbeş adet gemi yaptırıp Azak, Taygan ve Özi taraflarına gönderdim Ardından İslâm askeri ile bu kulları dahi gelip, Purut nehri kıyılarında Moskof taburu ile karşılaştım
Yüce Osmanlı Devleti’nin kurulmasından bu yana meydana gelen tabur cenklerinde iki buçuk, nihayet üç saatten fazla cenk olmuş değil iken, Temmuz’un ikinci cumartesi akşama dek, pazartesi ve salı sabahtan yatsıya dek büyük bir cenk ve muharebe olmuştur 1697’de Osmanlı ordusunun Zenta’da uğradığı büyük hezimeti -Allah korusun- tekrar yaşamaya bir ramak kalmışken, meleklerin yardımıyla din düşmanlarının kalplerine korku verdik Düşman elçileri sulh için geldiklerinde:
‘Şevketli kudretli padişah efendimizin kılıcı keskin ve hazinemiz çok, cephanemiz lazım gelenden onbeş kat fazladır, biz cenkten usanmadık’ diye reddettik Ardından yine gelip: ‘Sizin şeriatınız gereğince aman dileriz’ dediklerinde, tekliflerimizi kabul ederlerse sulh yapalım dedik
İki taraftan barışa dair kağıtlar alınıp verilip, Allah’ın izniyle hem düşmanımıza galip gelip ve hem de isteklerimizi kabul ettirdik Bu, Şevketli Efendimiz’in kuvvetinin eseridir Bu sene kâfirler ile savaşıldığı zaman berabere kalınmak dahi herkesin canına minnetti Kimsenin hatırına gelmeyen uzun bir cenk yaptık ve bu cenk zaferle sonuçlandı Bütün Boğdan memleketi ile Romanya’daki İbrail kalesini Cenab-ı Allah’ın ihsan etmesiyle yeniden ele geçirdik Düşmanın mağlup edilmesi hiçbir yolla hatıra gelmez iken ‘Allahım bu fetih ve zaferin şükrünü eda etmeyi bize müyesser eyleye’ diye bütün İslâm askeri yüzlerini yerlere sürerek Cenab-ı Hakk’a secde ettiler
Bu fakir ve bîçare kulunuz, Allah korusun, İstanbul’u kâfirlere vermiş gibi hayatımdan ümidi kesip, yemeden ve içmeden kalıp, bu davranışı anlamayıp şuursuz ve hayretler içindeyim
Kedinin kabahatini önüne koyup burnunu batırırlar da, kabahatine göre ceza tertip ederler Bu fakirin kabahati, adamlarımı ve kendi malik olduğum servetimi bu uğurda harcamaktır Top ve humbara yağmur gibi yağarken yalın kılıç savaşıp, Allah’ın yardımıyla düşmanın taburlarını bozup ve bu kadar kalelerini alıp aman dedirttiğim için ise, aldığı kaleleri geri versin diye ferman buyrulursa, o saat sahibine verilir Yok, bu kâfirden az almışsın, Moskof’un ta başkentine varıncaya kadar isterim diye ferman buyrulursa, ferman efendimindir Allahu Azimüşşan’ın lütuf ve ihsanı ile mümkündür Velakin, bu kış burada kışlayıp, ilkbahar olduğu zaman harekete geçebiliriz Zira hâlâ olduğumuz mahalde altı buçukta sabah namazı kılınır Moskof’un başkentinden öte yerde, akşam namazından bir saat sonra sabah olup yatsı namazına vakit yoktur Öyle uzak memlekette yol ortasında kışlamadıktan sonra ağır asker ile istanbul’dan doğru gitmek bir veçhile mümkün
Çok zafer ve çok vezir gördünüz Allahu Zülcelâl’e nice hamd ü sena olsun, böyle büyük bir zaferi kime ihsan etmiştir?
Allah aşkına ve Rasul muhabbeti hürmetine, yukarıda yazdığım mevzuların nizam ve intizamı veİslâm askerini yerli yerine dağıtıp, inşallahu tealâ İstanbul’a varıp vasıl oluncaya dek, olur olmaz kimselerin sözlerine kulak asmayıp, ikmal üzere işler tamam olduktan sonra gördüğümüz hizmetlere nazar buyurunuz Eğer bir hilafı meydana gelirse, ona göre cezalandırsınlar
Gerçek durum malumunuz olunca, bu kulunuzun çok az hatırı için olsun, padişah efendimiz hazretlerine yazdırmak zahmet olur ise, bir kullarıyla ifade ve bildirmeye himmet buyurmaları için emir ve fermanınızı beklerim

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.