Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
harem’de, hayat, yürüyordu

Harem’De Hayat Nasıl Yürüyordu?

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Harem’De Hayat Nasıl Yürüyordu?




Harem’de hayat nasıl yürüyordu? Osmanlı Padişahlarının aileleri ile düzenledikleri halvet denilen eğlenceleri nasıl açıklayabilirsiniz?




Harem’de hayat denilince, haremdeki insanların yemeleri, içmeleri, giyinmeleri ve en önemlisi de Padişah’ın ailesi ile halvet olması akla gelir Halvet, kelime anlamı itibariyle yalnız kalmak ve baş başa olmak manalarını ifade etmektedir Harem’de halvet veya halvet-i hümâyûn ise, Harem’de yaşayan kadınların serbest ve meşru bir şekilde Harem’in bahçelerinde veya mesire yerlerinde eğlenmelerine denmektedir Kapalı havalarda Padişah, kadınları, ikballeri, sultânları yani kız çocukları ve oğulları ile görüşmek isterse, onları dairesine çağırtır, konuşur ve görüşürdü Padişahın sadece kendi aile efradı ile yaptığı bu toplantıya muhtasar halvet denmekteydi


Burada bir de Has Bahçe’de yapılan halvetlerden kısaca bahsetmek gerekecektir Zira tamamen bir aile toplantısı ve aile halkı ile muaşeret ve sohbet toplantıları demek olan halveti, sanki haremin bahçelerinde düzenlenen ahlaksız alemler gibi takdim etmek isteyen insanlar bulunmaktadır Kitabımızın daha önceki sorularında cariyeler münâsebeti ile zikrettiğimiz bir hususu burada tekrar hatırlatmak istiyoruz:


Hür bir kadın ile mahrem kadınlar ve cariyelerin avret mahallerinin farklı olması, fıkıh kitaplarında cariyelerin kol, ayak, yüz ve başlarına efendilerinin bakabilmesi şeklindeki hükmün yer alması, meseleyi bilmeyen çevreler tarafından akıl almaz şekilde tahrif edilmiştir


İşte bu ve benzeri çarpıtmalarla, Padişahların harem’deki ailesi ve ailesine hizmet eden cariyelerle bahçelerde veya harem’in uygun yerlerinde yaptığı halvet adı verilen toplantılar ve aile beraberlikleri, maalesef akla hayale gelmeyecek sahnelerle anlatılmak istenmiştir


Bütün bu çarpıtmaların karşısında özellikle has bahçelerde yapılan bir halveti ve hazırlıklarını özetlemek istiyoruz:


Padişah, halvet yapılacağını bir hatt-ı hümâyûn ile yetkililere bildirir ve ailenin rahatsız edilmemesini emrederdi Has Bahçe’nin bazı yerlerinde mahremiyete riâyet maksadıyla halvet sokakları ve halvet perdeleri bulunurdu Halvet günü üçüncü avlu, tamamen boşaltılır; bahçenin dışarıdan görülebilecek yerleri halvet bezleri ile örtülürdü Bahçe’de (genellikle Şimşirlik Bahçesinde) kadınların ve cariyelerin dolaşacağı yollar üzerine çadırlar kurulur; hususi kapalı sokaklar ve oturma yerleri meydana getirilirdi


Bunların yanında namaz kılınacak mekânlar; çocukların oyun oynayabilecekleri yerler hazırlanır; yemek yenilecek ve oturulacak çadırlar kurulurdu Çadırların içine haremden süslü ve işlemeli yastıklar, minderler ve perdeler getirilirdi


Bazı batılı yazarlar, Harem’e yabancı erkeğin girememesini ve Harem’deki kadınların da istedikleri zaman rasgele dışarıya çıkamamalarını, haremdeki hayatın sıkıcı-lığı ve yeknesaklığı olarak açıklamışlardır Mahremiyete riâyetle ilgili şer’î hükümleri anlatırcasına meseleyi tasvir eden bir batılı yazarın şu ifadeleri enteresandır:


"Kadınlar Padişahın izni olmaksızın sarayın bahçesinde de gezinemezler Sadece ara sıra, günlerini bahçedeki köşklerden birinde geçirme izni alırlar O zaman bekçi durumunda olan bostancılara uzaklaşma izni verilir ve örtüler örtülür"


"Doktorlardan başka hiç bir erkek hareme ayak basamaz Onlar bile Padişahın özel izniyle ve harem a-ğalarının eşliğinde girerler Hasta kadın ve çevresindekiler, uzun şallara bürünürler Doktor nabzına bakmak isterse, hastanın bileği bir tülle örtülür; dilini veya gözlerini görmek istiyorsa, yüzün kalan kısımları tamamıyla örtük olmak şartıyla gösterebilir Kızlar ağası bile haremdeki kadınlardan birine dikkatlice bakamaz"


Harem’de Padişah’ın kendi ailesi ve hizmetkarlarıyla halvet etmesi usulü, saltanatın kaldırılmasına kadar devam etmiştir Yıldız, Çırağan ve Beşiktaş Saraylarında yaşanırken de halvetler sürdürülmüştür





Damad, Mecma’ul-Enhür, c I, sh 80-81; II, sh 538-539;


Sertoğlu, Osmanlı Tarih Lügati, sh 132-133;


Uluçay, Harem II, sh 148;


Osmanoğlu, Ayşe, Babam Sultân Abdülhamid, sh 24-25;


Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi, nr, D 10749; E 2457; BA, Cevdet-Saray, nr 2529;


Şimşirlik’teki bir halvet için bkz Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi, nr D 9916;


Sa’dabad’daki halvet için bkz Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi, nr 9917;


Ayrıca krş Penzer, The Harem, 259;


D’Ohson, Ignatlus Mouradgea, Tableau General de i’Empire Othoman, Paris 1790, c III, Harem-i Hümâyûn, Çev Ayda Düz, Hayat Tarih Mecmuası İlâvesi, İstanbul 1972, sh 10-11;

Kaynak: ProfDr Ahmet AKGÜNDÜZ - Sorularla Osmanlı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.