Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abdüllatif, kudsi

Abdüllatîf Kudsî

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdüllatîf Kudsî




ABDÜLLATÎF KUDSÎ

Evliyânın büyüklerinden İsmi Abdüllatîf bin Abdurrahmân bin Ahmed bin Gânim el-Hazreci el-Ensârî el-Kudsî'dir İbn-i Gânim ve İbn-i Benâne diye meşhur olan bir âilenin çocuğudur 1384 (H786) senesi Receb-i şerîf ayının yirmisinde Cumâ gecesi Kudüs'te doğdu 1452 (H856) senesi Rebîülevvel ayı başında Perşembe günü Evliyâ diyârı Bursa'da vefât etti Kabri üzerine bir türbe yapıldı Abdüllatîf Kudsî hazretlerinin dergâhının olduğu ve defnedildiği bu muhît daha sonra bağlı bulunduğu tarîkat sebebiyle Zeynîler mahallesi adını aldı

Abdüllâtif Kudsî önce Kur'ân-ı kerîmi ezberledi Sonra babasından ve başkalarından sarf, nahiv, fıkıh, ferâiz, meânî, beyân ilimlerini okudu Medrese tahsilini tamamladıktan sonra Tasavvuf; ahlâk ve gönül ilmine meyledip bu zevk ile Şeyh Abdülazîz'in talebesi arasına katıldı Kısa zamanda icâzet aldı ve irşâdla görevlendirildi

Abdüllatîf Kudsî'nin oturduğu şehirde Mescid-i Aksâ'nın bulunması sebebiyle seyâhata çıkan ve hacca giden pekçok kimse buraya uğrardı O bu fırsatı kaçırmaz gelip giden büyüklerden maddî manevî alışverişte bulunurdu Horasandan kalkıp Kudüs'ü ziyâret edenlerden biri de büyük velî Zeyniyye yolunun önderi Zeynüddîn-i Hâfî hazretleri idi Abdüllatîf Kudsî önceden ismini duyduğu bu zât ile karşılaşınca, evine dâvet etti Birkaç gün başbaşa sohbette bulundular Abdüllatîf Kudsî onun sohbet ve mânevî ilimlerdeki derecesine hayran kalıp, gönülden bağlandı Elinden geldiğince hizmet ve hürmet etti Feyz ve bereketlerine kavuştu Sonra Zeynüddîn-i Hâfî hazretleri Hicaz'a gitmek üzere ayrılmak isteyince, Abdüllatîf Kudsî de, berâberinde bulunmak için, izin istedi Fakat annesinin rahatsızlığı sebebiyle Zeynüddîn-i Hâfî hazretleri müsâade etmedi Hac dönüşü tekrar uğrayacağını ve kendisini beraberinde Horasan'a götürebileceğini vâd ederek, Kudüs'ten ayrıldı Böylece Abdüllatîf-i Kûdsî'nin hayâtında yeni bir sayfa açıldı

Hac dönüşü Zeynüddîn-i Hâfî hazretleri Kudüs'e uğrayıp Abdüllatîf'i yanına aldı Birlikte Horasan'a gittiler Abdüllatîf mürşidinin (hocasının) terbiye ve tâlimi ile yetişip gösterdiği şekilde halvete, çileye girdi Sonra Câm şehrine gidip evliyânın büyüklerinden Ahmed Nâmık-ı Câmî hazretlerinin türbesinde kırk gün nefis muhâsebesi ile uğraştı Nefsini hesaba çekti ve olgunlaşıp kemâle geldi Bunun üzerine Zeynüddîn-i Hâfî hazretleri kendisine icâzetnâme, diploma verip insanlara hak yolu göstermek ve irşâdla vazîfelendirdi Bunun üzerine Abdüllatîf Kudsî hazretleri, önce Şam'a, oradan Kudüs'e, sonra da Anadolu'ya geldi Konya'dan geçerek Bursa'ya geldi Konya'da iken burada medfun bulunan Celâleddîn-i Rûmî, Sadreddîn-i Konevî ve Şems-i Tebrîzî hazretlerinin kabirlerini ziyâret ederek, onlarla mânen görüştü ve halleriyle hallendi Bu durumunu şöyle anlatır:

Mevlânâ Celâleddîn'in türbesini ziyâret ettim Kendimi üryân gördüm Sonra Şeyh Sadreddîn Konevî hazretlerini ziyâret eyledim Beni kendine çekti Sonra Şemseddîn Tebrîzî hazretlerini ziyâret ettim Orada duâ ve namazdan sonra Bursa'ya gitmeye karar verdim Atımın üzerinde giderken, uyku arasında bana; "Ehl-i mârifet seni bekler ve sana muntazırdır" dendi Şâbân ayında Bursa'ya geldim Oradaki âlim ve âriflerle Ramazan'a kadar halvette kaldım Halvetteki ilk gecemde gaybdan bir ses; "Bu, Cennet'ten bir cemiyet, bir topluluktur ve dünyâda bir benzeri yoktur" diyordu

Abdüllatîf Kudsî hazretleri Bursa'da câmi ve dergâh inşâ edip talebe yetiştirmeye başladı Kurduğu dergâh Zeynîler Dergâhı adıyla meşhur oldu Yerleştiği muhit daha sonra bağlı bulunduğu tarîkat sebebiyle Zeynîler adını aldı Vefâtına kadar kurduğu dergâhta talebe yetiştiren Abdüllatîf hazretleri sohbet ve nasîhatleriyle talebelerine doğru yolu gösterdi Kimseye zarar vermemeyi, herkese iyilik etmeyi bildirdi

Birgün kendisinden; "Sâdık, iyi bir mürid (talebe) nasıl olmalıdır?" diye soruldu Cevap olarak buyurdu ki:

"Hocasının huzûrunda iddiâ sâhibi olmamalı, makam ve rütbe için kendisinden bahsetmemeli, yabancı kadınlarla ve genç oğlanlarla bir yerde yalnız kalmamalı, hocasından hiçbir şeyi gizlememeli, izinsiz sohbet meclislerine katılmamalı, tamamen teslim olmalı, şüpheye düştüğü konularda Kur'ân-ı kerîmin Kehf sûresindeki Mûsâ aleyhisselâm ile Hızır aleyhisselâm kıssasını hatırlamalıdır"

"Mürşid, yol gösteren zâtın sohbeti nasıl olmalıdır?" denilince de şöyle buyurdu:

"Onun birbirinden farklı üç sohbeti olmalıdır: Birincisi; halkla sohbetidir Bu sohbetlerde müslümanların dînî bilgilerini öğrenmeleri için onlara ibâdet ve muâmelât, alış-veriş, bilgilerinden bahsetmelidir İkincisi; dostlar ve sevgililerle olan sohbettir Bunda daha ziyâde tasavvuf ile hallenmiş olanlara zikir, murâkabe, halvet, riyâzet, mücâhede gibi mevzûlar anlatılır Üçüncüsü; talebelerle tek tek sohbet şekli olup, onların eksik ve noksanlıkları işaret edilip, hal çâreleri gösterilir"

Abdüllatîf Kudsî hazretlerinin bağlı bulunduğu Zeyniyye yolu Sühreverdiyye tarîkatının bir kolu olup, silsileleri Zeynüddîn-i Hâfî, Nureddîn Abdurrahmân Mısrî, Abdurrahmân Şirsî, Yûsuf-i Acemî, Hasan Şemsirî, Mahmûd İsfehânî, Nûreddîn Natanzî, Ömer Sühreverdî'ye ulaşır (rahmetullahi aleyhim ecmaîn)

Abdüllatîf Kudsî hazretlerinin talebelerinin en meşhûru Şeyh Vefâ diye bilinen Müslihiddîn Mustafa bin Ahmed el-Konevî ile Âşıkpaşazâde'dir Şeyh Vefâ hazretleri Osmanlı ilim ve kültür hayâtının feyizli kaynaklarından biri olmuş, İstanbul'daki dergâhı mânevî bir hayat menbaı hâline gelmiştir

Evliyâ Çelebi'nin büyük bir kapı diye övdüğü Zeyniyye Dergâhında Abdüllatîf Kudsî hazretlerinden sonra, sırasıyla; Tâcüddîn İbrâhim Karamânî, Hacı Halîfe Kastamonî, Muhammed Bolevî, Safiyyüddîn Mustafa Efendi, Nasûhî Tosyavî, Muallimzâde Mustafa Efendi, Seyyid Ali Efendi, Safiyyüddînzâde Muhammed Çelebi, Safiyyüddînzâde Abdülazîz Efendi,Safiyyüddînzâde Abdullah Efendi'dir Muhammed bin Abdullah Muhammed Efendi, Kâmri Efendi, Muhammed Efendi, Muhammed bin Abdullah, Muhammed Efendi, Şükrü Halife ve Ali Efendi postnişînlik yapmışlardır

Zeyniyye Tekkesi yanındaki su çok lezzetli olup, bunu Abdüllatîf Kudsî Efendi bulmuştur Zeyniyye Tekkesi, Zeyniyye Dergâhı ve Zeyniyye Hankâhı gibi isimlerle de anılmıştır Zâviyenin üst kısmı bugün Kur'ân-ı kerîm kursu olarak kullanılmaktadır Zâviyeden bir nişan olmadığı gibi bulunduğu yerde iki katlı evler vardır

Abdüllatîf-i Kudsî hazretlerinin eserlerinden biri tasavvufî terimlerin açıklandığı Tuhfet-ül-Vâhib-il-Mevâhib fî Beyan-il-Makâmât vel Merâtîb; ikincisi Hâdil Kulûb ilâ Likâi'l Mahbûb olup, Allahü teâlânın zât ve sıfatlarından îtikâda dâir meselelerden bahseder, Üçüncüsü; Keşf-ül-Îtikâd fî-Reddî alâ Mezheb-il- İlhâd'dır Bozuk yol ve inanışlara reddiye olarak yazılmıştır Dördüncüsü; Şifâ-ül-Müteellim fî Âdâb-il-Muallim vel-Müteallim olup ilim, ilmin fazîleti anlatılır Beşincisi; Kitâb-ü Emr-Bil Ma'rûf ven Nehy Ani'l- Münker Altıncısı; İktibâsû Ref'ül İltibâs fî Beyân-ı Tarîk-in-Nâs Yedincisi; Nefehât-ül-Eshâ ve Rihlet-ül-Esrâr olup, eserlerin hepsi Arapça olarak yazılmıştır

1) Mu'cem-ül-Müellifin; c6, s10
2) Ed-Dav-ül-Lâmi'; c4, s327
3) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s87
4) Esmâ-ül-Müellifin; c1, s617
5) Şakâyık-ı Nu'mâniyye; c1, s70
6) Kâmûs-ul-A'lâm; c4, s3090
7) Nefehât-ül-Üns; s550
8) Keşf-üz-Zünûn; c1, s134,376,894, c2, s1398, 1487
9) Brockelmann; Gal2; s132
10) Sefînet-ül-Evliyâ; c1, s270
11) Güldeste-i Riyâzî İrfan; s97
12) Âşıkpaşazâde Târihi; s249-250
13) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c12, s135

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.