![]() |
Gazâlî |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() GazâlîGAZÂLÎ Evliyânın büyüklerinden ve İslâm âlimlerinin en meşhûrlarından ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin babası fakir ve sâlih bir zâttı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Arkadaşı vasiyeti aynen yerine getirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çocukluğundan îtibâren ilim tahsîl eden Muhammed Gazâlî, fıkıh ilminin bir kısmını kendi memleketinde okudu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Gazâlî hazretleri, yol kesicilerin arkasından gidip kitaplarını ve notlarını vermeleri için yalvardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tûs'a gelince, üç yıl bütün gayretiyle çalışarak Cürcân'da tuttuğu notların hepsini ezberledi ![]() ![]() Memleketinde bulunduğu üç sene içinde âlim zâtların derslerine ve ilim meclislerine devâm etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nizâm-ül-Mülk'ün topladığı ilim meclisinde bulunan zamânın âlimleri, İmâm-ı Gazâlî'nin ilminin derinliğine ve meseleleri îzâh etmekteki üstün kâbiliyetine hayran kaldıklarını îtirâf ettiler ![]() ![]() ![]() Bu sırada otuz dört yaşında bulunan İmâm-ı Gazâlî'nin İslâmiyete yaptığı büyük hizmetleri gören Selçuklu vezîri Nizâm-ül-Mülk, onu Nizâmiye Medresesi (Üniversite)nin Başmüderrisliğine, şimdiki tâbiriyle Rektörlüğüne tâyin etti ![]() ![]() ![]() ![]() Bir taraftan da kıymetli kitaplar yazan İmâm-ı Gazâlî, ilim ehli, devlet adamları ve halk tarafından büyük bir muhabbet ve hürmet gördü ![]() ![]() ![]() Ayrıca İsmâiliyye adındaki sapık fırkanın görüşlerini çürütmek için Kitâbü Fedâih-il-Bâtıniyye ve Fedâil-il-Müstehzeriyye adlı eserini yazdı ![]() ![]() ![]() O sırada dünyânın tepsi gibi düz oduğunu iddiâ eden ve bu tür saçmalıkları ilim adı altında insanlara vermeye çalışan Avrupalı filozofların bu fikirlerinin yanlışlıklarını ortaya koydu ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Gazâlî'nin, felsefecilerin görüşlerini çürütmek ve îtikâdlarına felsefe karıştıran sapık fırkalara cevap vermek için yaptığı bu çalışmasını işiten bâzı kimseler, onu felsefeci zannetmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bağdât'ta bulunduğu sırada ilim öğretip talebe yetiştirmekle meşgûl olan İmâm-ı Gazâlî hazretleri, kardeşi AhmedGazâlî'yi yerine vekil bırakarak uzun bir seyahatte bulunmak üzere Bağdât'tan ayrıldı ![]() ![]() ![]() İnsanlardan tamâmen uzaklaşarak halvet, yalnız kalmak; uzlet, insanlardan uzaklaşmak; mücâhede, nefsin istemediklerini yapmak ve riyâzet, nefsin istediklerini yapmamak sûretiyle nefsinin tezkiyesi ve ahlâkının mükemmelleşmesiyle meşgûl oldu ![]() ![]() Sonra Kudüs'e gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Gazâlî hazretlerine; "Bağdât'ta, pekçok ilim talebesi varken, orada ilim neşretmekten, öğretmekten niçin vaz geçtiğinizi kimse bilemiyor ve bu kadar uzun zamandan sonra Nişâbûr'a dönmenizin sebebini kimse anlayamıyor!" dediklerinde bu hâdiseyi şöyle anlatmıştır: "Ben şer'î ve aklî ilimlere bu kadar alışkanlık peydâ edip, her ikisinde de inceleme ve araştırma yaptım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra ben hâllerimi düşündüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra ilimdeki niyetimi düşündüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir hadde geldi ki, dünyâ arzuları beni, zincirden bağlar ile, kendilerine çeker ve bu mânânın hâsıl olması için zorlarlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O zaman kalbimde bir rağbet peydâ olup, dünyâ ve ehlinden kaçmak, onlardan uzaklaşmak için kesin karar verirdim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte nefsin ve şeytanın bâtılı hak gösteren bu aldatma ve hîleleri sebebi ile, ben de, dünyâ arzuları ve âhiret isteği arasında tereddüt ve hayret vâdisinde altı ay kadar şaşkın, inler ve ağlar hâlde kaldım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonra, ben aczimi anladım ve gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Gazâlî |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() GazâlîSonra genel vaziyetten maksadın ne olduğunu tâyin konusunda ihtilâf edip, Bağdât'tan uzak olanlar vâli ve hükümdârlardan bir şey olduğunu sanarak utandı ve orada duramadı dediler ![]() ![]() ![]() Nihâyet Bağdât'tan ayrıldım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece o büyükler yolunun ilim ve amel olmadan tamamlanamayacağını yakînen anladım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir müddet Şam Mescidinde îtikâf eyledim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Halîlürrahmân'ın (aleyhisselâm) ziyâretinden sonra, Hicaz'a doğru yola çıktım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ben ilm-i yakîn ile bildim ki, Allahü teâlâya kavuşanlar ve hidâyet yolunun yolcusu olanlar, bilhassa tasavvuf ehli olan büyüklerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Velhâsıl aklı olan kimse, tasavvuf hakkında ne söyliyebilir ki, tasavvuf ehlinin kalbi, Allah'tan başka her şeyden temizlenmek ve başlangıcı, her an Allahü teâlânın zikrine dalmak; nihâyeti ise, büsbütün fenâ fillah olmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bildirilen hâlleri zevk yolu ile tatmak saâdetine kavuşamayıp, şevk sâhibi olmayan, peygamberlik mertebesinin hakîkatının yalnız ismini anlar ![]() 1105 (H ![]() ![]() Yakînen biliyorum ki, her ne kadar görünüşte ilme ve onun yayılmasına dönmüşsem de, yine hakîkatta dönmüş değilim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Gazâlî hazretleri zâhirî ilimlerde olduğu gibi, tasavvuf ilminden de büyük nasîb almıştır ![]() ![]() İlimde müctehid derecesinde derin âlim, tasavvuf yolunda yüksek bir velî olan İmâm-ı Gazâlî hazretleri, sözleriyle, halleriyle ve eserleriyle insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatmaya çalıştı ![]() Ömrünün son yıllarını Tûs'ta geçirdi ![]() ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Gazâlî hazretleri, Sultan Sencer ile görüşmüş, ona mektup yazmış ve bizzât nasîhatta bulunmuştur ![]() ![]() Selçuklu sultanı olan Sultan Sencer; Ehl-i sünnet îtikâdında, dînine bağlı ve bid'atleri reddeden bir pâdişâhtı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyâ pâdişâhlığı, nihâyet bütün dünyâya hâkim olmaktan ibârettir ![]() ![]() Cenâb-ı Hakk'ın, âhirette bir insana ihsân edeceği şeylerin yanında, bütün yeryüzü, bir kerpiç gibi kalır ![]() ![]() ![]() Bu ebedî pâdişâhlığa (saâdete) kavuşmak, herkes için güç bir şey ise de, senin için kolaydır ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyânın kıymetsizliği, açık ve ortadadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beni yanınıza dâvet etmiş bulunuyorsunuz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi beni huzûrunuza çağırdığınıza dâir bir haber almış bulunuyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnanıyorum ki, hakkınızda böyle duâ etmem, Hak teâlânın dergâhına yüz tutmam, resmî olarak yanınıza gelmemden daha faydalıdır ![]() ![]() Allahü teâlâ, dilinize ve gönlünüze öyle şeyler getirsin ki, bununla yarın âhirette utanmaktan muhafaza etsin ![]() ![]() ![]() ![]() Bu mektup Sultan Sencer'e ulaşınca, mâdem ki Meşhed'e gelmiş, ordugâhımıza az bir mesâfe var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bismillâhirrahmânirrahîm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Duâ hususunda evlâ olan, gece karanlıklarında Hak teâlâya gizlice münâcaat etmek, yalvarmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Medih ve senâdan maksad ise bir işi yükseltmektir ![]() ![]() ![]() Bu dört husustan en mühim olan, nasîhat ve ihtiyâcı gidermektir ![]() Nasîhat berâtı, izni, Risâlet kaynağından alınan yüce bir mertebedir ![]() ![]() ![]() ![]() Ben, her canlıyı pusuda beklemekteyim ![]() ![]() ![]() "Ey Pâdişâh, ey gözümüzün nûru, bizim nerelere sevkedildiğimizi ve ne korkunç işler gördüğümüzü sakın unutma! Emrinde bulunanlardan biri aç iken, aslâ bir gece bile tok uyuma! Biri çıplak iken, sen istediğin gibi giyinme! Şöyle vasiyet ederler: Benden bir kelime kabûl et, bu; "La ilâhe illallah"dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ey Pâdişâh! Hak teâlânın hak nîmetini edâ eyle ki, nîmet; doğru îmân, doğru îtikâd, güler yüz ve güzel ahlâktır ve iyi amellerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir ihtiyâcın arz edilmesine gelince, benim bir umûmî, bir de husûsî olmak üzere iki hâcetim vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Husûsî hâcetim ise şudur: Ben, on iki seneden beri halktan uzaklaşmış, bir köşeye çekilmiştim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sizden şunu isterim ki; beni, Nişâbûr'da, Tûs'da ve diğer bütün şehirlerde ders verme işinden affediniz ![]() ![]() ![]() Sultan Sencer, İmâm-ı Gazâlî hazretlerini dikkatle dinledikten sonra şu cevâbı verdi: "Söylediğin bu sözleri duymak ve İmâm-ı A'zam hakkındaki güzel kanâatlerini, Irak ve Horasan âlimlerinin hepsinin duyması için, onları burada toplamamız lâzımdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak İmâm-ı Gazâlî hazretleri, ömrünün bundan sonraki son iki yılını, kendi memleketi Tûs'ta kitap yazmak, insanları irşâd etmek ve talebelere ders vermekle geçirdi ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Gazâlî |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() GazâlîÖmrünün son senelerinde memleketi olan Tûs'da bulunduğu sırada insanlara nasihatı sırasında buyurdu ki: Bir kimsenin dünyâ ticâreti, âhiret ticâretine mâni olursa, bu kimse bedbahttır, zavallıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine buyurdu ki; "Gündüz ve gece melekleri, sabah ve akşam, gidip gelirken birbirleri ile karşılaşırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Müslüman tüccârlar, sanat sâhipleri, gündüzleri de, ezân sesini duyunca, işini hemen bırakıp, câmiye koşmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hulâsa, dîne, ibâdetine yardım niyeti ile dünyâya çalışanlara, hep böyle sevap vardır ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 7 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Âhiretin dünyâdan daha iyi olduğuna inanan kimse, bunların hepsini de yapabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kendisi haramlardan ve şüphelilerden şiddetle kaçınan İmâm-ı Gazâlî hazretleri helâl kazanmanın önemiyle ilgili olarak buyurdu ki: Helâl kazanabilmek için, önce helâli öğrenmek lazımdır ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde Mü'minûn sûresi, elli ikinci âyetinde meâlen buyuruyor ki: "Ey Peygamberlerim! (salevâtullahi aleyhim ecma'în) Helâl ve temiz yiyiniz ve bana lâyık ibâdetler yapınız!" İşte, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem bunun için; "Helâl kazanmak her müslümana farzdır ![]() ![]() ![]() ![]() (Dünyâlık kazanmak için çalışmak günâh değildir ![]() ![]() "Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır ![]() ![]() "Haram yiyenlerin ne farzları, ne de sünnetleri kabûl olmaz ![]() ![]() "On liralık elbisenin, bir lirası haram olsa, o elbise ile kılınan namazlar kabûl olmaz ![]() "Haram ile beslenen vücûdun ateşte yanması daha iyidir ![]() "Malın helâlden mi, haramdan mı geldiğini düşünmeyenler, Cehennem'e, neresinden atılırsa atılsınlar, Allahü teâlâ, onlara acımayacaktır ![]() "İbâdet on kısımdır, dokuzu helâl kazanmaktır ![]() "Helâl kazanmak için yorulup, evine dönen kimse, günahsız olarak yatar ![]() ![]() "Allahü teâlâ buyuruyor ki, haramdan kaçınanlara hesâb sormaya utanırım ![]() "Bir dirhem fâiz (almak ve vermek), otuz zinâdan daha günahtır ![]() "Haram maldan verilen sadaka kabûl edilmez ![]() ![]() Ebû Bekr radıyallahü anh, hizmetçisinin getirdiği sütü içti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Helâl yiyenlerin âzâsı, ibâdet eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Gazâlî hazretleri nefsin istediklerini yapmaz, istemediklerini yapardı ![]() ![]() ![]() Nefsine şöyle hitâb ederdi: Ey nefsim! Akıllı olduğunu iddiâ ediyorsun ve sana ahmak diyenlere kızıyorsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günahlara dalmışsın ![]() Hizmetçin sana itâat etmezse, ona nasıl kızarsın!O hâlde, Allahü teâlânın sana kızmayacağından nasıl emîn oluyorsun! Eğer O'nun azâbını hafif görüyorsan, parmağını aleve tut! Yâhut, kızgın güneş altında bir saat otur! Yâhut da, hamam halvetinde fazlaca kal da, zavallılığını, dayanamıyacağını anla! Yok eğer, dünyâda yaptıklarına cezâ vermeyecek sanıyorsan, Kur'ân-ı kerîme ve yüz yirmi dört bin Peygambere (aleyhimüssalevâtü vetteslîmât) inanmamış oluyorsun ve hepsini yalancı yapmış oluyorsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günah işleyince, O kerîmdir, rahîmdir, beni affeder diyorsan, dünyâda, yüz binlerce kişiye niçin zahmet, açlık ve hastalık çektiriyor ve tarlasını ekmeyenlere mahsûlünü vermiyor! Şehvetlerine kavuşmak için, her hîleye baş vuruyorsun ve o vakit Allahü teâlâ kerîmdir, rahîmdir, istediklerimi zahmetsiz bana gönderir demiyorsun ![]() Belki inandığını, fakat sıkıntıya gelemiyeceğini söyleyeceksin ![]() ![]() Para kazanmak için çok zahmet ve aşağılıklara katlanıyor ve hastalıktan kurtulmak için, bir yahûdî doktorun sözü ile, bütün şehvetlerinden vaz geçiyorsun da, Cehennem azâbının, hastalıktan ve fakirlikten daha acı olduğunu ve âhiretin dünyâdan çok uzun olduğunu bilmiyorsun ![]() Sonra tövbe ederim ve iyi şeyler yaparım diyorsan, ölüm daha önce gelebilir, pişmân olup kalırsın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kışın muhtâç olacağın şeylerin hepsini, niçin yazdan hazırlayıp hiç geciktirmiyorsun ve bunları elde etmek için, Allahü teâlânın merhametine, ihsânına güvenmiyorsun? Hâlbuki Cehennem'in zemherîri, kışın soğuğundan az değildir ve ateşinin sıcaklığı, temmuz güneşinden aşağı değildir ![]() ![]() ![]() Marifet nûrunun himâyesine sığınmayıp da, öldükten sonra, şehvet ateşinin, canını yakmasından, Allahü teâlânın lütfu ve merhameti ile kurtulacağını sanan bir kimse, kalın elbisesinin himâyesine girmeden, kışın soğuğun, Allahü teâlânın lütfu ile kendisini üşütmeyeceğini sanan kimseye benzer ![]() ![]() ![]() Günahların Allahü teâlâyı kızdırdığı için azâb çekeceğini zannetme ve günahlarımın O'na ne zararı var ki, bana kızıyor deme! Zannettiğin gibi değil ![]() ![]() ![]() Ey nefsim! Anladım ki, dünyânın nîmet ve lezzetlerine alışmışsın ve kendini onlara kaptırmışsın! Cennet'e ve Cehennem'e inanmıyorsan, bâri ölümü inkâr etme! Bu nîmet ve lezzetlerin hepsini senden alacaklar ve bunların ayrılık ateşi ile yanacaksın! Bunları istediğin kadar sev, istediğin kadar sıkı sarıl ki, ayrılık ateşi, sevgin kadar çok olur ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Gazâlî |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() GazâlîDünyâya niye sarılıyorsun? Bütün dünyâ senin olsa ve dünyâdaki insanların hepsi sana secde etse, az zaman sonra sen de, onlar da toprak olacaksınız!İsimleriniz unutulacak, hatırlardan silinecek ![]() ![]() ![]() ![]() Bir kimse, kıymetli ve sonsuz dayanıklı bir mücevheri verip, bununla, kırık bir saksı satın alırsa, ona nasıl gülersin? İşte dünyâ, alınan saksı gibidir ![]() Bunlar ile ve bunlar gibi sözlerle, herkes nefsini azarlayarak, kendi hakkını ödemeli ve nasîhate, önce kendinden başlamalıdır! Allahü teâlâ, doğru yolda gidenlere selâmet ihsân buyursun! Âmin ![]() İmâm-ı Gazâlî hazretlerine senelerce hizmet edip, tam ve geniş ilim öğrenen talebelerinden biri, birgün kendi kendine düşünüp: Senelerce zahmet çekip çok şey öğrendim ![]() ![]() "Faydasız ilmi öğrenmekten ve Allahü teâlâdan korkmayan kalpten ve dünyâya doymıyan nefisten ve Allah için ağlamayan gözden ve kabûle lâyık olmayan duâdan Allahü teâlâ bizi korusun ![]() ![]() ![]() Hüccet-ül-İslâm İmâm-ı Gazâlî, şu cevâbı yazıp gönderdi: "Ey sevgili oğlum ve sâdık dostum! Allahü teâlâ, sana uzun ömürler verip, ömrünü ibâdetle ve O'nun gösterdiği yolda gitmekle geçirmek nasîb eylesin! Bütün nasîhatler Peygamberimiz Muhammed sallallahü aleyhi ve sellemden alınmıştır ![]() ![]() Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) dünyâya yayılan nasîhatlerinden biri şudur: "Allahü teâlânın, bir kuluna rahmet etmeyeceğine, ona gazab ve azâb edeceğine alâmet, dünyâya ve âhirete faydası dokunmayan şeylerle meşgûl olması, zamanlarını lüzûmsuz şeylerle öldürmesidir ![]() ![]() ![]() Bu hadîs-i şerîfin mânâsını iyi anlayanlara, bu nasîhat yetişir ![]() Ameli, ibâdeti elden bırakma! Kalbe âit hâlleri ve bilgileri unutma! Yâni hareketlerin ilme, hâllerin de, tasavvufa uygun olsun! İyi bil ki, amelsiz ilim, insanı kurtaramaz ![]() ![]() ![]() ![]() Bir insan ne kadar ilim edinse, ne kadar kitap okusa, bildiklerini yapmadıkça faydası yoktur ![]() İyi bil ki, çalışmayınca, din yolunda yürümedikçe sevap kazanamazsın! Benî-İsrâil'den birisi senelerce ibâdet etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlim öğrenmek ve kitap okumak için çok gecelerini fedâ ettin ve çok tatlı uykularını kendine haram eyledin ![]() ![]() ![]() Nasîhatlerin hülâsası, özü, Allahü teâlâya kulluk ve itâat etmenin ne demek olduğunu bildirmektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O hâlde, bütün sözlerini ve bütün hareketlerini İslâmiyete uydur!Çünkü, kim olursa olsun, İslâmiyete uymayan ilimler ve çalışmalar, doğru yoldan sapmaktır ve Allahü teâlâdan uzaklaşmaya sebeb olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ömrünü İslâmiyetin emir ve yasaklarını öğrenmek ve öğretmekle geçiren İmâm-ı Gazâlî hazretleri 1111 (H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vefâtı, Tûs'ta ve duyulduğu İslâm ülkelerinde büyük bir acı uyandırdı ![]() ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Gazâlî hazretleri, kendisini mezarın içine Şeyh Ebû Bekr en-Nessâc'ın koymasını vasiyet etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ne zaman ki, İmâm-ı Gazâlî hazretlerini mezarın içine koydum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Hüccet-ül-İslâm" adıyla meşhûr olan İmâm-ı Gazâlî, üç yüz binden fazla hadîs-i şerîfi râvîleriyle birlikte ezbere biliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Gazâlî hazretleri asrının müceddididir ![]() ![]() Hocası İmâm-ül-Harameyn el-Cüveynî şöyle der: "Gazâlî, ilimde büyük bir denizdir ![]() ![]() ![]() Es'ad Mîhenî de şöyle der "Gazâlî'nin ilmi ve üstünlüğü, kolay kolay anlaşılmaz ![]() ![]() Ebû Zeyd Endülüsî yine şöyle anlatmıştır: Bir defâsında rüyâmda gördüm ki, İmâm-ı Gazâlî, bir hınzırın (domuzun) boynuna zincir takmış çekip götürüyordu ![]() "Bunu neden böyle gezdiriyorsun?" dedim ![]() "Bu öyle betbaht bir kimsedir ki, zulmete dalmıştır ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Gazâlî hazretleri şöyle anlatmıştır: "Bir gün bana bir taş lâzım oldu ![]() ![]() ![]() ![]() Eserleri: İmâm-ı Gazâlî, ömrü boyunca gece gündüz devamlı yazmış büyük bir İslâm âlimidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm dünyâsının mâruz kaldığı Moğol felâketi esnâsında, yakıp yıkılan binlerce kütüphâne içinde, İmâm-ı Gazâlî'nin birçok eseri de yok edilmiştir ![]() ![]() Eserlerinden bir kısmı şunlardır: 1) İhyâu Ulûmid-Dîn, 2) Kimyâ-i Seâdet, 3) Vasît, 4) Basît, 5) Vecîz, 6) Hulâsâ, 7) Erbeîn, 8) El-Maksad-ül-Esnâ, 9) Mustasfâ (Usûl-i fıkha dâirdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eyyühelveled kitabı Arapçadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EY MUSTAFÂ ÜZÜLME Seyyid Mustafâ Bekri anlatır: "Ben, Medîne-i münevverede Mescid-i Nebevî'nin hizmetkârı, temizleyicisiydim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra öğrendik ki, o gün İmâm-ı Gazâlî hazretleri vefât etmiş ![]() RÜYÂDA YENEN SOPA Batıda Ebü'l-Hasan ibni Harezhem adında bir imâm vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Adı geçen Ebü'l-Hasan'ın elbisesini soyun, iftirâ edenlere vurulduğu gibi had vurun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebü'l-Hasan uyanınca gördüklerini talebelerine anlattı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Tabakât-üş-Şâfiiyye; c ![]() ![]() 2) Miftâh-üs-Se'âde; c ![]() ![]() 3) El-Bidâye ven-Nihâye; c ![]() ![]() 4) Tebyînü Kizb-ül-Müfterî; s ![]() 5) Şezerât-üz-Zeheb; c ![]() ![]() 6) Vefeyât-ül-A'yân; c ![]() ![]() 7) Menâkıb-ı Gazâlî; v ![]() 8) Menâkıb-ı İmâm-ı Gazâlî v ![]() 9) İhyâu Ulûmiddîn; c ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 10) Kimyâ-i Seâdet; c ![]() ![]() ![]() ![]() 11) El-Münkızü Aniddalâl; s ![]() 12) Tehâfüt-ül-Felâsife; s ![]() 13) Tam İlmihâl Seâdet-iEbediyye; (48 ![]() ![]() 14) Kıyâmet ve Âhiret (5 ![]() ![]() 15) Hak Sözün Vesîkaları (Eyyühelveled) (2 ![]() ![]() 16) Fâideli Bilgiler; s ![]() 17) El-A'lâm; c ![]() ![]() 18) Mu'cem-ül-Müellifîn; c ![]() ![]() 19) Keşf-üz-Zünûn; c ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 20) İzâh-ül-Meknûn (Keşf-üz-Zünûn Zeyli); c ![]() ![]() 21) Esmâ-ül-Müellifîn; c ![]() ![]() 22) Mevdû'ât-ül-Ulûm; c ![]() ![]() 23) Kâmûs-ul-A'lâm; c ![]() ![]() 24) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 25) Rehber Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 26) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c ![]() ![]() 27) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|