Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bahrak, bin, muhammed, ömer

Bahrak (Muhammed Bin Ömer)

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bahrak (Muhammed Bin Ömer)




BAHRAK (Muhammed bin Ömer)

Hindistan'da yetişen velîlerin büyüklerinden ve Şâfiî mezhebi fıkıh âlimi Hadîs, nahiv, sarf ve tıb ilimlerinde büyük âlim idi İsmi, Muhammed olup, babasının ismi Ömer'dir Bahrak adıyla meşhûr olup, lakabı Cemâleddîn'dir 1465 (H869) senesi Mart ayında Hadramût'ta doğdu 1524 (H930) senesinde, Hindistân'da vefât etti

Bahrak, Hadramût'ta büyüdü Önce Kur'ân-ı kerîmi ezberledi Daha sonra Hâvî kitabını, usûl ilminde Bermâvî'nin Manzûme'sini ve Elfiyet-ün-Nahv kitaplarının tamâmını ezberledi Zamânındaki Hadramût âlimlerinden de ilim tahsîl etti Buradan Aden şehrine gitti Büyük âlim Abdullah bin Ahmed Mahzem'in derslerine devâm etti Bu âlimden; fıkıh, usûl, Arab dili ve edebiyâtı ve diğer ilimleri öğrendi En fazla ilim öğrendiği zât bu âlimdir Abdullah bin Ahmed, Mahzem'den; İbn-i Mâlik'in Elfiye'sini, İbn-i Hişâm'ın Sîret'ini, El-Haviy-üs-Sagîr kitaplarının tamâmını okudu Bunların yanında, diğer aklî ve naklî ilimlerin hepsini okudu Fakîh Sâlih Muhammed bin Ahmed Ebâ Fadl'dan da ilim tahsîl etti

Daha sonra Zebîd şehrine gitti Buranın âlimlerinden de ilim öğrendiZeynüddîn Muhammed bin Abdüllatîf Şercî'den hadîs ilmini, Fakîh Cemâleddîn Muhammed bin Ebî Bekr Sâig'den usûl ilmini öğrendi Bu âlimden; tefsîr, hadîs ve nahiv ilmi de öğrendi Ebû Zur'a'nın, Behcet-ül-Verdiyye kitabını da okudu Seyyid Şerîf Hüseyin bin Abdürrahmân Ehdel'den ilim tahsîl etti Zebîd'de tasavvuf yoluna girip, Şeyh Ebû Bekr Ayderûs ile sohbetlerde bulundu Ebû Bekr Ayderûs'un sohbetlerinden çok istifâde etti 1488 (H894) senesinde hacca gidince, Hâfız Şemseddîn Sehâvî'den hadîs-i şerîf öğrendi

Erba'înden çıkışını kendisi şöyle anlatır: "Zebîd'de erbaîn'e girmiştim (Erba'în; tasavvuf yolunda bulunanların 40 gün müddetle yalnız olarak bir yere kapanıp, ibâdet ve riyâzet ile meşgûl olmaları) Kırk günü tamamlamadan, bütün âzâlarımın Allahü teâlâyı zikrettiğini işitiyordum"

Hadramût'ta yetişen âlimlerin en büyüklerindendi Nesir ve nazımda çok kâbiliyetli idi İlim öğrenmek ve İslâmiyetin emirlerini yerine getirmek için çok gayret gösterirdi Ömrünü, ilim öğretmek ve kitap yazmakla geçirdi Zamânının süsü ve insanların doğru yolu bulması için Allahü teâlânın onlara bir lütfu idi Çok güzel ve tesirli konuşurdu Çok cömert olup, îsâr sâhibi idi Kendisinin muhtâc olduğu bir şeyi, başka ihtiyaç sâhiplerine verirdi Hayır sâhiplerini çok sever, kendisi de çok hayır ve hasenât işlerdi Merhametli ve fazîlet sâhibi olup, Allahü teâlâya yönelmiş idi Hadramût'un deniz sâhilindeki Şahr şehrinde kâdılık vazîfesinde bulundu Verdiği hükümlerde hakkı ve adâleti gözetir, doğru yoldan ayrılmazdı Kâdılığı herkes tarafından beğenilirdi Sonradan kendi kendine kâdılıktan ayrıldı ve Aden şehrine gitti Burada herkes tarafından çok iyi karşılandı Aden emîri Mercân da ona çok hürmet etti ve alâka gösterdi Emîr Mercân vefât edince, Hindistan'a gitti Hind Sultanı Muzaffer, MuhammedBahrak'a çok ilgi gösterdi ve hürmet ettiTasavvufta da yüksek derecelere erişmişti

Bir gün Hindistan'da bir vezîrin meclisinde idi O mecliste bir Hind sihirbâzı vardı Kendi dîninin üstünlüğünü göstermek ve orada bulunanların îmânlarını sarsmak için sihirbâzlığını göstermeye kalktı Oturduğu yerden yükselip, havada bağdaş kurup oturdu Bu hareketi karşısında herkes hayretler içinde kaldı Muhammed Bahrak bu duruma çok üzüldü Hemen Peygamber efendimizin rûhâniyetinden yardım istedi Orada bulunan maymuna, sihirbazı îmâ etti Maymun, bu işâret üzerine yerinden fırlayıp, sihirbaza vurmaya başladı Onu havadan yere indirinceye kadar vurdu Sihirbazın sihiri bozulup, rezîl oldu Mecliste bulunanlar, bunu apaçık gördüler Muhammed Bahrak'ın kerâmeti olduğunu anladılar, sihirbâzın sihrine kanmaktan kurtuldular

Muhammed Bahrak, hadîs, tasavvuf, sarf, nahiv, hesâb, tıp, edebiyât, astronomi ve diğer ilimlerde çok kitap yazdı

Yazdığı kıymetli eserlerden bâzıları şunlardır: 1) Esrâr-un-Nebeviyye fî Muhtasarı Ezkâr-ın-Nevevî, 2) Tecrîd-ül-Mekâsıd anil-Esânîd veş-Şevâhid, 3) Tuhfet- ül-Ahbâb, 4) Tertîb-üs-Sülûk ilâ Melik-il-Mülûk, 5) El-Hadîkat-ül-Enîka fî şerh-ıl-Urvet-il-Vüskâ, 6) El-Hüsâm-ül-Meslûl alâ Munkıdı Eshâb-ir-Resûl, 7) Hilyet-ül-Benât vel-Benîn fîmâ Yahtâcü ileyhi min Emr-id-dîn, 8) El-Havâş-il-Müfîde alâ Ebyâtı Yâfi'î, 9) Zehîret-ül-İhvân min Kitâb-il-İstignâi bil-Kur'ân, 10) Ikd-üs-Semîn fî Ibtâl-il-Kavli bit-Takbîh vet-Tahsîn, 11) Ikd-üd-Dürer fil-Îmâni bil-Kadâi vel-Kader, 12) Akîdet-üş-Şâfiiyye fî Şerhil Kasîdet-ül-Yâfi'iyye, 13) Feth-ul-Ekfâl ve Dürûb-ül-Emsâl fî Şerhi Lâmiyyet- il-Ef'âl, 14) Müt'at-ül-Esmâ' bi Ahkâm-is-Simâ', 15) Mevâcib-ül-Kudüs fî Menâkibi İbn-i Ayderûs, 16) Tebşîrât-ül-Hadrat-iş-Şâhiyyet-il-Ahmediyye bi- Sîret-il-Hadrat-in-Nebeviyyet-il-Ahmediyye, 17) Risâletün fil-Hisâb, 18) Risâletün fit-Tıb, 19) Manzûmetün fit-Tıb, 20) El-Urvet-ül-Vüskâ fil-Cem'i Beyn-eş-Şerî'a vel-Hakîka: Uzunca bir kasîdedir

1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c1, s89
2) El-A'lâm; c6, s315
3) Şezerât-üz-Zeheb; c2, s176
4) En-Nûr-üs-Safir; s133, 134
5) Esmâ-ül-Müellifîn; c2, s230
6) Keşf-üz-Zünûn; s1536, 1538, 1843
7) Ed-Dav-ül-Lâmi; c8, s253
8) Brockelmann, Sup-2, s554
9) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c13, s34

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.