![]() |
Muhammed Bâkî-Billah |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Muhammed Bâkî-BillahMUHAMMED BÂKÎ-BİLLAH Evliyânın büyüklerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah'ın büyüklük hâli daha çocukluk zamanlarında simâsından belli olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zâhirî ilimleri öğrenip bitirmeden tasavvufa yönelip, bâtınî ilimleri öğrenmek için, bu yolun büyük âlimlerinin sohbetlerine ve derslerine gitti ![]() ![]() Hâce Muhammed Bâkî-billah, aklî ilimleri bırakıp, tasavvufa yöneldiği ilk zamanlarda, büyük zâtlardan birinin huzûruna gitmişti ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah'ın zâhirî ilimlerde hocası olanMevlânâ Sâdık-ı Hulvânî'nin talebelerinden fazîletli bir zât, Muhammed Hâşimî Keşmî'ye şöyle anlatmıştır: Hâce Muhammed Bâkî-billah, zâhirî ilmi bırakıp tasavvufa rağbet ettiğini işittiğimizde, hep birden; "Bu gençte öyle bir fıtrat ve öyle bir himmet, gayret gördük ki, imkânı yok bir işe başlasın da onu bitirmesin ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah'ın, zâhirî ilimleri tahsîl ettiği gençlik yıllarında,Nakşibendiyye yoluna karşı büyük bir muhabbeti vardı ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonra tekrar Hindistan'a gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah hazretleri şöyle anlatmıştır ![]() ![]() ![]() "Bir köyde bir meczûb vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah, sâlihleri ve meczûbları aramakta çok gayret gösterir, birçok memleketi dolaşır ve temiz kalblileri bulur, onlardan nasîbini alırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonra bir müddet daha dolaştım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah hazretleri, Mâverâünnehr şehirlerinden birine giderken, Mevlânâ Hâcegî İmkenegî hazretleri; "Ey oğul, senin yolunu gözlüyordum!" buyurmasıyla, onun huzûruna kavuşup, çok yardım ve ihsânlar gördü ![]() ![]() ![]() Hacegî İmkenegî hazretleri, MuhammedBâkî-billah'ı kısa zamanda tasavvufta yetiştirip, yüksek derecelere kavuşturduktan sonra ona şöyle buyurdu: "Sizin işiniz, Allahü teâlânın yardımı ve bu yolun büyüklerinin rûhlarının terbiyesi ile tamam oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hâcegî İmkenegî hazretlerinin, Muhammed Bâkî-billah'a hilâfet ve tam bir icâzet verip, Hindistan'a gönderdiğini duyan talebelerinden bâzıları gayrete gelip, aralarında bir huzursuzluk hâsıl oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah hazretleri hocasının emriyle Hindistan'a gidip, bir sene Lâhor'da kaldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Muhammed Bâkî-Billah |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Muhammed Bâkî-BillahMuhammed Bâkî-billah'ın annesi, evinde kendisine hizmet eden kadın hizmetçileri olduğu hâlde, dergâhın hizmetini kendisi görürdü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah hazretleri, dâimâ hâllerini gizlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ramazân-ı şerîf ayında bir gece, İmâm-ı Rabbânî hazretleri, hizmetçilerinden birisi ile yüksek üstâdına yoğurt göndermişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mîr Muhammed Nûmân buyurdu ki: Bir gün kızımı hocamın huzûruna gönderdim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beyt: Saçlarından bir tel beni mest eder, Hattâ çok söyledim, kokusu yeter ![]() Muhammed Bâkî-billah'ın kalplere teveccüh ederek, kalpleri, Allah, Allah diye zikrettirmesi inâyeti umûmî idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah hazretlerinin şefkati ve merhameti o kadar çoktu ki, bir defâsındaLâhor şehrinde kıtlık vâki olup, yaşamak güçleşmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şefkati ve acıması da çoktu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Delhi şehrindeki fazîletli zâtlardan biri, evliyâlık hâllerinin hâsıl olması için ne yapmak lâzımsa hepsini göze almıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üç dört yaşlarında küçük bir çocuk, Kale'nin on beş yirmi metre yüksekliğindeki duvarından, zemini taş olan yere düşmüş ve kulaklarından kan gelip nefesi kesilmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Doğruluktan ve mürüvvetten uzak bir asker, Muhammed Bâkî-billah'ın komşularından birine eziyet ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah hazretleri çok tevâzu gösterir ve inkisar, kırıklık içinde hâllerini hep kusurlu görürdü ![]() ![]() ![]() Emr-i mârûf ve nehy-i münker yapıp, iyilikleri bildirip, kötülüklerden sakındırırken, şiddet ve sertlik göstermezdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Hâşim-i Keşmî şöyle anlatmıştır: Bir gün câmilerden birinin yanında talebelere ayrılmış bir odada oturuyordum ![]() ![]() ![]() ![]() Hâce Kutbüddîn hazretlerinin mübârek mezârlarının başındaydım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Muhammed Bâkî-Billah |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Muhammed Bâkî-BillahMuhammed Bâkî-billah hazretlerinin zamânında kendisini seven vâliler kendisi ve fakirlere dağıtması için, altın ve gümüş paralar gönderirlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hân-ı Hânân ismiyle meşhûr Abdürrahîm Hân onu sevenlerden olup, tam bir muhabbetle bağlıydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Giymede, yemede, oturmada hiçbir şeye özenmez ve heves etmezdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bedenen zayıf olup, dâimâ abdestli olmaya, daha çok ibâdet ve tâat yapmaya uğraşırdı ![]() ![]() ![]() Yemek yemede ihtiyâtı o kadar çoktu ki, bir hediye gelse, onu; "Biz hediyeyi geri çevirmeyiz" hadîs-i şerîfine göre geri çevirmez, ama husûsî işlerine de sarf etmezdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün hâl ve keşf sâhibi dostlarından biri gelip; "Hâlimde bir bağlanma, bir kapanma, kalbimde bir karartı görüyorum ve hissediyorum, ne kabahat işlediğimi bilemiyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yemek husûsundaki bu ihtiyâtı, onların mübârek yollarının ve hâllerinin letâfet ve temizliği sebebiyleydi ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün dervişlerden birinin bir yorgana ihtiyâcı oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün, azîzlerden biri, onun muhlis talebelerinden birine, arzu ve istek dolu bir mektup gönderdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Hâşim-i Keşmî, Şeyh Tâceddîn'den şöyle nakletmiştir: Birgün Muhammed Bâkî-billah hazretleri, nehre doğru gidiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beyt: Ne taleb dile gelir, ne matlûb anlatılır, Ne onun bir benzeri, ne bunun misli vardır ![]() Muhammed Bâkî-billah hazretleri, tasavvuf hâlleri içinde kendinden geçmiş bir durumda olmasına rağmen, iki sene talebelerini yetiştirmekle meşgûl oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah hazretlerini kim görse; "Yeryüzünde yürüyen bir meyyite kim bakmak isterse, Ebû Kuhâfe'nin oğluna, yâni Ebû Bekr-i Sıddîk'a baksın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir zât şöyle anlatmıştır: "Bir gün, gelip namaza yetiştim ve Muhammed Bâkî-billah'ın da bulunduğu cemâate dâhil oldum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bu heybetiyle berâber, ızdırabının coşması ve şöhretten kaçarak kendini halkın gözünden düşürmek arzusu ile, yalnız başına sokaklarda ve pazarda dolaşır ve bir duvarın gölgesinde toprağın üstünde otururdu ![]() ![]() Eğer talebelerinden birinin bir edebi terk ettiğini bilse, zâhirde kızmaz, dile almaz ama yakın oldukları hâlde, bâtınlarını ondan çekerler, ayırırlardı ![]() ![]() ![]() Mertebesinin yüksekliğine en büyük delîl şudur: İki üç sene irşâd makâmında kaldı ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah hazretleri, insanların olgunluk yaşı olup, mânevî kemâllerin de yaşı olan kırk yaşına gelince, bu sıkıntılarla dolu cihânın darlığından kurtulmak istedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beyt: Ben tenden kurtulurum, o hayâlden kurtulur, Gideyim, kavuşmanın sonu böyle bulunur ![]() Vefâtı yaklaştığı son günlerde hanımına; "Ben kırk yaşına gelince, büyük bir hâdise önüme gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kendi keşflerini, bir rüyâ görmüş gibi anlatmaları âdeti olduğundan, "Evliyâullahtan birine, bu yakınlarda Nakşibendî silsilesinin büyüklerinden biri âhirete intikâl edecektir ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün kendisi için; "Bana şöyle bildirdiler ki; Senin dünyâya gelmekten maksadın, tamam oldu ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah hazretleri 1603 (H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu günlerde sefere çıkmak isteyen muhlis talebelerinden birine de; "Birkaç gün bir yere gitmeyiniz, son günlerimi yaşıyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Muhammed Bâkî-Billah |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Muhammed Bâkî-BillahVefâtından sonra, en sâdık talebeleri, karar verdikleri bir yere mezârlarını kazdılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beyt: Magfiret nûru parlasın, mezârında mum yerine, Kapına gelenin kalbi gark olsun nûr denizine ![]() Fazîletli zâtlar ve ârifler vefât târihi için mersiyeler yazdılar ![]() ![]() Bir zât ki mahbûbu ile bâki oldu, Ve sıfatlarından hep fâni oldu ![]() Hâlıkına âşık, tam bir aşk ile, Mahlûkâta çok merhametli oldu ![]() Onun vasl senesi susuz dilime, Bak ne güzel "Bahr-i ma'rifet" oldu ![]() Mîr Muhammed Nûmân şöyle anlatmıştır: "Horasanlı bir genci, Akra'da hastahânede hasta yatar gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah'ın eserleri şunlardır: 1) Külliyât-ı Bâkî-billah: Bir kitapta toplanmıştır ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah hazretlerinin mektuplarından kırk bir tânesi, Zübdet-ül-Makâmât kitabında ayrı bir bölüm olarak yazılmıştır ![]() 6'ncı Mektup (Bu mektup, Şeyh Tâceddîn'e gönderilmiştir ![]() "Devamlı abdestli bulunmak, helâl yemek yemeye dikkat etmek, bütün günahlardan, gıybetten, söz taşıyıcılıktan, mümini aşağılamaktan, müslümana düşman olmaktan, kin tutmaktan, eli altında olanlara kızmaktan ve sert davranmaktan sakınmak lâzımdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Bâkî-billah hazretleri buyurdular ki: "Kalbinde mârifet-i ilâhî isteği olmayanla sohbet etme, arkadaşlırk yapma ![]() ![]() "Câhil tarîkatçılarla berâber bulunmaktan sakınınız ![]() "Mârifetin kısım ve mertebeleri çoktur ![]() ![]() "Oruç tutmak, Allahü teâlânın sıfatıyla sıfatlanmaktır ![]() ![]() "Bu yolun büyükleri son derece gayretli ve nâziktirler ![]() ![]() "Rızâ sâhiblerine, belâlar musîbet değildir ![]() ![]() ![]() "Resûlullah'a tâbi olmak, Ehl-i sünnet vel-cemâat îtikâdında bulunmak ve bu büyüklerin nisbetini (bağlılık ve muhabbetlerini) kalbinde saklamak, dünyânın her nîmetinden iyidir ![]() "Sâdıklar ve hakîkate erenler sözbirliği ile diyoruz ki: "Sırât-ı müstakîm, yâni şaşmayan doğru yol, Ehl-i sünnet vel-cemâatin yoludur ![]() "Müslümanlık; yapmak, yaşamak, ahkâm-ı ilâhîyeyi yerine getirmek demektir ![]() "Sözün özü şudur ki: Gönül dostla olmalı, beden de işte bulunmalıdır ![]() "Sakın helâl ve haramdan her bulduğunu korkusuzca yiyenlerden olma!" "Haram ve şüpheli bir lokma yememek için, çok gayret ve dikkat etmelidir ![]() "Ümîd ipinin ucunu hiçbir zaman elden bırakmamalıdır ![]() ANA DUÂSI Yine ilk günlerine temasla şöyle anlatmıştır: "O günlerde muhterem annem; kararsızlığımın, kudretsizliğimin ve zayıflığımın çokluğunu görünce, kırık ve mahzûn bir kalb ile ihtiyâç ve acz içinde ağlayarak Allahü teâlâya yalvarıp, şöyle duâ etti: "Ey benim ve seni istemekte her şeyden vaz geçmiş ve gençliğin lezzet ve arzularından el çekmiş olan oğlumun Rabbî! Ya onu maksadına kavuştur veya beni daha yaşatma ki, oğlumun maksadına kavuşmamasına ve elemine dayanamıyorum ![]() ![]() ![]() ![]() BEN DEĞİLİM Horasanlı bir genç, bir müddet, Hâce Kutbüddîn-i Bahtiyârî Üveysî'nin feyz ve nûr saçan mezârına gider ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() SEN ÖYLE SANIRSIN Muhammed Bâkî-billah'ın komşularından bir genç içki içer ve her çeşit kötülüğü yapardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ANA DUÂSI Muhammed Bâkî-billâh, kerâmet hazînesi, Velîler zincirinin, yirmi sekizincisi, İmâm-ı Rabbânî’yi, yetiştiren büyük zât, Kırk yaşına gelince, eyledi Hakk’a vuslat ![]() Çocuk yaşta başladı, din ilmini tahsîle, Zâhirî ilimleri, öğrendi tamâmiyle ![]() Tasavvufa girmeye, pek çoktu muhabbeti, Herkesi şaşırtırdı, bu yoldaki gayreti ![]() Feyz alacak bir velî, bir büyük arıyordu, Her nerede işitse, o yere varıyordu ![]() Öyle çok arardı ki, böyle kâmil bir zâtı, Yetmezdi fazlasına, bir insanın tâkatı ![]() Hattâ Lâhor şehrinin, killi olup toprağı, Çok çamurlu olurdu, yollarıyla sokağı ![]() Bu çamurlu yollarda, bir miktar yol yürümek, Çok meşakkatli olup, insanı yorardı pek ![]() Lâkin o, hiç aldırış, etmezdi zerre bile, Bir gönül sâhibini, arıyordu şevk ile ![]() Bir üstad bulmak için, çırpınıp duruyordu ![]() Annesi bu hâline, hiç dayanamıyordu ![]() Gece yarılarında çıkarak sahralara, Oğluna duâ için, yalvarırdı Allaha: “Yâ Rabbî, evlâdımın, murâdı neyse şâyet, Sevdiğin kullarının, hürmetine ihsân et! Ya kavuştur oğlumu, ne ise, murâdına, Ya beni yaşatma ki, tâkatim yoktur buna ![]() Böyle duâ ederdi, göz yaşları dökerek, Dergâhta her hizmeti, o yapardı severek ![]() Hem dahî birden fazla, hizmetçiler var iken, O yapardı her işi, yaşlı hâline rağmen ![]() Tâze pişen ekmeği, verip talebelere, Kendisi kuru ekmek yer idi pek çok kere ![]() Zevk ile yapıyordu, bilumum hizmetleri, Bir hasır üzerinde, yatıyordu ekseri ![]() Oğlu bunu görerek, çok acıdı hâline, Yemek yapma işini, verdi başka birine ![]() Ve lâkin vâlidesi, öğrendi bu haberi, Çok üzülüp ağladı, fazlalaştı kederi ![]() Dedi: “Ne kabahatim, oldu ki, bilmiyorum, Bu kıymetli hizmetten, mahrum ediliyorum ![]() Ömrümün sonlarında, şu mübârek dergâha, Hem dahî fazîletli, oğlum Bâkî-billâh’a, Hizmet etmekten gayri, yok idi bir sermâyem, Bu idi bu dünyâda, yaşamaktan tek gâyem ![]() Âhirette kurtuluş, ümîdim bu hizmeti, Ne yazık ki, kaçırdım, elimden o da gitti ![]() O, böyle söyleyerek, ağlardı kederinden, Lâkin söyleyemezdi, oğluna, edebinden ![]() Onun bu üzüntülü, hâlini öğrendiler, Gelip Bâkî-billâh’a, bunu haber verdiler: “Efendim olsun şundan, mâlûmatı âlîniz, Hizmetten oldum diye, çok ağlıyor anneniz ![]() Buyurdu ki: “Ben ona, merhamet ettiğimden, Yemek hizmetlerini, almış idim kendinden, Mâdemki üzülüyor, hizmetin gittiğine, Eski hizmetlerini, verin yine kendine ![]() Vâlidesi sevinip, şükreyledi Allah'a, Ve teşekkür eyledi, oğlu Bâkî-billâh’a, Ganîmet biliyordu, o yaşta bu hizmeti, Kuvveti az olsa da, pek fazlaydı gayreti ![]() İlâhî, bu anneyle, oğlunun hürmetine, Dâhil et bizleri de, Cennet ve cemâline ![]() HAKÎKÎ TEVEKKÜL Muhammed Bâkî-billah hazretleri buyurdu ki: "Tevekkül, sebebe yapışmayıp, tembel oturmak değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Mektûbât-ı İmâm-ıRabbânî 2) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49 ![]() ![]() 3) Mebde' ve Me'âd Risâlesi; s ![]() 4) Mükâşefât-ı Gaybiyye; s ![]() 5) Eshâb-ı Kirâm; (6 ![]() ![]() 6) Zübdet-ül-Makâmât; s ![]() 7) Umdet-ül-Makâmât; s ![]() 8) Hadarât-ül-Kuds; s ![]() 9) Hadâik-ül-Verdiyye; s ![]() 10) İrgâm-ül-Merîd; s ![]() 11) Behçet-üs-Seniyye; s ![]() 12) Hadîkat-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 13) Külliyât-ı Bâkî-billah 14) İrfâniyyât-ı Bâkî; s ![]() 15) Hulâsât-ül-Eser; c ![]() ![]() 16) Rehber Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 17) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|