Prof. Dr. Sinsi
|
Ka'b-Ül-Ahbâr
KA'B-ÜL-AHBÂR
Tâbiînin tanınmışlarından Evliyânın büyüklerinden Rivâyeti çok olan bir zâttır Müslüman olmadan önce, yahûdî âlimlerinin büyüklerindendi Künyesi Ebû İshak'tır Resûlullah'ın zamânına yetişti Ancak bu sırada müslüman olma nîmetine kavuşamadı Bir rivâyete göre, İslâmiyetle şereflenmek üzere, Resûlullah'ın huzûruna çıkmak için hazırlanmıştı Fakat Resûlullah'ın vefâtını ve bâzı Arapların irtidâdını (dinden çıkışlarını) duyunca geri döndü
Hazret-i Ömer zamânında müslüman olduğu söylenir Yemen'de doğdu Hazret-i Ömer'in hilâfeti zamânında Medîne-i münevvereye geldi Humus'ta yerleşti Burada hazret-i Osman zamânında 652 (H 32) târihinde vefât etti Vefâtı hakkında başka târihler de söylenmiştir
Ka'b-ül-Ahbâr buyurur ki: "Allahü teâlâ, mümin kulunu sevdiği zaman, Cennet'te onun derecesini yükseltmek için, dünyâyı ondan uzaklaştırır Kâfir kuluna gazab ettiği zaman, onu dünyâda rahat kılıp, sevindirir Böylece onu Cehennem'in aşağı derecelerine düşürür "
"Kim zenginlere ve mal sâhiplerine boyun eğerse, dîni de boyun eğer, böylece dînine zarar gelir "
"Dünyâdan ancak Allahü teâlânın takdir ettiği kadar ele geçer Ancak kulun sebeplere yapışıp, çalışması gerekir Böyle yaparsa, emre uymuş olur "
"Allahü teâlânın korkusundan gözyaşı döken kimseyi Cehennem ateşi yakmaz "
"Allahü teâlâya yemîn ederim ki, Allahü teâlânın korkusundan gözyaşlarımın yanaklarıma akmasını, altından bir dağı sadaka olarak vermekten, daha çok severim "
"Evlerinizi Allahü teâlâyı anmak sûretiyle nûrlandırınız Evlerinizi onda namaz kılarak nasiplendiriniz Allahü teâlâya yemin ederim ki, böyle yapanlar gök ehli arasında tanınırlar Gök ehli; "Falan oğlu falan, evini, Allahü teâlâyı anarak süslüyor " derler "
"Sükût iyi bir huydur Çünkü, verâ (şüphelilerden kaçınma) ve günahların azlığına güzel bir vesîle (çâre, yol)dir "
"Allahü teâlâ, yersiz güleni, bir ideâli, maksadı olmadan yola çıkanı sevmez "
"Hikmetli söz, müslümanın kaybolmuş malı gibidir "
"İdârecinin iyi olmasıyla halk da iyi, kötü olmasıyla, onlar da kötü olurlar "
"Allahü teâlâya yemîn ederim ki, sizden biri doğuda, Cehennem ateşi de batıda olsa, sonra Cehennem ona gösterilse, ateşinin sıcaklığına aslâ dayanamazdı Ey insanlar! Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmak daha kolaydır Bu yüzden Allahü teâlâya itâat ediniz Bu ateşe düşmeyiniz Çünkü dayanamazsınız "
"Cehennem'de dört köprü vardır: Birincisinde, akrabâsı ile münâsebeti kesenler, ikincisinde, üzerinde borç bulunanlar, üçüncüsünde taşkınlık ve azgınlık yapanlar, dördüncüsünde, zulüm edenler oturur "
"Kim, âhiret şerefine kavuşmak isterse, Allahü teâlânın büyüklüğünü ve kudretini tefekkür etsin (düşünsün) Böyle yaparsa âlim olur Günlük rızkına râzı olursa başkasına ihtiyaç duymaz Hatâlarını hatırlayıp, düşündüğü zaman, çok ağlasın, Cehennem denizlerini söndürür "
"Âlim mümin, şeytana karşı daha sert ve güçlüdür "
"Câhil kimseler, ilimle birbirlerine karşı öğünürler Onların ilimden nasibi sâdece övünmeleridir "
"Allahü teâlâya yemin ederim ki, su kiri giderdiği gibi, beş vakit namaz da günâhları giderir "
"Ne mutlu evlerini mescid yapanlara Mescidler, takvâ sâhiplerinin (haramlardan, günâhlardan sakınanların) evleridir Allahü teâlâ, namazını, orucunu ve zekâtını gizleyen kulları ile, meleklerine övünür "
"Eğer sizden biriniz, iki rekat nâfile namazın sevâbını bilseydi, onu dağlardan daha büyük görürdü Farz namazlara gelince, artık onun sevâbını ifâde etmek (açıklamak) mümkün değildir "
"Ölümü gerçekten tanımış bir kimseye, dünyâ belâ ve musîbetleri, dert ve sıkıntıları çok hafif gelir "
"Cennet'te ağlayan bir adam bulunur Ona, niçin ağlıyorsun denir O şöyle cevap verir: Ben Allahü teâlânın yolunda öldürüldüm Şehîdlik o kadar güzel ki, tekrar dünyâya döndürülüp, üç defâ daha şehîd olmayı arzu ediyorum Fakat daha fazla şehîd olamadığım için ağlıyorum "
"Âhir zamanda öyle âlimler gelecek ki, herkesi zühde (şüphelilere düşmek korkusuyla mübahların çoğunu terk etmek) dâvet edecekler Fakat kendileri zühdden uzak olacaklar, insanları korkutacaklar, fakat kendilerinde korkudan hiçbir iz bulunmayacak; insanların, makam mevki sâhiplerinden uzak kalmalarını isteyecekler, fakat kendileri onlardan ayrılmayacaklar; sözleri ile dünyâyı kötüleyecekler, fakat zenginlere yaklaşacaklar, yoksul ve fakirlerden uzak kalacaklar Kadınların erkeklere karşı gelmesi gibi, bildiklerine aykırı hareket edecekler, yakınlarını başkalarının yanında görseler, darılacaklardır Böyle âlimler, kötü ve Allahü teâlânın sevmediği âlimlerdir "
"Kuşlar ve yerde bulunan haşereler, Cumâ günü buluşurlar, birbirlerine selâm vererek bugün iyi gündür derler "
"Uyuyacağın zaman sağ tarafa ve kıbleye dönmüş olarak yatılır Çünkü, uyku bir çeşit ölümdür "
"İlim meclisinde bulunmanın sevâbı çoktur İnsanlar buralarda bulunmanın değerini bilmiyorlar Eğer böyle toplantılardaki sevâbı bilmiş olsalardı, oraya girmek için birbirlerini öldürmeye kalkışırlardı Herkes işini gücünü bırakıp oraya koşardı "
"Şöyle duydum: Sâlih insan kabre konur Namaz, oruç, hac ve zekât gibi amelleri etrâfını sarar Azab melekleri geldiğinde karşılarına namaz çıkar Onlara; "Bu şahıs, ayakları ile Allahü teâlânın huzûrunda durdu, namaz kıldı Buna azab edemezsiniz " Sonra baş tarafından gelirler, bu defâ oruç karşılarına çıkar; "Bu baş, Allah için oruç tuttu, burada azâb edemezsiniz " der Vücudun diğer kısımlarına gittiklerinde, hac ve cihâd gibi ibâdetler karşılarına çıkarlar Ellerine geldiklerinde eller; "Allahü teâlânın rızâsı için bu eller sadaka vermiştir Onun için azâb edemezsiniz " derler Bütün bu durum karşısında azâb melekleri; "Mâdem ki dünyâda sâlih ve temiz bir kişi olarak yaşadın, güzel bir şekilde öldün, burada müsterih ol, rahat yat " derler Sonra rahmet melekleri gelir Cennet'ten ışık, yatak ve giyecek getirirler Kabrini gözün görebildiği kadar genişletirler Kabrini aydınlatırlar Kıyâmete kadar kabri aydınlık kalır "
"Hanımının eziyet ve sıkıntı vermesine sabreden kimseye, Allahü teâlâ, Eyyûb aleyhisselâma verilen sevaptan verir "
"İnsanlardan gelen sıkıntılara sabretmeyen, onlara karşılık vermeyi terk etmeyen kimse sabırlı sayılmaz "
1) Makâlât-ı Kevserî; s 36
2) El-A'lâm; c 5, s 228
3) Tezkiret-ül-Huffâz; c 1, s 49
4) Hilyet-ül-Evliyâ; c 5, s 264, c 6, s 3
5) El-İsâbe; c 3, s 315
6) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49 Baskı) s 1099
7) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c 1, s 355
|