Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ayaz, gaznevî, mahmûdi

Mahmud-İ Gaznevî Ve Ayaz

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mahmud-İ Gaznevî Ve Ayaz




Güven ve Doğruluk

İsmail PALAKOĞLU




“Güven”, bir kimseden beklediğimiz vasıfların, o kimsede mevcut olduğunu görmektir Bu duyguyu günlük hayatımızda “itimat etme” olarak da kullanırız “Ben ona itimat ettim, o bana itimat etti” gibi Yâni, “birbirimizdeki vasıfları, karakterlerimizi güvenmeye lâyık bulduk” demek isteriz

Güven Duygusu

İnsanın diğer bir insana veya insanlara güveni, onların kendilerini insan yapan evrensel değerlere sahip olup olmamalarıyla ölçülür Nedir bu evrensel değerler?

Bunlar, insanlık tarihiyle beraber gelen doğruluk, çalışkanlık, fazilet, namusluluk; gayrın malına-ırzına tecâvüz etmemek; vatanını sevmek ve insanlara karşı hoşgörü sahibi olmak gibi insanlığın temel vasıflarıdır1

Bir arkadaş anlatıyor: “Bir ziyaretimizde Devlethanedeydik Salon çok kalabalıktı Bir ara eski milletvekili olan Darendeli Kâmil Sürenkök geldi Osman Hulûsi Efendi bana ‘Kâmil Beye bir sandalye getir,’ dedi Ben de içerden bir sandalye getirdim Osman Hulûsi Efendi’nin karşısına oturdu Kâmil Bey, Osman Hulûsi Efendi’ye hitaben: ‘Efendim sizlerle iftihar ediyoruz Memleketimizin medar-ı iftiharısınız Sonra siz nereye gitseniz, şu hizmet var deseniz, herkes çıkarıp nesi varsa veriyor Bu para nereye harcanacak diye düşünmüyorlar Çünkü siz milletin itimadını (güvenini) kazanmışsınız Bir hizmet için ben gitsem de hemşerilerime desem ki, şu hizmet için beş milyon lira lazım desem, acaba bu parayı nerede yiyecek diye bana güvenip de vermezler Fakat siz herkesin itimadını kazanmışsınız Biliyorlar ki verdikleri, yerli yerince sarf ediliyor, kuruşları israf olmuyor’ dedi Osman Hulûsi Efendi bunun üzerine; ‘Kâmil Bey, insan karşı tarafı zanna düşürecek bir harekette bulunmamalıdır,’ diye buyurdular2

Osman Hulûsi Efendi, insanların güvenini kazanmış, yaptığı her işte muameleye dikkat etmiştir
Şimdi de aynı güven artarak devam etmekte, her hizmet yerli yerince yapılmaktadır

Güvenilir insanların en önemli meziyetlerinden biri de söz tutmalarıdır
Büyük insanların civarında bulunan kimselerin emirleri yerine getirmek hususunda hiç tereddüt etmemesi gerektiğini Osman Hulûsi Efendi bir sohbetlerinde unutulmaz bir örnekle şöyle anlatırlar:

“Ayaz, zamanın padişahı Mahmud-ı Gaznevî’nin veziri imiş Padişah, Ayaz’ı çok severmiş Diğer vezirler de onu kıskanırlarmış Padişah, bir gün vezirlerini toplamış, hazineden de en kıymetli mücevherini getirtmiş Vezirlerine bu mücevheri sırayla vererek: ‘Bu nedir, buna bir değer biçin’ demiş Vezirler de sırayla: ‘Efendim bu mücevher, dünyanın en kıymetli, eşyasıdır, bunun dünyada eşi benzeri yoktur’ diye değer biçmişler Padişah hepsine de, değerlendirmelerinden sonra: ‘Onu yere vur, kır’ diye emretmiş Fakat hiç biri de, kıramamış: ‘Aman padişahım böyle kıymetli, eşi benzeri olmayan bir mücevher kırılır mı?’ diyerek kıramamışlar Sıra Ayaz’a gelmiş, ona da: ‘Ayaz sen de bir değer biç bakalım’ diye emretmiş Ayaz da: ‘Padişahım arkadaşların da belirttiği gibi, bu mücevher dünyada eşi benzeri olmayan, çok kıymetli bir mücevherdir’ demiş Padişah ona da: ‘Ayaz onu yere vur kır’ der demez, Ayaz mücevheri yere çalmasıyla, mücevher parçalanmış Bütün vezirler içlerinden sevinerek, ‘Şimdi padişah Ayaz’ın kellesini alır’ demişler Padişah hemen: ‘Ne yaptın Ayaz, mücevheri parçaladın, böyle kıymetli bir mücevher, kırılır mı?’ demiş Ayaz da: ‘Evet padişahım, bu mücevher çok kıymetli idi, fakat sizin yere vur, kır demeniz var ya, bunun gibi binlerce mücevherden daha kıymetlidir Onun için kırdım, sizin emrinizden daha kıymetli, ne olabilir padişahım’ demiş Bunun üzerine padişah diğer vezirlere: ‘Görüyor musunuz bu Ayaz’ı niçin çok sevdiğimizi, şimdi anladınız mı?’ demiş Arkasından da bütün vezirlerin boynunun vurulmasını emretmiş Ayaz hemen padişahın eline sarılmış: ‘Aman padişahım bunları bağışla, eğer bağışlamayacaksan, önce benim boynumu vurdurun’ demiş Padişah vezirlere: ‘Bakın siz bu arkadaşınızı kıskandığınızdan onun ayağını kaydırmaya çalışıyordunuz, bu ise sizin affınızı istiyor’ demiş Sonra da onları Ayaz’a bağışlamış Oğul söz tutmak lazım, Uhut Savaşı’nda Resulullah (sas) Efendimiz okçulara tekrar tekrar: ‘Biz galip de olsak, mağlup da olsak, sizler yerlerinizi terketmeyeceksiniz’ diye emrettiği hâlde, savaşta sahabelerin üstünlük sağladığı bir sırada, okçulardan bazıları, ‘Bu iş bitti, biz de ganimetten istifade edelim’ diye yerlerinden ayrılınca, bazıları onları ikaz ettiler: ‘Arkadaşlar Resulullah (sas) bize ne emretti, etmeyin, yapmayın, biz yerimizi terk etmeyelim’ diye uyarmasına rağmen tepeden ayrıldılar Bunun üzerine müşrik orduları arkadan dolaşarak, sahabeyi kiramdan yetmiş kişinin şehit olmasına sebep oldu Oğul söz tutmak gerekir”3


Alıntı Yaparak Cevapla

Mahmud-İ Gaznevî Ve Ayaz

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mahmud-İ Gaznevî Ve Ayaz




Doğruluk ve Yemin


Doğruluk; insandaki cevheri, onun ruh güzelliğini ve iyi geçmişini ortaya çıkarır Aynı şekilde yalan da çirkin niyeti ve kötü geçmişi ortaya döker Doğruluk kurtuluştur Yalan ise helaktır Doğruluk, akl-ı selim insanlar ve fıtratı bozulmamış kimseler tarafından övülür ve sevilir Rasulullah Efendimiz (sas) de doğruluğa teşvik etmiştir
Allah doğruluğa yüce bir sevap, dünya ve ahirette büyük bir mükafat vadetmiştir Dünyada doğruluk, sahibini güzel diyaloglarla, Allah’ın sevmesi ve insanların sevmesi ile ödüllendirir Sözleri değerli olur ve kendisinden bir kötülük beklenmez İnsanlara kötülüğü dokunmaz Kendine ve başkalarına iyilik eder Yalancıların uğradıkları tehlikelerden ve kötülüklerden korunur Aklı ve kalbi mutmain olur Endişe ve korkuya kapılmaz
Doğruluğun ahiretteki karşılığı ise Allah Teâlâ’nın rızasıdır İçerisinde hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir aklın almadığı nimetlerin bulunduğu cennette, yüksek derecelerdir Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Allah şöyle buyuracaktır: Bu doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür Onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuşlardır İşte büyük kurtuluş ve kazanç budur”4
Ve yine şöyle buyurulur: “Kim Allah’a ve Resûl’e itaat ederse işte onlar; Allah’ın kendilerine nimetler verdiği peygamberler, sıddîklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdir Bunlar ne güzel arkadaştır”5
Peygamber Efendimiz (sas); “Kim Allah’a yemin ederse doğru söylesin, kime Allah adıyla yemin edilirse hoşnut olup kabul etsin Zira Allah’a (adına yapılan yemine) hoşnut olmayan Allah’a yakın bir kul olamaz”6 buyurmuştur
Osman Hulûsi Efendi bir bayram günü Devlethanede ziyaretçilerle otururken “Belediye Başkanı (filan) telefon etti, birkaç taziye vereceğimiz yerler var Oralara gidip geleceğiz Kemal sen misafirlerle alakadar ol Biz bir saate kadar geliriz” der Oğlu Kemal Efendi: “Efendim vallahi kapıyı kitlerim, o adamla gitmenize müsaade etmem Çünkü o, sizin yanınızda başka türlü konuşuyor, dışarıda başka türlü konuşuyor Onun için sizi onunla göndermem” der Kemal Efendi salondan dışarı çıkar Biraz sonra Belediye Başkanının geldiği haber verilir Osman Hulûsi Efendi ayağa kalkar ve orada bulunan arkadaşa: “Gel oğul, Kemal’im yemin etti, o kapıyı kitlesin, sen de kapıyı aç da gidelim Kemal’im doğru söylüyor Fakat bize gitmek düşer” diye buyururlar7
Bu hatıra yemine riayetin canlı bir örneğidir
Dipnotlar
1 Bolak, Ahmed Aydın, Hayâtın Öğrettikleri, İstanbul, 1988, s 37
2 SBAKM Arşivi, Röportajlar Dosyası, nr 9/95
3 SBAKM Arşivi, Röportajlar Dosyası, nr 9/237
4 Mâide, 119
5 Nisa, 69
6 er-Rûdânî, Büyük Hadis Külliyatı, İz Yay, İstanbul, ty, c II, s 218
7 SBAKM Arşivi, Röportajlar Dosyası, nr 9/32

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.