![]() |
Behlül-İ Dânâ |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Behlül-İ DânâBEHLÜL-İ DÂNÂ Meczûb ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Behlül-i Dânâ, zamânın büyüklerinin sohbetlerinde bulundu ![]() ![]() ![]() ![]() Oyun için yaratılmadık Behlül-i Dânâ bir gün Bağdât sokaklarından birinde giderken, oynayan çocuklar gördü ![]() ![]() "Ey çocuk niçin ağlıyorsun? Gel sana bir şeyler alayım da sen de arkadaşlarınla oyna ![]() ![]() Çocuk bakışlarını Behlül'e çevirdi ve; "Ey aklı az adam! Biz oyun için yaratılmadık ![]() ![]() Behlül bu söze şaştı ve çocuğa; "Ey oğlum! Peki niçin yaratıldık ![]() ![]() Çocuk; "Allahü teâlâyı bilmek ve O'na ibâdet etmek için ![]() ![]() Behlül hazretleri; "Peki bunun öyle olduğunu nereden biliyorsun?" diye sordu ![]() Çocuk, Mü'minûn sûresinin 115 ![]() ![]() Hazret-i Behlül tekrar; "Ey çocuk ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kendine geldiğinde çocuğa; "Ey oğlum! Senin günâhın yok ![]() ![]() ![]() Çocuk da; "Ey Behlül! Babamı ateş yakarken gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sözler üzerine Behlül-i Dânâ hazretleri tekrar ağladı ![]() ![]() ![]() ![]() Onlar; "Tanımadın mı?" dediler ![]() Behlül; "Hayır ![]() "Bu, hazret-i Hüseyin evlâdından seyyid bir çocuktur ![]() ![]() Behlül de; "Ancak böyle bir ağacın meyvesi bu kadar olgun olabilirdi ![]() ![]() Sayıya sığmaz Bir gün Behlül-i Dânâ'ya; "Basra'daki Hak âşıklarını sayar mısın?" dediler ![]() O; "Bunlar sayıya sığmaz ![]() ![]() ![]() ![]() Soranlar özür dileyip oradan ayrıldılar ![]() Sohbet Bir gün Behlül'ü kabristanda gördüler ![]() ![]() Kendisine; "Ey Behlül ne yapıyorsun?" diye sordular ![]() Onlara gâyet sâkin olarak; "Bana eziyet etmeyen, gıybetimi yapmayan insanlarla oturup sohbet ediyorum ![]() ![]() ![]() Ne Nasihat İstiyorsun? Bir gün devrin halîfesi Hârûn Reşîd ile karşılaştı ![]() Halîfe; "Seni gördüğüme çok sevindim ![]() ![]() ![]() Hazret-i Behlül güldü ve; "Benim böyle bir arzum yoktu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buğday tanesi bir dinar olsa Bir zaman Bağdât'ta fiyatlar çok yükselmişti ![]() ![]() "Ey Behlül! Müslümanların ve bütün insanların hattâ hayvanların rahatlaması için Allahü teâlâya duâ etmez misin?" dedi ![]() O şöyle cevap verdi: "Allahü teâlâya yemin ederim ki, ben bu işe karışmam ![]() ![]() ![]() Benim de Rabbimdir Abdullah bin Mihran anlatıyor: Hârûn Reşîd hacca gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey Hârûn!" diye seslendi ![]() Hârûn, perdeyi kaldırarak: "Buyur Behlül, ne istiyorsun?" dedi ![]() "Ey Müminlerin Emîri! Eymen bin Nâil, Kudame bin Abdülâmir'den bize şöyle haber verdi ve dedi ki: "Ben Resûl-i ekremi Arafat'tan dönüşte görmüştüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Behlül Dânâ yine; "Bağdât ve etrafını nûrlandırıp aydınlatacak hediyeler götürüyor musun?" dedi ![]() Halîfe; "Bu hediyeler nasıl olur?" deyince, Behlül hazretleri; "İnsanlara Allahü teâlânın sevgisini, O'ndan korkmayı, onlara örnek olacak şekilde hâl ve hareketler, onlar hakkında temiz ve güzel düşüncelere sâhib olmak en güzel hediyedir ![]() ![]() Bunu dinleyen Hârûn Reşîd ağlayarak; "Ey Behlül, biraz daha anlat!" dedi ![]() Behlül: "Memleketinin bir köşesinde bir mazlum zulme uğrasa, sen memleketin diğer köşesinde bile olsan, Allahü teâlâ bunun hesâbını senden soracak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halîfe; "Amellerimiz hakkında ne dersiniz?" diye sordu ![]() Behlül hazretleri; "Allahü teâlâdan korkarak ve emrettiğine uygun olarak yapılan amel makbuldür ![]() ![]() Halîfe; "Peygamber efendimizle, akrabâlık olarak yakınlığımız hakkında ne dersiniz?" diye sordu ![]() Behlül; "Peygamber efendimize akrabâlıktan ziyâde, bildirdiği hükümlere bağlılıkta yakın olmak daha mühimdir ![]() ![]() Halîfe; "Peygamber efendimizin şefâatine kavuşabilecek miyiz?" deyince de, Behlül; "Onu Allahü teâlâ bilir ![]() ![]() Halîfe; "Nasıl yaşayalım?" diye sordu ![]() Behlül; "Allah'tan kork ![]() ![]() ![]() ![]() Halîfe; "Çok güzel söylüyorsun, şu hediyemi kabûl et ![]() ![]() Behlül hazretleri de; "Onu kimden aldınsa ona ver ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Parayı almayınca, Hârûn Reşîd; "Para borcun varsa onu ödeyelim ![]() ![]() Behlül: "Kûfe'de birçok ilim sâhipleri vardır ![]() ![]() ![]() Hârûn Reşîd: "Bâri ihtiyâcını temin edelim ![]() Behlül hazretleri; "Allahü teâlâ senin Rabbin olduğu gibi, benim de Rabbim'dir ![]() ![]() ![]() Hârûn Reşîd, bu sözleri işitince ağladı ![]() Her koyun kendi bacağından Bir gün halka doğru yolu göstermek için söylediği sözlerden rahatsız olanlar, Hârûn Reşîd'e gidip; "Sultanım, bizim yaptıklarımızın ona ne zararı var? Bizi kendi hâlimize bıraksın ![]() ![]() ![]() ![]() Behlül Dânâ hiç sesini çıkarmadan sarayı terk etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bir kötünün herkese zararı olduğunu herhalde anladılar ![]() ![]() ![]() Bazımızı Bazımıza Hasan bin Sehl anlatır: Bir gün çocuklar, hazret-i Behlül'e taş atmağa başladılar ![]() "Ey çocuklar! Ben, Allahü teâlâya tevekkül ettim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey Behlül, çocuklar sana taşla vuruyorlar, sen onlara merhamet ediyorsun ![]() ![]() O da, "Sus! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaybolan deve Adamın birisi namaz kılmaz, diğer ibâdetleri yapmaz ama her gece yatarken; "Yâ Rabbî! Bana Cennet'ini ver!" diye duâ ederdi ![]() Bir gece aynı şekilde yattı ![]() ![]() "Kimsin, orada ne arıyorsun?" dedi ![]() Damda bulunan Behlül Dânâ idi ve; "Devem kayboldu da onu arıyorum ![]() ![]() Ev sâhibi, "Kaybolan deve damda olması mümkün mü? Bu akılsızlık değil midir?" deyince, Behlül-i Dânâ; "Senin, hiç ibâdet etmemen ve sonra da Allahü teâlâdan Cennet'i istemen daha akılsızlık değil midir?" buyurdu ![]() Ev sâhibi O zaman, Behlül-i Dânâ'nın kendisine nasihat vermek için böyle yaptığını anladı ![]() ![]() Bu kapıya gelecek Bir gün Behlül-i Dânâ'nın evine hırsız girmiş, evde ne bulduysa götürmüştü ![]() ![]() "Niçin hırsızın peşinden gitmedin de buraya geldin?" dediler ![]() Onlara; "Yolunu şaşırmış o adamcağızı burada bekliyorum ![]() ![]() Bu söze oradakiler kahkaha ile güldüler ve; "Hay Allah iyiliğini versin, o adamın burada işi ne?" dediler ![]() Bunun üzerine Behlül hazretleri; "Siz hiç merak etmeyin o mutlakâ bu kapıya gelecek ![]() ![]() ![]() ![]() Boş Taht Behlül bir gün Hârûn Reşîd'in taht odasını boş buldu ve çıkıp tahta oturuverdi ![]() ![]() "Vah Hârûn Reşîd ![]() ![]() O esnâda halîfe geldi ve manzara karşısında donup kaldı ![]() "Ey Behlül! Bu ne hâl?" diye sordu ![]() Behlül; "Senin için ağlıyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hârûn Reşîd; "Peki ne yapmam lâzım?" dedi ![]() ehlül; "Mâdem ki bu yükün altına girdin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En çok Behlül Dânâ hazretlerinin halîfe Hârûn Reşîd'e bir nasîhati de şöyle oldu ![]() Bir gün halîfeye; "Ey Hârûn Reşîd! Yer içinde, yer üzerinde ve göklerde çok olan nedir?" diye sordu ![]() Hârûn Reşîd; "Bunu bilmeyecek ne var? Yer içinde ölüler, yer üzerinde hayvanlar ve bitkiler, gökte ise meleklerdir ![]() ![]() Behlül; "Değil ![]() ![]() Halîfe; "Nedir?" deyince, Behlül-i Dânâ; "Ey Halîfe! Yer içinde çok olan ölülerin pişmanlıkları, yer üzerinde insanların hırs ve tamahı, gökte ise âdil hükümdarların sevaplarıdır ![]() ![]() Bu sözler üzerine Hârûn Reşîd ağlamaya başladı ![]() Rüyadaki padişahlık Bir gün Hârûn Reşîd, Behlül ile görüşmek, hikmetli sözlerini duymak istedi ![]() ![]() ![]() "Siz ne yaptınız ![]() ![]() ![]() ![]() Görevliler gidip bu sözleri halîfeye bildirdiler ![]() "Ey Behlül! Bu ne iş ![]() ![]() O, bu soru üzerine; "Ey Halîfe! Rüyâmda kendimi hükümdâr olmuş gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sözlere Hârûn Reşîd güldü ve; "Ey Behlül! Rüyâdaki pâdişâhlığa îtibâr olur mu?" dedi ![]() Bunun üzerine Behlül hazretleri; "Ey müminlerin emîri! Benim hükümdarlığım ile seninki arasında ne fark var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Hârûn Reşîd söyleyecek söz bulamadı ![]() Ne söylersen söyle Behlül-i Danâ hazretleri bir gün Bağdât sokaklarından birinde giderken, iki kişinin kıyasıya kavga ettiklerini gördü ![]() ![]() Behlül-i Dânâ onun yanına yaklaşıp; "Sen bize gel ne söylersen söyle lâkin bizden bir tek kelime karşılık alamazsın ![]() ![]() Öfkeden deliye dönmüş adam birden durdu ve; "Ey Behlül; Beni o mağlûb edemedi ![]() ![]() ![]() ![]() Hırka Bir gün halîfe Hârûn Reşîd Behlül-i Dânâ'ya kıymetli bir hırka hediye etmek istedi: "Ey Behlül! Şu paha biçilmez hırkayı giy ![]() ![]() ![]() Behlül-i Dânâ hazretleri geri çekilip; "Ben ancak pamuklu hırka giyebilirim ![]() ![]() ![]() Birisi Behlül-i Dânâ'ya gidip; "Ey Behlül! Oğlum vefât etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Biz de vaktiyle güzel yiyeceklerdik Halîfe Hârûn Reşîd bir gün Behlül-i Dânâ ile sohbet ederken; "Ey Behlül! Sana sarayımda bir oda ve hizmetçiler vereyim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine hazret-i Behlül; "Müsâde ederseniz bir danışayım ![]() ![]() Halîfe; "Kime danışacaksın, kimsen yok ki?" diye cevap verdi ![]() Behlül de; "Ben danışacağım yeri biliyorum ![]() ![]() Hârûn Reşîd arkasından adamlar salıp danışacağı yeri öğrenmek istedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey Behlül! Söyle bakalım vereceğin cevâbı ![]() ![]() Behlül; "Danıştım efendim ![]() ![]() ![]() Halîfe heybetle; "Ey Behlül! Sen gidip çöplere danışmışsın, haberim oldu ![]() ![]() Behlül de; "Doğru söylüyorsun ben de onlara danıştım ![]() "Ey Behlül! Biz de vaktiyle en güzel ve nefis yiyecekler idik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Fevâtü'l Vefâyât; c ![]() ![]() 2) El-A'lâm; c ![]() ![]() 3) El-Beyân ve't-Tebyîn; c ![]() ![]() 4) Tabakâtü'l Kübrâ li'ş-Şa'rânî; c ![]() ![]() 5) Ravd-ur-Reyyâhîn; s ![]() 6) Muhâdarât-ül-Ebrâr; s ![]() 7) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|