08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ebrehe
Habeşistan Kralı Necâşinin Yemen’de Ebrehe adında bir vâlîsi vardı [Habeş pâdişâhlarının hepsine (Necâşi) denir ] San’a şehrinde Kuleys adını verdiği bir kilise yaptırdı Sonra Necâşiye bir mektûb yazıp şöyle dedi:
Senin için bir kilise yaptırdım ki, benzeri görülmemiştir ve senden önceki krallara böylesi nasîb olmamıştır Burayı Arablar için hac yeri yapacağım ve artık Kâbe’ye kimseyi göndermeyeceğim!”
MEKKE’YE DOĞRU YOLA ÇIKTI  
Ebrehe’nin bu sözleri Arablar arasında duyulup yayıldı Buna çok kızan Arablardan biri, kilisenin içine girip def-i hâcetini yaparak kirletti Yemen vâlîsi Ebrehe bundan dolayı çok kızıp, “Kâbe’yi yıkacağım” diye yemîn etti Habeş askerlerini toplayıp, gidip Kâbe’yi yıkmak için yola çıktı 
Ebrehe’nin bir fili vardı Bu fili önlerine alıp Mekke’ye doğru yürüdüler Fili Kâbe’ye doğru sürdüler Fil aslâ o tarafa yürümedi Yönünü başka tarafa çevirdiklerinde, o tarafa koşarak gidiyordu Sonunda bir yerde durmak mecbûriyetinde kaldılar Mekke çevresine adamlar gönderdiler Bunlar Abdülmuttalib’in ikiyüz devesini yakalayıp getirdiler  Abdülmuttalib develerini istemek için Ebrehe’nin yanına geldi Ebrehe onu uzaktan görünce heybetinden ürperdi “Bu gelen kimdir?” diye sordu “O, Mekke’nin büyüğü, reîsidir” dediler Ebrehe onu karşılayıp, kendi minderi üzerine oturttu ve “Ne istiyorsun?” deyince “Develerimi” dedi Ebrehe; “Ey Kureyşin efendisi! Ben size izzet ve şeref kazandıran şu Kâbe’yi yıkmak için geldim, sen ise develerini istiyorsun!” dedi Abdülmuttalib şöyle cevâb verdi:
“KÂBE’NİN SAHİBİ VARDIR! ”
“Ben develerin sâhibiyim, kendi malımı istiyorum Kâbe’nin sâhibi vardır O herkese karşı gâlib gelir ve Kâbe’yi korur!” Sonra Abdülmuttalib’e develerini verdiler, geri döndü Kâbe’ye gidip kapısının halkasına yapışarak, duâya başladı  O sırada gökyüzünde ansızın sürü hâlinde kuşlar (Ebabil kuşları) gördü O zamâna kadar öyle kuşlar hiç görmemişti Kuşlardan herbirinin gagasında ve iki ayağında mercimekten büyük, nohuttan küçük taşlar vardı Her taşın üzerinde bir kâfirin ismi yazılı idi Kuşların bıraktığı taş, başına isâbet eden askerin altından çıkıyor ve o asker hemen ölüyordu Atlı ise, atı da ölüyordu 
Ebrehe’nin ordusu kaçmaya başladı Kuşlar takip edip, taş bırakarak hepsini öldürdüler Ebrehe de çok perîşân bir hâlde öldü  
|
|
|