![]() |
Mazhar-İ Cân-İ Cânân |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mazhar-İ Cân-İ CânânMAZHAR-I CÂN-I CÂNÂN Evliyânın büyüklerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, daha küçük yaşta iken alnında rüşd ve hidâyet nûru parlıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine şöyle anlatmıştır: "Çocukluğumda idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin fıtratında, yaratılışında bir yükseklik, büyükler yolunda ilerlemeye büyük bir kâbiliyet, onları sevmek ve muhabbet gösterme husûsiyeti vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kendisi ilim tahsîlini şöyle anlatmıştır: "Fârisî lisanını ve diğer bâzı bilgileri babamdan, Kur'ân-ı kerîmi, tecvîd ve kırâat ilmini Kârî Abdürresûl'den, aklî ve naklî ilimleri de zamânımızın âlimlerinden öğrendim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kısa zamanda Nûr Muhammed Bedâyûnî hazretlerinin sohbetinde yetiştim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nûr Muhammed Bedâyûnî, benim hâllerime bakıp, bana karşı tevâzu ile, büyük bir sevgi ve alâka gösterdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hocam Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî'nin sohbetine dört sene devâm ettim ![]() ![]() ![]() Hocası Seyyid Nûr Muhammed'in vefâtından sonra, altı sene Şeyh Gülşenî ve on iki sene Muhammed Efdal veHâfız Sa'dullah'ın, sekiz sene Muhammed Âbid-i Senâmî'nin sohbetlerine devâm ederek tasavvufda Müceddidiyye yolunda yüksek derecelere kavuştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri buyurdu ki: "Allahü teâlâ bize en olgun aklı, doğru ve keskin görüşü ihsân etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nevvâb Hân Firûzcenk, Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerini, soğuğu şiddetli bir kış gününde, üzerinde eski bir elbiseyle gördü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine Afgan serdârlarından biri, eşrefî denilen üç yüz altın göndermişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân'a yine devlet adamlarından biri Hindistan'ın meşhûr meyvesi olan "Enbe"den (Hint kirazı) bir mikdâr hediye göndermiş ve kabûl etmesi için de çok yalvarmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir defâsında bir iftar vaktinde yemek yerken, gâfil birine âid olan bir ekmeği talebeleri paylaşmışlar, bir parça da Mazhar-ıCân-ıCânân hazretlerine vermişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eshâb-ı kirâm da böyle duâ ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, hocalarına büyük bir muhabbet ve ihlâs ile bağlıydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mazhar-ıCân-ı Cânân hazretleri şöyle anlatmıştır: "Bir defâ cihânın süsü ve kâinâtın serveri olan Peygamber efendimizi rüyâda görmekle şereflendim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin talebelerinden biri huzûruna gelip; "Efendim! Kardeşim, Azîmâbad'a gitmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, büyük günah işlemiş bir kadının kabri yanına oturmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerini sevenlerden bir zât, bir gün mübârek eteğini tutup; "Kızımın bir oğlu olacağını bana müjdelemezsen eteğini elimden bırakmam ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Mazhar-İ Cân-İ Cânân |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mazhar-İ Cân-İ CânânMazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri talebeleri ile birlikte bir yolculuğa çıkmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir kimse, ölüsünün azâbda olduğunu rüyâda görüp, Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerine magfiret olunması için duâ etmesini istirhâm etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, şehid olarak vefât etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine vefâtının yaklaştığı günlerde kavuştuğu nîmetleri dile getirerek ve şükrederek şöyle buyurdu: "Kalbimden her ne geçtiyse ve her ne nîmete kavuşmak istediysem, Allahü teâlâ onları bana ihsân etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri böylece, şehitlik derecesine kavuşmayı çok arzu ettiğini dile getirmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin şehîd olarak vefât etmesinden sonra, sevenleri, onun büyük bir kayıb olduğunu ifâde eden rüyâlar görmüşlerdir ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, İslâmiyetin yayılması ve insanların hakîkî saâdete kavuşmaları için çok üstün hizmetler yapmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri buyurdu ki: "Her kim ki dünyâya düşkün olanlar arasına karışırsa, sohbetin bereketlerine ve tasavvufun nûrlarına kavuşamaz! Bir kimse dünyâya düşkün olanlar arasına ihtiyaç olduğu kadar karışır ve hâlis niyetle ve bâtınî nisbetini muhâfaza ederek aralarında bulunursa zararı yoktur ![]() "Dünyâ mel'ûndur ve dünyâda olan şeylerden Allah için yapılmayanlar da mel'ûndur ![]() ![]() ![]() Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin kendi eshâbına, talebelerine nasîhatları şöyledir: "Takvânın ve verânın, haramlardan ve şüpheli şeylerden sakınmanın yolu, Resûlullah efendimize mütâbeat yâni tam uymak ve onun bildirdiklerini candan kabûl etmektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EVLİYÂYA HÜRMET Seyyid Gulâm Ali (Abdullah-ı Dehlevî) hazretleri anlatır: "Bir gün Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin sohbetinde bulunuyordum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DÜNYÂ METÂI PEK AZDIR Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri kemâl derecede zühd ve tevekkül sâhibiydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine o havâlinin devlet adamlarından biri, Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri için bir dergâh yaptırdı ve bütün dervişlerin ihtiyâcını da karşılıyacağını bildirerek kabûl etmeleri için arzetti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HAKÎKÎ İLAÇ Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin seksen yedi mektubu ve melfûzâtı, Kelimât-ı Tayyibât denilen kitapta vardır ![]() "Kardeşim, zamânımız talebesinin zaîfliğinden, evliyâdan keşf ve kerâmet istediklerinden ve birinci asrı göz önünde tutmadıklarından bahseden mektubunuz geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu reçetenin bir sûreti, bir de hakîkati vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hakîkat, temizlemek, yâni hastalıklı, mikroplu, bozuk maddeleri çıkarıp atmak gibidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O hâlde, tam sıhhate kavuşmak yâni Muhammedî nisbet isteyen bir tâlib, Resûlullah'ın sünnetine uymayı, bütün riyâzet ve mücâhedelerden üstün ve buna âid olan nûr ve bereketleri, bütün feyzlerden efdal bilmelidir ![]() ![]() Hadîs-i şerîfi ve fıkıh bilgilerini öğreniniz ![]() ![]() ![]() ŞEHÎD OLMAK İSTERİM Evliyânın büyüğü, Mazhar-ı Cân-ı Cânân, İstifâde etmişti, binlerce kimse ondan ![]() Henüz vefât etmeden, birkaç gün önce idi, Rabbine kavuşmanın, şevk ve sevincindeydi ![]() Âhirete göçmesi, olmuşken böyle yakın, İnsanlar, sohbetine, gelirdi akın akın ![]() Her gün yüzlerce kişi, gelerek o sohbete, Kavuşuyorlar idi, nûra ve hidâyete ![]() Talebesinden biri, sılaya gitmek için, Huzûruna gelerek, istedi ondan izin ![]() Buyurdu: "Güle güle, emânet ol Allah'a ![]() Lâkin görüşemeyiz, senin ile bir daha ![]() Diğer talebeleri, duyunca bu sözleri, Ağlayıp, herbirinin, yaşla doldu gözleri ![]() Ve yine o günlerde, talebeden birine, Yazdı ki: "Geldik artık, ömrün nihâyetine ![]() Bu dünyâda yapacak, kalmadı bir işimiz, Yaş, sekseni geçti ve, yaklaştı ecelimiz ![]() Birkaç gün kalmıştı ki, vefâtına nihâyet Talebeyi toplayıp, son defâ etti sohbet ![]() Buyurdu ki: "Kalbimden, her neyi geçirdimse, Ve hangi bir nîmete, kavuşmak istedimse, Hak teâlâ hepsini, eyledi bana ihsân, Her arzûma kavuşmak, oldu kolay ve âsân ![]() İslâm-ı hakîkîyi, nasîb etti nihâyet, Verdi sâlih amelle, istikâmet, kerâmet ![]() Tasavvufta ne kadar, derece varsa eğer, Rabbimiz herbirini, kıldı bana müyesser ![]() Elde edemediğim, kaldı ki bir tek makam, o da, şehîd olmaktır, budur şimdi bana gam ![]() Kavuştum tasavvufta, makamların hepsine, Şimdi arzûm ermektir, şehidlik rütbesine ![]() Hocalarımın çoğu, şehâdet şerbetini, İçerek bitirdiler, en son nefeslerini ![]() Ve lâkin yaşlandım ben, zâif düştü vücûdum, Yoktur cihâd edecek, bir kuvvetim ve gücüm ![]() Mazhâr-ı Cân-ı Cânân, bu son sözleri ile, Şehîdlik arzûsunu, getirdi böyle dile ![]() Son günleri idi ki, o yer ahâlisinden, Huzûruna gelenler, artmıştı eskisinden ![]() Bin yedi yüz seksen bir, mîlâdî senesinde, Ve Muharrem ayının, yedinci gecesinde, Mübârek hânesinin, önüne, bir aralık, Yabancı kimselerden, doldu bir kalabalık ![]() Niyetleri kötüydü, bilhassa üç kişinin, Israr ediyorlardı, içeri girmek için ![]() Nihâyet izin alıp, hânesine girdiler, Bunlar Moğol kâfiri ve mecûsî idiler ![]() Hem de tanımazlardı, kendisini o zaman, Sordular ki: "Sen misin, Mazhar-ı Cân-ı Cânân?" "Evet, benim ![]() Hücûm edip hançerle, başladılar vurmaya ![]() Ağır yaralanarak, yıkıldı yere hemen Üç gün sonra Rabbine, kavuştu ebediyyen ![]() On Muharrem Aşûre ve Cumâ, akşam vakti, O da şehîd olarak, Hakk'a oldu mülâki ![]() 1) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49 ![]() ![]() 2) Makâmât-ı Mazhariyye; s ![]() ![]() 3) Hadâik-ül-Verdiyye; s ![]() 4) İrgâm-ül-Merîd; s ![]() 5) Hadîkat-ül-Evliyâ; s ![]() 6) Reşehât Zeyli; s ![]() 7) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c ![]() ![]() 8) Sefînet-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 9) Hadîkat-ün-Nediyye; s ![]() 10) Rehber Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 11) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 12) Kelimât-üt-Tayyibât |
![]() |
![]() |
|