![]() |
Süleyman Hilmi Tunahan |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Süleyman Hilmi TunahanSüleyman Hilmi Tunahan Son devir din âlim ve velîlerinden ![]() Adı Süleymân Hilmi, soyadı Tunahan'dır ![]() Babası zamânın müderrislerinden Hâfız Osman Efendidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Babası Osman Efendi tahsîlini İstanbul'da tamamladıktan sonra Silistre'ye giderek meşhûr Satırlı Medresesinde yıllarca müderrislik yaptı ![]() İlim ehli ve fazîlet sâhibi bir âileden dünyâya gelen SüleymânHilmi Tunahan, ilk tahsîlini Silistre Rüşdiyesinde ve Silistre Satırlı Medresesinde yaptı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Son derece parlak bir zekâya sâhib olan Süleymân Hilmi Tunahan, 1919 senesinde Medresetü'l-Mütehassısîn'den birincilikle mezûn oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tasavvuf yolunda Selâhüddîn ibni Mevlânâ Sirâcüddîn Efendinin sohbetlerine devâm ederek yetişti ![]() "Süleymân Efendinin bâtın ilmine yâni tasavvuftaki mânevî cephesine gelince, şüphesiz bu husus ehline mâlumdur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zâhirî ve bâtınî yönden yüksek derece sâhibi olan SüleymânHilmi Tunahan, îtikâdda Ehl-i sünnet, amelde Hanefî mezhebine, tasavvufta Nakşibendiyye yoluna mensûb idi ![]() ![]() ![]() Yetmiş iki senelik ömrü boyunca İslâmiyetin emir ve yasaklarını öğrenmek, öğretmek ve insanlara anlatarak onların dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşmalarına vesîle olan Süleymân Hilmi Tunahan 16 Eylül 1959 senesinde İstanbul'da Kısıklı'daki evinde vefât etti ![]() ![]() Aşağıdaki bölümler Evliyalar Ansiklopedisinde yer almamaktadır, farklı kaynaklardan temin edilmiştir ![]() SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN (K ![]() ![]() 1888 / 1304 - Miladi / Rumi Süleyman Hilmi (k ![]() ![]() ![]() 1913 / 1329 - Darü’l Hilafeti’l Aliyye Medreseleri Kısm-ı Ali (Sahn) Medresesine girdi ![]() 1915 / 1331 - 3 ![]() ![]() ![]() Eylül 1916 / Eylül 1332 - 4 ![]() ![]() 30 Eylül 1916 / 17 Eylül 1332 – Medresetü’l-Mütehassisin’in (Süleymaniye Medresesi) Tefsir-Hadis bölümüne girerek Hafız Ahmet Paşa Medresesine kaydoldu ![]() 1918 İstanbul Müderrisliği Ruûsuna tayin edildi ![]() 27 Mayıs 1919 Süleymaniye Medresesinin Tefsir-Hadis şubesinden mezûn oldu ![]() 1926 Köyü olan Ferhatlar’ı son defa ziyaret ederek 40 gün kaldı ![]() 1927 Babası Osman Efendi vefat etti ![]() 1936 Mürşid-i Kamil olarak vazifeye başladı ![]() 1939 İlk defa tevkif edilerek, birinci şubenin tabutluklarında işkence ve hakaretle dolu 3 gün geçirdi ![]() 1941 Bulabildiği bir kaç talebeye ilim öğretmeye başladı ![]() 1944 İkinci defa tevkif edildi ![]() ![]() 1949 Kur’ân kurslarının açılmasına, sınırlı da olsa müsâade eden kanunun yürürlüğe girmesiyle, Süleyman Efendi Hazretlerinin ilim öğretme faaliyeti bir nebze rahatladı ![]() 1950 Vaizlik belgesi iade edildi ![]() 1951 Süleyman Efendi (k ![]() ![]() ![]() 1951 Çamlıca’da, Konya Lezzet Lokantası sahibi Mustafa Bey’in köşkünün birinci katında ilk düzenli Kur’ân Kursu faaliyeti başladı ![]() 1952 Çamlıca’da Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerinin Çilehanesinin yanında ilk resmi Kur’an Kursu, Üsküdar müftülüğüne bağlı olarak açıldı ![]() 1956 Cezâyir Müslümanlarının Fransız sömürgeciliğiyle mücadelesi esnasında, vaazlarında "Müslüman kardeşlerimize duâ edelim" dediği için, defalarca karakola çağrıldı ve ifadesi alındı ![]() 1957 Bursa’da tertiplenen mehdilik hâdisesi üzerine tutuklandı ve Kütahya Hapishanesi’nde, 69 yaşında olmasına rağmen 59 gün hapsedildi ![]() ![]() 16 Eylül 1959 İstanbul Kısıklı’daki Hâne-i Seâdetlerinde, 72 yaşında ahirete intikâl ettiler ![]() Hazret-İ Üstaz’ın (K ![]() ![]() Hazret-i İmam-ı Azam’a sordular: -Bu kadar ilmi nasıl tahsil ettin? -Kitaplardan ta’zim ederdim ![]() ![]() Kur’an-ı Kerim başta olmak üzere, eşya-i mukaddese’ye ta-zim etmek zarureti vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Geçmişte Türkiye’ye Kabe örtüsü getiren vazifeli biri, hürmetsiz davrandığından çarpılıp, cezaya uğradığı ve akibet-i hali hakkında, bir veliyi muhteremin beyanları mevcuttur ![]() En güzeli, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() -O tarafta hocam Hz ![]() ![]() Kendi devrinde İmam Ebu Yusuf gibi müctehidler ve daha bir çok alimler yetiştiren Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Ya İmam,ben sana suizan ettim, beni affet, hakkını helal et deyince, Hz ![]() - Sen bana suizan etmedin, Allahü Teala’ya suizan ettin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir çok Allah dostlarındaki anlaşılamayan haller de böyledir ![]() ******* Talebelerine ders okuturken, İmam Ebu Yusuf’un anası sık sık gelir Hz ![]() -Benim çocuğumu burada tutuyorsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Valide sen sabret ![]() ![]() ![]() ![]() -Ey ahali! Bu şeyh oynatmış, diyecek kadar ileri giderdi ![]() HİKAYE 1 Fatih Medreseleri’nden, kaabiliyeti kısa olduğu halde, tevazu ve teslimiyetine binaen ittifak ve iltimasla icazet alan Bektaş Hoca namıyla maruf bir zat, Edirne taraflarında beş sene kadar imamet ettikten sonra, hocasını ziyarete gelir ![]() ![]() ![]() -Sus be, ne oluyorsun ![]() -Ya Rabbi benim ilmimi de buna ver, diye etmesinden sonra, iltimasla icazet alan Bektaş Hoca imtiyazlı alim sınıfına geçip kitaplar te’lif etmiştir ![]() ![]() Himmet büyük şey ![]() HİKAYE 2 İstanbul Karagümrük’te “Üç Baş” ismiyle maruf zat tarafından yaptırılıp ve kendi ismini taşıyan medresenin açılış merasiminde Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Herkes dört başı bir kuruşa traş ederken, senin cimrilik yaparak üç başı bir kuruşa traş ettiğin ve bahilliğin, bana kadar ulaştı ![]() -Şevketlim, paralarımı çok sevdiğimden ahirette de benimle beraber olsunlar diye, burada harcadım, demiştir ![]() Bu zat-ı şerif, medrese, mescid ve selvili avlusuyla güzel külliyenin inşası esnasında, usta ve amelelere, inşaatın sahibini söylememeleri için sımsıkı tembih eder, kendi yaptırdığını gizli tutardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HİKAYE 3 Hoca, medresede ders verirken talebenin biri arasıra ayağa kalkar ![]() ![]() Talebe: -Efendim Hızır geliyor da ondan ![]() Hoca: -Ben niçin görmem? Talebe: -Sorayım efendim, deyip tekrar geldiğinde sorar ![]() Hızır Aleyhisselam’ın: -Hocan süsü ile çok uğraşıyor ![]() ![]() ![]() ![]() Terakki-i maneviye mani olan zinetten uzak kalmalı ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Süleyman Hilmi Tunahan |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Süleyman Hilmi TunahanHİKAYE 4 (Server Baba) namında bir velinin yaşadığı zamanda devlet maliyesi çok sıkışık duruma düşer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HİKAYE 5 Fatih dersiamlarından biri, münasebeti olmayan bir müesseseye, münasip olmadığı halde ders verdiği için, ariflerden “Deli Hafız” namıyla maruf bir zat, kendisine, yaptığı işin ihanet olduğunu, emaneti ehlinin gayriye verdiğini ihtar ederse de hoca kabul etmez ve biraz kırılır ![]() “Dün size söylemeyi unutmuşum; onun için geldim ![]() ![]() ![]() - Emaneti ehline vermeli ![]() ![]() ![]() SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN HAZRETLERİ I ![]() Doğumu Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, 1888 (h ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendinin soyu Fatih Sultan Mehmet zamanında yaşayan İdris Bey’e kadar dayanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osman Efendi ilmiyle mil, takva sahibi bir insandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osman Efendi Silistre Satırlı Medresesi’nde müderris olduğu için çocuklarının ilk tahsillerini kendisi vermektedir ![]() ![]() ![]() Bu gelişmeler üzerine Osman Efendi rüyasında kendisine işaret edilen evladının Süleyman Hilmi olduğunu anlar ve daha sonra gelecekte önemli bir misyon yüklenecek olan oğluna maddi-manevi hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak ayrı bir ilgi ve alaka göstererek onu yetiştirir ![]() Tahsil Hayatı Süleyman Efendi, ilk tahsilini kendi memleketindeki Rüştiye Mektebinde yaptıktan sonra bir müddet babasının da müderrislik yaptığı Satırlı Medresesinde ilim tahsil etmiştir ![]() - İstanbul’da parasız kalmak, ahirette imansız kalmak gibi zordur ![]() ![]() - Usul-ü fıkıh ilmine iyi çalışırsan dininde kuvvetli olursun ![]() - Mantık ilminde iyi çalışırsan ilminde kuvvetli olursun ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendi evvela Fatih Camii dersiamlarından Bafralı Ahmed Hamdi Efendinin yanında “ulûm-u aliye” olarak isimlendirilen sarf, nahiv, belağat, mantık ve münazara gibi ilimleri ve “ulûm-u liye” denilen tefsir, hadis, fıkıh ve bu ilimlerin usullerini tahsil ederek birincilikle hocasından iczetnamesini (diploma) almıştır ![]() ![]() Süleyman Efendi, Ahmed Hamdi Efendi’den icazet aldıktan sonra Darü’l-Hilafeti’l-Aliyye Medresesi kısm-ı âli (İlahiyat Fakültesi) bölümüne kayıt yaptırmış, daha önce yapmış olduğu medrese tahsilinden dolayı buraya üçüncü sınıftan başlamış ve iki yıl sonra da mezun olmuştur ![]() Üstün başarı ile üniversite tahsilini bitiren Süleyman Efendi günümüz ifadesiyle akademik kariyer yapmak için Süleymaniye Medresesi’ne bağlı “Medrestü’l-Mütehassisîn”e (yüksek lisans-doktora) kaydolmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendinin Medrestü’l-Mütehassisîn’de okuduğu dersler ve aldığı notlar şunlardır: - Tefsir-i Şerif 10 - Usűl-i Hadis ve Nakd-i Rical 10 - Hadis-i Şerif 10 - Tabakat-ı Kurra ve Müfessirîn 10 - Risale (tez) 9 ![]() Ayrıca Süleyman Efendi Tanzimat’tan sonra ilk defa açılan ve bugün Hukuk Fakültesi karşılığında olan “Medresetü’l-Kuzat”ı birincilikle kazanmış ve burada Roma Hukuku, Sakk-ı Şer’î, Ticaret-i Berriyye Hukuku, Ticaret-i Bahriye Hukuku, Hukuk-u Düvel gibi dersleri başarıyla okuyarak mezun olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Bu şekilde Süleyman Efendi, yüksek tahsilini ve akademik kariyerini de üstün bir başarıyla tamamlayarak devrinin seçkin alimleri arasına girmiştir ![]() Eserleri Süleyman Efendi fazlaca kitap telif etmemiştir ![]() “Selefin mum ışığında yazdığı baha biçilmez hazine misali eserlerin toprağa gömülerek çürüdüğünü, bakkallara satılarak çöplüklerde çiğnendiğini, bir kısmının da kütüphane raflarında tozlanmış ve çürümeye terk edilmiş olduğunu gördüm ![]() ![]() Bununla birlikte Süleyman Efendinin kaleme aldığı eserleri şunlardır: 1) Yepyeni Usul ve Tertiple Kur’an Harf ve Harekeleri: Süleyman Efendi Kur’an’ın öğretilmesi amacıyla tertip bu eserinde yeni ve kolay bir usulle Kur’an-ı Kerim’i öğretmeyi hedeflemektedir ![]() ![]() 2) Mektuplar ve Bazı Mesil-i Mühimme: Bu eserde Süleyman Efendi’ye ait mektup ve bazı yazıları toplanmıştır ![]() ![]() 3) Risale-i Kibrît-i Ahmer: Bu eserde kelam ve tasavvufla alakalı değişik mevzular işlenmektedir ![]() ![]() Vefatı Süleyman Efendi, yüksek derecede şekerden dolayı 16 Eylül 1959 tarihde 71 yaşında iken dr-i bekaya irtihal eylemişlerdir ![]() Hastalığının ağırlaştığı demlerde zamanın hükümetinin de izniyle Fatih Camiinde Fatih türbesinin yanına defnedilmesi kararlaştırılır ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün Karaca Ahmet’teki kabri her gün binlerce talebesi tarafından ziyaret edilip Fatiha okunurken; cenazelerini engelleyen Namık Gedik’in öldükten sonra cesedi bilinmiyen bir çukura atılmıştır ![]() “Ben İstanbul’da okurken Süleyman Efendi Hazretleri zaman zaman beni yanına alırlar, sohbet meclislerinde bana Kur’an-ı Kerim okutturur ve “aferin küçük hafız” diyerek iltifat ederlerdi ![]() “Öyle devlet adamları, öyle hükümetler gelecek ki, bizim için kazdırılan mezarımıza bile bizi koymayacaklar ![]() Ancak ben bu sözlerin manasını ancak 16 Eylül 1959 günü anlayabildim ![]() ![]() ![]() II ![]() 2 ![]() ![]() Süleyman Efendi, 1 Haziran 1920 tarihinde Daru’l-Hilafeti’l-Aliyye Medresesinde müderrisliğe başlamıştır ![]() ![]() Medreselerin kapatılması haberi İstanbul’daki medreselerin müderrislerinin cemiyetinde hararetli tartışmalar sebep olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() “Ey dersiamlar! Sizler bu memlekette, bugün için dinin teminatlarısınız ![]() ![]() ![]() Fakat zamanın idaresinin dine bakış açısını bilen müderrisler, hiç de istekli görünmemişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylelikle Süleyman Efendinin müderrisliği sona ermiş ve kendisi İstanbul vaizliğine atanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendi İstanbul vaizliğine tayin edilmiştir ve önünde iki yol vardır: O da diğer arkadaşları gibi ya vaizlik yapıp köşesine çekilecek, hiçbir şeye karışmayacak ve yahut da dedelerinin uğrunda oluk oluk kan döktüğü Kur’an’ı ve ondan neşet eden ilimleri, o şehitlerin torunlarına da öğretme davasını omuzlamak suretiyle ruhundan, özünden koparılmaya çalışılan yeni İslam ve Türk nesline feyz-i İlahi’yi, nur-u İlahi’yi aşılama davasını üstlenecekti ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() Her şeyden evvel Süleyman Efendi gerek tertemiz ve şerefli nesebi itibariyle gerek zamanındaki geçerli ilimlerin tamamını biliyor olması ve gerekse de şeriat-ı garca-i Muhammedi’yeydi harfiyken yaşama gayreti sebebiyle, ulum-u diniyeyi öğretmeye tam ehil bir zattı ![]() ![]() O, talebe okutmayı seçmişti fakat talebe bulunmuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendi Allah’ın dinini öğretme işinin kendisine yüklendiğini ve bu işin mesuliyetinin ne demek olduğunu biliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evet onlar okutmuyor, Süleyman Efendi ise okutmak istediği halde talebe bulmakta güçlük çekiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O zor günleri Süleyman Efendinin kendi ifadelerinden okuyalım: “Okutma imkanı yoktu fakat okuyan dahi bulamadım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendi bir yandan İstanbul’un değişik camilerinde vaaz ediyor, bir yandan da camilerin müezzinliklerinde, apartman bodrumlarında, bulabildiği her yerde talebe okutmaya çalışıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Süleyman Hilmi Tunahan |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Süleyman Hilmi TunahanYeni yeni tutuşan kandillerin etrafında yeni halkalar oluşuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine yakaladılar, Toroslar’a gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halisane niyetle yola çıkıldığı için halka yavaş yavaş genişliyordu ![]() ![]() ![]() İlk zamanlar talebe bulma sıkıntısı çeken Süleyman Efendi elindeki talebelere hem ders okumanın faziletlerini öğretiyor, hem de talebeliği sevdiriyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün bir zat Süleyman Efendi’ye müracaatla, “Efendi hazretleri oğlumu okutmak istiyorum ne ücret alıyorsunuz?” diye sordu ![]() ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendi talebenin iaşesini kendi karşılıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Talebelerine maişet endişesi içinde olmamalarını tavsiye eder, Allah için okuyan kimsenin dünyalığının da iyi olacağını söylerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Talebelik yapmak için Anadolu’dan çarıklarını sürüyerek gelen köylü çocukları izinli olarak veya Ramazan ayı münasebetiyle evlerine İstanbul beyefendisi olarak dönüyorlardı ![]() ![]() Ders okuturken çok sıkı takibat altında olduğu zamanlarda bile hiçbir şekilde pes etmemiş, bunun için değişik metodlar uygulamıştır: 1) Sık sık yer değiştirme: Süleyman Efendi bir gün Şehzadebaşı’ndaki caminin müezzin odasında, diğer gün Erenköy’de bir talebesinin evinde, öbür gün bir apartmanın bodrumunda, bir sonraki gün bir başka yerde olmak üzere sık sık yer değiştirerek dersler okutmuştur ![]() ![]() ![]() 2) Çiftlikler kiralama:1930-36 yılları arasında Çatalca’da kiraladığı Halit Paşa’nın Kabakça Çitliğinde o gün bulabildiği birkaç talebe ile derse başlamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Ben hocalığı bir tarafa bırakayım ![]() ![]() ![]() Komutan: “Buyur hocam” deyince, Süleyman Efendi; “Hayır, hocam demeyeceksin ![]() ![]() ![]() Komutan da “peki buyurun” deyince, Hazret komutana; “Allah iyi ki seni bir tazı olarak yaratmamış ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine komutan başını yere eğip hiçbir cevap vermiyor ![]() Yine Süleyman Efendi Lüleburgaz’da pancar çiftliği kiralamış, çapa adı altında talebe okutmuştur ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendi her türlü sıkıntılara rağmen hizmetini devam ettiriyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() <>1936 yılı yaz mevsiminde kendisiyle tanıştığını ifade eden talebesi ve damadı Kemal Kaçar Efendinin anlattıklarına göre bu dönem Süleyman Efendi Hazretleri için bir çile dönemidir ![]() ![]() 1939 yılında beraatle sonuçlanan tevkiften dört yıl sonra 1943 yılında başka bir engel daha çıkarırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evet işte Süleyman Efendi böyle bin bir ızdırap ve çile ile talebeler okutup yetiştirmiş ve yetiştirdiği bu talebelerine “Evlatlarım! Görüyorsunuz dinin en garip olduğu bir devirde geldik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 1949’da resmi Kur’an kurslarının açılmasına izin veren kanunla, nizamlı, intizamlı, yerleşik olarak başlayan teşkilatlanmalar, 1950 Demokrat Parti iktidarının getirdiği nispeten rahat ortamda hızlı inkişaf etti ![]() 1950’lere gelindiğinde oluşan serbestlik havası içinde, dînî faaliyetler kısmen rahatladı ![]() ![]() ![]() Devlet tarafından açılmasına izin verilen bu Kur’an kurslarında Kur’an’ın sadece yüzünden okutulmasına müsaade edilmişti ![]() ![]() Süleyman Efendi talebenin her türle derdiyle bizzat meşgul oluyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O, daha önce de ifade edildiği gibi “talebeden para alınmaz, talebeye para verilir” düsturunun ve böyle bir merhametin sahibiydi ![]() ![]() ![]() <>Süleyman Efendinin bütün faaliyetleri tarassut altındaydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ayırabilsem hiçbir rahatsızlığım kalmayacak ![]() ![]() Bu arada Süleyman Efendi Anadolu ve İstanbul’da yetişen talebeleri vatanın çeşitli yerlerine hizmete, talebe okutma ve halkı irşad etmeye gönderiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Talebelerinin hizmete şevkle gitmesi onu sevince garkederdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sıkıntıların çok olduğu senelerin birinde Valide Sultan, “60 talebenin bir arada, huzur içinde, sıkıntısız olarak ders okuduğunu görürsem 60 kurban keseceğim” diye nezretmişti ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendi, Anadolu’da kurs açma faaliyeti üzerinde çok titiz duruyor, bu işin manevi mesuliyetini de hesaba kattığı için hiç gevşeklik göstermiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Talebelerinin zevkle hizmete talip olmaları onu ziyadesiyle sevindiriyor, onlara dünya ve Ahiret saadeti için dualar ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çünkü bu talebelerin yaşları çok genç, hepsi de delikanlı çağında insanlar ama tabir-i caizse her biri bir iman kalesi ve ilim deryası idiler ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük muharrir Necip Fazıl, bu talebeleri “Son Devrin Din Mazlumları” isimli eserinde şöyle destanlaştırmaktadır: “Süleyman Efendi, beni bu gençlerle temasa geçirmiş ve bahçemizde yattığı halde farkında olmadığımız bir hazinenin keşfi gibi, hayretle karşılık bir takdir duygusuna boğmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne hazindir ki, diyanet camiasında bazıları bu din alimi ordusundan rahatsız olmuş ve onları diyanetten tasfiye etmek için değişik iftira ve bühtanlar ortaya atarak kasıtlı senaryolar hazırlayıp kendilerine kamuoyu oluşturmaya çalışmışlardır ![]() ![]() ![]() Yine Necip Fazılbu tür insanların maksatlarını şöyle dile getirmektedir: “Herkes pireler gibi deliklerine saklanır ve ortaya çıkmazken tam 33 yıl bu davanın çilesini çekmiş ve büyük meselenin nirengi noktalarını göstermiş biri olarak kaydedeyim ki; din öğreticiliği bahsinde Süleymancılar diye yaftalanan topluluğa dil uzatanlar ve onları köstekleyenler hakikatten uzak, sadece çekememe duygusuna bağlı, nefsine emin olmama uhdesinden gelen tepkilerden ibarettir ![]() ![]() 2 ![]() ![]() Süleyman Efendi ders okutma metodu olarak medreselerden farklı bir metod uygulamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendi, dersleri tercüme kitaplardan öğretmek yerine emsileden başlayarak bütün büyük ulemanın bilhassa Osmanlı medreselerinde takip edilen temel kitaplar vasıtasıyla İslamiyet’i kaynağından orijinal dili olan Arapça’dan okutmuş ve öğretmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendi, medreselerde 15-20 senede ancak okutulup öğretilen kitapları azami 3-5 senede okutmaya muvaffak olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onun ilim öğretme hususunda talebe ile nasıl meşgul olduğunu, onlara nasıl ders anlattığını Hacı Ali Şeker şöyle anlatmaktadır: “Bir gün Konyalı Hacı Mustafa Efendi ile Kısıklı’daki kursa gitmiştik ![]() ![]() “- Oku bakayım evladım” dedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Sen oku evladım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendi talebelerinin ezbercilik yerine dersin özünü kavramalarına önem verirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Onun en önemli eğitim metodlarından biri de sevgidir ![]() ![]() Süleyman Efendi, bu şekilde Osmanlı’da koskoca bir müessese olan medreseyi tek başına yaşatmış ve halen talebeleri de onun bu usulünü devam ettirmektedirler ![]() ![]() 2 ![]() ![]() Kur’an kursu faaliyetleri “Kur’an Kursları Federasyonu” adı altında resmi olarak yürütülmektedir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Süleyman Hilmi Tunahan |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Süleyman Hilmi TunahanFederasyonun şu andaki tüzüğüne göre gayesi, kurs ve okul talebelerine yardim gayesiyle kurularak faaliyette bulunan bilumum üye derneklere ve bunların himaye ettikleri talebelere maddeten ve manen yardımcı olmak ve onları her bakımdan korumak, üye derneklerin faaliyetlerinde düzenli çalışmayı ve işbirliğini temin etmek, münferit olarak halline muvaffak olamadıkları meseleleri halletmede kendilerine yardımcı olmaktır ![]() Federasyon bu gayeyi gerçekleştirmek için aşağıda belirtilen hususlarda çalışmalar yapmaktadır: 1 ![]() ![]() 2 ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() 7 ![]() ![]() Görüldüğü gibi talebe yurdu faaliyetleri bugün resmiyet yönünden de ciddi esaslara oturtulmuş ve herhangi bir resmi engele mahal bırakmadan hizmete devam etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O, hiçbir zulüm ve cefadan yılmadı ![]() ![]() Süleyman Efendi büyük bir mücadele ve dava ruhuna sahipti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buradan da anlaşıldığına göre Süleyman Efendi, gecesi ve gündüzüyle bütün ömrünü Ümmet-i Muhammed’e hizmet için tahsis etmiştir ![]() ![]() Yine vazifelerinin ne olduğunu evlatlarına hatırlatan ve ömür boyu hizmet düsturları olan bir sözünü talebelerinden Mehmet Bozkır şöyle anlatmaktadır: “Evlatlarım! Bugün insanların pek çokları vadilerden akan sel gibi cehenneme doğru hızla akmaktadırlar ![]() ![]() ![]() <>Peki günümüzde sayıları üç binlerle ifade edilen ve dünyanın her köşesine yayılmış olan bu talebe yurtlarının (Kur’an kurslarının) maddi ihtiyaçları nasıl karşılanıyor? Bazılarının tabiriyle değirmenin suyu nereden geliyor? Vaktiyle kimileri “Bunlar Mussolini’den para yardımı alıyorlar” demişler hatta bu mevzuda Alanya’da mahkemeye verilmişler ![]() ![]() Süleyman Efendi cemaati, halka hizmeti Hak’a hizmet olarak telakki etmişler ve maddi finansı da zekat ve öşür müessesini ihya ederek halktan temin etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süleyman Efendi dünyadaki bütün Müslümanların derdini kendine dert edinmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1956’larda tekrar baskı ortamı oluşmaya başlamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Namaz kılmasını bile bilmeyen bir takım kişiler, akşam vakti Ulu Camiye geldiler ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Süleyman Efendi, 59 gün Kütahya Hapishanesinde tutuldu ![]() ![]() Süleyman Efendi tarafından gönderildiklerini iddia eden kimseler, Süleyman Efendinin “hazirundan hangisi olduğu”nu bilemediler ve hakim tarafından kovuldular ![]() ![]() ![]() ![]() Hapisten çıkınca “Efendim, rahatsızsınız biraz dinlenin” diyenlere: “Tekeri patlayan şoför, tamir bitince kaybettiği vakti kazanmak için daha hızlı gider ![]() ![]() ULEMANIN GÖZÜYLE SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN HAZRETLERİ (5) Üstad Bediüzzaman Said Nursi Süleyman efendi’nin yakın talebelerinden muhterem Mehmed Emre hocaefendi anlatıyor: “Sivrihisar’da vazifeye başladığım sırada ziyaretime gelen Emirdağ Müftüsü Mehmet Oral’a iade-i ziyarette bulunmak üzere Emirdağ’a gitmiştim ![]() ![]() Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin bu ilçede bulunduğunu öğrenince Kur’an Kursu öğreticisi Hafız İbrahim ile birlikte üstadı ziyarete gittik ![]() ![]() ![]() ![]() Üstadın ifadesiyle kaleme alınmış bulunan yazıda şöyle deniyordu: “Ben yaşlı ve hasta bir Said’im ![]() ![]() ![]() Üstad Hazretlerinin hizmetinde bulunan Zübeyr, bizi görünce aşağı indi ve maksadımızı öğrenince kapının arasındaki kağıdı gösterdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Odadan içeri girdiğimizde üstad,oturmakta bulunduğu karyolanın üzerinde iki dizi üzerine gelerek boynuma sarıldı ![]() ![]() “Müftü deyince yaşlı,ihtiyar bir kimse tasavvur ediyordum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pırıl pırıl parlayan gözleri,zekasındaki fevkaladeliği yansıtmaktaydı ![]() ![]() ![]() (Mehmed Emre-Hatıralarım ![]() ![]() Bediüzzaman’ın talebelerinden Mustafa Sungur şöyle bir hatıra nakletmektedir: “16 Eylül 1959 tarihiydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Kardeşim, Allah rahmet eylesin, Allah rahmet eylesin, mübarek veli bir zattı, mühim hizmetler ifa etti ![]() ![]() (Prof ![]() ![]() Süleyman efendinin bendelerinden Arif Hikmet Köklü beyefendi 14 ![]() ![]() "Bazı kimseler Bediüzzaman Said Nursi aleyhinde neşriyatta bulunuyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() M ![]() Hocaefendi bir makalesinde Süleyman efendi' için şunları yazmaktadır: "Silistre'de soylu bir ailenin çocuğu ![]() ![]() ![]() ![]() kucaklar ![]() ![]() Süleyman Efendi, aksiyonu önde, eşine ender rastlanır yorulma bilmeyen bir mücâhede insanıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ben, şu birkaç satırla bu büyük hareket adamını anlatma iddiasında değilim; olamam da ![]() ![]() Hocaefendi İzmir'de 1970'li yıllarda yaptığı bir sohbetinde bir soru münasebetiyle Süleyman efendiden şöyle bahsetmektedir: ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ama sen daha makul, daha sistemli, devrin dönen çarklarına daha muvafık bir hizmet şekli biliyorsan, çık Allah rızası için hizmet et, seni de ileride gelecek nesiller hizmetinle alkışlasın, dualarıyla yad etsinler ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanlık tarihinde diyorum, Aleyhissalatü vesselamdan sonra, aksiyoner olarak gördüğüm bir-iki şahıs var, bir tanesi de Tuna boylu Süleyman Hilmi efendidir ![]() ![]() Mehmed Kırkıncı Hocaefendi "Bu zat daha ne yapsın ki? Almanya’da ve yurtta her vilayette bu kadar Kur’an kursları var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mehmed Kırkıncı Hoca, dersiamlardan Dursun efendi’nin Süleyman efendi hakkındaki bir sözünü de şöyle anlatmaktadır: “1970’li yıllarda dersiâmlardan ve Mahmud Efendi’nin hocası olan Of’lu Hacı Dursun Efendi, Erzurum’daki Kümbet Medresemizi ziyaret etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EMEKLİ PİLOT ALBAY KEMAL SEZGİN BEY ÜSTAZINI ANLATIYOR (6) 25 YIL PİLOTLUK YAPTIM ![]() ![]() ![]() Efendi Hazretleri hakkında hatıralarım pek çok ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün yine dedem bana şöyle bir hatırasını anlattı: Efendi hazretleri İstanbul’un çeşitli camilerinde ve bu meyanda Üsküdar’da vaaz ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine başka bir hatıra şöyle: Bunu ben bizzat kendi gözlerimle görmedim ama, Efendi hazretlerine çok yakın bir büyüğümüzden işittim ![]() ![]() ![]() Doktor geliyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zaten Efendi hazretleri pek keramet göstermek istemezlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Efendi hazretlerinin hizmet verdiği devirler çok korkunç ve tehlikeli devirlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte Efendi hazretleri müslümanların dini bakımdan bu kadar zayıf olduğu devirde dini ihya etmeye çalışmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hatta dedem anlatırdı ![]() ![]() ![]() ![]() Ben Efendi hazretlerini ara sıra ziyarete giderdim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Efendi hazretlerinin batını hallerinden biz ancak anlayabildiğimiz kadar bahsederiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kendi kendime üzülüyor ve düşünüp duruyordum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Küçükken rahmetli annem bana şöyle derdi: “Oğlum sıkıştığın zaman Abdülkadir Geylani Hazretlerinden ve Efendi hazretlerinden yardım iste” Zaten Efendi hazretleri Nakşi olduğu kadar da kadiri kolundan tasarruf sahibiydi ![]() Ben de 25 sene pilotluk yaptım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çocukları görünce onları çok severdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynaklar 1) Hadîkatü'l-Evliyâ; s ![]() 2) Özel Not 3) Süleyman Hilmi Tunahan, 4) Manevi Dünyamızda İz Bırakanlar, Ali Demirel, 5) Ulemanın Gözüyle Süleymen Hilmi Tunahan Hazretleri, Salih Okur, 6)Büyük Müceddid İçin Ne Dediler?,25 Ekim 1978 tarihli UFUK Gazetesi, |
![]() |
![]() |
|