Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ennehr, mekârim

Mekârim En-Nehr

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mekârim En-Nehr




MEKÂRİM EN-NEHR

Irak'ta yetişen büyük velîlerden İsmi, Mekârim bin İdris'tir Irak'ta En-Nehr-ul-Hâlis adlı yerde yaşadı Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir Kabri orada olup ziyâret edilmektedir

Mekârim hazretleri evliyânın büyüklerinden Ali bin el-Hiytî hazretlerinin mânevî terbiyelerinde yetişti İlim, edep ve mânevî yükseklikler sâhibi zâtlar kendisini övmüştür Hocası onun hakkında; "Kardeşim Şeyh Mekârim cidden büyük ve fazîletli bir zâttır Lâkin o bizden sonra anlaşılacaktır" buyurdu

Nehr-i Hâlis beldesindeki talebelerin yetiştirilme vazîfesi kendisine verildi Pek çok kimse gelip talebesi olmakla şereflendi Hikmetli sözleriyle insanlara hak yolun bilgilerini öğretti

Ebû Muhammed bin İdris anlatır: "Mekârim hazretleri bir gün sevdiklerine Cehennem'i ve orada yapılacak azâbı anlatıyordu Herkes korkmaya ve ağlamaya başladı Lâkin orada yabancı birisi vardı O bu anlatılalardan hiç etkilenmedi ve kendi kendine; "Bu korkutmaktır Yoksa gerçekten kimseyi yakacak bir ateş değildir" diye mırıldandı Mekârim hazretleri onun bu inkârını anlayıp ona Kur'ân-ı kerîmdeki meâlen; "Yemin olsun ki, onlara Rabbinin azâbından bir nefha esinti dokunsa, elbette derler ki: "Vay hâlimize biz hakikaten zâlimlerden olmuşuz" (Enbiyâ sûresi: 46) âyet-i kerîmesini okudular ve sükût ettiler Onların susmasıyla oradakilerin hepsi sustu Bu sırada inkarcının renginin solduğu ve titremeye başladığı görüldü Sonra da; "İmdâd, imdât!" diye bağırmaya başladı Bu sırada adamın burnundan etrâfa fenâ kokulu bir duman çıktı Bu sırada Mekârim hazretleri tekrar Kur'ân-ı kerîmde meâlen; "Rabbimiz bizden azâbı kaldır Şüphe yok ki biz müminleriz" (Duhân sûresi: 12) âyet-i kerîmesini okudu Bunun üzerine adam sükûnete kavuştu Korku ve endişesi kalmadı Sonra ayağa kalkıp Mekârim hazretlerinin ayaklarına kapandı Îmân etti Biraz önce karşılaştığı durumunu anlattı ve; "Ben anlatılanları inkâr edince, içimde ateşten bir kıvılcımın kalbime doğru hızla yaklaştığını hissettim İçim dumanla dolmuştu Boğulacak gibi oldum O sırada; "İşte yalanladığınız ateştir Bu bir sihir mi? Yoksa siz görmüyor musunuz" meâlindeki (Tûr sûresi: 14) kelâmı işittim İşin hakikatını anladım Mekârim hazretlerinin sözleriyle kalbim açıldı ve şimdi îmân etmekle şereflendim" dedi"

Ebü'l-Hasan Cesûkî anlatır: "Bir zaman Mekârim hazretlerinin yanındaydım Allahü teâlâya olan sevgi ve muhabbetten konuştular Bir ara; "Kalbi, Allahü teâlânın aşkıyla yanan âşıkların nûru gizlense, her yer karanlık olur" buyurdu Birden mesciddeki bütün kandiller sönüverdi Herkes karanlıkta kaldı Mekârim hazretleri bir müddet sessizce beklediler Sonra; "Âşıkların nûru ortaya çıkınca, bütün kandiller pırıl pırıl yanar" buyurdu Birden kandiller yanıverdi Mescidin içi ışıkla dolmuştu"

Ebü'l-Mâcid Mübârek anlatır: "Mekârim hazretlerinin yanındaydım Biri gelip ona; "Efendim! Mânevî sırlara âşinâ, hakîkatı bilenin alâmeti nedir?" dedi Mekârim hazretleri de; "Sen hıristiyan birisin Belinde zünnârın var Ateş ehli olmuşsun" buyurdu O kişi feryâd edip Mekârim hazretlerinin ellerine kapandı ve belindeki zünnârı kesip müslüman oldu

Kendisine; "Sâdık mürid kimdir?" dediler O; "Sâdık mürîd yâni talebe kalbinden her şeyi çıkaran kimsedir Kadere rızâ gösterir" buyurdu Zâhidden sorulduğunda ise; "Nefsiyle uğraşıp, rahatı terkeden, makam ve mevkiye îtibâr etmeyen, şehvetlerden ve arzularından uzak, cihâd eden, tefekkür sâhibi, istikâmetten ayrılmayan, hakîkatı kendine şiâr edinmiş, kadere inanmış, mevlâdan hayâ eden kimsedir" buyurdu

Muhlisi de şöyle anlattı: "Muhlis, Allahü teâlânın rahmeti ile mahlûkâtın şerrinden kurtulan ve bütün insanların efendisi olan Peygamber efendimizin emirlerine uyandır" buyurdu"

Ebü'l-Mecd el-Mübârek bin Ahmed anlatır: "Onun huzûrunda idim Ah kerâmetini bir görsem, diye içimden geçirdim O sırada bana dönerek; "Evlâdım! Şimdi içeriye şu vasıflarda beş kişi girecek ve yaşları da şu kadardır, şu kadar ömürleri kalmıştır Şu gibi şeylere temayülleri vardır" buyurdu Hakîkaten buyurduğu gibi çıktı"

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c2, s267
2) Kalâid-ül-Cevâhir
3) Menâkıb-ül-Ârifîn Kerâmât-il-Kâmilîn; Üniversite Kütüphânesi, No: 558, vr179

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.