08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Melun Şimir
Melun Şimir
Muharrem ayının onuncu günü (Miladi 680 Hicri 61 senesi) hazret-i Hüseyin, yetmiş kişi ile Kerbelâ’da şehîd edildi Şimir (Şemmer) isimli bir mel’un onu kılıçla şehid ettikten sonra mübarek başını kesti  
Vâkıdî “rahmetullahi aleyh” şöyle bildirmiştir: “HİÇ ALLAH’TAN KORKMADIN MI?”
Mel’ûn Şimir, hazret-i Hüseyin’in “radıyallahü anh” mübârek başını kestikten sonra, bir torbaya koyup evine getirdi Hanımı, gece dışarı çıktığında, oradan bir nûrun göklere yükseldiğini gördü Yanına yaklaşınca bir ses işitti Hemen kocası Şimir‘in yanına gidip, durumu anlattı ve “onun altında ne vardır?” diye sordu Şimir, “Bir hâricînin başıdır Yezîd’e götürüyorum, bana çok mâl verir” dedi Hanımı, “Adı nedir?” diye sordu “Hüseyin bin Alî’dir” deyince, kadıncağız bir çığlık attı ve bayılıp düştü  Kendine geldiğinde, kocasına, “Hiç Allah’tan korkmadın mı? Âlemlerin seyyidinin göz nûrunun başını nasıl kestin!” dedi Sonra ağlayarak, Şimir’in yanından çıktı  
Şimir uyuyunca, hazret-i Hüseyin’in mübârek başını alıp öptü ve odasına götürdü  Gece ilerleyince, kadını uyku bastırıp, uyudu Rü’yâsında evinin yarıldığını ve her tarafı bir nûrun kapladığını gördü Bir beyâz bulut içinde iki kadın geldi Hazret-i Hüseyin’in başını alıp ağlaştılar “Bu iki kadın, hazret-i Hadîce ve hazret-i Fâtımadır” “radıyallahü anhümâ” dediler Sonra yüzü ay gibi parlayan bir kimse geldi “Bu, Muhammed aleyhisselâmdır” dediler Sağ tarafında hazret-i Hamza, Ca’fer-i Tayyâr ve diğer Eshâb-ı kirâm vardı Ağlaştılar  
“ARTIK SENİNLE YAŞAYAMAM!”
Hazret-i Hadîce ve hazret-i Fâtıma, Şimir’in hanımının yanına gelip, “Senin bizim üzerimizde hakkın çoktur Ne istersin?” dediler “Cennette sizinle birlikte olayım” dedi “Seni bekliyoruz” dediler  
Sabâhleyin kocası Şimir gelip, hazret-i Hüseyin’in mübârek başını istedi Hanımı vermedi “Artık seninle yaşayamam, beni boşa!” dedi Şimir de boşadı Fakat mübârek başı yine vermedi “Ölürüm de yine vermem” dedi Şimir kadını öldürdü ve hazret-i Hüseyin’in mübârek başını aldı  
Büyük âlim ve velî Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretleri diyor ki:
“Hazret-i Hüseyin’in mübârek başı Şâm’dan Medîne’ye getirildi Medîne vâlîsinin emri ile, mübârek başı kefenlenip Bakî’ Kabristânında, Fâtıma-tüzzehrâ hazretlerinin mübârek kabri yanına defnolundu ” Allahü teala şefaatine nail eylesin Amin
|
|
|