![]() |
Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri, |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri,Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri, Türkistan’ın büyük velîlerindendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin dedesi Hâce Şihâbüddîn, âlim ve velî bir zât idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha birçok müjdeler verdikten sonra, Ubeydullah’ın babası Mahmûd Şâşî’ye; “Benim bu torunumu iyi gözet, gerektiği gibi yetiştirip terbiye et” vasiyetinde bulundu ![]() ![]() ![]() Hâce Şihâbüddîn’in vefat etmeden önce buyurduğu gibi Ubeydullah-ı Ahrâr büyük bir velî oldu ![]() ![]() ![]() “Kibir sahipleri benim çok garibime gidiyor ![]() “Allahü teâlânın bütün yaratıklarını gözleri ile müşâhede ettikleri halde, öyle kimseler vardır ki Allahü teâlânın varlığı ile birliği hakkında şüpheye düşerler ![]() ![]() ![]() “HAKÎKÎ CÖMERT ODUR Kİ! ![]() ![]() “Hakîkî cömert; Allahü teâlâya itâat eden, kulların haklarını gözeten, yaptığı iyiliği Allah için yapıp, karşılığında insanlardan teşekkür beklemeyendir ![]() “Allahü teâlâdan korktukları için O’na ibâdet ederler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu eşsiz nasihatlerin sahibi Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri 1490’da Semerkant’ta vefat etti ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri, |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri,Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri, Türkistan’ın büyük velilerindendir ![]() ![]() ![]() ![]() TAŞKEND’E DOĞRU YOLA ÇIKTI ![]() ![]() ![]() Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri ile Firket denilen yerde idik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() SEMERKAND’I FETHETTİLER ![]() ![]() ![]() Bu görüşmesinden sonra, Sultan Ebû Saîd Mirzâ’nın etrâfında çok asker toplandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu duayı aldıktan sonra Sultan Ebû Saîd Mirzâ’nın askerleri hep birden düşman üzerine hücûma geçtiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri, |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri,Ubeydullah-ı Ahrâr Türkistan’ın büyük velîlerinden ve kendilerine “Silsile-i aliyye” adı verilen ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak dünyâ ve âhirette seâdete kavuşmalarına vesîle olan büyük âlim ve velîlerin on sekizincisidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tasavvufta yüksek derecelere kavuştuktan sonra, helal kazanmak için tarımla meşgul oldu ![]() ![]() ![]() ![]() BİZİM MALIMIZ FAKİRLER İÇİNDİR Allahü teâlâ onun mahsulüne öyle bir bereket verdi ki, her yıl 800 bin batman (700 ton) zahire uşur verirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Yakınlarından biri, bir gece birini kendisine şarap alıp getirmesi için gönderdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEYHLİK YAPSAYDIK “Eğer biz şeyhlik yapsaydık, zamanımızda hiçbir şeyh kendisine talebe bulamazdı ![]() ![]() ![]() “Belalara sabretmek hatta şükretmek gerekir ![]() ![]() “İnsanın yaratılmasından maksat, kulluk yapmasıdır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri, |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri,Ubeydullah-i Ahrâr hazretleri Türkistan’ın büyük velîlerinden ve “Silsile-i aliyye”nin on sekizincisidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Şeyh Ebû Saîd Ebü’l-Hayr, tasavvufu şöyle târif etmiştir: Şimdiye kadar evliyâdan yedi yüz zât tasavvufun târifi husûsunda çeşitli sözler söylemişlerdir ![]() ![]() “İnsanın kıymeti; idrâkinin, zekâsının, bu yolun büyüklerinin hakikatlerini anladığı kadardır ![]() Reşehât kitabının müellifi şöyle anlatmıştır: Ubeydullah-i Ahrâr hazretlerine bir gün rüyâsında şöyle denildi: “İslâmiyet, senin hizmetinle, mededinle kuvvet bulacak ![]() ![]() ![]() “O zaman Semerkand’da Mirzâ Abdullah sultan idi ![]() ![]() -Bizim buralara kadar gelmekten maksadımız, sizin Mirzâ’nız ile görüşmektir ![]() Karşılamaya gelen bey, edebsizce şöyle cevap verdi: -Bizim Mirzâ’mız, pervasız bir gençtir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sözler, o edebsizin son sözleri oldu ![]() -Bize Sultan ile görüşmek emredilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() MÜLKÜNE EL KOYDULAR! ![]() ![]() Bunun üzerine karşılamaya gelen o bey ayrılıp gitti ![]() ![]() ![]() -Bizim işimiz, o Sultandan ve onun kumandanlarından beklenemez, gidelim! dedi ![]() O gün Taşkend’e döndüler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri, |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri,Türkistan’ın büyük velîlerinden ve kendilerine “Silsile-i aliyye” adı verilen ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak dünyâ ve âhirette seâdete kavuşmalarına vesîle olan büyük âlim ve velîlerin on sekizincisidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tasavvufta yüksek derecelere kavuştuktan sonra, helal kazanmak için tarımla meşgul oldu ![]() ![]() ![]() ![]() BİZİM MALIMIZ FAKİRLER İÇİNDİR Allahü teâlâ onun mahsulüne öyle bir bereket verdi ki, her yıl 800 bin batman (700 ton) zahire uşur verirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Yakınlarından biri, bir gece birini kendisine şarap alıp getirmesi için gönderdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEYHLİK YAPSAYDIK “Eğer biz şeyhlik yapsaydık, zamanımızda hiçbir şeyh kendisine talebe bulamazdı ![]() ![]() ![]() “Belalara sabretmek hatta şükretmek gerekir ![]() ![]() “İnsanın yaratılmasından maksat, kulluk yapmasıdır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri, |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri,Ubeydullah-i Ahrâr hazretleri istanbul’a gelmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dülgerzâde Mehmed Efendi, önce kendi memleketinin âlimlerinden ilim tahsil ettikten sonra, hemşehrisi İshak Efendi’nin Medresesi’nde tahsilini tamamladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MİNARENİN KÜLAHI YANINCA! ![]() ![]() Dülgerzâde Mehmed Efendi, dînî ilimleri iyi bilen, fazîletli ve kâmil (olgun) bir kimse idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dedesinin mahallesinde (Saraçhâne’de) yangın çıkınca, mescidin minaresinin külahı yandı ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlar: Ma’rûf-i Kerhî, Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî, Ukayl-i Münbecî ve Hayât bin Kays el-Harrânî hazretleridir ![]() |
![]() |
![]() |
|