Prof. Dr. Sinsi
|
Cehennemdeki Manevi Azab-1-

"Hutame"nin ne olduğunu sana bildiren nedir?
Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir
Ki o, yüreklerin üstüne tırmanıp çıkar
(Hümeze suresi, 5-7)
Şimdiye dek cehennem ehlinin çektiği çeşitli fiziksel acılardan söz ettik Ancak tüm bunların yanında, en az bunlar kadar önemli bir başka azap ise, manevi azaptır Bu manevi azap pişmanlık, ümitsizlik, horlanma, aşağılanma, utanç, hayal kırıklığı gibi pek çok ruhi azapları içinde barındırır
"Kalplere Tırmanan Ateş"
Hemen herkesin dünyada çeşitli vesilelerle tattığı bir manevi azap vardır Örneğin çok sevdiği bir yakınını, dostunu, sevgilisini, karısını, kocasını ya da evladını kaybeden ve ona bir daha ebediyen kavuşamayacağını düşünen veya çok yakın bildiği, güvendiği birisinin ihanetine uğrayan bir insanın kalbi tarif edemeyeceği acılarla dolar İşte bu manevi azap, gerçekte, o insanın kaybettiği veya ihanetine uğradığı kişiyi ilahlaştırmasının karşılığı olarak Allah'ın kalpte yarattığı özel bir azap türüdür İnsanın, Allah'a yöneltmiş olması gereken sevgi, hayranlık, yakınlık, takdir, dostluk, bağlılık ve güven duygularını, o, herşeyiyle Allah'a ait, O'na muhtaç, aciz ve ölümlü kimseye yöneltmiş olmasının ve bu şekilde, Allah'a, O'nun yarattığı bir kimseyi ortak koşmasının, diğer bir deyimle şirk koşmasının karşılığı olan bir azaptır bu Müşrikliğinin cezasını Allah daha bu dünyadayken ona bu şekilde tattırır ki, ahirete gitmeden aklı başına gelsin ve tevbe ederek yalnızca Allah'a yönelip dönsün Burada ilahlaştırılanın mutlaka bir insan olması da şart değildir Kişilerin zaafları farklı farklıdır Mal, mülk, para, servet, itibar, kısaca Allah'a ortak koşulan, şirk koşulan herhangi bir nesne ya da kavram da aynı şekilde ilahlaştırılabilir
Dünyada bunları kaybetmenin verdiği azap ise yalnızca, cehennemdeki benzerinin çok küçük dozdaki bir yansımasıdır Bir ibret ve uyarı mahiyetindedir Ahirete şirk dolu bir kalple gideni ise cehennemde bu acının aslı ve süreklisi beklemektedir Yalnızca dünyadaki bu manevi azap bile şirk koşmanın derecesine göre, kimi zaman öyle şiddetli olur ki, bu acıyı çeken, kurtulmak için her türlü fiziksel işkenceyi bile bu manevi acıya tercih eder Hatta ölüp kurtulabilmek için intihar bile edenler olur Bu tarifsiz acıyı ifade edebilmek için ise müşrik, "yüreğinin yandığını", "ciğerinin yandığını", "içinin yandığını" söyler
Nitekim Kuran'da cehennem azabının bu manevi yönü dikkat çekici bir şekilde vurgulanarak, "kalpleri yakan bir ateş"ten söz edilmektedir:
Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline;
Ki o, mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır
Gerçekten malının kendisini ebedi kılacağını sanıyor
Hayır; andolsun o, 'hutame'ye atılacaktır
"Hutame"nin ne olduğunu sana bildiren nedir?
Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir
Ki o, yüreklerin üstüne tırmanıp çıkar
O, onların üzerine kilitlenecektir;
(Kendileri de) Dikilip-yükseltilmiş sütunlarda (bağlanacaklardır)
(Hümeze Suresi, 1-9)
Dünyadaki en şiddetli acı bile zamanla unutulur, belki izleri bir süre devam eder ama, hiçbir zaman ilk günkü şiddetini korumaz Cehennemde ise bu acı dünyadakinden kat ve kat daha fazla olmak üzere, hem de ebediyen hiç eksilmeden kafirlerin yüreklerine tırmanıp yakar
Bunun yanı sıra, cehennem ehlinin umutsuzluk, pişmanlık, aşağılanmışlık, öfke, kin ve çekişme duygularının karışımı sonucunda yaşadığı manevi azap da buna katılır ve inkar edenler en az fiziksel olduğu kadar ruhi yönden de işkence çekerler
|