Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kalbin, sorumluluğu

Kalbin Sorumluluğu

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kalbin Sorumluluğu




KALBİN SORUMLULUĞU


“İş veya çalışma” dendi mi zihnimizde hemen
gözle görülen faaliyetler canlanır
Yazı yazmak bir iştir
Bu iş, el, kâğıt ve kalem üçlüsüyle ortaya çıkmıştır
Biz bu yazıya bakarız da o yazının
insan zihninde planlandığını, ilimden,
hafızadan yardım alındığını,
edebî kabiliyetin onu şekillendirdiğini pek hatırlamayız
Bunlar da birer iştirler,
hem de birinciden çok daha önemlidirler
Çünkü, yazı gerçekte bunların ürünüdür,
ama açığa çıkması ve başkalarına da görünmesi için
“kalem, kağıt ve el” üçlüsü devreye girmişlerdir
Böylece, o görünmez mana bu görünen eşya ile
kendini hissettirmeye, okutmaya başlamıştır

“Ef’al-i ibad” (kulun fiilleri, işleri) konusunda,
insana ait işler ikiye ayrılarak incelenir;
birisi ihtiyari, diğeri ıstırarî fiiller
Birincisinde insan o işi kendi iradesiyle icra etmiştir,
ikincisinde ise insan iradesinin her hangi bir etkisi
söz konusu olmadan, o iş ortaya çıkmıştır
Kalem tutan elimizin faaliyeti birinciye, (ihtiyari)
saçımızın uzaması ise ikinciye bir örnektir (ıstırarî )
İnsan, eliyle icra ettiği işlerden sorumludur,
ama saçının akından karasından sorumlu değildir

Bir ayet-i kerimede şöyle buyrulur:
“Göklerde ve yerde ne varsa Allah’a aittir
Gönlünüzde olanı açığa vursanız da gizleseniz de
Allah sizi ondan sorguya çeker
(Sonra) dilediğini bağışlar,
dilediğine de azap eder Allah her şeye kadirdir
Bakara Suresi, 284

Fahreddin Razi hazretleri
bu ayetin tefsirinde şunları kaydeder:
Kalbe gelen düşünceler iki kısımdır
Bir kısmını, insan kalbine iyice yerleştirir
ve gerçekleştirmeye azmeder Bir kısımsa,…
insanın hoşlanmadığı, fakat içinden bir türlü
söküp atamadığı şeylerdir
İnsan birinci kısımdan sorumludur,
ikinciden değildir
(Tefsir-i Kebir, 6/74)

Sorumlu olduğumuz kısım için de şöyle bir açıklama getirir:
“Allahu Teala … “Allah onunla sizi hesaba çeker” buyurmuş,
fakat … “onunla sizi muaheze eder,
sorumlu tutar” buyurmamıştır
Buna göre ayetin manası,
“Allah Teala kalplerde saklı ve gizli olan şeyleri bilir”
şeklinde olur
(s75)

Bu ayet hakkında Elmalı Hamdi Yazır,
tefsirinde şu noktaya dikkat çeker:
“İzhar ve ihfa efal-i ihtiyariyeden oldukları için
insanların iradesi ile alakası olan amal-i zahire
ve batına dahil olup gayr-ı iradi olanlar
muhasebeden hariç kalır
(s991)

Yani, açığa vurma ve saklama
insanın kendi iradesiyle icra ettiği birer fiildir
Ameller zahirî (görünen, açıkça yapılan)
ve batınî (görünmeyen) olmak üzere ikiye ayrılır
Bunlardan irade dışında ortaya çıkanlardan
insan sorumlu değildir;
kendi iradesiyle icra ettiklerinden ise sorumludur

İnsan denilince ruhla bedeni birlikte hatırlarız
Ama çok iyi biliriz ki, insanda esas olan ruhtur;
beden onun hanesi, yahut elbisesi hükmündedir
Buna göre kulun fiilleri denilince de en önce
ruhun işleri hatırlanmalıdır Ancak, ne ruh ve
ne de onun işleri gözle görülmediğinden
bu ifade bize öncelikle “bedenle yaptığımız faaliyetleri”
hatırlatır Kaldı ki, bedenle yapığımız işler de
yine ruhtan gelen emirle, onun irade etmesiyle
ortaya çıkmaktadır

Ruhumuz dilemedikçe ayaklarımız yürümez,
elimiz bir şeyi tutmaz, gözlerimiz bir tarafa yönelmezler
Nitekim, görünen ve görünmeyen bütün faaliyetlerin
kaynağı ruhtur ve “sorumluluk” da
ancak ruh için söz konusudur;
bir şey dileme ve icra etme gücüne sahip olmayan
organlar için değil

Şu var ki, kalbe gelen vesveselerle
kalbin kendi işlerini birbirine karıştırmamak gerekir
Vesvese kalbin değil şeytanın fiilidir
Onun içindir ki insan, kalbine gelen pis hatıralardan,
çirkin sözlerden sorumlu değildir
Kimsenin bir başkasının yükünü yüklenmeyeceği”
temel bir hükümdür,
buna göre şeytanın işini kalp yüklenemez,
yani vesveselerden kalp sorumlu olmaz

Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenemez
(Necm Suresi, 38)

Nur Külliyatında, vesveseye düşen hassas kişileri
rahatlatacak harika bir tespite yer verilir:
“O çirkin sözler senin kalbinin sözleri değil
Çünkü senin kalbin ondan müteessir ve müteessiftir
(Sözler)

Kafamıza taş atılmışsa ve biz onun yarasından
acı duyuyorsak, bu atışı başkası yapmış demektir
Kendi kafamızı kendi elimizle kırıp,
sonra da oturup üzülmemiz söz konusu olamaz

Yukarıdaki güzel tespite göre,
kişi kalbine gelen kötü şeylerden rahatsızlık duyuyorsa,
bu demektir ki o sözler kalbin değil şeytanındır

Kalbin sorumluluğunu ortaya koyan
diğer bir ayet-i kerime:
“Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme
Çünkü, kulak, göz ve gönül, bunların hepsi,
yaptıklarından sorumludur
(İsra Suresi, 36)

Ve bu ayetteki haberi destekleyen bir başka ferman:
“Zulmedenlere meyletmeyin Aksi halde,
size ateş dokunur
(Hud Suresi, 113)

İnsan kendi iradesiyle haram sözleri dinliyor ve
haram şeyleri seyrediyorsa bu fiillerden
sorumlu olduğu gibi,
kalbiyle harama meylediyor ve
zihninde onu icra etmek için planlar kuruyorsa
ruhun bu icraatlarından da sorguya çekilecektir

“… kalbine gelen fenalığı kabul edip kararlaştırarak
hariçte vücut bulmasına çalışırsa bundan mesul olur,
velev (isterse) hariçte vücut bulmasın
(Hülasatül Beyan, Mehmed Vehbi, s529)

Zulme meyil de kalbin bir fiilidir
ve ikinci ayet-i kerimede bundan sakınmamız emredilmekte,
aksi halde ateşin bize de dokunacağı haber verilmektedir

Nur Külliyatından
Meyvenin Dördüncü meselesinde
bu konuda şöyle bir açıklama getirilir:

"Bazen bu harp boğuşmalarını merakla takip eden,
bir tarafa kalben taraftar olur
Onun zulümlerini hoş görür, zulmüne şerik olur

İşin önemli bir yanı da şudur:
Bu risale yazıldığında
iki gayr-ı müslim ordu birbiriyle çarpışmaktadır
Bunlardan birinin diğerine zulmetmesini
hoş görmek bile insanı sorumlu kılmaktadır

Adalet zatında güzel olduğu gibi
zulüm de zatında çirkindir Adil bir gayr-ı Müslim,
imansızlığından dolayı cehenneme girse bile,
orada çekeceği azap, zalim bir gayr-ı müslimin
(azabından) kinden daha az olacaktır
Cennetteki nimet dereceleri gibi cehennemdeki
azap dereceleri de bir değildir Aynı şekilde zalim
bir müslüman da sonunda cennete gitse bile,
zulmünün hesabını mutlaka verecektir

Kalbin en güzel fiili iman etmek,
en çirkini ise küfrü ve şirki kabullenmektir
Bu iki kaynaktan gelen ve sonsuz diyebileceğimiz
kadar çok “güzel ve çirkin fiiller” vardır

Kanaat, sabır, rıza, teslim, tevekkül, tevazu,
hüsn-ü zan kalbin güzel fiilerinden olduğu gibi,
haset, kin, hırs, sabırsızlık, kibir,
su-i zanda onun kötü işlerindendir

Bazı hassas kişileri heyecanlandıran bir noktayı
tekrar hatırlatarak yazıyı noktalayalım:

Kalbe gelen kötü hatıralar kabin işi değildir
İrade dışında ortaya çıkan bu sonuçtan
kalp sorumlu da değildir
Çünkü bunlar birer vesvesedirler,
vesvese ise kalbin değil şeytanın fiilidir


DEĞERLENDİRME:

AMA BİZE DÜŞEN DE: GAYRET EHLİ OLMAK,
VESVESEYE MEYDAN VERECEK İŞLERLE
OYALANMAMAK
HEM YAPIP HEM DE
"NE YAPAYIM ŞEYTANIN VERVESESİ
BEN SORUMLU DEĞİLİM”
DEMEK DE OLMAZ
RABBİM NE BUYURUYOR:
“HİÇ BİLENLE BİLMEYEN BİR OLUR MU?”
ONA GÖRE
DİKKAT EDENLE, ETMEYEN BİR OLUR MU???
NE YAPMAMIZ, NASIL YAPMAMIZ
GEREKTİĞİNİ İYİ ÖĞRENMEK VE HER
ÖĞRENDİĞİMİZİ DE UYGULAMAK GEREKİYOR
ÖĞRENMEKLE İŞ BİTMİYOR
UYGULAMA OLMADIKTAN SONRA
NEYE YARAYACAK
SEN YEMEK YAPMAYI ÖĞREN ;
AMA YAPMA NE OLUR???? AÇ KALIRSIN
DEMEK Kİ AHİRET YURDUNDA DA
AÇ KALACAĞA BENZERİZ
RABBİM CÜMLEMİZE HAKİKİ AKIL İHSAN ETSİN
CÜMLE ÜMMET-İ MUHAMMEDE
İKİ CİHAN SAADETİ VERSİN
SAĞLICAKLA KALINIZ


Kaynak:cid-d49d16bbab8a1a89spaceslivecom/blog/

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.