Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
allaha, allahtan, çare, kaçmak

Çare Allah'a Kaçmak Mı, Allah'tan Kaçmak Mı?

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çare Allah'a Kaçmak Mı, Allah'tan Kaçmak Mı?




Günümüzde insanlığın be-lini büken ızdıraplar, sı-kıntılar ve bunalımlar içinde kıvran-dıran, perişan eden dertler vardır Bu dertlerin öncelikle teşhis edil-mesi, sonra da tedavisine başlan-ması hem şart hem çok acildir Bu şuursuzluk, nemelazımcılık, bu acıklı hal ve korkunç durum, her şeyden önce derdin teşhisini iyi ko-yacak ve muhatabın durumuna ve anlayış seviyesine göre hareket ede-cek yani işin erbabı ve sahasının uz-manı olan kimseler ve aynı zamanda bu hususlarda tecrübeli ve dene-yimli şahsiyetler istemektedir

Bu işi sahiplenecek kimseler iyi bilmelidir-ler ki, onlar sürekli olarak rahmet ve hürmetle hatırlanacak ve hiçbir za-man unutulmayacaklardır
Bizim önceleri sahip olup da sonraları kaybettiğimiz bir kısım değerlerimiz vardır Bu kaybediş, bizlere çok pahalıya mal olmuştur
Kaybettiğimiz ve bir an önce kendimizde ve neslimizde diriltme-miz gereken hususların başında aşk ve heyecan, azim ve hamle ruhu gel-mektedir
Bu ruh, imanı, aşkı, heyecanı, azmi ve hareketi beraber görme ruhudur
Barış, bir akd, bir sözleşme ol-duğu gibi aynı zamanda eylemler ve davranışlar bütünüdür; yani barış sadece söz ile olmaz ve sağlana-maz İnsanlar ilk sözleşmeyi yüce Rabbimizle yapmışlardır: “Ben si-zin Rabbiniz değil miyim?” hita-bına insanlar: “Evet, biz buna şa-hidiz, Sen bizim Rabbimizsin!” diye cevap vermişlerdir (7 Araf, 172)
Bu açıdan İslam, Müslüman bi-reyde ve Müslüman toplumda bir barış kültürü oluşturmuştur
Allah bütün insanlığı barışa da-vet etmektedir: “Ey iman eden-ler! Hep birlikte barışa girin!” (2 Bakara, 208)
Allah'ın insanları barışa daveti, İslam'a davetidir; İslam'a daveti, ba-rışa davetidir Çünkü İslam, hem bir din hem de bir “Dünya Görüşü” ola-rak barış ismini taşır Bilindiği gibi İs-lam ismi ve Kur'an'ın kavramı barış (silm), sulh, sükûnet, huzur, esenlik anlamları olan S-L-M kökünden ge-lirler Her Müslümanın birbirine söylediği “Selâm” sözü de aynı kök-tendir Yüce Rabb'imizin bir ismi de “es-Selâm”dır (59 Haşr, 23)
Cennetin isimlerinden biri de “Darü's-Selâm”dır, selâm (mutlu-luk, barış) yurdu demektir (6 En' am, 127) “Allah kullarını Darü's-Selâm'a (selam yurduna, cen-nete) çağırır” (10 Yunus, 25) Pey-gamber (sav) namazından çıktığı zaman üç defa istiğfar eder ve “Alla-hümme entes-selâmü ve minkes-se-lâm tebârekte yâzel-celâli vel-ikram: Allah'ım selam sensin; selamet de an-cak sendendir Mübareksin Ey celâl ve ikram sahibi!” derdi (Müslim, Mesâcid 135)
Karşılaştığı kişiyi “Selâm” (Es-selâmü aleyküm) kelimesiyle se-lamlayan insan, karşısındakine “İşim, tavrım, davranışım selamdan ve barıştan ibarettir Selametin ve barışın dışında bir hedefim, isteğim ve iradem yoktur” mesajını ver-mektedir
İslam, sadece ismiyle değil, aki-desiyle, ibadet ve taatlarıyla, emir ve yasaklarıyla, helal ve haram-larıyla kısacası bütün öğretisiyle düsturuyla barış dini demektir Aynı zamanda “Müslüman” demek, ken-di kendisiyle barışık ve barışta olan, hem kendisi hem de başkası için barış, esenlik dileyen kimse de-mektir


HAYAT KAVGADAN MI İBARET?
Maddeci dünya görüşlerine göre ise, hayat sınıflar yahut birey-ler arasında sürüp giden bir çatış-madır Böyle bir hayat felsefesi, hırs-ları, menfaat duygusunu körükler Güç firavunlaşır, hak kuvvetle ta-nımlanır İnsanlığın mutluluk yolun-da tek ümidi olan sevgi ve merha-met sadece lafta kalan süslü söylem-lerden öteye geçemez Vicdanlar etkisizleşir Düşmanlık duyguları boy atmak için böyle ortamları arar Zaten insanın hem cinsine karşı düş-manca davranma eğilimi onun ma-yasında vardır Bu eğilim, insan soyu henüz ikinci kuşaktayken Kabil'in Habil'i öldürmesi ile (5 Maide, 27-31) ortaya çıkmıştır
Günümüz insanı da kendisiyle barışık olmadığı için diğer varlıklar-la da barışık değildir İnsanın mutlu-luğunu ortadan kaldıran bu kendi kendisiyle barışık olmama duru-munun temelinde de “Allah'la barı-şık” olmaması yatmaktadır Halbuki Ataullah İskenderi'nin dediği gibi: “Başlangıcı Allah ile olanın sonu da Allah'a kavuşmak olur
İnsanın kendi kendisiyle barışık olmama durumunun temelinde adaletsizlik vardır Kendi kendisiyle ilişkisinde âdil olmayan insanın bir müddet sonra çelişkiler yumağına düşmesi sürpriz olmayacağı gibi, bu yolla vicdanını da sürekli yaralayan bir kimsenin mutluluğun asgari ko-şullarına dahi sahip olması düşü-nülemez Kendi içindeki ilişkileri izale edemeyen ve vicdanıyla ge-rekli barışı sağlayamayan bir in-sanın toplumsal düzlemde âdil ve barışçıl davranışlar sergilemesi beklenemez
Çağdaş insanın sıklıkla karşı karşıya kaldığı bencil ve iki yüzlü tu-tumların doğurduğu bireysel ve toplumsal hastalıkların temelinde bireyin öncelikle kendisini niyet ve vicdan açısından yeterince gözden geçirmemesi yatmaktadır Oysa kişinin kendi kendisiyle barışının ve nihayet mutluluğunun temelinde ona adaleti emreden vicdanıyla ba-rışık olması yatar Ne yazık ki çağ-daş insanının içine düştüğü psikolo-jik bunalım ortamı onu bir yandan vicdanın sesini duyamayacak bir ha-le getirirken, diğer yandan bu ha-liyle yaşamını sürdürebilmek için kendi kendisini kandırmayı kendisi için bir yaşama sanatı haline getir-miştir
Evet; kendi kendini kandırıyor, pek çok insan Olduğu gibi de, gö-ründüğü gibi de olamıyor Günü-müzün insanın çoğu, hayatı kavga-dan ibaret görüyor Ya değilse bu savaşlar neyin nesi?
ÇARE NEDİR?
1- Varlık içinde yokluk çekiyo-ruz Dünyanın en fazla sosyal ser-mayesi olan insanları Müslümanlar-dır Evinin altındaki hazineden habe-ri olmayıp, zül ve züğürt yaşayanla-ra benziyoruz Kendi değerlerimi-zi, imkanlarımızı iyi bilmeli ve de-ğerlendirmeliyiz Mutluluğu İs-lam'ın dışında arayanlar, doğruyu yanlış yer ve zeminde arıyorlar de-mektir
Hz Mevlânâ; “Körler paza-rında ayna satma, sağırlar diyarında nâra atma!” diyor Doğru teşhis, doğru reçete, doğru tedavi ancak hastalığı tedavi eder
İyi insan yetiştirmede yapı-lacak eğitim-öğretimin üç boyutu vardır
a- Bilgilendirmek
b- Yönlendirmek
c- Uygulamak
a- Bilgilendirmek : Eğitim ve öğrenimde yapılacak ilk iş, kişiye, önce Yaratanını, inanç esaslarını, maddî ve manevî değerlerini tanıt-mak olmalıdır Çünkü Yaratanını tanımayan ve O'nunla barış içinde olmayan, hem kendisiyle hem de başkalarıyla kavgalı olur, barışamaz
b- Yönlendirmek : Eğitim sa-dece bir kültür ve bilgi kazanma va-sıtası değildir Edinilen bilgilerle kişi-lerin yönlendirilmesi, diğer bir ifa-deyle ilim verilirken ilim öncülü-ğünde yön ve hedef tayini yapılması gerekmektedir
c- Uygulamak : Yön ve hedefi olmayan bilgiler fayda vermediği gi-bi, uygulanmayan bilgilerden de is-tenilen sonuçlar alınamaz
Bilgilerimizi uygulamada niyet, usül, zaman, mekan ve devamlılık çok önemlidir Verilen bilgilerin ve yapılan yönlendirmelerin bu çer-çeve içerisinde uygulanmasını sağ-layacak bir tarzda eğitim ve öğretim yapılmalıdır Mesela silah kullanma-sını öğretir de nerede, ne zaman, nasıl ve kimlere karşı kullanılacağı hususunda gerekli eğitimi vermez-seniz, silah bir zulüm makinesi olur
2- Hz Ömer (ra): “Nasihat-çileri olmayan ve nasihatçileri sev-meyen bir millette hayır yoktur” buyurmuştur
Aşkla, heyecanla, azimle ve cid-di bir hamle ruhuyla irşad, tebliğ, hizmet ve Hakk'ın hakimiyeti, yaşan-ması, yaşatılması ve yayılması gayre-tine girişilmelidir Çünkü bir insanın kıymeti, himmeti nispetindedir “Ki-min himmeti milleti ise, o kimse tek başıyla küçük bir millettir
İnsan ancak gayret ve faaliyeti ölçüsünde olgunlaşabilir, ideal ufuk-lara doğru yol alabilir Hizmet, insanı kâmilleştirir, mükemmelleştirir, in-sanın ne olduğu, neye ilgi duydu-ğuyla ölçülür Allah davasına ilgi du-yan da Allah adamı olur
3- Kafa, kalp imanla dolmayın-ca, eşya, eğlence ve ideoloji ile dol-maktadır ki bu da zihinsel kirliliği ar-tırmakta, o da yorgun ve mutsuz in-sanları çoğaltmaktadır Yapılan araş-tırmalar gösteriyor ki, çevreyi kirle-tenlerin önce zihinleri kirlenmiştir Zihinleri kirlenen insanlar, her yeri, her şeyi kirletebilmektedirler Öy-leyse imanın aydınlığında bir hayat için tüm insanlığı İslam ile buluştur-mak gayreti içinde olunmalıdır Zira çaresiz değiliz, çare biziz Eşyanın, makamın, servetin, şöhretin kulu olanları “Allah'a kulluk şerefine” eriştirmek için her türlü imkanı kul-lanarak yoğun çalışmalar yapılma-lıdır
4- “Her doğan çocuk, İslam fıt-ratı üzerine doğar” (Münâvi, Fey-zu'l- Kâdir, 5/33) Bu fıtrat İslamî eğitimle büyütülürse kulluk yönü ağır basar Yoksa çocuğun fıtratı bo-zulur, şeytani ve nefsanî yönü ağır basar Kirli akan bir derenin veya kanalizasyonun içindekileri kirlet-mesi gibi bir zaman sonra haramlar, günahlar da kalbi tertemiz olan ço-cukların fıtratlarını bozar Onun için nesillerimizin günah ve haram bom-bardımanlarına karşı korunmaları, donanımlı hale getirilmeleri, her nereye giderlerse gitsinler iyi insan-larla, hayır müesseseleriyle karşı-laşmaları sağlanmalıdır Unutma-yalım: Şikayet ve sızlanma, nazlan-ma acizlerin işidir Bizim şikayet et-me değil, çözüm bulma, çare olma, çare sunma sorumluluğumuz vardır
5- Mevcut dinamiklerimizi, sos-yal sermayemizi harekete geçirebil-sek; pek çok meselenin hallolduğu-nu, karanlıkların aydınlandığını gö-receğiz
Allah'tan kaçarak değil, Allah'a koşarak kurtulabiliriz “O halde hepiniz Allah'a kaçın” (51 Zari-yat, 50)


Halil Atalay/ ribatdergisi



Alıntı Yaparak Cevapla

Çare Allah'a Kaçmak Mı, Allah'tan Kaçmak Mı?

Eski 08-01-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çare Allah'a Kaçmak Mı, Allah'tan Kaçmak Mı?




Bu paylasima harika denilmezde ne denilir? Cok haz duydum okurken, onca yerde "evet evet, ahh evet" demisligime cokca sahit oldum Kopya edilmesi, evin bir duvarina asilasi Allah'im razi olsun bu güzelligin okumama vesile oldugunuz icin

Hele o baslik yok mu? MaazAlah dedirtsede son kismi, ilk sözleri tebessüm ve hamd'a yeterli geldi Kalakaldim orda! Basliktan ilerleyemedim bir müddet Söylüyordu ki; baslik bile dogru olanin ne oldugunu Varmak ona, yasamak vuslati, nasip olsun cümlemize Eli bos gitmek yakismaz Mü'mine Daim tedbirli olmaliyiz, kisadir hayat dedigimiz

Kacmak seytandan kosmak Allah'a demektir Ne mutlu bizlereki kacabilme kabiliyeti vermis Rahman cc Kacmamiz gerekirken kacmamazlik ettigimiz vakit ise; yorgun düsüyoruz Hayat bizlere kötü görünmeye basliyor, dert üzerine dert ediniyoruz Hersey O'ndan uzaklasmadan kaynaklandigini sonlara dogru farkedebiliyoruz Ne vakit siginsak O'na, eller semaya kaldirsak, birden sifamizin orada oldugunu hissediyoruz Demekki bildiklerimizde isrraci olmaliyiz, uygulamaya almaliyiz! Uygulanidginda meyvesini elimize veriyor zaten O Meyvesiz'de edemiyoruz iste, cünkü insanogluyuz Somut seyler lazim kimi zaman Görmek ve sahit olmak gerekir Saklidir kimi ibretler

Temeli bizler attigimizda belli olan adresimizden vazgecmedigimiz müddetce iyi insanlar yetistirebilecegimize inaniyorum Atalay kardesimizibunun boyutlarini belirtmis; Bilgilendirmek - yönlendirmek - uygulamak Mükemmel! Bu üc boyut bir ücgen gibidir Hangi bir cizgisi egri atilirsa birlesmez ücgen Veya bir cizgisi eksik olursa olusmaz ücgen Ûcgene bir cizgi eklersekte ücgenlikten cikar Asiriya kacmamak, dozunda, hakkiyla yasamak ve yasatmak lazim

Bizler bireyler olarak güclüyüz, farkinda degiliz


Allah'imiz var! Ellerimiz birakmasin Daim YAR Vve YARDIMCIMIZ olsun

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.