İnsanlar Uykudadırlar, Ölünce Uyanırlar (Hadisi Ş

“Her can ölümü tadacaktır Sonunda Bizim huzurumuza getirileceksiniz” (Ankebut - 57)


Tefsiri; yani, "Dünya hayatına fazla heves etmeyin, çünkü herkes er veya geç ölecektir Hiç kimse bu dünyaya ebedi yaşamak için gelmemiştir Bu nedenle, asıl gayeniz, hayatı kurtarmak değil, imanınızı nasıl koruyacağınız ve Allah'a ibadetin gereklerini nasıl yerine getireceğinizi öğrenmek olmalıdır Sonunda mutlaka bize döneceksiniz Eğer hayatınızı kurtarmak için imanınızı kaybetmişseniz, o zaman ahirette ki akıbetiniz biraz farklı olacaktır Fakat tam aksine eğer imanınızı korumak için hayatınızı kaybetmişseniz, sonuçta bunun tam tersi olacaktır Bu nedenle sadece bize döndüğünüzde yanınızda ne getireceğiniz konusunda çaba ve gayret sarf etmelisiniz Yanınızda yaşamak için feda ettiğiniz bir iman mı, yoksa inancınız için feda ettiğiniz bir hayat mı getireceksiniz"(1)


Tefsirde açıklanan Yanınızda yaşamak için feda ettiğiniz bir iman mı, yoksa inancınız için feda ettiğiniz bir hayat mı getireceksiniz" Sualiyle muhatap olan bizlere bir uyarıcı sözde;


Hz Ömer (r a) dan gelmektedir; “İnandığınız gibi yaşayamazsınız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız”


Hadisi Kutside buyrulduğu üzere “İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar”


Peki, bu gaflet uykusundan uyanmak sadece ölümle mi gerçekleşir?


Ya da şöyle soralım suali; Ümmet-i Muhammede, ölmeden önce ölebilmek, dirilmeği ve kurtuluşu getirmez mi?


Milletçe uykudayız neden mi bakın şu televizyonlardaki rezaletlere nasılda başka yönlere ustaca dikkat çekilmekte kişi düştüğü durumu dahi göremez hale gelmekte


Futbol toplam 22 oyuncu sahada koşar kaleye gol atılınca binler goooooool diye kendini kaybeder peki ne için, ne kazandırmaktadır? Efendim diyorlar ki; Milletçe bütünleşiyoruz hmm vah ki vah bütünleşebilmek için ortak değer futbol mu kaldı bu Necip Milletin elinde yeni futbol federasyonu başkanı gol sevincinde eşine sarılmış hmm ne modernleşme göstergesi ama(!)


"Sekeratü'l-Mevt" denilen "İnsanın ölümüne delalet eden ölüm baygınlığı" geldiğinde vade dolmuştur Önünden sınav kâğıdı alınan öğrenci misali ya sınava iyi hazırlanıp süreyi hakkıyla değerlendirmiş ya da çalışmamış fuzuli karalamaların yer aldığı bir sınav kâğıdı teslim eder


Ama bu sınavın tekrarı yoktur her şey bitmiştir Teslim alırlar emaneti ve sorgu sual ve de sonrası kul kıyamete kadar berzaha yani bekleme salonuna buyur edilir tabii ki ne halde bekleyeceğini Allah bilir


Geride kalanlar hiç ölümün kendilerine uğramayacağını sananlar veryansın etmeye başlarlar:


Çok gençti erken gitti (!)


—Kabristanlar bebekler ile dolu görmezler mi?


Daha çok şeyler yapacaktı (!)


—Vakit bitince bitmiştir anlamazlar mı?


Doktor basına açıklama yapıyor; 90 dakika uğraştık ama hayata geri döndüremedik, hayata dönmek istemedi (!)


—Giden gitmiştir eşiği geçtikten sonra gelemeyeceğini bilmezler mi?


Ölüm ani geldi (!)


—Doğduğumuz andan itibaren ölüm eşiğine koştuğumuz ve ipi göğüslemenin her an olabileceğini anlamazlar mı?


Yukarıda tefsirde açıklanan Yanınızda yaşamak için feda ettiğiniz bir iman mı, yoksa inancınız için feda ettiğiniz bir hayat mı getireceksiniz" Sualiyle muhatap olan bizlere Bu yazıyı yazma gereği duymama vesile olan geçen gün vefat eden biri hakkında basının ve devlet erkânının şaşırtacak derecede ilgi göstermesidir Bir an acaba bir Âlim mi Hakka kavuştu da ben aciz farkında değilim endişesine dahi düştüm Sonra bu zatın Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olduğunu öğrendim Bu arada Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabır versin


Hâlbuki neredeyse haftası dolmadan şehitler veriliyor bu memlekette kimse oralı bile değil ama önemli mi canım sende, baksana futbol camiası büyük bir değerini yitirmiş bundan daha önemli hizmet mi olur (!) Fidanlar, vatan için canını vermiş ne ehemmiyeti var geç git be kardeşim (!) Bunu dile getirince de hemen şehitleri kullanmayın diyenler belirir, bir durun düşünün bakalım, doğruları duymak neden sizi rahatsız eder? Onları kullanmak diyerek suçladığınız acaba hakları olan hürmeti göstermek çabası olamaz mı?


Bir Millet uyuyor! Milletçe uyanamadık bunca bedele rağmen!


Şehitler ölmez vatan bölünmez nidalarını hatırlıyorsunuz değil mi?


Komutanı sormuş askere vatan nedir evladım?


Düşünmüş şöyle bir bakmış demiş ki;


—Komutanım savaşta fakirin, barışta - refahta zenginin olandır!


İsrailli askerin kurşunu hala bir bebeğin kafatasını paramparça etmekte!


Amerikalı asker hala bir Iraklının ırzına geçmekte!


Amerikalının İngiliz’in Afganistan da hala dönen oyunları haddi hesabı olmadan devam etmekte!


Suçlu ayağa kalk! Diyor, Hıristiyan Birlikleri Müslüman a ve maalesef kalkıyoruz dünden razıyız bizi yönetmelerine yargılamalarına hani artık başı sıkışan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurması artık moda oldu aman ha içinde uhde kalanlar varsa durmasın koşsun (!)


Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum,


Kesilir belki, fakat çekilmeye gelmez boynum


Adam aldırma geç, diyemem aldırırım,


Çiğnerim, çiğnenirim, Hakk'ı tutar kaldırırım (3)


Ve çekilmeye gelmez boynum diyenlerin, uysal koyun değilim diyenlerin torunları kalkıyoruz ayağa ,

Suçun, Müslüman olmak (!) diyor, Hıristiyan Birlikleri, Mason Locaları ve daha nice gizli birlikler 08072008 tarihli bir gazete başlığında; Türkiye İslamcı mı oluyor?(Eee adamlar takipte su uyur düşman uyumaz Varsa bir yöneliş alınmalı önlemi uyutma araçları sokulmaya devreye ve Milletçe uyutulmalıyız şu an olduğu gibi (!) Aman ha sakın İslam a yönelmek de neymiş sonra Bu Milet yine dirilir falan (!)


İngiltere'den Türkiye ilginç bakış açısı İngiliz Independent gazetesi, soru ve cevaplarla Türkiye deki durumu ele aldığı haberinde, Laiklik tehlikede mi? sorusuna hem evet, hem hayır yanıtını verdi

Bak sen sonraki bölümde de şu tespitleri sıralamış Gizli Efendilerimiz ;


- Başörtü takanların sayısının eskiye oranla arttığı yolunda bir inanışın var olduğu,

- Türkiye de otoriter laikler ile Müslüman demokratlar arasında bir mücadele yaşandığı,

- Türkiye de laiklik tehdit altında olmadığı Çünkü Türklerin sadece yüzde 10 u şeriat yasaları desteklediği ve bu kişilerin oranının azaldığı, Onlar bizleri bu kadar yakından takip edip yönlendirirken peki ya bizler nelerle uğraşmaktayız?


09072008 tarihli G8 Zirvesiyle ilgili bir haber dikkat çekicidir; Japonya daki G8 zirvesinde açlık ve gıda krizini konuşan liderlerin 25 aşçı tarafından hazırlanan 19 çeşit yemekten oluşan akşam yemeği eleştiri konusu oldu


Özellikle kendi başbakanları Gordon Brown a eleştiriler yağdıran İngiliz basını bu konuyu gündeme getirdi Gündemindeki önemli maddelerden biri "gıda kıtlığı" olan G8 den temel gıda maddelerinin yükselen fiyatlarıyla mücadele etmeleri ve açlığa çare bulmaları bekleniyordu Dünyanın en zengin ülkelerinin liderleri bir yandan bu konuda çözümler üretip ortak bildiri koyarken bir yandan da havyardan süt kuzusuna kadar zengin bir mönünün bulunduğu akşam yemeğini dünyanın gözünün içine baka baka yedi


The Guardian gazetesi, "Ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin diyen Marie Antoinette den bu yana böyle duyarsızlık görülmedi" derken, Daily Telegraph Gazetesi ise Başbakan Gordon Brown ın İngiliz halkını yiyecek israfına son vermeye çağırmasından sonra gittiği zirvede ziyafet masalarında boy göstermesini eleştirdi Üstelik akşam yemeğine zirveye konuk olarak katılan Etiyopya, Tanzanya ve Senegal in liderleri davet edilmemişti İngiliz muhalefeti ve hayır kuruluşları zirvede lüks yemekler yenmesini kınadı Save the Children örgütünden Dominic Nutt, "Milyonlarca insanın doğru düzgün yiyecek bulamadığı bir dünyada onların çeşit çeşit yemekleri mideye indirmesi son derece ikiyüzlü bir davranış" dedi Uluslararası Gelişme gölge bakanı Andrew Mitchell de "Aşırı maliyet (238 milyon sterlin) ve lüks tüketimle G8 zirvesi iyi örnek olmadı" diye konuştu (4)


Helal olsun en azından gerçekleri yöneticilerine söylemişler uyarmışlar kınamışlardır


Tok, açın halinden ne anlar! Anlamamış zaten G8 efendileri yiyişlerinden belli (!)


Zalimler için yaşasın cehennem! Ve şükür ki ölüm var!


Tevfik Fikret in yazmış olduğu bir şiir hem kendi ülkemiz hem de bu G8 ler için bugün hala geçerli demek ki ;


HAN-I YAĞMA

Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır

Huzurunuzda titriyor - şu milletin hayatıdır

Şu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazır

Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır&

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir

Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir

Şu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir

Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir&

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı zi-safa sizin

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say

Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray

Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay

Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay&

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar

Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var

Bu sofra iltifatınızdan işte ab ü tab umar

Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar&

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı can-feza sizin

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malini

Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini

Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini

Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini&

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak

Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak

Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak

Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak&

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür-neva sizin

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

Onlar yönetmekte, onlar yiyip içmekte peki ya bizler?


Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın ?


Fatihin İstanbul’u fethettiği yaştasın!


Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden


Senin de destanını okuyalım ezberden


Haberin yok gibidir taşıdığın değerden


Allah diye nida edip Ümmed-i Muhammed için tefekkür gerekirken, evet siz efendiler, hanımlar sizlere soruyorum; hala futbol izleyecek misiniz saatlerce futbol geyiğine devam edecek misiniz?


Ne olduğu belirsiz popçuları hayranlıkla izlemeye ve çocuklarınız özendirmeye hala devam edecek misiniz?


Tv de ki kanallarda dizi furyasını bütünleşerek hala izlemeye devam edecek misiniz?


Kendi derdini unutup (!) başkalarını birbirine horoz dövüşü anlaşmalı dövüştüren kadın programlarını hala izlemeye devam edecek misiniz?


Evlatlarınızı topçu, manken, dansöz ya da popçu mu yapacaksınız?


Evlatlarının Âlim ilim irfan sahibi olmasını isteyecek o mübarek anneler babalar nerede?


Bir kalpte Allah(cc) sevgisi yoksa şeytan mesken tutmuş demektir!


İslam dan uzak evlatlar yetişiyor; kalplerinde Allah(cc) sevgisi olmayan, Hz Muhammed(sav) aşkı nakşedilmemiş!


Zaman geçip bu çocuklar büyüyüp toplumda suç makinesi olunca, haliyle ortaya çıkan suç listeleri de kabarıyor ve şaşırtıyor ne hikmetse (!)


Mahallemizde çocuklar 6 kedinin gözünü kör etmiş sırf oyun olsun diye oyuncak silahlarının hedef tahtası olmuş o gözler!


O çocuklar büyüyünce 90 yaşındaki komşu nineye tecavüz edince, 2 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunca ya da 3 bilezik için annesini öldürünce veya kız çocukları annelerini bıçaklayıp, kesip vahşet işleyince şaşırıyoruz! Anne babalarını huzurevlerine tıkayınca şaşırıyoruz!


İsrailli askerin kurşunu hala bir bebeğin kafatasını paramparça etmekte

Amerikalı asker hala bir Iraklının ırzına geçmekte

Amerikanın İngiltere’nin Afganistan da hala dönen oyunları haddi hesabı olmadan devam etmekte

Uyuşturulmaya, uyutulmaya dünden razı olanlardan mısınız?


Ecdadın her fırsatta karalandığı dönemdeyiz, karalayanlar alkışlanır, anlamaya çalışanlar ayıplanır hor görülür İşte bu karalanmaya çalışılanlardan biri IV Murad, Muradi mahlasıyla şiirler yazan bu kul padişah Bir sabah namazını kaçırdığı için kendi iç muhasebesinde, kendi nefsine seslenişi örnek olmalı zamane yöneticilerine tabi anlayacak feraset varsa ;


Selamların en güzeli üzerinize olsun – Birgül Berzah