Prof. Dr. Sinsi
|
Boş Ve Yararsız Şeylerden Yüz Çevirmek
BOŞ VE YARARSIZ ŞEYLERDEN YÜZ ÇEVİRMEK
Müminin kalbi, boş ve yararsız şeylere ilgi duymaz ve bu tür şeylerle tatmin olmaz İnkarcılar için çok büyük önem taşıyan dünya işleri, mümin için ancak dinin menfaatleri gerektirdiğinde ilgilenilecek, onun dışında zerre kadar değer taşımayacak konulardır İşte bu nedenledir ki Kuran'da, müminler, "Onlar, 'tümüyle boş' şeylerden yüz çevirenlerdir" diye tarif edilir (Müminun Suresi, 3)
Ayette, müminin boş ve yararsız bir konuşma veya olayla karşılaştığında bundan yüz çevirip, kendini faydalı bir işe kanalize etmesi gerektiği vurgulanmıştır Bu, her zaman Allah'ın rızasına en uygun tavırdır Müminin bunu yapması için kendini hiç boş bırakmaması, sürekli dikkatli ve ne yaptığını bilen bir tutum içinde olması gereklidir Basit insanlarla basit tartışmalara girmek, dinin menfaatleri dışında herhangi bir konunun mücadelesini vermek mümine yakışmaz Kuran'da, örnek mümin tavrı şöyle tarif edilir:
'Boş ve yararsız olan sözü' işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: "Bizim yapıp-ettiklerimiz bizim, sizin yapıp-ettikleriniz sizindir; size selam olsun, biz cahilleri benimsemeyiz" derler (Kasas Suresi, 55)
Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir (Furkan Suresi, 72)
Mümin bir işi bitirdiği zaman da, hiç durmadan başka bir işle uğraşmaya başlamalıdır "Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et Ve yalnızca Rabbine rağbet et" hükmü, bunu gerektirir (İnşirah Suresi, 7-8)
İTİDALLİ OLMAK
Müminin itidalli olması öncelikle haddi aşmayarak yalnızca helal dairesi içinde hareket etmesini ifade eder Bu, ilk bakışta teknik bir sakınma gibi görünse de, gerçekte tutarlı bir ruh halini gerektirir Çünkü mümin kimi zaman cahiliye toplumunun arasına girecek, onlarla muhatap olacaktır Cahiliyenin hakim olduğu ortamlardagereken davranışları göstermesi ve kendini cahiliye kültürünün etkisine bırakmaması, ölçülü ve olgun davranması gerekir
Yalnızca cahiliye ortamlarında değil, müminler arasında da ince düşünceyi ve itidali gerektiren durumlar vardır Bir ayet, bunun önemli bir örneğini şöyle verir:
Ey iman edenler, seslerinizi peygamberin sesi üstünde yükseltmeyin ve birbirinize bağırdığınız gibi, ona sözle bağırıp-söylemeyin; yoksa siz şuurunda değilken, amelleriniz boşa gider (Hucurat Suresi, 2)
Kaldı ki, helal dairesinde de "itidalsiz" davranışlar yapma tehlikesi vardır Çünkü her tavır her ortama uymaz Bir söz ya da davranış, haram olmasa da, bazı durumlarda "yakışıksız" olabilir Bu nedenle, müminin aklını kullanarak aşırı ve sivri hareketlerden uzak durması gerekmektedir Olaylar karşısında heyecanlanmayan, hiçbir zaman soğukkanlılığını kaybetmeyen, hiçbir zaman akıldan uzaklaşmayan, ani üzüntü ya da sevinçlere kapılmayan bir karakter geliştirmesi gerekmektedir Kuran'da söz konusu dengeli ve istikrarlı ruh hali şöyle tarif edilir:
Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır
Öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size(Allah'ın) verdikleri dolayısıyla sevinip-şımarmayasınız Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez (Hadid Suresi, 22-23)
|